buraya da ramazanımızın tatlı bir yel gibi gelip ve çarçabuk gidiyor oluşunun üzüntüsünü yazmaya gelmiştim )
Kardeşim subhanallah benim psikiyatriste derdimi anlatırken konunun oraya gelmesin diye uğraştığım kısım değil mi bu ya.Bugün psikiyatristime El-Kaide ve Taliban'ın hak üzerine cihad ettiğini söyledim. Tabii diğer insanlar gibi "iki teröristi mi destekliyorsun?" dedi. Ben de şunu dedim, "nasıl Amerika ve NATO müslümanları bombalıyor da dünya gıkını çıkarmıyor terörist demiyor da, Mazlumlar için savaşan, Allah yolunda cihad eden kardeşler mi terörist oluyor ?" diyince sesini çıkarmadı. Anlatacaklarım bu kadar.
Ben sana katılamıyorum malesef canım. ) Yani bu inişleri/düşüşleri kişinin imanıyla ilintilemek aslında kişinin kendini sorgulamasına ve aceba nerelerde yanlış yapıyorum diyerek bir iç muhasebe yapmasına götürüyorsa bence bu güzel bir şey. Negatif anlamda anlamamak lazım. Ve buna örnekler de var hatırladığım kadarıyla alimlerden biri “iç sıkıntıların sebebi insanın fiile dökmeyip içinden geçirdiği günahlardır” sözü bir örmek..Ruh manevi gıdalardan mahrum kalınca insanın bu buhranları yaşaması da normal oluyor zannımca ki bununla ilgili de örnekler çoktur.ablacım sana çok çok fazla katılıyorum. şifa yolu elbette orası ama şuna değinmek istiyorum ve şunu altını çizerek belirteyim ki gerçekten sana veya buradaki herhangi bir kardeşe bir cevap niteliğinde yazmıyorum. herhangi bir kırılmaya sebep olmak istemem. sadece senin mesajın benim için bir hatırlatıcı oldu, Allah razı olsun.
müslüman depresyona giremez, iç çöküş yaşayamaz diye yaygın bir kanı var. hatta depresyon lafı daha tam dökülmemişken "sen nasıl müslümansın ki depresyona girebiliyorsun" gibi itham bombardımanına maruz kalınabiliyor.
yani sonuçta müslüman dediğimiz de etten kemikten bir insan, kaldıramadığı durumlar olabilir. bazen sadece öylece bir duygu dinliğinin, hiçbir şeyin içinde öylece kalmak isteyebilir. acısını, sızısını gidermeye derman bulamayabilir. yani bunu kalkıp kişinin imanı ile ilintilemek çok abes. tamamen bağımsız demiyorum elbette ama bütünsel olarak imana bağlamak zaten kötü olan kişiyi daha çok dibe çekiyor. o zaman benim imanımda mı yok o halde kaybedecek neyim kaldı ki, yok şöyle yok böyle diye diye o kişi ya oradan çıkamaz ya da çıkması epey zaman alır.
insanlığımızda hakikatten büyük bir üslup sorunu var. uç noktada keskin çizgileri var. insan olmanın acziyetinin bilincini taşımak gerek. biz eksik olana mükemmeli dayatıp kıyas ediyoruz ve sonu hep hüsran oluyor.
görmek isteyene o dibe çöküş çok şey öğretiyor. yaşanılan her an kıymetli, her an bulunmayı bekleyen bir hazine çünkü o kişiye tecrübesel bilgiyi veriyor.
biz müslümanlar zaten dertli insanlarız. şu hayatta bizi hayata bağlayan en kuvvetli şey imanımız hatta bazımız için hayata bağlayan tek şey bu. dolayısıyla insan olmanın acziyetinden kaynaklanan düşüşleri kişilerin imanına bağlayan çok insan var. şifa olmak yerine dermansız dert oluyorlar. bu hakikatten çok üzücü bir durum. Allah bizlere, kalplerimize, dillerimize, düşüncelerimize, fiilerimize selametlik versin.
düşmekten ziyade kalkmamaktan sorulacağız Allahu alem. düşenin üstüne basmak çok büyük bir zalimliktir, Allah bizi bu durumdan muhafaza etsin.
tekrar etmekte fayda görüyorum, bu yazımın muhattabı bu sitedeki kardeşler değil. reelde çok fazla bu tavra şahitlik ediyorum ve sanırım bir dolmuşluk peyda olduğu için konu ile ilintisi olan yorumu görünce dayanamadım ))
sürçü lisan ettiysem affola inşaallah.
