Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Ben "müslümanım"

C Çevrimdışı

cendel

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Allah'ın dininin yürürlükten kaldırıldığı; yerine, beşeri ihtiraslara dayalı sistemlerin yürürlüğe konduğu bir dönemdeyiz...

diyen bedenlerin, İslâm için savaşmaktan vazgeçtiği bir dönem...

"Müslümanım" diyen dillerin, rahat bir yaşam sürebilmek için sustuğu bir dönem...

"Müslümanım" diyen yüreklerin, zorlukları göğüslenmekten korktuğu bir dönem...

Peki bizler bu hâle niye geldik, hiç düşündük mü?..

Dinimize saldırıldığı zaman, sadece boykotlar edip, protestolar mı yapmaktır dini savunma?..

Kur'an'ın hükümlerinin eski çağlarda kaldığını söyleyenlere, sadece içimizden kin duyup, susmak mıdır dini yaşama?..

Elbette bu değildir !..

Ama bizler öyle bir hâle gelmişiz ki; İslâm'a yapılan hakaretlere susuyoruz...

Neden ?.. Korktuğumuz için...

Çoluğumuza-çocuğumuza, eşimize-dostumuza, malımıza-mülkümüze bir zarar gelmesin diye...

Ahiret hayatını değil, dünya hayatını düşündüğümüz için...

Oysa gerçek mü'minlerin eziyetler, zulümler, işkenceler karşısındaki tavırları böyle değildi...

Onlar pes etmediler...

Onlar boyun eğmediler...

Onlar korkmadılar...

Onlar baş kaldırdılar ve direndiler...

Ve onlar, sonuna kadar inançla devam ettiler...

Hz. Ebu Bekir (r.a), Mescid-i Haram'da ayağa kalkıp halkı, Allah'ın birliğine ve Rasulullah (s.a.s)'e tâbi olmaya çağırınca öyle bir dövülmüştü ki; demirli ayakkabılarla yüzü tekmelenerek şişirilmiş, yüzünde burnu belirsiz hâle gelmişti...

Ama o vazgeçmedi aşkından...

Günün sonunda kendisine geldiğinde, ilk olarak Rasulullah'ı sordu....

Onu görmeden ne bir içecek yudumladı, ne de bir yiyecek tattı...

Peki biz bu hâldeyken, hiçbir sıkıntı, hiçbir eziyet çekmezken, İslâm'ı hakim kılmak için hiçbir mücadele vermezken, boğazımızdan bin bir çeşit yemek nasıl geçiyor?..

Nasıl hâlâ gece yatağımıza rahatça girebiliyoruz?..

Nasıl hâlâ İslâm'ı ortadan kaldırmak isteyenlerin yüzüne, sırf aynı milletteniz diye bakıyoruz?..

İslâm'ı yeryüzüne hakim kılmak, oturduğumuz yerde serzenişte bulunmakla mı mümkündür?..

Cihadsız bir iman düşünülemezken, bulunduğumuz yerin farkında mıyız acaba?...

Bizler hiçbir zorluk çekmiyoruz...

Sebebi; cihadı gerçekleştiriyor olmamamız...

İslâm'ın esaslarını açıkça söylediğimiz takdirde, rahatımızın bozulacağı endişesi sarıyor bizi ve susuyoruz...

İşimizden, mesleğimizden alıkonuluruz diye, Allah'ın emirlerinin yerine, onlarınkine boyun eğiyoruz...

YAZIKLAR OLSUN BİZE !!!

EYVAHLAR OLSUN HÂLİMİZE !!!

İslâm düşmanları, Allah'ın şeriatinden başka hükümlerle hükmediyorlar...

Ne yazık ki biz, en mükemmel şekliyle noktalanmış bu dini koruyamıyoruz...

Bunlar üzerine;

Hâlâ kendisine "Ben müslümanım" diyenler düşünsün ve utansın !..

Hâlâ İslâm'ın gerçek hükümleriyle yürürlükte olduğunu iddia edenler düşünsün ve utansın !..

"Müslüman ülkedeyiz" diyen kafalar çalışsın ve gerçeği görsün artık !..

Çünkü müslüman ülkede değiliz biz...

Başka ülkeler İslâm'a saldırdığında kızdık ama, biz kendi dinimizi sahiplenebildik mi ki?..

Her şeyden ve herkesten önce kendimize sormalıyız...

Ve kendimize sormamız gereken:

"Ben Müslüman mıyım?"






"Dâva adamları Hak'ka davet konusunda açık ve kesin olmalıdırlar. Müsamaha ve yardakçılığa yönelmemelidirler... Kendi dâvalarını açıklarken bir korku ve endişeye sürüklenmemelidirler. Kınayanların kınaması, bağıranların bağırıp çağırması onları dâvalarından alıkoymamalıdır: "Bakınız! İşte bunlar müslümanları kafir sayıyorlar, dinsiz kabul ediyorlar..." diye çığlık atmalarına aldırmamalıdır..." (Fi Zilal'il Kur'an c:5 s: 235 - İslam'ın Hareket Metodu s: 107)

"Allah, kendisinin onları sevdiği, onların da kendisini sevdiği, mü’minlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı izzetli, Allah yolunda cihad eden ve kınayanın kınamasından korkmayan bir kavim getirir." (Maide: 54)

"Allah (c.c), bütün müslümanlar dinden dönseler bile bu dine sahip çıkacak, bu din için herşeyini feda edecek, Allah (c.c)’ın onları sevdiği, onların da Allah (c.c)’ı sevdiği, mü’minlere karşı merhametli, mütevazi, alçak gönüllü, kibirlenmeyen, yumuşak huylu ve celallenmeyen ama kafirlere karşı güçlü, şerefli, sert, hiçbir zaman onlara boyun eğmeyen, sadece ve sadece Allah (c.c)’ın hükmünü, kelamını hakim kılmak için cihad eden ve bu gaye için herşeyini feda eden, haktan ve hakkı söylemekten dolayı kimsenin kınamasından çekinmeyen, hak acı gelse ve nefislerinin aleyhine olsa bile söyleyen, Allah (c.c)’a itaat etmek ve Allah (c.c)’ın hükümlerini hakim kılmak için bütün engelleri aşan, emri bil maruf nehyi anil münker yapan, hakkı ikame eden, Allah (c.c)’ın emirlerini bütün hayatlarına tatbik eden bir topluluk getirir." (Davetçinin Tefsiri c:4 s: 471)





 
B Çevrimdışı

benim

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Allah'ın dininin yürürlükten kaldırıldığı; yerine, beşeri ihtiraslara dayalı sistemlerin yürürlüğe konduğu bir dönemdeyiz...

diyen bedenlerin, İslâm için savaşmaktan vazgeçtiği bir dönem...

"Müslümanım" diyen dillerin, rahat bir yaşam sürebilmek için sustuğu bir dönem...

"Müslümanım" diyen yüreklerin, zorlukları göğüslenmekten korktuğu bir dönem...

Peki bizler bu hâle niye geldik, hiç düşündük mü?..

Dinimize saldırıldığı zaman, sadece boykotlar edip, protestolar mı yapmaktır dini savunma?..

Kur'an'ın hükümlerinin eski çağlarda kaldığını söyleyenlere, sadece içimizden kin duyup, susmak mıdır dini yaşama?..

Elbette bu değildir !..

Ama bizler öyle bir hâle gelmişiz ki; İslâm'a yapılan hakaretlere susuyoruz...

Neden ?.. Korktuğumuz için...

Çoluğumuza-çocuğumuza, eşimize-dostumuza, malımıza-mülkümüze bir zarar gelmesin diye...

Ahiret hayatını değil, dünya hayatını düşündüğümüz için...

Oysa gerçek mü'minlerin eziyetler, zulümler, işkenceler karşısındaki tavırları böyle değildi...

Onlar pes etmediler...

Onlar boyun eğmediler...

Onlar korkmadılar...

Onlar baş kaldırdılar ve direndiler...

Ve onlar, sonuna kadar inançla devam ettiler...

Hz. Ebu Bekir (r.a), Mescid-i Haram'da ayağa kalkıp halkı, Allah'ın birliğine ve Rasulullah (s.a.s)'e tâbi olmaya çağırınca öyle bir dövülmüştü ki; demirli ayakkabılarla yüzü tekmelenerek şişirilmiş, yüzünde burnu belirsiz hâle gelmişti...

Ama o vazgeçmedi aşkından...

Günün sonunda kendisine geldiğinde, ilk olarak Rasulullah'ı sordu....

Onu görmeden ne bir içecek yudumladı, ne de bir yiyecek tattı...

Peki biz bu hâldeyken, hiçbir sıkıntı, hiçbir eziyet çekmezken, İslâm'ı hakim kılmak için hiçbir mücadele vermezken, boğazımızdan bin bir çeşit yemek nasıl geçiyor?..

Nasıl hâlâ gece yatağımıza rahatça girebiliyoruz?..

Nasıl hâlâ İslâm'ı ortadan kaldırmak isteyenlerin yüzüne, sırf aynı milletteniz diye bakıyoruz?..

İslâm'ı yeryüzüne hakim kılmak, oturduğumuz yerde serzenişte bulunmakla mı mümkündür?..

Cihadsız bir iman düşünülemezken, bulunduğumuz yerin farkında mıyız acaba?...

Bizler hiçbir zorluk çekmiyoruz...

Sebebi; cihadı gerçekleştiriyor olmamamız...

İslâm'ın esaslarını açıkça söylediğimiz takdirde, rahatımızın bozulacağı endişesi sarıyor bizi ve susuyoruz...

İşimizden, mesleğimizden alıkonuluruz diye, Allah'ın emirlerinin yerine, onlarınkine boyun eğiyoruz...

YAZIKLAR OLSUN BİZE !!!

EYVAHLAR OLSUN HÂLİMİZE !!!

İslâm düşmanları, Allah'ın şeriatinden başka hükümlerle hükmediyorlar...

Ne yazık ki biz, en mükemmel şekliyle noktalanmış bu dini koruyamıyoruz...

Bunlar üzerine;

Hâlâ kendisine "Ben müslümanım" diyenler düşünsün ve utansın !..

Hâlâ İslâm'ın gerçek hükümleriyle yürürlükte olduğunu iddia edenler düşünsün ve utansın !..

"Müslüman ülkedeyiz" diyen kafalar çalışsın ve gerçeği görsün artık !..

Çünkü müslüman ülkede değiliz biz...

Başka ülkeler İslâm'a saldırdığında kızdık ama, biz kendi dinimizi sahiplenebildik mi ki?..

Her şeyden ve herkesten önce kendimize sormalıyız...

Ve kendimize sormamız gereken:

"Ben Müslüman mıyım?"





"Dâva adamları Hak'ka davet konusunda açık ve kesin olmalıdırlar. Müsamaha ve yardakçılığa yönelmemelidirler... Kendi dâvalarını açıklarken bir korku ve endişeye sürüklenmemelidirler. Kınayanların kınaması, bağıranların bağırıp çağırması onları dâvalarından alıkoymamalıdır: "Bakınız! İşte bunlar müslümanları kafir sayıyorlar, dinsiz kabul ediyorlar..." diye çığlık atmalarına aldırmamalıdır..." (Fi Zilal'il Kur'an c:5 s: 235 - İslam'ın Hareket Metodu s: 107)

"Allah, kendisinin onları sevdiği, onların da kendisini sevdiği, mü’minlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı izzetli, Allah yolunda cihad eden ve kınayanın kınamasından korkmayan bir kavim getirir." (Maide: 54)

"Allah (c.c), bütün müslümanlar dinden dönseler bile bu dine sahip çıkacak, bu din için herşeyini feda edecek, Allah (c.c)’ın onları sevdiği, onların da Allah (c.c)’ı sevdiği, mü’minlere karşı merhametli, mütevazi, alçak gönüllü, kibirlenmeyen, yumuşak huylu ve celallenmeyen ama kafirlere karşı güçlü, şerefli, sert, hiçbir zaman onlara boyun eğmeyen, sadece ve sadece Allah (c.c)’ın hükmünü, kelamını hakim kılmak için cihad eden ve bu gaye için herşeyini feda eden, haktan ve hakkı söylemekten dolayı kimsenin kınamasından çekinmeyen, hak acı gelse ve nefislerinin aleyhine olsa bile söyleyen, Allah (c.c)’a itaat etmek ve Allah (c.c)’ın hükümlerini hakim kılmak için bütün engelleri aşan, emri bil maruf nehyi anil münker yapan, hakkı ikame eden, Allah (c.c)’ın emirlerini bütün hayatlarına tatbik eden bir topluluk getirir." (Davetçinin Tefsiri c:4 s: 471)





essalamun aleykum ve rahmetullah ve berekatuhu kardeş bize islamı anlatmadılar,bizden atamızdan sakladılar bizler zalimleri islamı saklayanları dost,hoca,imam,şeyh bildik ve Allah a değil bunlara iman ettik bunlar ne dediyse öyle yaptık gelene ağam gidene paşam dedik ve bu hale geldik. onun içıindirki islam bizde hayat bulmadı ve ölübir hal aldı ama halen geç değil şimdi sıra bizde biz hesap soracaz, RABBİMİN YARDIMIYLA.....
 
Üst Ana Sayfa Alt