E
Çevrimdışı
Amnesty:
"Kafkaslar'da Baskı Direnişi Artırıyor"
K. Kafkasya raporu yayımlayan Af Örgütü, Çeçenistan'da başlayan zulmün bölgeyi savaş alanına çevirdiğini vurguladı.
Uluslararası Af Örgütü Amnesty'nin son Kuzey Kafkasya raporu "Hukuksuz Kanun: Kuzey Kafkasya'da İnsan Hakları İhlalleri", sadece yıllardır devam eden bir zulmün değil, bu zulme rağmen büyüyen bir direnişin de resmini çiziyor.
Çeçenistan'da başlayan operasyonlarla en ağır insan hakları ihlallerine yeşil ışık yakıldığı belirtilen raporda, suçsuz oldukları halde hapse atılan, ağır işkence altında alınan ifadelerle mahkum edilen, zorla evlerinden, yurtlarından edilen bir halkın bitmeyen acılarını detayları ile belgelerken; işkencecilerin nasıl serbestçe dolaştığını hatırlatıyor.
Raporda, işkencenin, yargısız infazların, gizli hapishanelerin ve ailelerine karşı misilleme korkusunun herkesin içine sindiğine, insanların başlarına gelenleri anlatmaktan çekindiğine dikkat çekiliyor.
2008'in ilk dört ayında 58 Çeçen'in gözaltında "kaybolduğunu" kaydeden rapor, "Çeçenistan'da ve tüm Kuzey Kafkasya'da, insan hakları ihlalleri sona ermedikçe bir normalleşme olamaz" görüşünü savunuyor.
BASKILAR ARTTIKÇA DİRENİŞ YAYILIYOR
İnguşetya, Dağıstan ve Kabardey Balkar'da devam eden zulme ait bilgilerin bulunduğu raporda yer alan ifadeler, Rus askerlerin ve Rusçu yönetimlerin bölge halkına yaşattığı cehennemi ortaya koyuyor:
"Hiç bir ayrım gözetilmeden öldürülen insanlar, aşırı güç kullanımı, gözaltında işkence ve ölüm, gizli hapishaneler ve kaçırma olayları, şüphelilerin ve direnişçilerin ailelerini ya da yakınlarını hedef alma, insanların zorla evlerinden çıkarılması ve tabii bu olayları gündeme getirenlere yönelik baskı ve tehditler..."
"Kafkas halkı korku ve güvensizlik meydana getiren kanunsuz bir ortamda yaşamaya devam ediyor" ifadesi kullanılan raporda, Çeçenistan'da en korkunç boyutlara ulaşan insan hakları ihlalleri, tüm Kafkasya'yı etkileyen direnişi ateşledi" yorumu yapılıyor.
Başta İnguşetya ve Dağıstan olmak üzere, bölgede direnişçilerin son dönemde yaptığı üst düzey saldırılara dikkat çekilen raporda, bu olayların sadece "buzdağının görünen yüzü" olduğu, "kanunsuzluk" devam ettiği ve suçlular serbestçe dolaştığı sürece Kuzey Kafkasya'ya istikrar ya da güvenlik gelmeyeceği vurgulanıyor.
RAPORDAN ÇARPICI BİR ÖRNEK: ÇEÇEN İLAYEV KARDEŞLER
30 Kasım 2008 tarihinde 100'den fazla silahlı ve maskeli kişi, Grozni'deki İlayev Ailesinin yaşadığı evi bastı. Alvi ve Ahdan İlayev kardeşler ile kızkardeşleri Zalina ve Ahdan'ın dokuz aylık hamile eşi Hadiza gözaltına alınarak Dolinski'deki askeri üsse getirildi. Baskını yapanlardan bazıları ise evde kaldı.
Gece yarısı, ailenin 17 yaşındaki en küçük ferdi İmam İlayev de diğerlerine katıldı. Orada bulundukları süre içinde, evin erkeklerinin dövüldüğünü ve haykırışlarının duyulduğunu anlatan kadınlar ve İmam Aliyev daha sonra serbest bırakıldı. Eve dönenler, bütün eşyalarının kırıldığını, değerli herşeyin gittiğini gördü.
Ertesi gün akşam haberlerinde iki Çeçen direnişçinin silahlı çatışmada öldürüldüğü haberi yayımlandı. Görüntülerde, askeri üniforma içinde Alvi ve Ahdan İlayev kardeşler vardı.
Ailesi gözaltına alındıklarında sivil kıyafetler giyen iki kardeşin morgda gördükleri cesetlerinin yaralarla ve morluklarla dolu olduğunu söyledi. Suç duyurusunu araştıran mahkeme, iki kardeşin "yasadışı örgüt üyesi olduğuna ve silahlı çatışmada ölü ele geçirildiğine" hükmetti!
