Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Amel Ile Işlenen Küfrün Dinden Çikmaz Iddiasi Ve Cevabi

C Çevrimdışı

cendel

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
AMEL İLE İŞLENEN KÜFRÜN BİZATİDE OLSA MÜSLÜMAN OLAN BİR KİMSEYİ KÂFİR VE MÜŞRİK YAPMAZ İDDİSASI

İddia: Yine kendini selefe nispet edip selefle uzaktan yada yakından hiçbir ilişkisi olmayan bir taifede amel ile işlenen bizati küfrün kişi kalben kabul etmedikçe islamdan çıkmayacağına yada kafir ve müşrik olmayacağı iddiasındadırlar.

Cevap: Bu iddia küfür bir iddiadır. Eğer durum onların iddia ettiği gibi olsaydı. Ebu Bekir döneminde zekâtı kalben inkar etmeyip amelen vermeyenlere mürted hükmü verilmezdi. Ashap Onları mürted diye öldür-mezdi. Zekatı vermeme amelini açıkça işlediler ve bundan dolayıda onların bu hareketine mürtedden başka hüküm vermediler ve bu konuda icma vaki oldu.
Veyine kuranın sahifelerini yada hadisi şerifleri çöpe yada pisliğe bile bile atan kimseye sorduğumuz dada ben kalben onları kabul ediyorum hakaret etmek yada küçümsemek için yapmadım diyenin sözüne mi bakılır ameline mi deriz.
“Kur'an'ı kerimi veya herhangi bir parçasını ya da hadisi kutsi ve hadisi şerifleri çöpe atmak, ona hakaret etmek, küfre rıza göstermek veya başkasının kâfir olmasından haz duymak, buna sevinmek, İslâmı ve ehlini küçük görüp, küfrü ve ehlini yüceltmek, güneşe veya aya secde etmek veya dinle alay tarzında açık bir söz ya da harekette bulunmak, kendi isteğiyle harp diyarına kaçmak ve müslümanlara karşı savaşmak, Rasululllah sallAllah u aleyhi ve sellem'in kesin hükmüne boyun eğmemek dört mezhebe göre küfürdür.”

(Muhayiddin Es-Seyful Meşhur yazma eser yaprak: (Muhyıddin ikametüt Delil Vel-Burah s: 139) (İbn Davyan Menarüs-Sebil 2/4p4) (İbn Hacer El-Il la m bi Kavaidil İslâm 2/38) (Husni Kıyafetül Ahyar 2/201) (Aliş Şerhü Minehül-Celil 4/461) (Merdavi El-İnsaf 10/326) (İbnTeymiye Es-Sarimul Meslûl s: 39)


Bu konuda ulemanın delilleri:

Allah -u Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Onlara de ki: "Allah , ayetleri ve Rasulü ile mi alay ediyordunuz? Özür beyan etmeyin. Çünkü iman ettikten sona küfre girdiniz."

(Tevbe: 65 - 66)


Başka bir ayeti kerimede Allah -u Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Eğer antlaşmalarından sonra yeminlerini bozarlar, dininize dil uzatırlarsa, inkârda önde gidenlerle savaşın. Çünkü onların yeminleri sayılmaz. Belki vazgeçerler."

(Tevbe: 12)


“Bu konuda ulema kuran ve sünneti bilerek çöpe ve pisliğe atanın küfründe icma etmişlerdir.”

(Şerh-u Minahil: Celil-Es-seyfül-Meşhur: El-ilam)

Yine bir Müslüman Hıristiyanların safına geçse yada onlar gibi yaşasa ve dese ki ben kalben hala müslümanım dese acaba ameline mi itibar edilir sözü nemi.
Şayet ameli küfür kişiyi kâfir yapmammış olsaydı. Hareketleriyle ve davranışlarıyla Allah la resulüyle ve İslam diniyle alay edenlere İslam da mürtet hükmü verilmezdi.
Ve yine amelde inkar ve küfür kişiyi kafir yapmamış olsaydı nisa 65 ayetinin kapsadığı, içleriyle ve dışlarıyla teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar ayeti hâşâ anlamsız olurdu. Kişiye mahkemede Allah ve resulünün hükmü verildikten sonra. Dışarı çıkıp ben haklıydım derse hükme amelen razı gelmediğini gösteriri ve mürtet olur.
Allah resulü cemaatten ayrılanı öldürün buyuruyor. Eğer kalben ayrılmadım bedenen ayrıldım derse onun kalbine bakılmaz ve hükmün zahire olduğunun bir anlamı kalmaz. Amelde inkârın kendilerini kâfir yapmayacağını savunanlar cehmiyeye tabi olan kimseler sahip çıkmaktadırlar.
Yine bu kimselere şöyle sorarız. Bikrimse ikrah olmadan puta secde etse ve dese ki ben kalben secde yapmadım amelen yaptım derse ona ne hüküm verirsiniz.

İbn-i Hacer el-Askalanî şöyle demiştir:
“Kim putlara tapınırsa, secde ederse İslam’a inansa bile küfre girer. Sübki bu konuda icma olduğunu söylemiştir.”

( Fethu-l Bari, 12/299.)

Kadı İyaz şöyle diyor:
Her fiil ki, onun ancak bir kâfirden sadır olmasına icma-i ümmet vâ¬ki olmuştur. Meselâ puta, güneşe, aya, haça, ateşe tapmak, onlara sec¬de etmek, Yahudiler, Hıristiyanlarla başlarını açmak, kuşak sarmak gibi onların kıyafetleriyle onlarla beraber kilise ve havralara gitmek, işlerini yapan kimse, bu işleri yaparken açık açığa Müslüman olduğunu ifade etse bile kendisini tekfir ederiz. Çünkü bu gibi hususların ancak kâfirlerde bulunacağına dair icma-ı ümmet vardır.

(Şifa küfür Küfür risaleleri)


Şeyh Mustafa Sabri: “Din ve siyasetin ayrılması üzerine, tur'de yaşanan irtidad hareketinden sonra, hâlâ bunu savunanlar Şeyh Mustafa Sabri'ye göre ya tam bir mülhid veya savunduğu şeyden habersiz kara cahildir. Çünkü laiklik kavramı iman ile bağdaşmaz. Dinin Allah katından indirildiğine, kitap ve sünnetteki hükümlerin Peygamber sallAllah u aleyhi ve sellem vasıtasıyla bildirilen ilâhî hükümler olduğuna inanan bir kimse laik bir düşünceyi savunamaz. Aksi halde o, apaçık bir küfür durumuna duçar olur.”

(Mevkıf el-Akl ve'l-İIm (Mustafa Sabri)

“Bir kimse bir put yapsa kâfir olur. Kâfir olması; put'a razı olduğundan ve revaç buldurmak arzu ettiğinden dolayıdır.”

(Bedir Şerhi Reşit)

İmam Şevkani, şöyle dedi: "lâ ilâhe illAllah sözünü sadece dil ile söylemek, fakat, bununla birlikte manasıyla amel etmemek kişiye müslüman sıfatını vermez. Çünkü cahiliye ehlinden bir kişi bu sözü söylese ve bununla birlikte puta tapmaya devam etse, müslüman sayılmaz."

(Ed-Durru’n-Nadid Fi İhlas Kelimetu’t-Tevhid s: 40)


İmam Şevkani, bir başka yerde şöyle demiştir:
"Şüphesiz kim, "lâ ilâhe illAllah " der ve yaptığı amellerde tevhide muhalif bir amel görülmezse bu kimse müslümandır.
Fakat kim, tevhid kelimesini söyler ve bununla birlikte tevhide muhalif ameller işlerse, ölüler hakkında (onların zarar veya menfaat verebileceğini) düşünenlerin düşündüğü gibi, şüphesiz bu kişinin amelinde, diliyle ikrar ettiği tevhide zıd bir hal ortaya çıkmış olur. Böyle bir kimse kesinlikle müslüman sayılmaz. Zira tevhidi bozucu bir amelin işlenmesi halinde, sadece lâ ilâhe illAllah ’ın dille söyleniyor olması müslüman olmak ve küfürden çıkmak için yeterli değildir. Şayet yeterli olmuş olsaydı, bu durumda bu söz; "Uzeyr Allah ’ın oğlu" diyen yahudilere, "Mesih Allah ’ın oğlu" diyen hristiyanlara ve dini kalbiyle yalanlayıp, sadece diliyle "lâ ilâhe illAllah " diyen münafıklara da fayda verirdi. Çünkü zikrettiğimiz bu taifelerin hepsi dilleriyle lâ ilâhe illAllah ’ı yani; tevhid kelimesini söylemektedirler."

(Ed-Durru’n-Nadiyd Fi İhlas Kelimetu’t-Tevhid s:42)


Zahiriyyede şöyle geçer: “Bir kimse başına mecûsîlerin şapkasını koyar da kendisine, bunu kabul etme, denilse buna kar¬şılık kendisi, insanın kalbi doğru olmalıdır, derse kâfir olur. Çünkü bu sözü ile Şeriatın zahiri hükmünü inkâr etmiş olur.”

(Fıkh-ı Ekber Şerhi)

“Bir kimse beline zünnar bağlasa, yahut omuzuna sarı bir bez bağlasa bunu yapmaya zorlanmamışsa kâfir olur.”

(Fıkh-ı Ekber Şerhi)

Hanbelilerden İmam Ebu Vefa b. akil "Teklifler, cahillere ve ahmaklara zor geldiğinde dönüp kendi nefisleri için koydukları hükümlere bağlandılar. Bu hükümler onlara kolay geldi. Çünkü bu hükümleri kendileri için koyup başkasının hükmüne girmediler. Kabirlere saygı gösterme, ölülerle ihtiyaçlarını gidermek için konuşma ya da ihtiyaçlarını yazıp mezarlara asma fiillerinden dolayı bunlar kâfir olmuşlardır. Bu bezlerde şu şekilde yazılıdır:”
"Ey Mevlâm! Bunu benim için yap", yahut onlar Lat ve Uzza'ya ibadet edenlerin yaptıkları gibi ağaca yırtık bir bez bağlayıp asarlar.

(Ahkamur-ridde)
 
Üst Ana Sayfa Alt