Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çiçekler Güzel Değildir

H Çevrimdışı

hasna

Üye
İslam-TR Üyesi
ÇİÇEKLER GÜZELDİR. HAVA bugün soğuk ya da sıcaktır. Öğleyin yediğimiz imambayıldı çok lezzetlidir. Bir anne çocuklarına kek yapmıştır. Çocukları “Aaa! Kek ne güzel olmuş!” demişlerdir. Günbatımını seyreden bir insan “Harika! Gözlerime inanamıyorum” diye hayretini ifade etmiştir. Rüzgâr önüne kattığı sonbahar yapraklarını sağa-sola savurmaktadır.

Bu ifadelerin hepsi, bir açıdan, yalandır. Bu ifadeler önemli yanılgılar içerir. Sorunlu konuşmalardır bunlar. İçsel birçok problem taşırlar. Birçok sıkıntının, acının kaynağı bu cümlelerde gizlidir. Çarpıtılmış hayat imgeleridir bunlar. Çarpıtılmış hayat ve kâinat imgeleri ruhumuzu ve kalbimizi karartır. Ruhumuzun ve kalbimizin kararması hayatımızı karartır. Bu cümleler hayat karartan cümlelerdir.

Gerçekte çiçekler güzel değildir. Çiçeklere güzel demek onların hukukuna bir tecavüzdür. Hava ne sıcaktır, ne de soğuktur. İmambayıldı yemeğine lezzetli denilemez. Annenin yaptığı keke güzel olmuş diyen çocuklar yanılgı içindedir. Günbatımı harika olamaz. Rüzgâr önüne kattığı sonbahar yapraklarını önüne katıp götüremez.

Güzelliğin karşıtı çirkinliktir. Sıcağın karşıtı soğuk, soğuğun karşıtı ise sıcaktır. Lezzetli olmayan bir yemek için tatsız bir yemek denir. Harika olmayan bir günbatımı için karşılık gelen kelime basitliktir.

“Çiçekler güzeldir” cümlesi problemli bir cümle ise, bunun karşıtı olan “Çiçekler çirkindir” cümlesi de problemlidir. Çünkü çirkin hiçbir çiçek bulamazsınız. “Güneş harika battı” cümlesi ne kadar problemliyse, “Güneş alelâde bir surette battı” cümlesi de bir o kadar problemlidir. Çünkü harikulâde olmayan tek bir günbatımı asla göremezsiniz.

Çiçekleri seyre dalan bir insanın aklı, duyguları etkilenir. İnsan duyguları çiçeklerde bir güzellik olduğunu sezer. Tam burada ortaya iki durum çıkar. Bir yanda çiçekler vardır, bir yanda da kimsenin karşı çıkamayacağı bir güzellik. Çiçekleri kimse inkâr edemez. Gözün gördüğü çiçek için çiçek yoktur demek bir hezeyandır. Çiçeklerde görünen güzelliği de genelde kimse inkâr etmez. Bu noktada, yani bir yanda çiçeğin varlığının gerçekliği, bir yanda da görünen, parıldayan bir güzelliğin varlığı konusunda çoğumuz hemfikir oluruz. Başka bir söylem bizi şuna götürür: Çiçekte bir güzelliğin görünülürlüğünü farketmek insanın tercihiyle olan bir durum değildir. İnsan böyle yaratılmıştır. İnsandaki duyguların güzelliği algılama kapasitesi bir nevi güzelliği anlama zorunluluğu getirir. Çiçekte bir güzelliğin farkedilmesi insanı artı bir konuma getirmez.

İnsanı kesin bir tercihe zorlayan güzelliğin varedilmesi eylemini, güzelliğin ortaya çıkarılması işini ne ile irtibatlandıracağız sorunsalıdır. Bu yüzden, “Çiçek güzeldir” ifadesi çok ciddi bir problemi içinde barındırır. Çünkü bu ifadeyle çiçek ile güzellik arasında tam bir bağ kurulmaktadır. Güzellik ile çiçek varoluşsal açıdan birbirine bağlanmakta, irtibatlandırılmakta, güzellik çiçeğin eseri ve ürünü olarak anlamlandırılarak varlığı kendisinden bilinmektedir. Güzelliğin çiçekle irtibatlandırılması, ek sorunları da getirir. Güzellik bir varedilme eylemidir. Bir çiçek yok iken varedilir. Hiçbir çiçek sonsuzdan beri var değildir. Çiçek bir varedilme eylemi ile ortaya çıkarılıyorsa, onda görünen güzellik de bir varedilme eylemiyle çiçekte varedilmiştir. Hem de yokluktan varedilme eylemiyle. “Çiçek güzeldir” söylemi ile biz güzelliğin varedilmesi eylemini kendisinin bile varedilme eylemini gerçekleştiremeyen edilgen ve bilinçsiz bir varlığa atfetmiş oluruz. Bu durumda, çiçek artık bir varedici olarak adlandırılmaktadır.

“Çiçek güzeldir” diyerek çiçeği bir varedici olarak benimsemek iki türlü haksızlığı içerir. Birincisi, bilinçsiz ve kendi varlığını bile ortaya çıkarma gücünden ve kudretinden yoksun çiçeği kendi varlığının ilahı yapma haksızlığı. Diğeri de, güzelliği bilinçsiz bir varlığın eseri görme haksızlığı. Güzellik gibi değeri bir değer bilincinden yoksun çiçeğe mal etmek değerliliğe de bir haksızlıktır.

“Çiçek güzeldir” söylemi büyük bir yanlışı içeriyorsa, ama bununla birlikte baktığımız, gözlemlediğimiz çiçeklerde de bir güzellik görünüyorsa, üstelik bu güzelliğin çiçeğin kendisiyle bir bağıntısı yoksa ve güzelliği çiçekle açıklamak mümkün olamıyorsa, söylemimiz ne olacaktır?

Meryem sûresindeki “Hiç ismi O’nunla anılmaya değer bir başkasını tanıyor musunuz?” âyetiyle Rabbimiz söylemlerimize önem vermemiz gereğine dikkat çeker. Yaratıcı bize söylemlerimizde, olayları anlatışımızda, yorumlarımızda Kendi adı dışında anılmaya değer birşey var mı diye sorar? “Çiçek güzeldir” söyleminde O’nun adına alternatif olarak çiçek anılmakta, bu anılma ile güzellik çiçeğin ürünü olarak görülmektedir. Rabbimiz olayları, kendimizi, yaşadıklarımızı, kâinatı, kâinatın içindeki varoluşları yorumlar, açıklamaya çalışır, hissettiklerimiz aktarırken O’nun mutlak varlığının yanında veya bunun alternatifi olarak Kendi eseri olan, Kendi yaratması olan varlıkların yaratılışının Kendisi dışında bir söylemle irtibatlandırılmamasını istemektedir.

Çiçekteki güzelliğin nasıl irtibatlandırılacağı sorununun çözümü semantik değişimde yatmaktadır. Yani, dilde bir anlam değişikliği gerçekleştirmekte... Bir konuda fikir yürütürken yaptığımız şey, kalbimizdeki anlamı kelimelere yüklemektir. Sonuçta, dilde anlam değişiklikleri yapmak istiyorsak söylemlerimizi değiştirmek gereklidir.

“Çiçek güzeldir” yanılgısının karşısında anlamsal bir değişme ancak “Çiçek güzel yaratılmıştır” söylemi ile gerçekleştirilebilir. Ortada güzelliğin varedilmesi, yok iken var kılınması ve bu eylemin edilgen, bilinçsiz, sonsuz derecede güçsüz çiçek tarafından yapılamaması gerçekliği, Mutlak Bir Varlığın çiçeği ve çiçekteki güzelliği yaratmasını zorunlu kılar.

Bu durumda, çiçeklerin Mutlak Bir Yaratıcı tarafından yaratıldığına inanıp “Çiçek güzeldir” demenin kişisel dünyamıza getirisi ve götürüsü nedir? Ya da, “Canım, ‘Çiçek güzeldir’ işte” deyip geçsek, bundan ne çıkar? “Çiçek güzel yaratılmıştır” dememenin sakıncası nedir?

Burada bir çatışma çıkmaktadır. Kalbimizde yer alan, inandığımız gerçeklik ile söylemlerimizin mutlak çelişkisi. Bu çelişki duygularımızda sıkıntı uyandırır—inandığını söylem haline getirememenin içsel sıkıntısı. Kalbimizde yerleşmiş inandığımız bir gerçeklik söylem haline gelirken biçim değiştirmek, başka bir anlama dönüşmek istemez. Çiçeklerin yaratıldığına inanıyorsak; bunu “Çiçekler güzeldir” diye ifadelendirmek, kalbimizdeki anlamı tamıtamına zıt, daha da önemlisi yanılgılı, vehmî bir keyfiyete çevirmek demektir. Doğru bir gerçeklik, yalan bir söyleme kurban gitmektedir.

Ayrıca, söylemlerimiz ile duygularımız ve inançlarımız arasında karşılıklı bir etkileşim vardır. “Çiçekler güzeldir” söylemi çiçeklerin yaratılmışlığına olan inancımızı da gün geçtikçe zedeler. Çarpıtılmış, yanılgılarla dolu söylemlerimiz, konuşmalarımız, sözcüklerimiz içsel dünyamıza yanlış, yanılgılı mesajlar iletir. Tekrarlanan bu mesajlar bir noktada güçlenerek artık içimizde, duygularımızda hâkim olan temel inançlarımız olmaya başlar.

Bir başka açıdan da, “Çiçek güzel yaratılmıştır” söylemi yerine mutlak bir yanılgı olan “Çiçek güzeldir” söylemi, duyguların ihtiyacı olan kendilik ve kâinat algısını bize sunamaz. Çiçekle aramızdaki bağı kopartır. Çiçek bilinçsiz bir varlıktır. Bilinçsiz bir varlıkla insan ontolojik ve varoluşsal bir bağ kuramaz. “Çiçek güzel yaratılmıştır” söylemi ile ise; çiçekle Yaratıcı arasında kurulan bağ, bizim kendimizle Yaratıcı arasında bir bağlılık geliştirmemize vesile olur. Çiçek artık bilinçli bir tercihle Yaratıcı tarafından bize bir ihsan ve nimet olarak gönderilen bir varlık haline gelir.

Bu bilinçli ve amaçlı yaratılış gerçekliğinin farkına varılması ve söyleme bu farkındalığın da katılması insanı Yaratıcısı ile irtibatlandırır; ve böylece hem çiçek gerçek bir anlama bürünür, hem de insan kendisinin varoluşsal olarak anlamlı bir konumda olduğunu farketmiş olur.

Bize verilen hayatı yaşarken yaşadıklarımızı anlamlandırmak zorundadır insan. Yapılmış bir kek karşısında söylemimiz “Aaa!! Ne güzel kek!” de olabilir ve bu bir anlamlandırmadır. “Rabbim anneme çok güzel bir kek yaptırmış” da olabilir. Bu da bir anlamlandırmadır. “Harika bir günbatımıydı!” söylemi yanında, “Rabbim bize harika bir günbatımı manzarası sundu” söylemi tam gerçekliği anlatan bir anlamlandırmadır.

Rabbimizin bizden istediği, kolay bir yöntemdir. O insanı zora sokmadan yaşadıklarımızı O’nun adına yaşanır kılmamızı talep eder. Bunun yolu semantik bir tekniktir. Yani, söylemlerimize dikkat etmek. Yaşadıklarımızı ve kâinatta olup biten olayları yorumlarken, anlamlandırırken, bir değer biçerken mutlaka Yaratıcı ile irtibatlandırıcı bir söylem seçmek. Bu basit ve kolay semantik değişim kişiliğimizde, olaylara bakış açımızda tam bir değişimi getirir. Bu ise duygularımıza sükûnetin yerleşmesine vesile olur. Çünkü kalbler Ancak Allah’ı anmakla mutmain olur.

Kısacası, “Çiçekler güzel” değildir. Çiçekler güzel yaratılmıştır.
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt