galiba sıkıntı bu abi. bir işi yaparken arka planda deyim yerindeyse sekme açık bırakmak ve bir sürü şey düşünmek.
ama ya odaklanamıyorsak ? fiziki işlerde bu sıkıntı hemen hemen kayboluyor yorulmaktan dolayı ama masa başı çalıştığım için sürekli arka planda, zihnimin içinde tabiri caizse kavgalar sürüp gidiyor..
böyle telefonlara, bilgisyarlarda olduğu gibi ben de hafızama format atmak istiyorum, hafızamı temizlemek istiyorum.. küçükken hep hafızam güçlü olsun isterdim ama şimdi görüyorum ki unutmak da bir nimetmiş..
İç sesleri analiz etmeyi öğrenmek bu işin kökeni ahi. İçimizde konuşan sadece biz değiliz. Toplamda dört ayrı ses olabiliyor, ancak biz hepsini kendi sesimiz gibi duyuyoruz. Bu dört sesi birbirinden ayırt etmenin tek yolu ise "özelliklerine" bakmak.
Hangi sesde hangi özellikler var? :
1. Ruh/İradenin sesi. Fıtrattan gelen bir doğrulukla, kuvvetli bir muhakeme yeteneğine sahiptir. İnsanın üstün olan yanıdır. Allah'ın yarattığı fıtrata yüzünüzü dönün; onun rehberliği bizim en büyük gücümüz elhamdülillah.
2. İlham. Allah tarafından, ruhun eksik kaldığı zamanlarda toparlanması ve gelişimi için kişinin içine doğan/aklına gelen yol gösterici/sakinleştirici sestir.
3. Nefs. İnsanın, tarif için hiç uğraşmayalım: "başlangıçta hikmetten uzak, tembel, kolaycı, bencil; kısaca hayvani" yanıdır. Kendi çıkarını, gururunu korumaya meyillidir. Not: Eğitime açıktır; bu dediğim önceleri...
4. Şeytan. Malum düşmanımız... Tutarsızlıkta, gerçekleri çarpıtmakta, olayları abartmakta 1 numaradır ve kalbimize taht kurabilmek için nefsin zaaflarını kullanır. "O bana bunu nasıl yapar!; benim günahım neydi; ya arkamdan kötü düşünüyorsa; Allah beni asla affetmeyecek; ya kötü bir şey olursa?" vb şekillerde kişiye "kötü zan, geleceğe dair endişe, geçmişe karşı pişmanlık" gibi konularda fısıldar durur.
Ve, işte:
Bunların içinden şeytan "sadece" fısıldar, fikri başlatır. Kişi bunun şeytandan geldiğini fark ederse: sadece euzu besmele çekip, ondan ve fikirlerinden yüz çevirip, hayırlı bir konuya odaklanmaya çalışmak kâfidir.
Ancak, şeytan başta fark edilmez ve gafletle onun fikirlerine meyledilir, onlarla oyalanırsa kişi, işte bu fikir nefse bulaşır ve "nefse ait" bir duruma dönüşür bu.
Yani, eğer şeytana yüz verilmezse, fikir şeytanın olduğu gibi aynen onda kalır, duyulsa da zarar veremez, çok kolay atlatılır (şeytanın hilesi zayıftır) ;
Ancak yüz verilirse, artık fikir "o fikri benimseyen nefse ait" olur ve ondan sonrası işte zor olan kısım; çünkü bu fikirler üzere kaldıkça, o fikirlere kulak verdikçe pekişir de pekişir, kökleşir de kökleşir ve bu kişinin tüm zihinsel/manevi gücünü sömürecek kadar kişiyi ele geçirebilir.
Peki çözüm?
1. Bu karmaşa durumunu fark edin ve seslerin kimin olabileceğini düşünmeye odaklanın.
2. En kolay olanlar, şeytanın en basit düzeyde kalmış vesveseleridir ve çok kolay teşhis edilir. Ve: İlk iş bunlar için ona rest çekmeyi öğrenin. Yani euzu besmele ile ondan yüz çevirmeyi... Bunun sonucunda zihniniz bir miktar durulur.
3. Ardınca, zihnen biraz daha iyi olan o durumunuzla birlikte, biraz daha tesbite yönelin. "Başka neler var?" yani diye... Bu aşamada, ilk aşamada fark etmediğiniz, biraz daha derin şeytan tuzakları ve nefsin olumsuz alışkanlıklarını yakalayacaksınız. Bunun ardınca bunlara da aynı muameleyi yapın.
4. Ve, işte bu usül üzere katman katman, "kolaydan zora doğru" ilerleyeceksiniz inşaAllah.
Sakın çokluklarından korkmayın. Bir atasözü vardır "Yol yürümekle, borç ödemekle tükenir." derler. "Bitmez" denilen şeyler bir gün biter. Üstelik bitmese bile, daha yolun ilk kısımlarında elde edilen arınmalar bile kişiye öyle büyük ferahlık verir ki elhamdülillah; o ilk zamanların manevi acısı azalınca, yol daha rahat yürünür.
Ve, bu yol, işte "nefsin arınması/ıslahı" denilen yolun ta kendisidir. Bu yol Allah için yürünür ve Allah için bir şey yapıyorken yardımcımız doğrudan Allah'tır. Bizler bu yola girince, zaman zaman tıkanıp kalabiliriz, bazen yorulur ve gafletle eski halimize döneriz. Ancak, niyet samimi ise, düştüğümüz yerden daha bir kuvvetle her zaman kaldırır Allah.
O'na güvenerek çıkın yola ve dualarla O'na dayanın. En sıkıştığınız yerlerde, biraz sabır ardınca (müjdeler her zaman sadece iman ederek sabredenleredir) ilham içinize doğacaktır; yolun doğru içeriği ve verdiği aydınlık ile anlarsınız bu hali de...
Rabbim cümleten muvaffak eylesin dilerim, yol evet uzun ama mantığı kolaydır. Sadece sabır, azim, sebat... Hepsi bu kadar kardeşler.