Bir Delinin Sayıklamaları..
Serbest Çağrışım Tablosu..
Delilik: Sınırın bir tarafında taşlanır; öbür tarafında baş tacıdır..
Velilik: En son ben veliyim diyenlerde görülebilecek hal…
İlim: İblis, Samiri ve Belam da ilim sahibi idi. İlim bazılarını azdırır ve sadece
perde olur..
Amel: Ameline güvenenler helak oldu. Haricilerin amelleri Sahabeden çoktu..
Niyet: Samimiyet.. Ebu Leheb işin puştu idi, onunkisi tamamen ticari idi; amma derler ki, Ebu Cehil küfründe putlarına tapınmada samimi idi.
Denge: Buna sahip yani kamil bir insan gören varsa haber versin gidip elini öpeceğim!
(Türkiye’de)
Herkese bir taş atan: (Harici): Hiç Mina’da bulunmamış.. Hedefden habersiz nişancı!
Göz var, gez var, amma arpacığa Şeytan çökmüş..
Kimsenin tavuğuna kış demeyen: (Mürcie): Hiç Mina’da bulunmayı arzulamayan,
buna niyetlenmeyen! Şeytanla işbirliği içerisinde..
Seçimlerde oy kullanan: Mina’da taşladığını ülkesine dönünce alkışlayan!
Zenginlik: Mele aç değil ki melesin! Genelde davetin ilk düşmanlık edeni..
Fakirlik: Bulunmaz bahane..
Centilmenlik: Bukalemunluk, namertlik, riyakarlık, ikiyüzlülük..
Yobazlık: Centilmen Anglo-Saksonluğun ters yönde aşırısı,
Bedevilik ve bazı hayvanlık..
Erkeklik: Eğer kılla olsaydı Ayılar, yok zekerle olsaydı Eşşekler erkeklerin
şahı olurdu..
Dişilik: ‘Ben kadınım!’.. İyi ya işte, biz de onu diyoruz; yani ‘Errkek değilsin!!!’
Ebeveyn: ‘Ben anayım-ben babayım..’ Köpekler de öyle! Hem de en alası!
Ne dendi; ‘O enin oğlun değil!’ ve yine ne dendi; ‘..Babaları veya oğulları olsa bile..’
Parayla imanın kimde olduğu belli olmaz: Batıl bir söz. İman kimde ayrı konu da,
para: Yahudi‘de , Sabatayist’de!
Güç: Yiğitlik güçlü olmak değil, ve gücünün yettiğine vicdansızca yüklenmek değil,
belki gücünü aşan diktaya baş kaldırabilmektir! Genelde Haklı olana sahip çıkılıp
güçlendirildiğini de, değil Güçlü olanın Haklı çıkarıldığını görürüz..
Görmek: Her zaman gözlüye nasip olmayan hal..
İşitmek: Bazen yıllarca kulağının dibinde haykırıldığı halde gerçekleşmezken;
ama bir yolcunun tesadüfen kulak misafiri olduğunda yaşadığı hal..
Entelektüel: Araba çarpan bir yaralıya herkes, ve beğenmediği cahil(?) halk
yardıma koşarken kendisi sadece seyredip o anı resmeden ressam..
Dergi-dernek-panel Müslümanlığı (aynı salon sosyalistliği): Kılıcı olmayanın avuntusu, züğürt tesellisi…
Sevgi: Firavun bile kendi ailesini severdi..
Merhamet: Kimde var , bilen varsa haber versin!
Serbest vezin: Rubai, Beyit, Koşma yazamayanların sığınağı.. Atış serbest!
Soyut Sanat: At, kafadan at! Nasılsa ‘kral çıplak’ veya ‘manyak lan bu’ değil,
‘bravo monşer bravo’ diyeceklerdir..
Yazar: Yaz babam yaz! Verdiği en yalan cevaplar; ‘söylediğin sözlerin adamı mısın’
sorusuna makes olan cevaplardır..
Okur: Eşe dosta ‘okudum’ diyebilmenin doyumsuz tadına doyamayan..
Netice: Başa döndüğümüz yer..
Atasözleri: Atalar genellikle doğru söylemişler de; Torunlar yanlış yerde kullanıyorlar..
Çoğunlukla, mesela Merhamet gereken yerde ‘merhametten maraz doğar’ diyor,
şiddet gereken yerde de ‘iyilik yap denize at..’ diyorlar..
Okumuş Adam: Bazen bir Ümminin bildiklerini bilebilmek için yıllarını heba eden..
Hasılı tahsil eden.
Cahil: Cehlinin de cahili olanlar ahmak ve tehlikeli..
Mucize: Akıl ve Bilim putunu kıran Balta!
Taklit: Fıkraya gülen yetişkine bakarak gülen küçük çocuk!
Nur: En son, küfre ‘hizmet’ nurcularında olan şey! Ömrü boyunca ‘cı’sı olduğu bir şeyden
zırnık nasiplenememek zavallılığı..
Edebiyat-Felsefe: Anlayamadığımız her fikre vurduğumuz etiket, attığımız çamur!
Filozof: En iyisi bile; abidlerin yaşadığı ‘hal’in sadece çığırtkanı olan kıylukalci..
Her şeyi bilir. Bir de kendini bilse..
Şimdi bu bilgi senin ne işine yarayacak: Kafası basmayanın, anlayamadığı
her meseleye olan kıskançlık saldırısı!
Netice: dedik ya kardeşim; başa dön….
Akıncı Zülfikar
Serbest Çağrışım Tablosu..
Delilik: Sınırın bir tarafında taşlanır; öbür tarafında baş tacıdır..
Velilik: En son ben veliyim diyenlerde görülebilecek hal…
İlim: İblis, Samiri ve Belam da ilim sahibi idi. İlim bazılarını azdırır ve sadece
perde olur..
Amel: Ameline güvenenler helak oldu. Haricilerin amelleri Sahabeden çoktu..
Niyet: Samimiyet.. Ebu Leheb işin puştu idi, onunkisi tamamen ticari idi; amma derler ki, Ebu Cehil küfründe putlarına tapınmada samimi idi.
Denge: Buna sahip yani kamil bir insan gören varsa haber versin gidip elini öpeceğim!
(Türkiye’de)
Herkese bir taş atan: (Harici): Hiç Mina’da bulunmamış.. Hedefden habersiz nişancı!
Göz var, gez var, amma arpacığa Şeytan çökmüş..
Kimsenin tavuğuna kış demeyen: (Mürcie): Hiç Mina’da bulunmayı arzulamayan,
buna niyetlenmeyen! Şeytanla işbirliği içerisinde..
Seçimlerde oy kullanan: Mina’da taşladığını ülkesine dönünce alkışlayan!
Zenginlik: Mele aç değil ki melesin! Genelde davetin ilk düşmanlık edeni..
Fakirlik: Bulunmaz bahane..
Centilmenlik: Bukalemunluk, namertlik, riyakarlık, ikiyüzlülük..
Yobazlık: Centilmen Anglo-Saksonluğun ters yönde aşırısı,
Bedevilik ve bazı hayvanlık..
Erkeklik: Eğer kılla olsaydı Ayılar, yok zekerle olsaydı Eşşekler erkeklerin
şahı olurdu..
Dişilik: ‘Ben kadınım!’.. İyi ya işte, biz de onu diyoruz; yani ‘Errkek değilsin!!!’
Ebeveyn: ‘Ben anayım-ben babayım..’ Köpekler de öyle! Hem de en alası!
Ne dendi; ‘O enin oğlun değil!’ ve yine ne dendi; ‘..Babaları veya oğulları olsa bile..’
Parayla imanın kimde olduğu belli olmaz: Batıl bir söz. İman kimde ayrı konu da,
para: Yahudi‘de , Sabatayist’de!
Güç: Yiğitlik güçlü olmak değil, ve gücünün yettiğine vicdansızca yüklenmek değil,
belki gücünü aşan diktaya baş kaldırabilmektir! Genelde Haklı olana sahip çıkılıp
güçlendirildiğini de, değil Güçlü olanın Haklı çıkarıldığını görürüz..
Görmek: Her zaman gözlüye nasip olmayan hal..
İşitmek: Bazen yıllarca kulağının dibinde haykırıldığı halde gerçekleşmezken;
ama bir yolcunun tesadüfen kulak misafiri olduğunda yaşadığı hal..
Entelektüel: Araba çarpan bir yaralıya herkes, ve beğenmediği cahil(?) halk
yardıma koşarken kendisi sadece seyredip o anı resmeden ressam..
Dergi-dernek-panel Müslümanlığı (aynı salon sosyalistliği): Kılıcı olmayanın avuntusu, züğürt tesellisi…
Sevgi: Firavun bile kendi ailesini severdi..
Merhamet: Kimde var , bilen varsa haber versin!
Serbest vezin: Rubai, Beyit, Koşma yazamayanların sığınağı.. Atış serbest!
Soyut Sanat: At, kafadan at! Nasılsa ‘kral çıplak’ veya ‘manyak lan bu’ değil,
‘bravo monşer bravo’ diyeceklerdir..
Yazar: Yaz babam yaz! Verdiği en yalan cevaplar; ‘söylediğin sözlerin adamı mısın’
sorusuna makes olan cevaplardır..
Okur: Eşe dosta ‘okudum’ diyebilmenin doyumsuz tadına doyamayan..
Netice: Başa döndüğümüz yer..
Atasözleri: Atalar genellikle doğru söylemişler de; Torunlar yanlış yerde kullanıyorlar..
Çoğunlukla, mesela Merhamet gereken yerde ‘merhametten maraz doğar’ diyor,
şiddet gereken yerde de ‘iyilik yap denize at..’ diyorlar..
Okumuş Adam: Bazen bir Ümminin bildiklerini bilebilmek için yıllarını heba eden..
Hasılı tahsil eden.
Cahil: Cehlinin de cahili olanlar ahmak ve tehlikeli..
Mucize: Akıl ve Bilim putunu kıran Balta!
Taklit: Fıkraya gülen yetişkine bakarak gülen küçük çocuk!
Nur: En son, küfre ‘hizmet’ nurcularında olan şey! Ömrü boyunca ‘cı’sı olduğu bir şeyden
zırnık nasiplenememek zavallılığı..
Edebiyat-Felsefe: Anlayamadığımız her fikre vurduğumuz etiket, attığımız çamur!
Filozof: En iyisi bile; abidlerin yaşadığı ‘hal’in sadece çığırtkanı olan kıylukalci..
Her şeyi bilir. Bir de kendini bilse..
Şimdi bu bilgi senin ne işine yarayacak: Kafası basmayanın, anlayamadığı
her meseleye olan kıskançlık saldırısı!
Netice: dedik ya kardeşim; başa dön….
Akıncı Zülfikar