Çevrimiçi
Cemaat – tarikat ve hocaların sosyal medya savaşları -1-
Gaffar DOĞAN Rotahaber
Cüppeli Ahmet Hoca ile hem Adnan Oktar taraftarları, hem Mustafa İslamoğlu taraftarları, hem de Prof. Dr. Abdulaziz Bayındır taraftarları arasındaki fikri çatışmaları sosyal medyanın hararetini her geçen gün yükseltiyor
Cübbeli Ahmet Hoca’nın tutuklanması magazin düzeyinde tartışılıyor olsa da, sosyal medyanın hayatımıza girip her geçen gün etkisini artırmasıyla, cemaat, tarikat ve hocaların destekçileri tarafından, sosyal medya üzerinden yürütülen tartışmalar bir “sanal savaş” boyutunda kendini hissettiriyor.
Bu yazı dizimimize, sıcak gündemi ile Cübbeli Ahmet Hoca taraftarları ile karşı cephede yer alan cemaat ve hocaların destekçileri arasında yaşanan çok cepheli sosyal medya savaşları ile başlıyoruz. Çok Cepheli diyoruz çünkü birazdan okuyacağınız gibi birden çok cephe ve taraf var.
Cüppeli Ahmet Hoca ile hem Adnan Oktar taraftarları, hem Mustafa İslamoğlu taraftarları, hem de Prof. Dr. Abdulaziz Bayındır taraftarları arasındaki fikri çatışmaları sosyal medyanın hararetini her geçen gün yükseltiyor.
Cübbeli Ahmet Hoca ‘nın Adnan Oktar ile olan sorunu “mehdilik” ekseninde yürüyor. Adnan Oktar’ın mehdilik iddiası İsmail Ağa cemaati tarafından sert bir dille eleştirilirken Adnan Oktar bir tv konuşmasında Cübbeli Ahmet’in Fatih Altaylı ve Ergenekon ile ittifak halinde kendine ve “mehdi”ye karşı savaş açtığını söylüyor. Adnan Oktar başka bir tv programında “kendisinin hadislerde tarif edilen mehdi’ye tıpa tıp benzediğini” iddia ettikten sonra Türk İslam Birliği’nin mimarı olduğunu ve Cübbeli’nin bunu engellemek isteyen bir anti-mehdi olduğunu söylüyor. Adnan Oktar’a göre Cübbeli Ahmet Mehdi’nin gelmesini istemiyor çünkü Mehdi’nin kendisini keseceğini düşünüyor.
En çok paylaşılan videolarından birinde Adnan Oktar, Cübbeli Ahmet Hoca’nın kendisini hapishanede ziyaret ettiğini ve “Sultanahmet camii tarafından ‘Ahmet’ diye bir ses duyduğunu ve kendisinin mehdi olma ihtimalini” ima ettiğini söylüyor. Cübbeli Ahmet ise paylaşılan videolarda kendisinin kesinlikle mehdi olmadığını hatta Akit Gazetesi’nin bir muhabirinin kendisine ısrarla ‘mehdi olup olmadığını sorduğunu ve bu sorulara şaşırdığını’ söylüyor. Bu arada Akit Gazetesi’nden Hasan Karakaya’nın Cübbeli’nin tutuklanmasıyla ilgili olarak kaleme aldığı zehir zemberek yazıyı ve Adnan Oktar’ın bir internet sitesine verdiği röportajda “gazetelerin kralı Akit’tir” dediğini hatırlatmakta yarar var.
Adnan Oktar’ın Akit ve Milli Gazete ile uzun yıllar süren flörtü reklam-para endeksli görülse de özellikle Milli Gazete’nin son zamanlarda Adnan Oktar’a mesafeli durmasına rağmen Adnan Oktar’ın gerek Milli Gazete gerek Saadet Partisi’ni sürekli övgüler yağdırıyor olması “milli görüşe yaranma ve etkisinden faydalanma” olarak değerlendiriliyor. Ancak sosyal medya da son zamanlarda sık sık paylaşılan ve Adnan Oktar’ın tv programına konuk ederek “hoca, alim” diye övdüğü eski manken Gülay Pınarbaşı’nın hala daha Milli Gazate’de yazıyor olması farklı bir değerlendirme konusu. Sosyal Medya’da bir çok Milli Görüşçü Adnan Oktar’ı bir çok Milli Görüşçü de Cübbeli Ahmet’i teşkilata yaranmakla suçluyor.
İsmail Ağa cemaatinden gelen farklı bilgiler de sosyal medyanın kafasını karıştırır nitelikte. Son seçimlerde Cübbeli Ahmet Hoca’nın Tayyip Erdoğan’ı ziyaret ettiğini ve Cemaat’in AK Parti’yi desteklediği iddiasının yanında SP’ye destek verildiği de iddia ediliyor. İşin ilginç yanı hem Cübbeli Ahmet Hoca hem Adnan Oktar her fırsatta SP’yi överken, Adnan Oktar taraftarları Fatih Erbakan’ın Adnan Oktar’ı övdüğü bir videoyu sosyal paylaşıma servis ediyor. Adnan Oktar SP’nin desteğini o kadar önemsiyor ki bir tv programında SP’nin İstanbul Kongresi için İl Başkanı Selman Esmerer’in kendisine gelerek davette bulunduğunun altını çizmeden geçmiyor. Buna karşılık Soyal Paylaşım ortamlarında Milli Görüşçü İhvanlar diye organize olan Cübbeli Hoca taraftarları Adnan Oktar’ın programlarına aldığı bayanlara “kedim, güvercinim, güzelim… vs.” iltifatlar yağdırdığı videoları sık sık paylaşıyorlar.
Gerek Adnan Oktar gerek Cübbeli Hoca’yı ve gerekse Adıyaman Menzil ve Şeyh Nazım Kıbrısi gibi tarikatları sosyal medyada topa tutan başka gruplar da var. Özellikle Süleymaniye Vakfı ve Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır Hoca taraftarları “gavs, kutup,mehdi, vesile, hurafe ve bidat” başlıkları altında tarikat ve şeyhleri daha ilmi düzeyde ama bir o kadar ağır dille eleştiriyorlar. Bu eleştirilerin çıkış noktası tarikat ve mensupları tarafından sürekli gündemde tutulan, gavs ve mehdi inancı. Bir çok tarikatın belli kişileri “gavs” ilan etmesi ve Allah’a ulaşmak ve Allah’tan yardım almak için “gavs”ı aracı kabul etmeleri; Abdulaziz Bayındır, Mustafa İslamoğlu, Nureddin Yıldız, Ali Rıza Demircan, Faruk Beşer gibi hocalar tarafından sert bir şekilde eleştiriliyor. Abdulaziz Bayındır ve Mustafa İslamoğlu bu eleştirilerini açıktan isim zikrederek yaparken Nureddin Yıldız ve diğer hocalar muhatapları zikretmeden ama ayet ve hadislerden örneklerle aynı sertlikte karşı çıkıyorlar.
Özellikle Abdulaziz Bayındır, Mustafa İslamoğlu ve Nureddin Yıldız gibi hocaların haftalık sohbetlerde gündeme getirdikleri bidat ve hurafeler, sosyal paylaşım sitelerinde kısa videolar şeklinde yayınlanıyor ve yüzlerce hatta binlerce yorum alıyor. Adıyaman Menzil tarikatının Menzil Çay Ocağı isimli sosyla paylaşım grubunda ise; gavs’ın, sofilerini uzaktan takip ettiği, başları sıkışınca yardıma koştuğu, öldükten sonra bile kabirde yardıma gittiği, hatta hatun sofilerin dere kenarında yıkandıktan sonra saçlarını tararken tarağın başına batmasıyla gavs’tan yardım talep ettiği ve yardım edildiği gibi ilginç hikayeler yer alıyor. Son zamanlarda ise Cübbeli Ahmet Hoca’nın bir sohbette anlattığı ve “sofilerin yatak odasında yapıp ettiklerini bilen gavs’ın, onları nasıl uyardığı ve uyarılarını dikkate almayanları deşifre etmekle tehdit” ettiği şeklindeki hikaye büyük tartışmalara sebep oluyor.
