Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Bakanlığa göre domuz eti satışına engel yok!

  • Konbuyu başlatan Ebu & Dücane
  • Başlangıç tarihi
E Çevrimdışı

Ebu & Dücane

Guest
k1.png

17:14, 05 Nisan 2013 Cuma


domuz-eti.jpg


Türk Gıda Kodeksi Et ve Et Ürünleri Tebliği'ne göre etiketinde türü belirtilmek şartıyla domuz etinin satışı her yerde serbest...

Dünya Bülteni/ Haber Merkezi
Son günlerde restoranlardan veya kasaplardan alınan et ürünleri veya yemeklerden domuz ürünlerinin çıkması vakaları arttı. Bunun son örneği, Eyüp'te bir restorandan internet yoluyla alınan pizzadan çıkan domuz eti oldu. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, ürünün ambalajında veya tezgahta yazılması şartıyla domuz eti satmanın yönetmeliğe göre serbest olduğunu açıkladı.
Domuz eti vakalarının artması üzerine görüş almak için aradığımız Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Basın Birimi, Türk Gıda Kodeksi Et Ve Et Ürünleri Tebliği'ne göre büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar dışında da tırnaklı evcil hayvanların etinin satışının serbest olduğunu fakat ürünün ambalajında, etiketinde veya tezgahında etin hangi türüne ait olduğunun yazılması gerektiğini söyledi. Bakanlığın basım birimi, tırnaklı diğer evcil hayvandan kastın ise domuz ve tavşan olduğunu belirtti.
Bakanlık tarafından yayımlanan söz konusu tebliğin ilgili maddesi şöyle:
"Etiketleme
MADDE 15 – (1) Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünler; Türk Gıda Kodeksi Etiketleme Yönetmeliğine uygun olur. Bu Yönetmelikteki kurallara ek olarak;
a) Bu Tebliğ kapsamında yer alan et ürünlerinde, ürün bir veya birden fazla büyükbaş ve küçükbaş tür hayvana ait kırmızı etten üretiliyorsa ürün isminde tür ismi belirtilmez.
b) Bu Tebliğ kapsamında yer alan et ürünlerinde, ürün tek tür kanatlı etinden üretiliyorsa ürün ismi bu tür ismi ile birlikte, birden fazla kanatlı türünden üretiliyorsa ürün ismi 'kanatlı' ifadesi başta olacak şekilde ifade edilir.
c) Bu Tebliğ kapsamında yer alan jambon, kurutulmuş jambon ve emülsifiye et ürünlerinde büyükbaş ve küçükbaş hayvan etleri dışında diğer evcil tırnaklı hayvan etlerinin kullanılması durumunda ise ürün ismi tür ismiyle birlikte ifade edilir.
ç) Bu Tebliğ kapsamında yer alan çiğ et, kıyma ve hazırlanmış et karışımlarında ürün ismi tür ismiyle birlikte ifade edilir.
d) Bu Tebliğ kapsamında yer alan ve bu maddenin (a), (b), (c) ve (ç) bentlerinde belirtilen ürünlerin dışında kalan ürünlerin isimlendirilmesinde ürün ismi tür ismiyle ifade edilir."
KEMAL ÖZER: DOMUZ ETİ UCUZ OLDUĞU İÇİN TERCİH EDİLİYOR
Domuz eti satışı ile ilgili düzenlemeyi Dünya Bülteni'ne değerlendiren Gıda Hareketi başkanı Kemal Özer, domuz etlerinin çiftliklerden çok avcılardan alındığını savunarak "Türkiye'de üç tane resmi domuz çiftliği var, satılan ürünlerin çoğu avcılardan alınıyor. Avcılar, avladıkları yaban domuzlarını 100 lira gibi bir fiyata satıyor. Zaten dağlar domuz kaynıyor" dedi.
Yaban domuzunun avcılardan alındığında kilosunun 1 lira gibi komik bir rakama geldiğini ifade eden Özer, domuz etinin ucuza geldiği için birçok yerde kullanıldığını iddia etti.
Sadece domuz etinin değil, domuzdan elde edilen birçok ürünün yoğun olarak kullanıldığını belirten Özer, süt ürünleri, kozmetik sektörü ve sabunlarda çok domuz katkısına çok sık rastlandığını söyledi.
Türkiye'deki Müslümanların gıda konusunda çok hassas olmadığını kaydeden Özer, şu ifadeleri kulandı:
"Bilmeden yediğim için sorumlu değilim, diyerek mesuliyetten kurtulamıyoruz. Önce gerekli hassasiyeti göstermek zorundayız. Bakanlık, halktan tepki gelmedikçe bu tarz yönetmelikleri çıkaracaktır. Ben şahsen Türkiye'de herkesin muhakak domuz eti veya domuzdan elde edilmiş katkılardan yediğini düşünüyorum."
Özer, domuz satışı ile ilgili bir logo hazırlanması gerektiğini belirterek domuz ürünleri satan işyerlerinin girişine bu logonun görülür şekilde yerleştirilmesi gerektiğini söyledi. Özer, "Nasıl eczaneler 'E' harfi ile simgeleniyorsa domuz ürünleri için de bir simge hazırlanmalı ve domuz ürünü satan işyerlerine asılmalı" dedi.
Kemal Özer, uluslararası güçlerin İslam Dünyası'nda domuz etinin yaygınlaşması için çeşitli çalışmalar yaptıklarını, domuz ürünlerini, sahte etiketler altında 'helal' görünümüyle piyasaya sürdüklerini de sözlerine ekledi
 
