Sözünü yanlış anlamadım. Ben yazdıklarımı zaten kemalistler için değil, ıslamcı geçinenler için yazdım.1-Ben demokrasi ehlinin müşrik olmadığını söylemedim. Sözümü ya yanlış anladın veya çarpıtıyorsun. Kendilerine İslâmî parti diyenlere sadece olmayabilir dedim.
Şia'nın tavrını biliyorum. Ben tartışmaya girmek niyetinde değil, bir yanlışı düzeltmek niyetindeyim. Ben bu soruyu "delil getiren kişi tekfir edilmez" usulünü nereden aldığını ve bu usulü neden işine gelen yerde kullanıp işine gelmeyen yerde kullanmadığını sordum.2- Şianın Hz. Ebu Bekir'e olan tavrı ortadadır. Ben bunu sadece örnek olsun diye söyledim. Fakat sen işi tartışmaya döktün. Ben de sadece küfür ve şirk olan amel budur demedim. hz ebu Bekir'e kafir diyen be kadar delil getirsede onun sahabe olduğu ayetle sabittir. Sevr mağarası ile ilgili ayete bakabilirsin.
Benim bahsettiğim de işte budur. Domuz meselesindeki delil konuyla ne kadar ilgiliyse, senin getirdiğin delil de konuyla o kadar ilgilidir.3-Sonradan ortaya çıkan meseleler de küfür olabilir. Fakat net naslara ters düşmedikçe tekfir olmaz. Kendilerine İslâmî parti diyenler de Hz. Yusuf'un ''kafir" kralın yanında bakan olmasını delil getiriyorlar. Kral kâfir değildi diyeceksen Neden Hz Yusuf kendisini zindanda ziyarete gelen hizmetçiye :
50. Hükümdar: "Onu bana getirin" dedi. Yusuf'a elçi gelince, "Efendine dön, kadınlar niçin ellerini kesmişlerdi bir sor; doğrusu Rabbim onların hilesini bilir" dedi.
Burada efendi kelimesi . Kur'an da Rabbim olarak geçmektedir. Bu da kafir devlette yönetici olunabileceğine delildir.
Birincisi hz. Yusuf bu sözü söylediği sırada henüz kralla görüşmemişti bile ve yönetici olmamıştı. Zaten ben "kafir devlette yönetici olunur mu olunmaz mı?" meselesini tartışmıyorum. Allah'ın indirdiği hükümler ile hükmetmeyen kimseler ile ilgili konuşuyorum. MEŞRU bir yolla bir küfür devletinde yönetici olan bir kişi o devlette Allah'ın hükmü ile hükmederse onu zaten tekfir etmem.
İkincisi hz. Yusuf'un kralın kanunları ile değil, Allah'ın hükmüyle hükmettiği, kardeşine yaptığı (Allah'ın kendisine öğrettiği) plandan anlaşılıyor. Eğer aksini iddia ediyor ve "hz. Yusuf Allah'ın hükmüyle değil, kralın kanunlarıyla hükmetti." diyorsan delilini bekliyorum. Yok böyle demiyorsan hz. Yusuf kıssası ile günümüzdeki demokrasi meselesinin kıyasını hangi akılla yapıyorsun.
Üçüncüsü hz. Yusuf kıssasında, bugün bizim demokratları tekfir ettiğimiz amellerin hiçbirini hz. Yusuf yapmamıştır. O bir peygamberdir ve bundan beridir.
Dördüncüsü siz zindandayken "hüküm ancak Allah'a aittir. O size kendisinden başka kimseye ibadet etmemenizi emretmiştir." deyip de dışarı çıktığında "ben zindanda böyle dedim de dışarıya çıkınca anladım ki işler böyle yürümüyormuş." diyen (haşa) bir peygamber olabileceğine mi inanıyorsunuz?
Bunu bana açıklamana gerek yok. Ben Zaten o adamın kafir olduğunu söyledim. Sen ya benim sorduğum soruları anlamıyorsun ya da anlamamazlıktan geliyorsun.4- Domuz etinin normal şartlarda haram olduğu naslarla sabittir. Yahudilerde de Hristiyanlarda da domuz yenmez."Domuz çatal ve yarık tırnaklıdır, ama geviş getirmez. Sizin için kirli sayılır. Bu hayvanların etini yemeyecek, leşine dokunmayacaksınız, sizin için kirlidir. (Levililer 11:1-8)" Bir de bugünkü Hıristiyanlarla, Kuran'da bahsedilen Hristiyanlar aynı mıdır? Bugünkü hristiyanların en azından kısmi olarak laik oldukları ortadadır. Ayrıca Yahudiler de domuz eti yemezler
Önceki mesajda yazdığım ikinci sorunun cevabını vermemişsin. Soruyu tekrarlıyor ve cevap bekliyorum.