Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
“Eğer sende şu dört haslet bulunuyorsa, dünyadan kaybettiklerin için üzülme: Doğru sözlü olmak, emaneti korumak, güzel ahlâk sahibi olmak ve iffetli olmak.”
Selamün aleyküm.”Günümüz Şartlarında Doktor Olmak Caiz midir?“ konusunda püf noktaları bildiğinizi yazmışsınız.Ben de konu sahibi ile aynı durumdayım acaba bildiklerinizi yazar mısınız?Şimdiden Allah razı olsun
enescalgiciSecdeenescalgici, Secde adlı kullanıcının profilinde yazdı.
Babamın arkadaşıdır şehid Ebu Muhammed Ömer 2003/2005 sonuna kadar iyi arkadaşlardi Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah şehadetini kabul eylesin rabbim
“Kadınlara iyi davranmanızı tavsiye ediyorum; vasiyyetimi tutunuz. Zira kadın kısmı kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kaburga kemiğinin en eğri yeri üst tarafıdır. Eğri kemiği doğrultmaya kalkarsan kırarsın. Kendi hâline bırakırsan, yine eğri kalır. Öyleyse kadınlar hakkındaki tavsiyemi tutunuz.”
Rasûlullâh (s.a.v), şahsına yapılan hatalar ve saygısızlıklara müsamaha gösterirdi. Bilhassa bedevîlerin kabalıklarına karşı, onların kalplerini İslâm’a ısındırmak maksadıyla mülayim davranırdı.
Enes -radıyallâhu anh- şöyle der:
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ile birlikte yürüyordum. Üzerinde Necran kumaşından yapılmış, kenarları sert ve kalın bir hırka vardı. Bir bedevî, Rasûl-i Ekrem’e yetişerek hırkasını sertçe çekti. Bedevînin bu hareketinden dolayı hırkanın kenarı Efendimiz’in boynunda iz bırakmıştı. Daha sonra bedevî:
Allâh Teâlâ: “İnsanlar arasında hükmettiğiniz zaman adâletle hükmedin” (en-Nisâ, 58) buyurur.
Hz. Âişe (r.anhâ) vâlidemiz şöyle anlatır:
Peygamber Efendimiz döneminde Mekke’nin fethi sırasında hırsızlık yapan bir kadının durumu Kureyş’i oldukça endişelendirmişti.
“–Bu kadın hakkında Rasûlullâh (s.a.v) ile kim konuşur?” dediler.
“–Buna Rasûlullâh (s.a.v)’in çok sevdiği Üsâme b. Zeyd’den başkası cesâret edemez” dediler. Kadın Rasûlullâh (s.a.v)’in huzûruna getirildi, Üsâme onun hakkında Allâh Rasûlü (s.a.v) ile konuştu. Efendimiz’in yüzü renkten renge girdi ve:
Rasûlullâh (s.a.v) Efendimiz’in arkasında namaz kılarken cemaatten biri aksırdı. Ben de hemen “yerhamukellah” dedim. Cemaat bana dik dik bakmaya başladı. Bunun üzerine:
“–Vay başıma gelenler! Yâhu bana niye öyle bakıyorsunuz?” deyince de, ellerini uyluklarına vurmaya başladılar. Onların beni susturmaya çalıştıklarını görünce kızdım; ama yine de sustum.
Amcalarımla birlikte Medine’ye geldim. Bahçelerin birine girdim ve başaklarında bir kısmını ovmaya başladım. O esnâda bahçenin sâhibi geldi, elbisemi aldı ve beni dövdü. Bunun üzerine Rasûlallâh (s.a.v) Efendimiz’e gelip şikâyetçi oldum. Bahçe sâhibine birkaç kişi gönderdi. Onu alıp getirdiler.
“Allah’tan bir rahmet sayesinde onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Öyleyse onları affet, bağışlanmaları için dua et, iş hakkında onlarla istişare et. Karar verdiğin zaman da artık Allah’a tevekkül et. Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.”
(Âl-i İmrân, 3/159)
Okçular tepesini terk eden sahabelere karşı Peygamberimizin tavrı.