Eski zamanlarda halkı canından bezdirip pek çok insanın âhını almış biris vefat etmiş. Ölüsünü toprak kabul etmez diyerek cenazeyi kaldırmak üzere kimse yanaşmayınca halk kerih kokudan galeyana gelip müfti efendiye müracaatla, müfti efendi cenaze sahiplerine hitâben bir fetva yazıp göndermiş.
Fetva metni aşağı yukarı şöyle idi:
“Lâbis-i libâs-ı katrânî, hâmil-i tâc-ı şeytânî, sırığ-ı levâyık-ı devrânî, isyân-ı Hakk ile hüsrânî bir herif-i nâ-şerif-i hımârî ve şâribü’l-leylî ve’n-nehârî, amel-i mekrûhesin gaseyan ve fikr-i fâsidesin hezeyan ile kalıbı dinlendirip mürd ü itlâf olduğu bâ-haber-i fâside kanaliyle cihâna yayılıp halk-ı cihanın beddûa-yı makbûlesi galeyana gelmek ve taaffün-i lahm-i kerîhi mü’min ü mü’minât içün bâis-i zûr ve hafazanallah avdet-i hayat ihtimali fikirden dûr olunmayarak ‘ilâ cehennemi zümerâ’ bir çukura def edilmesine zinhâr müsaraat kılına ve dahi kimesne mümânaat etmeye. Vatkâ ki lâşe-i mezbûresin zîr ü zemin kabûl etmezse ol bâbda tecdîd-i fetvâ kılına”
Fetva metni aşağı yukarı şöyle idi:
“Lâbis-i libâs-ı katrânî, hâmil-i tâc-ı şeytânî, sırığ-ı levâyık-ı devrânî, isyân-ı Hakk ile hüsrânî bir herif-i nâ-şerif-i hımârî ve şâribü’l-leylî ve’n-nehârî, amel-i mekrûhesin gaseyan ve fikr-i fâsidesin hezeyan ile kalıbı dinlendirip mürd ü itlâf olduğu bâ-haber-i fâside kanaliyle cihâna yayılıp halk-ı cihanın beddûa-yı makbûlesi galeyana gelmek ve taaffün-i lahm-i kerîhi mü’min ü mü’minât içün bâis-i zûr ve hafazanallah avdet-i hayat ihtimali fikirden dûr olunmayarak ‘ilâ cehennemi zümerâ’ bir çukura def edilmesine zinhâr müsaraat kılına ve dahi kimesne mümânaat etmeye. Vatkâ ki lâşe-i mezbûresin zîr ü zemin kabûl etmezse ol bâbda tecdîd-i fetvâ kılına”