E Çevrimdışı

Ebu & Dücane

Guest
Yasaklar Haram gibidir.Allahın yasak kıldıklarını serbest,helal kıldıklarını yasak kılmak en büyük haramlardan olan şirktir.Günümüzde otorite tarafından teşri edilmiş yasak olanlar haram değil,haram olanlar için de yasak değil,din ayrı devlet ayrı gibi içi boşaltılmış bir kelime argümanı ile karşılaşırsınız.Zaten laikliğin temelini de bu anlayışı hakim kılarak sağlamlaştırmışlardır.Hakim otoritenin yasakları ile haramlar çelişse bile,müslümanlık için haram olduğuna vicdanen inanmanın ve uzak durmanın yeterli olacağı inancı vardır.

Allah'ın yeryüzünde yasak bölgesi vardır. O da, haram kıldığı şeylerdir.

Rasulullah (asm) buyuruyor ki:
“Helâl ve haramın belli olduğu ortadadır. Bu ikisinin arasında insanların çoğunun helâl mı, haram mı diye şüpheye düştükleri şeyler vardır. Şüpheli şeylerden kaçınan müminler, dinini, ırz ve namuslarını selâmete
çıkarmış olurlar.

Şüpheli şeyleri işleyenler, (günün birinde) haramı da işlerler. Bu da korunun veya yasak bölgenin kenarında sürülerini otlatan bir çobana benzer ki, her an korunun içine girme tehlikesi var. Uyanın! Her paşanın kendilerine mahsus bir yasak bölgesi vardır (ki, hiç bir kimse oraya yanaşamaz)

Allah'ın yeryüzünde yasak bölgesi vardır. O da, haram kıldığı şeylerdir. Uyanık olun!.. İnsanların cesedinde (bir parça) et vardır. O, doğru yol da yürüdüğü zaman, ceset de doğru yürür, yolunu sapıttığı zaman, ceset de yolunu sapıtır. O parça et de hiç şüphesiz, kalbidir.” (Cami’üs-Sağir)

Numân b. Beşîr’den (ra) rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasulullah’dan (asm) işittim şöyle buyurdu: “Helal de açıklanmış haramda açıklanmıştır. Bu ikisinin arasında helalden mi olduğu haramdan mı olduğu belli olmayan insanların pek çoğunun bilmediği şeyler vardır. Her kim bu tür şüpheli şeyleri terk ederse dinini ve ırzını korumuş olur selamete erer. Kim de bunlardan birine girerse harama düşmesi pek yakındır. Yasak bölgenin çevresinde sürüsünü otlatan çobanın sürüsünü o yasak bölgeye kaçırması çok çabuk olur. Dikkat edin her otorite sahibinin bir yasak bölgesi vardır. Dikkat edin her otorite sahibinin bir yasak bölgesi vardır. Dikkat edin Allah’ın yasak bölgesi de haram kıldığı şeylerdir.” (Buhari, Müslim)

