Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Evliyâ Dedem Abdulhamîd Han ∫ 1

matchless maturidi-1 Çevrimdışı

matchless maturidi-1

Üyeliği İptal Edildi
Banned
abdulhamithan1.jpg



II. Abdülhamid'in İman Kuvveti

II. Abdülhamid Han'ın en önemli sırlarından biri kuvvetli imana sahip olmasıydı. 33 yıllık saltanatı boyunca gücünü bu iman kuvvetinden aldı.

Sultan'ın meşhur bir sözü vardı:"DİN VE FEN" Osmanlı devletinin bu ikisine de sahip olması gerektiğini ifade eder ve İslam aleminin bu iki ziynetle ziynetlenmesini isterdi.

Ülkeyi kalkındıracak tek unsurun eğitim, onun da temelinin din olduğunu sık sık tekrar ederdi. Osmanlı devletinin bekası ve güçlenmesi İslamiyetin yükselmesine bağlı olduğunu, yeterli din eğitiminden mahrum insanların sadece şahsi menfaatleri tatmin için, çalışan egoistlerden oluşacağını ve memleketin de bundan zarar göreceğini belirtirdi.

II. Abdülhamid Han, Osmanlı devletini ayakta tutan yegane, gücün İslamiyet olduğuna inanmakta, devlet ve millet selametinin ancak güzel dinimiz olan İslamiyeti tam ve doğru olarak yaşamasına bağılı olduğunu bildirmektedir. Çocuklarına v.e etrafındaki insanlara da düşmanların oyununa gelinmemesi, dinsiz, ahlaksız insanlardan uzak kalınması gerektiği, İslamiyetin ilerlemeye mani olmadığı aksine ilerlemenin anahtarı olduğunu söylemekte ve yazmaktadır. Bu hususta çeşitli zamanlarda, özel sohbetlerinde-,, halka açık yerlerde beyan ettiği görüş ve düşünceleri;

Yeniden Canlanmak için Avrupa Medeniyetini taklit değil, gücümüzün esası olan İslamiyete dönmektir.

"İmparatorluğumuz, din, iman ülkesidir. ve öyle kalacaktır. Eğer din anlayışı yıkılırsa, İmparatorluğmuz'un sonu gelmiş demektir." "Kendi programımızı tatbik etmeliyiz. Ve her şeyden evvel İslamiyetin gösterdiği yolda gitmeliyiz. Hiçbir padişah başka türlü hareket edemez ve etmemelidir." "Eğer yeniden canlanmak, eski kuvvetimizi bulmak, eski büyüklüğümüze erişmek istiyorsak bize bu kudreti vermiş olan, Avrupa'nın sözümona medeniyetini taklit etmek değil, bilakis kudretimizin esasrolan İslamiyet'e dönmektir. "Kainatın yaratıcısı olan Allahu tealaya hamd olsun. İlahi, yalnız sana kulluk ederiz, yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola erenlerin, yollarını şaşırmayanların gittiği yola götür. "

"Bizi yükselten, dinimize karşı duyduğumuz büyük aşktır"

II. Abdülhamid han, İslamiyete saldıranları sevmez, İslamiyet ilerlemeye manidir diyenlere de şu cevabı verirdi;

"Avrupalılar, bizi küçültmek veya kötülemek istedikleri zaman Müslümanları taassublukla suçlarlar. Diğer mezheplerden olanlara.
sözde tatbik ettiğimiz kanlı zulümleri kastederler. Fakat Hıristiyanlar'in bizde olunca taassup dedikleri, kendilerine gelince vatan sevgisi diye adlandırdıkları aşk aynı aşk değil midir? Onların vatanları için duydukları hissi, biz dinimiz için duymaktayız. Düşmanlarımız buna taassup diyorlar. Müslümanlar dinleriyle hakikaten iftihar etmelidirler. Mü'minlerin ateşli bir aşk ile bağlı oldukları Hazreti Muhammed'dir (sallallahu teala aleyhi ve sellem) doktirini, insanlar arasındaki eşitliğe inanan, zayıfları koruyan, iyiliğe kıymet veren, kanunlara hürmeti emreden bir dindir. Dogmatik fikirleri, sembolleri, batıl itikatları kabul etmez. Bizi yükselten, dinimize karşı duyduğumuz büyük aşktır. Dinimizin terakkiye (ilerlemeye) mani olduğunu söylemek gülünçtür ve hakikate gözünü kapamak demektir.

II.Abdülhamid Han, Allahu tealanın emretti ibadetleri elinden geldiğince yerine getirir, beş vakit namazı zamanında kılar, abdestsiz yere basmazdı.

Bir çok kere kendisi imam olmuştur. Saltanatı süresince ağır hastalığı sebebiyle yalnız bir Cuma namazını terke mecbur kalmıştır. Ramazan aylarında sıhhati bozulmuş olduğu halde dahi oruçlarını tutmuş yememiştir.

II. Abdülhamid han içki içmez, içenleri sevmez ve hoş görmez Saray'a da sokulmasına müsaade etmezdi.

"Vicdan hürriyetine dünyada en çok müslümanlar hürmet göstermişlerdir"

"Bizi müsamahakar olmamakla itham edenler ancak cehaletlerini isbat ederler. Memleketimiz dahilindeki diğer din ve mezheplerden olanları, Müslümanlığı kabuletmeye mecbur etseydik, din farklılıklarından doğan birlik eksikliği için bugün bu kadar üzülmezdik. Halen dahi diğer dinde olanlara fazla hak ve imtiyaz vermeye devam ediyoruz. "Vicdan hürriyetine dünyada en çok müslümanlar hürmet göstermişlerdir. Dünyanın hiçbir milleti bizim kadar misafirperver değildir. Memleketlerinden sürülen pek çok kişiye barınacak yer vermişizdir. Nitekim Rusya ile harpetmeyi bile göze alarak, Polonyalılar'ı kabul etmedik mi?"

II.Abdülhamid Han Ehl-i sünnet itikadında bir Müslüman di. Zaten Osmanlı devleti de İslamiyeti bozmaktan, islamiyete hurefa ve yalanlan karıştırmaktan korumaya çalışmış, İslamiyete bidat, sapık düşünceleri karıştırmaya çalışanlara karşı mücadele etmiş, dünya insanlığına Ehl-i sünnet itikadını yaymışlardır. II. Abdülhamid Han da buna çok riayet etmiş, itikat ve iman birliğinin korunmasına çok gayret sarfetmiştir. Bilhassa Yayımlanan Kur'an-ı Kerimlerin hatasız olarak yayınlanmasına çok dikkat etmiş, hatalı olanların toplatmış ve uygun bir şekilde kaldırmıştır. Yayınlanacak olan Kur'an-ı Kerim ve diğer dini kitaplar bir kurulca incelenir uygun olanlarının yayınlanmasına müsaade edilirdi. II.Abdülhamid Han'ın bu hassasiyetini milleti tahrik için kullananlar da çıkmış Şultan'ın dini kitapları yaktığı, Kur'an-ı Kerimlerin sansür edildiğini söylemişlerdir.

Son Padişah Sultan Vahdettin Han Saray'da bulunan Fuad Türkgeldi'ye; "Benim sülalemde, bir tane bile dinsiz yoktur. " demiştir.

Abdülhamid Han, tasavvuf ehli, Şeriatın emrettiği doğrultuda 37 hareket eden ve bu emirlerin dışına çıkmayan bir veliyi kamil idi.Şeriatın emirlerine uymayan hiçbir işi yapmaz ve yapılmasına da razı olmazdı. İngiliz yazar Joan Haslip;
"Hiç bir yabancı devletin tazyiki, Abdülhamid'i Kur'an'ın ve Şeriatın eniklerine uygun olmayan bir reformu yapmaya ve imtiyazı vermeye asla mecbur edemezdi."

Başka bir Avrupalı yazar şunları anlatır: "Padişah, Ramazan ayında, dini vazifelerini çok ciddi şekilde yerine getirir, bu ayda hiçbir hristiyan huzura kabuledilmezdi. Bu kaide yalnız sefirlere değil, padişahın, Mister Tomson, Banker Zarifi ve hususi hekimi Mavvroyani gibi en yakın dostlarına bile tatbik edilirdi."
 
SİYAHSANCAKLI Çevrimdışı

SİYAHSANCAKLI

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Cumhuriyet tarihçilerinin kötülemeye çalıştığı ama aslında onun İmparatorluğu çökertmemek dini mübine sahip çıkması sebebi ile batı taklitçilerinin alçakça tahttan indirdiği,bunada en çok sevinenlerin yahudiler olduğunu bilmeyen yoktur,çünkü ondan sonra Filistililer için zor günler başlamıştır özellikle..Rabbim ondan bir defa daha Razı olsun..Mekanını Cenneti ala eylesin inşaAllah..
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Taceddin dergahının sakinlerinden Şair Mehmed Akif Ersoy , Abdulhamid Han'a (dedene) neden hakaretler etmiştir. Safahatta da bulunan bu hakaretler bir internet sitesinde şöyle ifade edilmiştir.

Aşağıdaki bu ifadeleri Mehmed Akif ersoy, Abdulhamid Han'a neden sarf etmiştir , açar mısın?


Mehmet Âkif Ersoy, 1966 baskılı Safahat isimli kitabında diyor ki:
-------------------------------------------
... Ortalık şöyle fena böyle müzebzep işler
Ah o Yıldız’daki baykuş ölüvermezse eğer (s. 402)
...

Çoktan beridir vardı benim bir derdim
Gideyim zalimi ikaz edeyim isterdim
Kafes ardında hanımlar gibi Saikliydi Hamid
Âl-i Osmandan bu korkaklık edilmezdi ümid (s. 415)

Ah efendim o ne hayvan o nasıl merkepti (s. 421)
Kız kadın hepsi haremlerde bütün gün mahpus
Şu telakkiye bakın en kötü vahşet namus (s. 422)
Herifin sofrada şampanyası hâlâ ayran Bâri yirminci asırdan sıkıl artık hayvan (s. 422) ...
Ah efendim o herif yok mu kızıl kâfirdi (s. 422)

Mehmet Âkif Ersoy’un, Müslümanların halifesi olan Sultan II. Abdülhamid Han'a, (Korkak, baykuş, merkep, hayvan, zalim, mel’un, kızıl kâfir, hâlâ şampanya yerine sofrasında ayran içen
herif… ) gibi çirkin sözler söylemiştir.

İşte kitap, inanmayan bakabilir Safahat, 1966 baskısı(Mehmet Âkif Ersoy) (Kütüphanelerde bulabilirsiniz.)

4a0ebb30b7ae48376e88d90739d0eda8.jpg


227372_10150247070116264_128445886263_8798073_5486501_n.jpg
 
matchless maturidi-1 Çevrimdışı

matchless maturidi-1

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Taceddin dergahının sakinlerinden Şair Mehmed Akif Ersoy , Abdulhamid Han'a (dedene) neden hakaretler etmiştir. Safahatta da bulunan bu hakaretler bir internet sitesinde şöyle ifade edilmiştir.

Aşağıdaki bu ifadeleri Mehmed Akif ersoy, Abdulhamid Han'a neden sarf etmiştir , açar mısın?


Mehmet Âkif Ersoy, 1966 baskılı Safahat isimli kitabında diyor ki:
-------------------------------------------
... Ortalık şöyle fena böyle müzebzep işler
Ah o Yıldız’daki baykuş ölüvermezse eğer (s. 402)
...

Çoktan beridir vardı benim bir derdim
Gideyim zalimi ikaz edeyim isterdim
Kafes ardında hanımlar gibi Saikliydi Hamid
Âl-i Osmandan bu korkaklık edilmezdi ümid (s. 415)

Ah efendim o ne hayvan o nasıl merkepti (s. 421)
Kız kadın hepsi haremlerde bütün gün mahpus
Şu telakkiye bakın en kötü vahşet namus (s. 422)
Herifin sofrada şampanyası hâlâ ayran Bâri yirminci asırdan sıkıl artık hayvan (s. 422) ...
Ah efendim o herif yok mu kızıl kâfirdi (s. 422)

Mehmet Âkif Ersoy’un, Müslümanların halifesi olan Sultan II. Abdülhamid Han'a, (Korkak, baykuş, merkep, hayvan, zalim, mel’un, kızıl kâfir, hâlâ şampanya yerine sofrasında ayran içen
herif… ) gibi çirkin sözler söylemiştir.

İşte kitap, inanmayan bakabilir Safahat, 1966 baskısı(Mehmet Âkif Ersoy) (Kütüphanelerde bulabilirsiniz.)

4a0ebb30b7ae48376e88d90739d0eda8.jpg


227372_10150247070116264_128445886263_8798073_5486501_n.jpg



II. Abdülhamid Han gibi dostunun düşmanın araştırdıkça hayranlığının arttığı bir zat hakkında
bu şekilde konuşmak, ancak gafilliktir. Şu andaki Türkiye Cumhuriyeti'nin kurumsal olarak temeli
II. Abdülhamid zamanında atılmıştır. Yani şu andaki devlet kurumları II. Abdülhamid Han'ın
birer eseridir. Ayrıca Yeni Türkiye Cumhuriyeti'ni kuranlar II. Abdülhamid Han'ın açmış olduğu
okullarda yetişen zevattır. Türkiye Cumhuriyeti'ni 1950-39 li yıllara kadar yönetenler,
devlet kurumlarında çalışan memurlar... vb. yine hepsi II. Abdülhanid Han'ın açtığı çizgide
yetişmişlerdir.

Benim anladığım kadarıyla sen M.A. Ersoy'u Abdullhamid Han'a tercih ediyororsun !
Abdullhamid Han hurriyete gonul vermiş Allah'tan başka kimsenin önünde eğilmeyen bir velidir bir zattır. Ancak Akif o dönemler dırahşan (parlayan) çehreler göremediği için umut adına çok sıkılmış hatta aşağıdaki şu mısraları kaleme almıştır

Oturmuş eğlenirken haşa senin zevalinle
Nedir builhadı imhalin bu samit infialinle

diyor dönemin vehametini de gözleer önüne alarak değerlendirmeliyiz.
Yoksa buralarda da soru soruyor II. Abdülhamid'le Mehmet Akif Ersoy'u kıyaslamak, kereste fabrikası
ile cam fabrikasının ürünlerini bir birleri ile kıyaslamak gibidir İkisi de bizim için önemli zatlardır,
Fatiha'nın dediği gibi birini diğerine tercih etmemeliyiz, ikisi de bizimdir, bizim için faydalı
insanlardır.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
]Benim anladığım kadarıyla sen M.A. Ersoy'u Abdullhamid Han'a tercih ediyororsun !


Nerden anladın taceddin dergahının sakini M. Akif ersoyu abdulhamid hana tercih ettiğimi ?

Abdulhamid Han, Said Nursi'yi Tımarhaneye Attırdı mı?
Bu başlıkta da said Nursi yi mi tercih ettiğimi anladın?
https://www.islam-tr.org/serbest-kursu/30365-abdulhamid-han-said-nursiyi-timarhaneye-attirdi-mi.html

Sen geçen Yusuf el Karadavi'yi de takdir ettiğimi bilmiştin.


Burası iftiracı, ve zancıların yeri değildir. Kendine dikkat et.

 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
II. Abdülhamid Han gibi dostunun düşmanın araştırdıkça hayranlığının arttığı bir zat hakkında
bu şekilde konuşmak, ancak gafilliktir. Şu andaki Türkiye Cumhuriyeti'nin kurumsal olarak temeli
II. Abdülhamid zamanında atılmıştır. Yani şu andaki devlet kurumları II. Abdülhamid Han'ın
birer eseridir. Ayrıca Yeni Türkiye Cumhuriyeti'ni kuranlar II. Abdülhamid Han'ın açmış olduğu
okullarda yetişen zevattır. Türkiye Cumhuriyeti'ni 1950-39 li yıllara kadar yönetenler,
devlet kurumlarında çalışan memurlar... vb. yine hepsi II. Abdülhanid Han'ın açtığı çizgide
yetişmişlerdir.


Ondan mı laik ve islama düşman bir devlet ortaya çıktı. Hayret demekki veli bir zat'ın yetiştirdiği yöneticiler olmasa Allah korusun daha neler olacaktı.. :kafaçakma
 
matchless maturidi-1 Çevrimdışı

matchless maturidi-1

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Nerden anladın taceddin dergahının sakini M. Akif ersoyu abdulhamid hana tercih ettiğimi ?


Bu başlıkta da said Nursi yi mi tercih ettiğimi anladın?
https://www.islam-tr.org/serbest-kursu/30365-abdulhamid-han-said-nursiyi-timarhaneye-attirdi-mi.html

Sen geçen Yusuf el Karadavi'yi de takdir ettiğimi bilmiştin.


Burası iftiracı, ve zancıların yeri değildir. Kendine dikkat et.



paylaştığın videoyu yeni gördüm netim yavaş olduğu içinde izleyemedim ama neler konuştuğunu tahmin edebiliyorum
cevizkabuğu'nda ''yunan adalarında, halep'te türk bayrağını göremiyorum, kahroluyorum! oralar türktür, misak-ı milli sınırları içindedir!'' şeklinde bağıran, bağırırken gözleri dolan ve çay içmeye başlayan, her halinden 100 yıl öncesinde kaldığı belli olan bir sahsiyet
12 eylül'de yurtdışına kaçmış ve vatandaşlıktan çıkartılmıştır. müsiad yönetim kurulu üyesi akp yalakası ve akp'li sunusi mısıroğlu'nun babasıdır kendisi Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubiye de laf atmaktan geri durmuyor şahsen sevmediğim bir tarihçi onun için kalede almıyorum kendisini.

II. ABDÜLHAMİD CENNET-MEKAN HAZRETLERİ DE BU MİLLET TARAFINDAN ANLAŞILAMAYAN YÜCE ŞAHSİYETLERİNDENDİR. O Kİ BİR EVLİYADIR O Kİ OSMAN YÜKSEL SERDENGEÇTİ'NİN TABİRİYLE "TANRIDAĞI KADAR TÜRK, HİRADAĞI KADAR MÜSLÜMAN" BİR PADİŞAHTI. ONA BU ÇİRKİN İFTİRALARI ATAN ADAMLARI (!) ALLAH'A HAVALE EDİYORUZ. RUHU ŞAD OLSUN.
 
A Çevrimdışı

arowona

Üye
İslam-TR Üyesi
paylaştığın videoyu yeni gördüm netim yavaş olduğu içinde izleyemedim ama neler konuştuğunu tahmin edebiliyorum
cevizkabuğu'nda ''yunan adalarında, halep'te türk bayrağını göremiyorum, kahroluyorum! oralar türktür, misak-ı milli sınırları içindedir!'' şeklinde bağıran, bağırırken gözleri dolan ve çay içmeye başlayan, her halinden 100 yıl öncesinde kaldığı belli olan bir sahsiyet
12 eylül'de yurtdışına kaçmış ve vatandaşlıktan çıkartılmıştır. müsiad yönetim kurulu üyesi akp yalakası ve akp'li sunusi mısıroğlu'nun babasıdır kendisi Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubiye de laf atmaktan geri durmuyor şahsen sevmediğim bir tarihçi onun için kalede almıyorum kendisini.

II. ABDÜLHAMİD CENNET-MEKAN HAZRETLERİ DE BU MİLLET TARAFINDAN ANLAŞILAMAYAN YÜCE ŞAHSİYETLERİNDENDİR. O Kİ BİR EVLİYADIR O Kİ OSMAN YÜKSEL SERDENGEÇTİ'NİN TABİRİYLE "TANRIDAĞI KADAR TÜRK, HİRADAĞI KADAR MÜSLÜMAN" BİR PADİŞAHTI. ONA BU ÇİRKİN İFTİRALARI ATAN ADAMLARI (!) ALLAH'A HAVALE EDİYORUZ. RUHU ŞAD OLSUN.

Arkadaşım sen iyice şaşırmış , herşeyi birbirine karıştırmış , taassubcu bir kişiye benziyorsun..
Kadir mısıroğlu zamanın en büyük osmanlı savunucu tarihcilerinden biridir. Bütün çıktığu TV canlı yayınlarında Maykıl kemal'e(atatürk) sevmiyorum , o DİNSİZDİR diyecek kadar cesaret sahibi bir kişidr..ve Abdulhamid han ve diğer osmanlı padişahlarını canı pahasına savunan ve osmanlı aşığı bir kişdir. sen videoyu izledinmiki böyle işkembei kübradan onun hakkında salladın ? eğer dediğin gibi bu adamı ka'le almayacaksak o zaman Osmanlı islamla alakası olmayan bir devletti..eğer bu adamı dediğinin tersine ka'le alırsak osmanlının islama ne büyük hizmetler verdiğini , padişahlarının islam için hayatını harcadığını , cihad meydanlarında geçirdiğini Öğreniriz.

Videoları izlemeden yorum yaparsan kardeş , bazen böyle komik durumlara düşebilirsin. Kadir mısıroğlunun Savunma ve övme dışında , osmanlıya ve padişahlara bir tane aykırı bir konuşmasını getir.
 
matchless maturidi-1 Çevrimdışı

matchless maturidi-1

Üyeliği İptal Edildi
Banned
:D
bilemiyorum sanırım karıştırdım biraz ama bu tarihçi yinede fazla realist biri değil sadece cesur olmak orada burada ataturk karşıtı konuşmak yetmiyor mısırlıoğlu gibi din üzerinden siyaset yapanlar inanç sömürücüleri diğer adıyla kalabalıklara konuşup bol alkış aldıkça enaniyet duyguları kabaranlar sadece zavallı diyebiliyorum..bir konuşmasında şöyle diyordu tayyipteki ecdadın ruhudur :)) gülmekten kendimi alamadım !!! mısırlı oğlu gibi din sömürücüleri sadece yalakalıktan beslenir....askere küfreden orduya dil uzatan adam alim olsa kaç yazar .. bunun gibiler benim düşünceme göre sadece batıkaynaklı piyasa sürümleri görevleri milletin değerlerini parçalamak... osmanlı yok artık yapılacak geleceğe bakmak her devletin sonu vardır insnalar gibi doğar gelişir ve yok olur yenileri kurulur buna sanırım kafası basmıyor hala yerinde sayanlardan...eldekinin kıymetini bilmezseniz eldekinden de olursunuz..
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Lâ' sen neye Lâ' dedin Anlaşılıyor. Sen Tevhid akidesine düşmansın sapık! Şeriat devleti yerine Laik demokratik kemailst İslam düşmenı rejimi savunuyorsun. Tağutun askerlerine kucak açmışsın!. Tağutun askerleri Afganistanda muscahilerle savaşır, sen Abdulhamid han bunları hazırladı diyerek iftihar edersin. Sen Türk ve Osmanlı delisi bir sapıksın! Allah seni ıslah etsin ve Tevhid akidesini nasib etsin . Yoksa böyle ortada sapık sapık dolaşacaksın.
 
SİYAHSANCAKLI Çevrimdışı

SİYAHSANCAKLI

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Şu hakaretlere ağıza alınmayacak sözler bir müslümana yakışıyormu üstelikte o kardeşin mensup olduğu millete sapık diyecek kadar ileri gidiyorsunuz,buradan anladığımız üzere islamda olmayan kavmiyetçiliğinizide ön plana çıkarıyorsun..şimdi sana sormak lazım Osmanlı sana ne yaptı..İslamı yüceltip Resulullah(s.a.v.) hadisine mazhar olmuş bir millet ,bir ordumu yoksa sizi üzdü..bak Osmanlı da millet kavramı yoktu,ümmet vardı..
 
Muzzammil Çevrimdışı

Muzzammil

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Assalamu alaikum Siyahsancakli kardesim.
Fida akhiyi yanlis anlamissiniz, o sahis sapkin fikrini iyice ortaya vurunca akhi de ona hastaligini soylemistir, buradaki Osmanli delisi kelimesi sizi yanitlmasin, orada kastedilen '' Osmanli'ya tapan '' manasindadir.Osmanli'yi yaptigi iyiliklerden dolayi severiz, yaptigi iyi ameller ile yaad ederiz, laakin yanlis olanlari da usul ile dile getirmek de yine boynumuzun borcudur ve bizler sadece tek olan Allah'a ve onun sanli Rasulune iman etmekle mukellifiz.
Ki bugun kafatasci milliyetciler haric ummet Osmanli'yi hep iyilik ile anar.
Mesela Fida akhi bir baska mesajinda seyh Eymen'in ( Allah onu korusun ) Turk halkina gonderdigi mesajin videosunu koymus ve baslik olarak sunu yazmis '' Osmanli'ya sapik diyen orjinal sapiklara seyh Eymen'den tokat ''

O sahis eger azicik tanisa idi, Abdulhamid hani gidip onun tahtini sallayan Kamal'a bir gun karsilastiklarinda ne dedigini bilirdi.
Halifeligi kaldiran, alimleri ve gariban Musluman'lari cumhuriyet mahkemelerin emirleri ile uzum salkimi gibi pes pese astiran, en korkuncu da bu milletin dilini degistirerek onlari bir gunde cahil birakan Kamal'in kurdugu duzen ve Abdulhamid han'in adini bir arada zikretmesi, Fida akhinin o sahis hakkinda soyledigi her kelimenin ne kadar da dogru oldugunu gosterir bence.

Rabb'im bizleri ifrat ve tefrite kaymayip en dogru yolda yuruyebilenlerden eylesin, amin !
 
A Çevrimdışı

ahmet meydani

Üyeliği İptal Edildi
Banned
II.ABDÜLHAMiT ( HAYATI )


Saltanatı: 1876-1908
Babası: Abdülmecid Han - Annesi: Tir-i Müjgan Sultan
Doğumu: 21 Eylül 1842 Vefatı: 10 Şubat 1918

Çok iyi bir tahsil görerek din ilimlerini ve Fransızcayı mükemmel bir şekilde öğrendi. Amcası Abdülaziz Han onu Mısır ve Avrupa seyahatlerinde yanında götürdü. Abdülaziz Han'ı tahttan indirip şehit ettiren, böylece Osmanlı Devleti'nde idareyi ele geçirin batı kuklası bazı paşalar, V. Murat'ın şuurunun bozulması üzerine, devlet işlerine karışmaması ve yalnız millet meclisinin çıkaracağı kanunlara göre hareket etmesi şartıyla, Abdülhamid Han'ı sultan ilan ettiler.

hamid2.jpg


Tahta çıktığında Osmanlı Devleti tam bir bunalımın eşiğindeydi. Karadağ ve Sırbistan'da savaş aleyhimize dönmüş, Bosna-Hersek ve Girit'te ayaklanmalar çıkmış, mali kriz son haddine varmıştı. Bu arada sadrazam Mithat Paşa ve arkadaşlarının isteği üzerine 23 Aralık 1876'da Birinci Meşrutiyet ilan edildi. Ancak gayrimüslimlerin dahi yer aldığı Meclis-i Mebusan'ın ilk işi Rusya'ya harp ilanı oldu. 93 harbi diye tarihe geçen bu savaş, Osmanlı Devleti için tam bir felaket getirdi. Ruslar İstanbul önlerine kadar geldi. Bir milyondan fazla Türk, Bulgaristan'dan İstanbul'a hicret etti. Mütareke isteyen Sultan Abdülhamid, ilk iş olarak devleti parçalanma ve yok olma yoluna doğru götüren Meclis-i Mebusan'ı kapattı (13 Şubat 1878) ve devlet idaresini eline aldı. Ayastefanos antlaşması ile Osmanlı Devleti Makedonya, Batı Trakya, Kırklareli, Kars, Ardahan ve Batum'u kaybediyordu. Ancak İngiltere ile anlaşan Abdülhamid Han, Kıbrıs'ın idaresini onlara bırakmak şartıyla, yeniden topladığı Berlin Konferansı'nda kaybedilen toprakların bir kısmına sahip oldu.

Abdülhamid Han büyük meseleler karşısında bunalan Osmanlı Devleti'ni bundan sonra dahiyane bir siyaset, adalet ve fevkalade bir kudretle yönetti. Düyun-u Umumiye idaresini kurarak iki yüz elli iki milyon tutan devlet borçlarını yüz altı milyona indirdi. Memlekette büyük bir imar faaliyeti ile eğitim ve öğretim seferberliği başlattı. Çoğu şahsî parasından olmak üzere cami, mescit, mektep, medrese, hastane, çeşme, köprü vs. gibi toplam 1552 eser yaptırdı. Ülkenin dört bir yanını demiryolu ile döşedi. Yunanlıların Girit'te isyan çıkarıp, Türkler arasında toplu katliamlar yaptırmaya başlamaları üzerine, Yunanistan'a harp ilan etti. Alman kurmaylarının altı ayda geçilemez dedikleri Termopil geçidini 24 saatte aşan Osmanlı ordusu, Atina önüne vardı. Yunanistan'ın tamamen Osmanlı eline geçeceğini anlayan Avrupalı devletler, sulha zorladılar ve bunda muvaffak oldular.

abdulh2.jpg


Yahudilerin Filistin'de bir cumhuriyet kurma teşebbüslerinin karşısına çıktı. Onların Osmanlı borçlarını bütünüyle silelim tekliflerini reddetti. Bu toprakların kanla alındığını, asla terk edilemeyeceğini sert bir dille bildirdi. Filistin topraklarının yahudilere satılmaması için gerekli tedbirleri aldı. Doğu Anadolu'da Ermeni hareketlerine karşılık Hamidiye alaylarını kurdu ve bölgede asayişi temin ile Osmanlı hakimiyetini pekiştirdi.

Sultan Abdülhamid Han'ı tahttan indirmeden Osmanlı Devleti'ni parçalamanın ve İslam'ı yok etmenin mümkün olmadığını gören bütün iç ve dış düşmanlar bu Türk hakanına karşı cephe aldılar. Bir taraftan Sultan'ı gözden düşürmek üzere her türlü iftira ve kötüleme kampanyaları yaparlarken, diğer taraftan suikastlar tertip ettiler. Ermeni asıllı Fransız yazar Albert Vandal'ın "Le Sultan Rouge=Kızıl Sultan" şeklinde ortaya attığı iftiraları aynen alan bazı gafiller, ansiklopedilere bunları yazarak genç nesilleri aldattılar.

Bu arada Padişah'ın devlet idaresinde nüfuzunu kırmak isteyen batılılar, İttihat ve Terakki mensuplarını kışkırtarak 23 Temmuz 1908'de İkinci Meşrutiyeti ilan ettirdiler. Böylece otuz yıl durmuş olan facialar tekrar başladı. 31 Mart Vakası sebebiyle İttihat ve Terakki ileri gelenleri tarafından tahttan indirilen Abdülhamid Han, Selanik'e gönderildi (27 Nisan 1909). 10 Şubat 1918'de Beylerbeyi Sarayı'nda vefat eden Abdülhamid Han'ın naşı Çemberlitaş'ta dedesi Sultan II. Mahmut'un türbesindedir.

ikinci-abdulhamit.jpg


II. Abdülhamit Han'ın güzel ahlakı, dine olan bağlılığı, edep ve hayasının derecesi, akıl ilim ve adaletinin çokluğu, milleti için gece-gündüz çalışması, düşmanlarına bile iyilik yapması, ciltler dolusu eserlerle anlatılmaktadır. Onun tahttan indirilmesinin üzerinden 10 yıl geçmeden imparatorluğun dörtte üçünün elden çıkması, memleketi 33 yıl nasıl idare ettiğine en açık delildir. Yine Abdülhamid Han'ın tahttan indirilmesiyle beraber kan gölü haline çevrilen Ortadoğu'da hala huzur tesis edilememiş olup, Arap alemi siyonizmin oyuncağı haline gelmiştir.


Vaktiyle İttihat ve Terakki fırkasının içinde Abdülhamid Han'a düşmanlık eden Filozof Rıza Tevfik ve Süleyman Nazif pişmanlıklarını aşağıdaki şiirliri ile dile getirmişlerdir.

Tarihler adını andığı zaman,

Sana hak verecek hey Koca Sultan,

Bizdik utanmadan iftira atan,

Asrın en siyasî Padişahına.

(Rıza Tevfik)



Padişahım gelmemişken ya da biz,

İşte geldik senden istimdada biz,

Öldürürler başlasak feryada biz,

Hasret olduk eski istibdada biz.

(Süleyman Nazif)


ÜSTAT NECİP FAZIL KISAKÜREK 'İN AZINDAN II.ABDÜLHAMİT


II. Abdülhamid, Türk’ün özünün ve temel varlığının, hakkı gasp edilmiş, mağdur kurtarıcısıdır. Abdülhamid, Tanzimat sonrasındaki Batı’ya kontrolsüz, körü körüne yönelişin karşısında inatla duran, kök ve cevherin müdafaasını son bir gayretle yapan muazzam bir şahsiyettir. Abdülhamid’i anlamak sayesinde yüzlerdeki maskeler düşecek ve onu bir anahtar gibi kullanarak bizi bu karanlık ve şahsiyetsiz ortama getirenlerin içyüzleri ortaya dökülecektir.

Abdülhamid hakkında söylenen her olumsuz iddiayı tersine çevirdiğimizde doğruyu bulacağızdır. Yani bir tür turnusol kağıdıdır Abdülhamid. Bu yorumların yalanını ayıklayıp onun üzerine bina ettiği yapıyı yeniden ayakları üzerine oturttuğumuzda hakikat ayan beyan ortaya çıkacaktır.

“Abdülhamid’i anlamak her şeyi anlamak olacaktır”
 
Üst Ana Sayfa Alt