Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

''ali Şeriati Insanın Dört Zindanı'' Adlı Kıtabından Cok Sevdigim Bi Kesit'' =))

La Yezal Çevrimdışı

La Yezal

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Gezgin olarak Yeryüzü'den uzay yolculuğuna çıkan bilgin, Merih'te(mars) inerek caddelerde dolaşmakta iken bir fakültede verilecek bir konferans ilanı görür. İlanda belirtildiğine göre, Merih (mars) bilginlerinden birisi, Yeryüzü'ne yaptıkları son sefer ve Dünya canlıları hakkında konuşacaktır. Dünya'dan gelen bu bilgin de konferansa katılır. Merih gezegeni bilginlerinden birinin kürsüye çıktığına ve şöyle konuştuğuna şahit olur:

"Evet, sonunda Dünya'da hayat olduğunu ileri süren bilginlerin görüşleri doğrulandı. Son araştırmalar, hayat açısından çok ileri aşamada bulunan varlıkların orada var olduklarını gösterdi. Bu varlıkların bir türü, 'beşer' adını taşımaktadır.
Sizin bu varlık hakkında zihninizde bir tasavvur bile olmadığı için, bu 'beşer'in niteliğini size iyice açıklayamam elbette, ancak özet olarak söyleyebilirim ki, iki deliği, dört tutamağı olan bir kırbaya benzer.
Beşer diye adlandırılan bu canlılar Dünya yüzünde o yandan bu yana, garip ve hiç bir gezegen topluluğunda benzeri olmayan bir biçimde harekete geçerler. Bu canlılarda özel bir "BİRBİRİNİ ÖLDÜRME" deliliği vardır.
Zaman olur, birbirleriyle hiç bağlantısı olmayan uzak noktalardan harekete geçen ve birbirlerini hiç tanımayan bu canlılardan büyük topluluklar, bir tasarım, düzen, heyecan ve dürtü ile kuşanır ve son derece modern silah ve üst düzeyde donanımla yola düşerler, işlerini-uğraşlarını ve ailelerini bırakırlar, karşılıklı saf bağlarlar, sonra kıyasıya savaşırlar.

Önce yiyecek sağlamak için buna ihtiyaçları olduğunu sanıyordum. Fakat sonra gördüm ki birbirlerini şaşılası çabalarla ve yığınla öldürüyor, ardından kalkıp evlerine dönüyorlar. Sonra biri yine çıkıp öne düşüyor, bir topluluğu diğerine karşı kışkırtıyor, sonra da, aynı şekilde başka bir topluluğa çullanıyorlar. Kısaca, 'beşer' adını alan bu canlı türünün kendine eziyet etme ve öldürme ile dolu bir tarihi var. Bütün donanımlarını birbirlerini öldürme araçları uğruna harcarlar, üstelik birbirlerine karşı gerçekten bir kin duymaları gerekmez. Sonra yine büük çapta yığınla öldürmeler başlar. Hiç biri de öldürdüğünü yemez ki hiç değilse bu sebeple birbirlerini öldürüyorlar diyelim.

Besinlerini başla yollardan sağlarlar. Birbirleriyle boğuşma, vuruşma, yığınlar öldürmelrden ve birbirlerinin evlerini yakıp yıkmalardan sonra onları öylesine bir gurur ve böbürlenme alır ki, bunun nasıl ruhsal bir durum olduğunu biz anlayamadık. Sonra destanlar düzer-koşarlar.
Yiyeceklerine gelince, şiddetli bir hırsla yan taraflarındaki tutamaklarla toplarlar. Fakat bu çok latif yiyecekleri, hoş kokulu ve tatlı meyveleri, Yeryüzün'de biten çok güzel bitki ve çiçekleri toplarlarsa da bu şekilde yemezler -bu da bu varlığın deliliklerinden biridir ki sebebini biz anlayamadık-, zahmetle doğadan topladıkları bu sağlığa uygun yiyecekleri, et ve ürünleri eve götürür, ateş yakar, özel kaplara doldurur, onlara kötü renkli, keskin ve kötü tatlı baharatlar katar, kaynatırlar, yakarlar, sonra yerler.
Ardından hastalanırlar, doktordan, yediklerini midelerinden teknik araçlarla çıkarmasını rica ederler. Doktorlar bu sebeple onların toplumunda saygın ve çok kazanan kişilerdir. Bu hastalıklar, dünyadaki 'beşer' türünün hastalıklarıdır. Aynı zamanda çok ileri gitmiş ve Yeryüzü'ne ileri düzeyde egemen olmuş bulunmalarına karşın, öylesine delilikleri vardır ki şimdiye kadar hiç bir hayvan bu deliliklere tutulmuş değildir."

Ali Şeriati'nin "İnsanın Dört Zindanı" isimli kitabından çeviren Hüseyin Hatemi, öykünün yazarı bilinmemektedir.
 
Üst Ana Sayfa Alt