Sözlükte "korunan yer, korunan şey, yasak bölge, dokunulmazlığı olan şeyler, çiğnenmeyen kurallar" gibi anlamlara gelen harem, dinî bir terim olarak Mekke ve Medine şehirleriyle çevrelerindeki belirli bölgeler için kullanılmaktadır. Mekke ve Medine'ye yasak bölge (harem) denilmesinin sebebi, zararlılar dışında canlılarının öldürülmesi ve bitki örtüsüne zarar verilmesinin haram kılınmış olmasındandır. Mekke ile etrafında, bitkileri koparılmamak ve av hayvanlarına zarar verilmemek üzere belirli sınırlar içine alınmıştır.

Haremde bulunan kimseye, ihramlı olsun ihramsız olsun, zararlılar dışındaki av hayvanlarını öldürmek, kendiliğinden biten bitki ve ağaçları kesmek veya sökmek, Müslümanlara saldırmadıkça düşmanlarla savaşmak haram kılınmıştır. (Buhârî, Meğâzi, Buhârî, Îdeyn).

Harem bölgelerinin sınırlarını Cibrîl'in rehberliğiyle Hz. İbrahim belirlemiş, sınırları gösteren işaretler daha sonra Hz. Peygamber tarafından yenilenmiştir. Bu sınırlar, Medine yönünde Ten'îm, Taif yönünde Ci'râne, Cidde cihetinde Aşâir, Irak yolu üzerinde Seniyyetü'l-cebel, Yemen tarafında Edâdü Libn ve Arafat sınırında Batn-ı Nemîre'dir.

Mekke'nin güvenli ve dokunulmaz bir belde olduğuna işaret etmektedir. Mekke, Kabe'nin inşasından itibaren harem (yasak bölge) kabul edilmiş ve cahiliye döneminde dahi bu özelliğini korumuştur. Hz. Peygamber Mekke'nin fethedildiği gün yaptığı bir konuşmasında, Allâh'ın bu beldeyi yerleri ve göğü yarattığı gün haram kıldığını ve kıyamete kadar da haram kalacağını belirtmiştir (Buhari, Müslim).

Medine ise, Hz. Peygamber tarafından, bu şehre hicret etmesinden sonra harem sayılmıştır. Rasûlullah; "Her peygamberin haremi vardır. Benim haremim de Medine'dir" demiştir (Ahmed). Mekke için geçerli olan yasaklar Medine için de geçerlidir (Müslim, Ebû Dâvûd).

“Medine Haremdir; binaenaleyh orada kim bir günah işler veya günah işleyeni barındırırca, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerinedir. Kıyamet gönünde onun farz veya nafile hiç bir ibadeti
kabul edilmeyecektir.” buyurmuşlardır. (Müslim)

Resulullah (asm) buyuruyor ki:
“Allah'ım!... İbrahim Peygamber senden Mekke civarının yasak bölge olarak kabul edilmesini istemiş, sen de bu İsteğini yerine getirerek Mekke civarını yasak bölge ilan etmiştin.
Şimdi ben de senden Medine etrafım kuşatan şu iki dağ arasının yasak bölge ilan edilmesini istiyorum, isteğimi kabul et, Allah'ım! (İsteğim yerine geldiğinde) yasak bölgede bir damla kan dökülmeyecek, silah çekilmeyecek, bir ağaç dalı bile koparılmayacaktır. Yalnız hayvan beslemek İçin ağaç dalı koparılabilir. (Bu kadarına izin vardır)

Allah'ım, güzel Medine’mizi bolluğa kavuştur, bitki ve mahsûllerimizi Mekke’nin iki katına çıkart.
Varlığımı kudret elinde tutan Allah'a and olsun güzel Medine’mizin tüm cadde ve sokaklarını ikişer muhafız melek korumuştur. Arkadaşlarım, sizler Medine’ye gelip yerleşene kadar melekler bu kutsal vazifelerine devam ettiler.” (Cami’üs-Sağir)


 
Üst Ana Sayfa Alt