Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Bakara 30 Hakkında

K Çevrimdışı

Kozzsoy

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ayetin meali bu !

BAKARA 2/30. Rabbin meleklere "Ben yeryüzünde bir halife var edeceğim" demişti; melekler, "Orada bozgunculuk yapacak, kanlar akıtacak birini mi var edeceksin? Oysa biz Seni överek yüceltiyor ve Seni devamlı takdis ediyoruz" dediler; Allah "Ben şüphesiz sizin bilmediklerinizi bilirim" dedi.


Benim burada sormak istediğim şudur ,,, Ben yeryüzünde bir halife var edeceğim ,, ,,, buradaki halife halef selefin halifesi olarak meallendirilmiş , ancak geçen gün bu abdülaziz bayındırın yanında bi radam buna bi rbaşka mana verdi , bakın neye dayanarak veriyor ,,, bir başka yerden örnekleyerek anlatayım .

HULF

Verilen sözde, yapılan anlaşmada ve edilen vaadde durmamak
'Hulf' kelimesi 'HLF' kökünden gelir 'Half', arka, geri demektir "Önlerinde olanı ve arkalarında olanı bilir" (el-Bakara, 2/155)"Bugün bedenini kurtaracağız, senden sonrakilere âyet olsun diye" (Yunuş 10/92) Halef selefin zıddı olup, öncekileri izleyen, sonradan gelen nesil(ler) anlamındadır"Onlardan sonra bir 'half' (arka nesil) halef oldu" (el-A'raf, 7/ 169) 'Ha Le Fe' fiilinde, derece olarak geride kalma anlamı da mevcuddur Araplar, durup durup da yersiz söz eden biri hakkında "bin sustu,'half' konuştu" derler 'Tehallüf' kalma manâsına olup, 'Halafe' "düşüklük, adîlik, ahmaklık" demektir Aynı fiil kökünden gelen 'hılfe', masdarı ise 'peşisıralık' ifade eder: "Gece ile gündüzü birbirine izler yaptı"(el-Furkan, 25/62) 'Hilâf', karşı çıkma ve ayrıca karşılık (çaprazlama) manâsınadır (el- Maide: 5/33, et-Tevbe: 81) 'Hilâfe', asılın yokluğunda veya ölümünde ona niyabet etmek demektir Bu niyabet (vekillik) asılın acizliğinden veya vekilin şerefinden de olabilir Allah'ın velîlerinin yeryüzünün halifeleri olması, sahip oldukları şeref nedeniyledir Bu anlamda halife'nin çoğulu 'halâif' gelirken, 'halff'in çoğulu ise 'hulefa' gelir 'İhtilâf', bir topluluk içinde gruplaşma, herkesin bir başkasının tersine yol izlemesi anlamındadır Şu kadar ki, ihtilaf zıddiyet anlamına gelmez; her zıt muhtelif olsa da, her muhtelif birbirine zıt değildir (Râgıb el-İsfahânî, Müfredât, 155-6)
Yukarda değişik türevlerini verdiğimiz 'hulf' kelimesi ise, başta açıklandığı gibi, "söze, ahde muhalefet" demektir 'Veadenî fe-ahlefenî', bana söz verdi, sözünde durmadı (va'd etti, va'dinde durmadı) denilir
İnsan hayatı bir noktada pek çok vaadlerin ve ahidlerin doldurduğu bir hayattır Her şeyden önce, insan Cenâb-ı Allah'a "Evet, Sen Rabbimsin" diye söz vermiş (el-A'raf, 7/172) ve bu sözünü yerine getirecek fıtratta yaratılmıştır Allah da, sözünde durup durmamasına göre insana Cennet veya Cehennem va'd etmiş; kendi yolunda uğraşanları yollarına erdireceğini; insanlar Allah'ın nimetini değiştirmedikleri sürece durumlarını değiştirmeyeceğini; sabır ve sebat gösterirlerse mutlaka mü'minlere yardımda bulunacağını; rasûllerinin ve mü'minlerin mutlaka galip geleceğini, en ufak bir iyiliğin karşılığını kat kat misliyle vereceğini ve akıbetin her zaman müttakîlere ait olduğunu va'd etmiştir ve O asla va'dinden ve ahdinden dönmez (el-Bakara, 2/80; Âlu İmran, 3/9) Ama, eğer insanlar ve özelde mü'minler O'na olan ahidlerinden dönerler ve nimetlerini inkârla durumlarını değiştirirlerse, Allah da onlara verdiği Cennet ve zafer va'dini elbette geri alır (e/İsra, 17/8) Ayrıca, mü'minler Rasûle veya imamlarına biatta bulunduklarında, İmam, Allah'ın Yolu'nda olduğu sürece biatlarından dönecek olurlarsa bu ancak kendi aleyhlerine olur (el-Feth, 48/10)
Her ne ve nasıl olursa olsun, verilen sözden ve yapılan ahidden nefse uyarak dönmek, ahde vefa etmeyip, sözde durmamak münâfıklık alâmetidir ve münâfığın sıfatıdır Buhârî, Müslim gibi en sahih hadis kaynaklarında Efendimiz (sas) "Münâfığın alâmeti üçtür: Konuştuğunda yalan söyler; va'd edip (söz verdiğinde) hulf eder (döner) ve kendisine bir şey emanet edildiğinde ihanet eder" buyurmaktadır (Riyâzü's-Sâlihîn, 1, 197)
Ali ÜNAL
Ben yeryüzünde bir halife var edeceğim

