Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

CİHADIN AMACI VE BİR KİŞİNİN İMANINA VESİLE OLMAK

C Çevrimdışı

cendel

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
CİHADIN AMACI VE BİR KİŞİNİN İMANINA VESİLE OLMAK

Sehi b. Sa’d (r.a)’den Rasulullah (s.a.s)’in Hayber günü, Hayber’in fethi uzayınca şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:

"Yarın sancağı öyle bir kimseye vereceğim ki Allah ve Rasulü onu sever, o da Allah ve Rasulünü sever. Allah’ın onu vesile’ ederek bize zafer nasib etmesini umarım."

Ashabı kiram o geceyi Rasulullah (s.a.s)’in kime sancak vereceğinin merakı içinde aralarında bunu konuşarak geçirdiler. Sabahleyin hepsi sancağın kendisine verileceğinden umutlu olarak Rasulullah’a gittiler. Rasulullah (s.a.s):

"Ali b. Ebu Talib nerede?" diye sordu. Sahabeler:

"Gözünden rahatsız" dediler. Ve Rasulullah (s.a.s)’in emriyle Ali (r.a) çağırıldı. Rasulullah (s.a.s) Ali (r.a)’nün gözlerine tükürüp ona dua edince sanki daha evvel şikayeti yokmuş gibi iyileşti. Rasulullah (s.a.s) sancağı Ali’ye verdi. Bunun üzerine Ali (r.a):

"Ya Rasulallah! Hayber yahudileriyle onlar da bizim gibi müslüman oluncaya kadar vuruşuruz" dedi. Rasulullah (s.a.s) de:

"Onların bulundukları yere dikkatle gir. Onları İslam’a davet et. Onlara Allah (c.c)’nun üzerlerindeki haklarını bildir. Allah’a yemin ederim ki senin vasıtanla bir kimsenin hidayete ermesi senin için kırmızı develerden daha hayırlıdır" dedi. (Buhari-Müslim)


HADİSTEN NE İSTİFADE EDERİZ

1 - Müslümanların, kafirlerle olan ilişkilerinin özünü ve İslam’da cihad anlayışının temelini; "La ilahe illallah" düsturunu apaçık bir biçimde insanlara ulaştırmak teşkil eder. Yani; herhalukarda mü’minin kafirlerle olan münasebetlerini davet esası şekillendirir. Cihad da bu kural dahilindedir. Bu dinin emrettiği savaş ve öldürme hadisesi, bir amaç değil, olsa olsa bir araçtır. İslam tebliğinin önüne bir engel olarak dikilen her şeyi yıkmak; insanları hakkı seçme konusunda baskı altında tutarak, hakka yönelmelerini engelleyen tağutların zararlarını bertaraf etmek; en büyük fitne ve zulüm olan şirkin ve Allah’a karşı isyanın tüm dünyadaki kaynaklarını kurutmak ve dini (kanunu) sadece Allah’a has kılmak hususunda çözüme götürücü eh etkin araç... Şayet, bu din, cihad emriyle sırf insanların öl dürülmelerini, yok edilmelerini amaçlasaydı, o takdirde yahudi ve hristiyanlar gibi şirkte ve küfürde büyük mesafeler katetmiş toplulukların anlaşmalı olarak İslam toplumunun bünyesinde barınmalarını asla uygun görmez, derhal yok edilmelerini emrederdi. Ya da İslamın; savaş edilecek cahili toplumlarla savaşa girişmeden önce, davet edilmelerini ve şayet kabul ederlerse, dinin onlara dokunulmazlık tanıyacağını ısrarla bildirmesi gayet saçma olurdu. Şüphe siz bu böyle değildir. Çünkü, bu din kanın dökülmesinden insanların öldürülmesinden hiç hoşlanmaz aslında. Onun sunduğu asıl alternatif ise insanların ibadeti, itaati sadece Allah’a has kılarak, Allah’a kullukla yücelmelerini en barışçı yolla sağlamaktır. Şunu tekrarlayalım ki, yine bu din davetin engellenmesine, insanların zorla Allah’tan başkalarına ibadet ettirilmesine, beşerin şöyle ya da böyle Allah’a karşı büyüklenip kendisini O’nun makamına koymasına da asla tahammül edemez. İlahi sistemde bu korkunç olayların ve faillerinin etkisiz hale getirilmesi hususunda taviz yoktur.

2 - Ashabı- Kiramın o geceyi Rasulullah’ın sancağı kime vereceğinin merakı içinde geçirmeleri ve herkesin bu şahsın kendisinin olmasını temenni etmesi, onların imanda ve ilimde ne derece yüksek olduklarını ve Allah yolunda cihadda ve hayırlı işlerde nasıl birbirleriyle yarıştıklarını gösteren güzel bir örnektir.

3 - Rasulullah (s.a.s)’in: "Onların bulundukları yere dikkatle gir" buyurmasında, İslami hareket ve mücadele de temeli teşkil eden kurallardan birisine işaret vardır. Yüce İslam önderi Muhammed (s.a.s) bu sözüyle mücadelenin aceleye ve heyecana kapılmadan, düşünülerek ve her türlü tehlikeye karşı tedbirli olarak yapılmasının gerekliliğini ne de güzel vurguluyor. İşte, tevhid mücadelesini ayakta tutan ve başarıya ulaştıran bu ilahi metod, her çağ ve yerdeki İslam hareketlerinin başarıya ulaşmalarında takib etmeleri gereken yegane yoldur.

4 - Bir kişinin hidayetine vesile olmak... Bir kişiye Rabbini tanıtmak, hayatının esas gayesini bildirmek, yalnız Allah’a ibadet yüceliğine ulaşmasına vesile olmak Allah katında çok güzel, çok makbul bir ameldir. Dünyadan ve dünyanın tüm değerlerinden daha üstün bir amel. Nasıl üstün olmasın ki? Zira söz konusu olan olay; bir şahsın nefsinde putların yıkılıp her yönüyle Allah’ın hakimiyetinin kurulmasının sağlanması değil mi? Olay, yüzünü şu veya bu mahluğa çevirmiş gafil bir kulun, Allah’ın dininde hanif olarak yüzünü sadece O’na yöneltmesine vesile olmak değil mi? Bu olay tağutlara, sahte ilahlara, şeytana ve şeytanın hilelerine büyük bir darbe değil mi? Öyleyse, şüphesiz dünyanın tüm güzelliklerinden daha hayırlıdır, imana vesile olmak.

5 - Rasulullah (s.a.s)’in, sancağı vereceği kişinin vesilesiyle Allah’ın zafer nasib edeceğini bildirmesi, Allah’ın ona rasul olmasından dolayı vahiyle bildirdiği gaybi bir haberdir. Yoksa burada Rasulullah’ın gaybı bilmesi diye bir şey söz konusu değildir. Aynı şekilde, Ali (r.a)’nün hasta olan gözünün, Rasulullah’ın duasıyla hemen şifa bulması da ona rasul olması nedeniyle verilmiş bir mucizedir.

6 - Allah (c.c), O’nun dini için ve O’nun istediği şekilde nücadele veren mü’minlere, onlarla birlikte bilfiil mücadele eden salih kullarının duaları veya kerametleri vesilesiyle zafer nasib edebilir.

7 - Ali (r.a) için: "O, Allah ve Rasulünü sever, Allah ve Rasulü de onu sever" denirken, Ali (r.a)’nün şahsiyetinde her mü’min —en azından mü’min sıfatını kazanabilmek için— Allah ve Rasulünü mutlaka sever. Ali (r.a) için bu sıfatın özellikle vurgulanması, onun İslam ümmeti için de faziletini göstermek içindir.
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt