Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Makale Bu din benim dinim mi?

halit bin velit Çevrimdışı

halit bin velit

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Bu din benim dinim mi?

Önceleri örf-âdet dini haline getirilmiş, pasifize edilerek uyuşturulmuş şekliyle, bid'at ve efsânelerle, Kesikbaş hikâyeleri, Bektaşî fıkraları, uydurma kerâmet ve evliya olaylarıyla, gâfil veya hâin, câhil veya yobaz, sıfır veya yarım hocalar vâsıtasıyla yarı yarıya tahrif edilmiş ve sultanların emrine, sarayların yönlendirmesine çoktandır girmiş bir İslâm'ı devralan Kemalizm, hiç de güçlük çekmedi dini bugünkü haline getirmek için. İnkılâplarla, zorlamalarla, karşı çıkan üç-beş hocayı darağaçlarında sallandırma, diğerlerine maaş ve makamlar dağıtarak avlamayla, devletin tahakkümü ve değişik yönlendirmeleriyle, küfür rejiminin kurumlarıyla (Diyânet, okullar, medya, partiler vb.) vatancılık, milliyetçilik ilâvesiyle, atalar mirası olan din anlayışını bugünkü noktasına kolaylıkla getirdi. Ve bugün İslâm, aslî hüviyetini halk yığınlarının zihninde ve yaşayışında kaybederek şu çizgilere geldi: Putlara ve putçulara (isteyerek veya istemeyerek) yardım eden, Tüm kâfirlere değil; sadece komünizme, biraz da Yunan ve Bulgar'a düşman olan, Düzeni veya düzenin bazı kurumlarını savunan, Dini siyasetten ayrı kabul eden, Güzel nutuk atan, fakat söylediğiyle ameli/eylemi çok farklı olan, Rahatına düşkün, menfaat ve makama taparcasına bağlı olan, Mü'min-kâfir ayrımı değil; Türk-yabancı ayrımı yapan, Renkli basınla iç içe, televizyonlar göz göze, kahveyle haşır-neşir yaşayan, Grupçu, partici, ağabeyci, üstadcı olan, sahte kahraman, sahte kurtarıcı ve sahte şeyhlerin izinden gitmeyi şeref sayan, Dâvâ için her yolu meşrû gören, Müslümanım demek yerine; Türküm, milliyetçiyim, mukaddesatçıyım demeyi tercih eden, Cihad denilince ürken, korkak, uyuşuk, mıymıntı ve pasif yaşayan, Doğduğu veya doyduğu yeri putlaştıran, ümmetçi değil, ırkçı olan, Ulusal bayrak, ulusal marş, ulusal sınır ve ulusal tarihleriyle gurur duyan, Namaz ve tesbihle, virdlerle yetinen, mukaddesâta ve farzlara hücum edilir, haramlar şiirleşip süslenirken, nâfilelerle uğraşıp kapısına ve kalbine kadar gelen tehlikeden haberdar olmayan, Yöneticisinin müslüman olup olmadığını, düzenin İslâm olup olmadığını cehâlet veya ihânetinden ötürü tesbit edemeyen, Bildiği hakikatleri ketmedip gizleyerek lânete uğrayan ve dilsiz şeytanlığa rızâ gösteren, Rızık endişesiyle Allah'ın dinini ve âyetlerini satan, âyet ve hadisleri kâfirlerin istediği şekilde te'vil ve tefsir eden, Kâfir bir devletin sanayileşip zenginleşmesini, kalkınmasını İslâmlaşmasından önce isteyen, Bazı küçük tamir ve ıslahatlarla yetinen, düzenin her şeyiyle değişmesi gerektiğini düşünmeyen, Üç kuruşluk dünya menfaati için kâfir rejime uşaklık yapan, Koalisyoncu, uzlaşma ve tâvizci, biraz Allah'ı, biraz da tâğutları memnun etmeye çalışan, Mescid-i Aksâ işgal edilince kılı kıpırdamayıp, bunu Arapların meselesi sayan, Yaşadığı ülkede iki kişinin öldüğü bir âfete üzüldüğü kadar, Filistin'deki vahşete üzülmeyen, onlara duâlarıyla bile destek olmayan, Amerika'nın çıkarları doğrultusunda Kore'de savaşmayı normal gördüğü halde, meselâ Filistin, ya da sözgelimi Lübnan'da siyonist yahûdilere karşı müslümanlarla beraber savaşmayı aklının ucundan geçirmeyen, İslâm devleti, şeriat, bey'at gibi konulara ehemmiyet vermeyen, günümüzde bu gibi konularda takınılacak tavrı belirleyemeyen, Hafta sonu müslümanı, Cuma ve Bayram müslümanı haline gelen... müslüman tipi sadece yetişmedi, tümüyle kökleşti. Ve o noktaya gelindi ki, müslüman gençler, tâğutlara karşı ayaklansa, kâfirlerden önce; müslümanım diyen halk, hatta câmi cemaati, başlarında namaz kıldırma görevlisi olmak üzere kıyâm eden gençlere karşı çıkmakta tereddüt etmeyecek. Kur'an, tahrif edilmekten Allah tarafından korunacak, ümmetin tümü dalâlette birleşmeyecek, az sayıda da olsa, daima hakkın müdâfiîleri her devirde mevcut olacaktır. "Şüphe yok ki Kur'an'ı Biz indirdik ve muhakkak onu (tahrif ile tebdilden, değişikliğe uğramaktan) Biz koruyacağız." (15/Hıcr, 9). "(Kâfirler) istiyorlar ki, Allah'ın nûrunu (İslâm Dinini), ağızlarıyla (kötü söz ve iftirâlarıyla) söndürsünler. Allah ise nurunu tamamlayacaktır; isterse kâfirler hoşlanmasınlar." (61/Saf, 8) Ama Allah bunu kullarının eliyle yapmak istiyor. Sünnetullah bunu gerektirir. Halifeliğin anlamı budur. Tüm tarih boyunca peygamberler ve mü'minlerin, Efendimiz ve ashâbının çile çekmesinin sebebi budur. "Yoksa, siz ey mü'minler, kendinizden evvel geçenlerin halleri hiç başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle ezici sıkıntılar, kımıldatmaz zarûretler dokundu ve öylesine sarsıldılar ki, peygamber ve beraberinde iman edenler; 'Allah'ın yardımı ne zaman gelecek?' diyesiye kadar. Bilin ki Allah'ın yardımı muhakkak yakındır." (2/Bakara, 214)
 
H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
herkes birbirlerine su boyle ya otekiler dogru tabiii canim olmamasi lazim yeni gelen derki hadi kalkin hep beraber hemen halledelim su meseleyi.saliseler (saniyenin yuzde biri) icinde kimse kalmaz oralarda yazacak cok sey var ammmaaa ne yapacaksiniz,,,
 
Üst Ana Sayfa Alt