Şimdi yukarıdaki şekli ile alınınca ortaya benimde bugüne dek bildiğimden bambaşka bir mana çıkıyor , ve şu şekli alıyor

Rabbin meleklere Ben yeryüzünde verdiği sözde durmayanı var edeceğim ,demişti; melekler, "Orada bozgunculuk yapacak, kanlar akıtacak birini mi var edeceksin? Oysa biz Seni överek yüceltiyor ve Seni devamlı takdis ediyoruz" dediler; Allah "Ben şüphesiz sizin bilmediklerinizi bilirim" dedi.

Bu şekilde bir mealde ayette meleklerin şaşkınlığı daha çok açıklık kazanıyor ancak ben bugüne dek hep halife olarak duydum ve okudum haiyle halife + mana yüklüyorken bu şekli ile tam tersi bir mana yüklenmekte ve meleklerin sözleri açıklığa kavuşmakta .

Ancak bu konuda hüküm verebilecek durumda değilim ,, yine de sormadan edemedim bu iki meallendirmeden hangisi doğrudur ya da ikisi de kabul edilir mi veya başkaca bir seçenek ????
 
Zuhri Çevrimdışı

Zuhri

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Eğer denilecek olursa ki: "Yeryüzünü Hz. Âdemden önce imar eden kim vardı ki Allah teala meleklere, onların yerine yeryüzünü imar edecek olan Hz. Ademi yaratacağını bildirdi?"Ona cevaben denilir ki: "Bu hususta müfessirler çeşitli izahlarda bulunmuşlardır:

Abdullah b. Abbastan nakledilen bir görüşe göre, Hz Âdem daha önce yeryüzünde yaşayan ve orada bozgunculuk çıkardıkları için yok edilen cinlerin yerine yeryüzünde Halife olarak yaratılmıştır. Dehhak, Abdullah b. Abbas'm şunları söylediğini rivayet etmiştir: Yeryüzünde ilk yaşayan Cinlerdi, onlar orada bozgunculuk çıkardılar, kan döktüler ve birbirlerini öldürdüler. Bunun üzerine Allah onlara, meleklerden meydana gelen bir ordusuyla birlikte İblisi gönderdi. İblis, beraberinde bulunanlarla birlikte cinlere karşı savaştı. Onları adalara ve dağların başlarına kaçmaya zorladı. Sonra Allah teala Âdemi yarattı. Onu yeryüzünde Cinlerin yerine getirdi.
Hasan-ı Basri ise, bu,âyette zikredilen "Halifeliği" şöyle izah etmiştir: "Ben, yeryüzünde soyu birbirlerine Halife olacak Âdemi göndereceğim, "buna göre Hz. Âdemin soyundan gelenler hem Âdemin hem de birbirlerinin halifeleri olacaklarından Âdem'e "Yeryüzüne gönderilecek Halife" diye ad verilmiştir.
Abdullah b. Abbas ve Abdullah b. Mes'uddan nakledilen başka bir görüşe göre âyette zikredilen "Ben, yeryüzünde bir Halife yaratacağım." ifadesinden maksat, Allah tealanın yeryüzüne, Hz. Âdemi, kulları arasında hüküm verme bakımından Halifesi olarak göndermesidir. Bu sahabiler, âyeti izah ederlerken şöyle demişlerdir: "Allah teala meleklere: "Ben, yeryüzünde bir Halife yaratacağım." deyince Melekler: "Ey rabbimiz, bu halife nasıl bir şey olacak?., dediler. Allah teala: "O, yeryüzünde bozgunculuk çıkaran, birbirlerini kıskanan ve birbirlerini öldüren soyların atası olan bir kişi olacaktır." buyurmuştur.
(Taberi-Tefsiri, Bakara 30)
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt