Çevrimdışı
'Facebook casusluk ağı' sizi izliyor
Facebook'un ne kadar güvenilir olduğu tartışılıyor. Site, kullanıcılarının internet üzerindeki hareketlerini kolayca takip ediyor. Facebook ve Google gibi sitelerin adeta CIA'e veri tabanı gibi hizmet gördüğü belirtiliyor.
Haber Merkezi / PRESS MEDYA
Facebook ve Google, adeta CIA'e veri tabanı hizmeti görüyor. Bu artık açıkça biliniyor.
Associated Press ajansı CIA'in Facebook ve Twitter'ı takip ettiğini, bunun için kurulmuş bir merkez olduğunu duyurmuştu. Habere göre CIA televizyon istasyonları ve yazılı basını da takip ediyor.
CIA sadece yabancıların etkinliklerini izlediğini öne sürse de ABD vatandaşlarının da bu merkez tarafından izlendiğine dair şüpheler var.
Facebook bir sosyal ağ değil, gizliliği ortadan kaldırma ağı. Kurucusu Mark Zuckerberg'in de Facebook'un ilk bir kaç bin kullanıcısı, sitede bilgilerini açıkça paylaştıkları için, "aptallar" yorumunu yapması Facebook hakkındaki rahatsız edici gerçeklerden biri.
Nik Cubrilovic adlı bir girişimci, hacker ve yazar, Facebook'un 750 milyon kullanıcısının, hesaplarını kapattıktan sonra bile internet kullanımlarını izlediğini ortaya çıkardı.
Bir blogda yer alan bu hikaye aşırı merak uyandırınca Facebook olayı kabul etti ancak kasıtlı olarak, kullanıcıları takip için yapılmadığını öne sürdü.
Örneğin Facebook'taki "Beğen" butonu gibi bazı önemsiz bölümleri tıklamamak gerektiğine dikkat çekiliyor.
Beğen butonuna tıkladığınızda Facebook'un sizi izlemesine de kapı açıyorsunuz.
Zuckerberg, "Beğen" sistemini 2010 yılında bir konferansta duyurduğunda, cnet.com konuya ilişkin bazı iddialarda bulunmuştu. Cnet.com'a göre Zuckerberg'in aslında işaret etmediği nokta şuydu: "Beğen" butonunun yaygın kullanımı, insanlar CNN.com'dan Yelp.com'a, oradan ESPN.com'a geçtiklerinde Facebook'un tüm bunları rahatça izleyebildiğiydi.
Konu hakkındaki bu makaleye göre Facebook'a üye olmasanızda, Facebook hesabınız açık olmasa da, hatta "Beğen" butonuna tıklamasanız da, Facebook'un sosyal plug-in'leri ziyaret edilen sayfanın adresini ve sayfa yüklenir yüklenmez ziyaretçinin internet adresini topluyor.
Ne kadar çok site sisteme dahil olursa Facebook, kullanıcıların tarama alışkanlıkları hakkında o kadar geniş bir bilgi bankasına sahip oluyor.
Örneğin CNN.com sitesini ziyaret ettiğinizde, "Beğen sistemi" sizin o sitedeki hareketlerinizin kolayca takip edilmesini sağlıyor. Çünkü CNN.com da bu sistemin bir parçası. ESPN.com'u ziyaret ettiğinizde de hala Facebook plug-in'leri tarafından takip ediliyorsunuz demektir. Takip edilmek için Facebook kullanıcısı olmanıza gerek bile yok.
Facebook, Bulut Bilişim (Cloud Computing) sistemini de kullanıyor.
Bulut Bilişim sistemi, "çalıştırılan yazılımların bilgisayarda değil de internet üzerinden erişime açık olan, dünyanın farklı yerlerinde bulunan sunucular üzerinden çalıştırılması" olarak tanımlanabilir.
Cloud computing uygulama ve servislerine örnekler, Google Mail, Apple MobileMe, Ubuntu One, Picasa, Flickr, Google Docs olarak sıralanabilir. Microsoft (.Net Teknolojisi ve Azure), Sun (Open Cloud) ve Google (App Engine) şu anda bu işe en çok kafa yoran şirketlerin başında geliyor.
Bu sistem, "güvenli ve gizli bir sistem" olmaktan çok uzak. Örneğin Google, Hizmet Şartları sözleşmesinde, ihmal, dikkatsizlik, kötü niyet sonucu oluşabilecek zararlar nedeniyle hiç bir sorumluluk kabul etmediğini açıkça belirtiyor. Facebook da aynı mantığı güdüyor.
Facebook'un yüzleri algılayabilen bir sistem başlattığı da belirtiliyor. Böylece arkadaşlarınızın sizi etiketlemesi kolaylaşacak. Çok ürpertici bir teknoloji olduğu söylenebilir. Bu sisteme, sözde "teröristleri" takip etmek için hükümetin de kaynak sağladığı belirtiliyor. Böylece Facebook tüm bunları hükümet için de yapmış oluyor.
Sonuç olarak, Facebook, insanların hayatına her yönden hükmeden, baskıcı, kontrolcü, Orwellian bir casusluk ağından başka birşey değil. Sunduğu her uygulama, kullanıcıların takip edilmesine yol açıyor.
Sandeep Parwaga'nın henrymakow.com sitesindeki makalesinden alıntılanarak hazırlanmıştır.
pressmedya
Facebook'un ne kadar güvenilir olduğu tartışılıyor. Site, kullanıcılarının internet üzerindeki hareketlerini kolayca takip ediyor. Facebook ve Google gibi sitelerin adeta CIA'e veri tabanı gibi hizmet gördüğü belirtiliyor.
Haber Merkezi / PRESS MEDYA
Facebook ve Google, adeta CIA'e veri tabanı hizmeti görüyor. Bu artık açıkça biliniyor.
Associated Press ajansı CIA'in Facebook ve Twitter'ı takip ettiğini, bunun için kurulmuş bir merkez olduğunu duyurmuştu. Habere göre CIA televizyon istasyonları ve yazılı basını da takip ediyor.
CIA sadece yabancıların etkinliklerini izlediğini öne sürse de ABD vatandaşlarının da bu merkez tarafından izlendiğine dair şüpheler var.
Facebook bir sosyal ağ değil, gizliliği ortadan kaldırma ağı. Kurucusu Mark Zuckerberg'in de Facebook'un ilk bir kaç bin kullanıcısı, sitede bilgilerini açıkça paylaştıkları için, "aptallar" yorumunu yapması Facebook hakkındaki rahatsız edici gerçeklerden biri.
Nik Cubrilovic adlı bir girişimci, hacker ve yazar, Facebook'un 750 milyon kullanıcısının, hesaplarını kapattıktan sonra bile internet kullanımlarını izlediğini ortaya çıkardı.
Bir blogda yer alan bu hikaye aşırı merak uyandırınca Facebook olayı kabul etti ancak kasıtlı olarak, kullanıcıları takip için yapılmadığını öne sürdü.
Örneğin Facebook'taki "Beğen" butonu gibi bazı önemsiz bölümleri tıklamamak gerektiğine dikkat çekiliyor.
Beğen butonuna tıkladığınızda Facebook'un sizi izlemesine de kapı açıyorsunuz.
Zuckerberg, "Beğen" sistemini 2010 yılında bir konferansta duyurduğunda, cnet.com konuya ilişkin bazı iddialarda bulunmuştu. Cnet.com'a göre Zuckerberg'in aslında işaret etmediği nokta şuydu: "Beğen" butonunun yaygın kullanımı, insanlar CNN.com'dan Yelp.com'a, oradan ESPN.com'a geçtiklerinde Facebook'un tüm bunları rahatça izleyebildiğiydi.
Konu hakkındaki bu makaleye göre Facebook'a üye olmasanızda, Facebook hesabınız açık olmasa da, hatta "Beğen" butonuna tıklamasanız da, Facebook'un sosyal plug-in'leri ziyaret edilen sayfanın adresini ve sayfa yüklenir yüklenmez ziyaretçinin internet adresini topluyor.
Ne kadar çok site sisteme dahil olursa Facebook, kullanıcıların tarama alışkanlıkları hakkında o kadar geniş bir bilgi bankasına sahip oluyor.
Örneğin CNN.com sitesini ziyaret ettiğinizde, "Beğen sistemi" sizin o sitedeki hareketlerinizin kolayca takip edilmesini sağlıyor. Çünkü CNN.com da bu sistemin bir parçası. ESPN.com'u ziyaret ettiğinizde de hala Facebook plug-in'leri tarafından takip ediliyorsunuz demektir. Takip edilmek için Facebook kullanıcısı olmanıza gerek bile yok.
Facebook, Bulut Bilişim (Cloud Computing) sistemini de kullanıyor.
Bulut Bilişim sistemi, "çalıştırılan yazılımların bilgisayarda değil de internet üzerinden erişime açık olan, dünyanın farklı yerlerinde bulunan sunucular üzerinden çalıştırılması" olarak tanımlanabilir.
Cloud computing uygulama ve servislerine örnekler, Google Mail, Apple MobileMe, Ubuntu One, Picasa, Flickr, Google Docs olarak sıralanabilir. Microsoft (.Net Teknolojisi ve Azure), Sun (Open Cloud) ve Google (App Engine) şu anda bu işe en çok kafa yoran şirketlerin başında geliyor.
Bu sistem, "güvenli ve gizli bir sistem" olmaktan çok uzak. Örneğin Google, Hizmet Şartları sözleşmesinde, ihmal, dikkatsizlik, kötü niyet sonucu oluşabilecek zararlar nedeniyle hiç bir sorumluluk kabul etmediğini açıkça belirtiyor. Facebook da aynı mantığı güdüyor.
Facebook'un yüzleri algılayabilen bir sistem başlattığı da belirtiliyor. Böylece arkadaşlarınızın sizi etiketlemesi kolaylaşacak. Çok ürpertici bir teknoloji olduğu söylenebilir. Bu sisteme, sözde "teröristleri" takip etmek için hükümetin de kaynak sağladığı belirtiliyor. Böylece Facebook tüm bunları hükümet için de yapmış oluyor.
Sonuç olarak, Facebook, insanların hayatına her yönden hükmeden, baskıcı, kontrolcü, Orwellian bir casusluk ağından başka birşey değil. Sunduğu her uygulama, kullanıcıların takip edilmesine yol açıyor.
Sandeep Parwaga'nın henrymakow.com sitesindeki makalesinden alıntılanarak hazırlanmıştır.
pressmedya