"Kafkaslar'da Baskı Direnişi Artırıyor"
K. Kafkasya raporu yayımlayan Af Örgütü, Çeçenistan'da başlayan zulmün bölgeyi savaş alanına çevirdiğini vurguladı.
Uluslararası Af Örgütü Amnesty'nin son Kuzey Kafkasya raporu "Hukuksuz Kanun: Kuzey Kafkasya'da İnsan Hakları İhlalleri", sadece yıllardır devam eden bir zulmün değil, bu zulme rağmen büyüyen bir direnişin de resmini çiziyor.
Çeçenistan'da başlayan operasyonlarla en ağır insan hakları ihlallerine yeşil ışık yakıldığı belirtilen raporda, suçsuz oldukları halde hapse atılan, ağır işkence altında alınan ifadelerle mahkum edilen, zorla evlerinden, yurtlarından edilen bir halkın bitmeyen acılarını detayları ile belgelerken; işkencecilerin nasıl serbestçe dolaştığını hatırlatıyor.
Raporda, işkencenin, yargısız infazların, gizli hapishanelerin ve ailelerine karşı misilleme korkusunun herkesin içine sindiğine, insanların başlarına gelenleri anlatmaktan çekindiğine dikkat çekiliyor.
2008'in ilk dört ayında 58 Çeçen'in gözaltında "kaybolduğunu" kaydeden rapor, "Çeçenistan'da ve tüm Kuzey Kafkasya'da, insan hakları ihlalleri sona ermedikçe bir normalleşme olamaz" görüşünü savunuyor.
BASKILAR ARTTIKÇA DİRENİŞ YAYILIYOR
İnguşetya, Dağıstan ve Kabardey Balkar'da devam eden zulme ait bilgilerin bulunduğu raporda yer alan ifadeler, Rus askerlerin ve Rusçu yönetimlerin bölge halkına yaşattığı cehennemi ortaya koyuyor:
"Hiç bir ayrım gözetilmeden öldürülen insanlar, aşırı güç kullanımı, gözaltında işkence ve ölüm, gizli hapishaneler ve kaçırma olayları, şüphelilerin ve direnişçilerin ailelerini ya da yakınlarını hedef alma, insanların zorla evlerinden çıkarılması ve tabii bu olayları gündeme getirenlere yönelik baskı ve tehditler..."
"Kafkas halkı korku ve güvensizlik meydana getiren kanunsuz bir ortamda yaşamaya devam ediyor" ifadesi kullanılan raporda, Çeçenistan'da en korkunç boyutlara ulaşan insan hakları ihlalleri, tüm Kafkasya'yı etkileyen direnişi ateşledi" yorumu yapılıyor.
Başta İnguşetya ve Dağıstan olmak üzere, bölgede direnişçilerin son dönemde yaptığı üst düzey saldırılara dikkat çekilen raporda, bu olayların sadece "buzdağının görünen yüzü" olduğu, "kanunsuzluk" devam ettiği ve suçlular serbestçe dolaştığı sürece Kuzey Kafkasya'ya istikrar ya da güvenlik gelmeyeceği vurgulanıyor.
RAPORDAN ÇARPICI BİR ÖRNEK: ÇEÇEN İLAYEV KARDEŞLER
30 Kasım 2008 tarihinde 100'den fazla silahlı ve maskeli kişi, Grozni'deki İlayev Ailesinin yaşadığı evi bastı. Alvi ve Ahdan İlayev kardeşler ile kızkardeşleri Zalina ve Ahdan'ın dokuz aylık hamile eşi Hadiza gözaltına alınarak Dolinski'deki askeri üsse getirildi. Baskını yapanlardan bazıları ise evde kaldı.
Gece yarısı, ailenin 17 yaşındaki en küçük ferdi İmam İlayev de diğerlerine katıldı. Orada bulundukları süre içinde, evin erkeklerinin dövüldüğünü ve haykırışlarının duyulduğunu anlatan kadınlar ve İmam Aliyev daha sonra serbest bırakıldı. Eve dönenler, bütün eşyalarının kırıldığını, değerli herşeyin gittiğini gördü.
Ertesi gün akşam haberlerinde iki Çeçen direnişçinin silahlı çatışmada öldürüldüğü haberi yayımlandı. Görüntülerde, askeri üniforma içinde Alvi ve Ahdan İlayev kardeşler vardı.
Ailesi gözaltına alındıklarında sivil kıyafetler giyen iki kardeşin morgda gördükleri cesetlerinin yaralarla ve morluklarla dolu olduğunu söyledi. Suç duyurusunu araştıran mahkeme, iki kardeşin "yasadışı örgüt üyesi olduğuna ve silahlı çatışmada ölü ele geçirildiğine" hükmetti!