Bidat ve Hurafelerle Mücadele vb. isimlerle oluşturulan karşı sosyal medya grupları ise en aktif çalışan gruplar. Bu sayfalarda sık sık, Adnan Oktar’ın mehdilik iddiaları, bayanlarla olan diyalogları, tarikatların cezbeleme, gaybten haberler gibi videoları paylaşılıyor. Şeyh Nazım Kıbrısi’nin zikirlerinden, Menzil’in gavs ve evlatlarına itaat’ı, kul ve köle olmayı emreden videolarına kadar, Cübbeli Ahmet Hoca’nın şeyhini Peygamber (sav) a benzettiği rüyalarından, hapishanede kendisini kandırmaya çalışan haham hikayelerine kadar bir çok paylaşım gerçekleştiriliyor.
Diğer taraftan gerek Cübbeli Ahmet Hoca gerekse Adnan Oktar’ın Said Nursi ve Fetullah Gülen Hoca ile ilgili açıklamaları taraftarları tarafından sürekli paylaşılıyor. Cübbeli Ahmet Hoca bazı vidolarında Fetullah Gülen Hoca’yı överken bazı konuşmalarında “diyalog çalışmalarını” yerden yere vuruyor. Ama hem Cübbeli Ahmet Hoca hem Adnan Oktar Said Nursi referanslı hareket etmeyi ihmal etmiyorlar. Cübbeli Ahmet Hoca keşfe açık birinin rüyasında Said Nursi’yi gördüğünü ve “ Cübbeli Ahmet’e söyle benden şüphe etmesin” dediğini söylerken Adnan Oktar Cübbeli Ahmet’in bu rüyayı uydurduğunu ve Said Nursi’ye büyük saygısızlık yaptığını söylüyor.
Sosyal Medya Savaşlarını bu kadarla kalmıyor. Bir başka ve daha büyük savaş Fetullah Gülen Hoca’nın merkeze alındığı ve diyalog, ehli kitap, ABD ile işbirliği vb konuların tartışıldığı başka bir cephede ilerliyor. Son bir aydır sosyal medyaya düşen Said Nursi ve Risale-i Nur Gerçeği Belgeseli ise daha büyük yankılara sebep olacak gibi gözüküyor. Bir sonraki yazımızda buradan devam etmeyi düşünüyoruz.
Gaffar DOĞAN / Rotahaber
Gaffar DOĞAN Rotahaber
Cüppeli Ahmet Hoca ile hem Adnan Oktar taraftarları, hem Mustafa İslamoğlu taraftarları, hem de Prof. Dr. Abdulaziz Bayındır taraftarları arasındaki fikri çatışmaları sosyal medyanın hararetini her geçen gün yükseltiyor
Cübbeli Ahmet Hoca’nın tutuklanması magazin düzeyinde tartışılıyor olsa da, sosyal medyanın hayatımıza girip her geçen gün etkisini artırmasıyla, cemaat, tarikat ve hocaların destekçileri tarafından, sosyal medya üzerinden yürütülen tartışmalar bir “sanal savaş” boyutunda kendini hissettiriyor.
Bu yazı dizimimize, sıcak gündemi ile Cübbeli Ahmet Hoca taraftarları ile karşı cephede yer alan cemaat ve hocaların destekçileri arasında yaşanan çok cepheli sosyal medya savaşları ile başlıyoruz. Çok Cepheli diyoruz çünkü birazdan okuyacağınız gibi birden çok cephe ve taraf var.
Cüppeli Ahmet Hoca ile hem Adnan Oktar taraftarları, hem Mustafa İslamoğlu taraftarları, hem de Prof. Dr. Abdulaziz Bayındır taraftarları arasındaki fikri çatışmaları sosyal medyanın hararetini her geçen gün yükseltiyor.
Cübbeli Ahmet Hoca ‘nın Adnan Oktar ile olan sorunu “mehdilik” ekseninde yürüyor. Adnan Oktar’ın mehdilik iddiası İsmail Ağa cemaati tarafından sert bir dille eleştirilirken Adnan Oktar bir tv konuşmasında Cübbeli Ahmet’in Fatih Altaylı ve Ergenekon ile ittifak halinde kendine ve “mehdi”ye karşı savaş açtığını söylüyor. Adnan Oktar başka bir tv programında “kendisinin hadislerde tarif edilen mehdi’ye tıpa tıp benzediğini” iddia ettikten sonra Türk İslam Birliği’nin mimarı olduğunu ve Cübbeli’nin bunu engellemek isteyen bir anti-mehdi olduğunu söylüyor. Adnan Oktar’a göre Cübbeli Ahmet Mehdi’nin gelmesini istemiyor çünkü Mehdi’nin kendisini keseceğini düşünüyor.
En çok paylaşılan videolarından birinde Adnan Oktar, Cübbeli Ahmet Hoca’nın kendisini hapishanede ziyaret ettiğini ve “Sultanahmet camii tarafından ‘Ahmet’ diye bir ses duyduğunu ve kendisinin mehdi olma ihtimalini” ima ettiğini söylüyor. Cübbeli Ahmet ise paylaşılan videolarda kendisinin kesinlikle mehdi olmadığını hatta Akit Gazetesi’nin bir muhabirinin kendisine ısrarla ‘mehdi olup olmadığını sorduğunu ve bu sorulara şaşırdığını’ söylüyor. Bu arada Akit Gazetesi’nden Hasan Karakaya’nın Cübbeli’nin tutuklanmasıyla ilgili olarak kaleme aldığı zehir zemberek yazıyı ve Adnan Oktar’ın bir internet sitesine verdiği röportajda “gazetelerin kralı Akit’tir” dediğini hatırlatmakta yarar var.
Adnan Oktar’ın Akit ve Milli Gazete ile uzun yıllar süren flörtü reklam-para endeksli görülse de özellikle Milli Gazete’nin son zamanlarda Adnan Oktar’a mesafeli durmasına rağmen Adnan Oktar’ın gerek Milli Gazete gerek Saadet Partisi’ni sürekli övgüler yağdırıyor olması “milli görüşe yaranma ve etkisinden faydalanma” olarak değerlendiriliyor. Ancak sosyal medya da son zamanlarda sık sık paylaşılan ve Adnan Oktar’ın tv programına konuk ederek “hoca, alim” diye övdüğü eski manken Gülay Pınarbaşı’nın hala daha Milli Gazate’de yazıyor olması farklı bir değerlendirme konusu. Sosyal Medya’da bir çok Milli Görüşçü Adnan Oktar’ı bir çok Milli Görüşçü de Cübbeli Ahmet’i teşkilata yaranmakla suçluyor.
İsmail Ağa cemaatinden gelen farklı bilgiler de sosyal medyanın kafasını karıştırır nitelikte. Son seçimlerde Cübbeli Ahmet Hoca’nın Tayyip Erdoğan’ı ziyaret ettiğini ve Cemaat’in AK Parti’yi desteklediği iddiasının yanında SP’ye destek verildiği de iddia ediliyor. İşin ilginç yanı hem Cübbeli Ahmet Hoca hem Adnan Oktar her fırsatta SP’yi överken, Adnan Oktar taraftarları Fatih Erbakan’ın Adnan Oktar’ı övdüğü bir videoyu sosyal paylaşıma servis ediyor. Adnan Oktar SP’nin desteğini o kadar önemsiyor ki bir tv programında SP’nin İstanbul Kongresi için İl Başkanı Selman Esmerer’in kendisine gelerek davette bulunduğunun altını çizmeden geçmiyor. Buna karşılık Soyal Paylaşım ortamlarında Milli Görüşçü İhvanlar diye organize olan Cübbeli Hoca taraftarları Adnan Oktar’ın programlarına aldığı bayanlara “kedim, güvercinim, güzelim… vs.” iltifatlar yağdırdığı videoları sık sık paylaşıyorlar.
Gerek Adnan Oktar gerek Cübbeli Hoca’yı ve gerekse Adıyaman Menzil ve Şeyh Nazım Kıbrısi gibi tarikatları sosyal medyada topa tutan başka gruplar da var. Özellikle Süleymaniye Vakfı ve Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır Hoca taraftarları “gavs, kutup,mehdi, vesile, hurafe ve bidat” başlıkları altında tarikat ve şeyhleri daha ilmi düzeyde ama bir o kadar ağır dille eleştiriyorlar. Bu eleştirilerin çıkış noktası tarikat ve mensupları tarafından sürekli gündemde tutulan, gavs ve mehdi inancı. Bir çok tarikatın belli kişileri “gavs” ilan etmesi ve Allah’a ulaşmak ve Allah’tan yardım almak için “gavs”ı aracı kabul etmeleri; Abdulaziz Bayındır, Mustafa İslamoğlu, Nureddin Yıldız, Ali Rıza Demircan, Faruk Beşer gibi hocalar tarafından sert bir şekilde eleştiriliyor. Abdulaziz Bayındır ve Mustafa İslamoğlu bu eleştirilerini açıktan isim zikrederek yaparken Nureddin Yıldız ve diğer hocalar muhatapları zikretmeden ama ayet ve hadislerden örneklerle aynı sertlikte karşı çıkıyorlar.
Özellikle Abdulaziz Bayındır, Mustafa İslamoğlu ve Nureddin Yıldız gibi hocaların haftalık sohbetlerde gündeme getirdikleri bidat ve hurafeler, sosyal paylaşım sitelerinde kısa videolar şeklinde yayınlanıyor ve yüzlerce hatta binlerce yorum alıyor. Adıyaman Menzil tarikatının Menzil Çay Ocağı isimli sosyla paylaşım grubunda ise; gavs’ın, sofilerini uzaktan takip ettiği, başları sıkışınca yardıma koştuğu, öldükten sonra bile kabirde yardıma gittiği, hatta hatun sofilerin dere kenarında yıkandıktan sonra saçlarını tararken tarağın başına batmasıyla gavs’tan yardım talep ettiği ve yardım edildiği gibi ilginç hikayeler yer alıyor. Son zamanlarda ise Cübbeli Ahmet Hoca’nın bir sohbette anlattığı ve “sofilerin yatak odasında yapıp ettiklerini bilen gavs’ın, onları nasıl uyardığı ve uyarılarını dikkate almayanları deşifre etmekle tehdit” ettiği şeklindeki hikaye büyük tartışmalara sebep oluyor.
Bidat ve Hurafelerle Mücadele vb. isimlerle oluşturulan karşı sosyal medya grupları ise en aktif çalışan gruplar. Bu sayfalarda sık sık, Adnan Oktar’ın mehdilik iddiaları, bayanlarla olan diyalogları, tarikatların cezbeleme, gaybten haberler gibi videoları paylaşılıyor. Şeyh Nazım Kıbrısi’nin zikirlerinden, Menzil’in gavs ve evlatlarına itaat’ı, kul ve köle olmayı emreden videolarına kadar, Cübbeli Ahmet Hoca’nın şeyhini Peygamber (sav) a benzettiği rüyalarından, hapishanede kendisini kandırmaya çalışan haham hikayelerine kadar bir çok paylaşım gerçekleştiriliyor.
Diğer taraftan gerek Cübbeli Ahmet Hoca gerekse Adnan Oktar’ın Said Nursi ve Fetullah Gülen Hoca ile ilgili açıklamaları taraftarları tarafından sürekli paylaşılıyor. Cübbeli Ahmet Hoca bazı vidolarında Fetullah Gülen Hoca’yı överken bazı konuşmalarında “diyalog çalışmalarını” yerden yere vuruyor. Ama hem Cübbeli Ahmet Hoca hem Adnan Oktar Said Nursi referanslı hareket etmeyi ihmal etmiyorlar. Cübbeli Ahmet Hoca keşfe açık birinin rüyasında Said Nursi’yi gördüğünü ve “ Cübbeli Ahmet’e söyle benden şüphe etmesin” dediğini söylerken Adnan Oktar Cübbeli Ahmet’in bu rüyayı uydurduğunu ve Said Nursi’ye büyük saygısızlık yaptığını söylüyor.
Sosyal Medya Savaşlarını bu kadarla kalmıyor. Bir başka ve daha büyük savaş Fetullah Gülen Hoca’nın merkeze alındığı ve diyalog, ehli kitap, ABD ile işbirliği vb konuların tartışıldığı başka bir cephede ilerliyor. Son bir aydır sosyal medyaya düşen Said Nursi ve Risale-i Nur Gerçeği Belgeseli ise daha büyük yankılara sebep olacak gibi gözüküyor. Bir sonraki yazımızda buradan devam etmeyi düşünüyoruz.
Gaffar DOĞAN / Rotahaber