Hakikaten bu durumu ben de yaşadım. Sen nasıl müslümansın diyen olmadı ama 'sahih akideyi benimsedikten sonra tedavini bırakırsın sanmıştım' diyen oldu. Sanki insan ruhu bir anda form değiştirecek özellikte. Ya da cilde yapışan bir maddeyi mendille silip sıyırmak gibi mi düşünüyorlar bunu, bilmiyorum ve empati falan kuramadıklarını düşünüyorum.müslüman depresyona giremez, iç çöküş yaşayamaz diye yaygın bir kanı var. hatta depresyon lafı daha tam dökülmemişken "sen nasıl müslümansın ki depresyona girebiliyorsun" gibi itham bombardımanına maruz kalınabiliyor.
yani sonuçta müslüman dediğimiz de etten kemikten bir insan, kaldıramadığı durumlar olabilir. bazen sadece öylece bir duygu dinliğinin, hiçbir şeyin içinde öylece kalmak isteyebilir. acısını, sızısını gidermeye derman bulamayabilir.
biz müslümanlar zaten dertli insanlarız.
Demek istediğinizi anladım sanıyorum. Durumu İman ile ilişkilendirmek, kişinin kendi iradesiyle örneğin Kitab'ı okurken kendi tedebbür ve tefekkür yolculuğu esnasında gerçekleşiyor ise imtihan gayesine ulaşıyor demektir biiznillah. Lakin, zaten halihazırda kuyu dibinde gibi hisseden birine dışarıdan bu -iyi niyetle- söylense dahi, maalesef kaş yaparken göz çıkarmak demek.Yani bu inişleri/düşüşleri kişinin imanıyla ilintilemek aslında kişinin kendini sorgulamasına ve aceba nerelerde yanlış yapıyorum diyerek bir iç muhasebe yapmasına götürüyorsa bence bu güzel bir şey. Negatif anlamda anlamamak lazım
ben sana bu konuda katılıyorum yukarıda da belirtmiştim aslında. tamamen bağımsız kılınamaz zaten bu mümkün değil ama sadece iman problemine has kılmamak gerek diye düşünüyorum, dediğin gibi allahu alem))Ben sana katılamıyorum malesef canım. ) Yani bu inişleri/düşüşleri kişinin imanıyla ilintilemek aslında kişinin kendini sorgulamasına ve aceba nerelerde yanlış yapıyorum diyerek bir iç muhasebe yapmasına götürüyorsa bence bu güzel bir şey. Negatif anlamda anlamamak lazım. Ve buna örnekler de var hatırladığım kadarıyla alimlerden biri “iç sıkıntıların sebebi insanın fiile dökmeyip içinden geçirdiği günahlardır” sözü bir örmek..Ruh manevi gıdalardan mahrum kalınca insanın bu buhranları yaşaması da normal oluyor zannımca ki bununla ilgili de örnekler çoktur.
Aynı şekilde bu sıkıntılar kalbin tatmin edilememesi sebebiyledir ki zaten Allah bunun zikriyle olacağını da bizzat ayetiyle delillendiriyor.
Yine alimlerden birinin şu sözü: “Allahtan başka her sevilen insan için üzüntüdür, kederdir ve gamdır” sözü başka bir örnek. Yani bizi Allatan alıkoyan her şey üst üste yüklene yüklene ruhumuza ağırlık oluyor diye düşünüyorum, Allah alem.
Ha birde yine imanla ilintili tevekkül eksikliğimiz, yani şöyle yapsaydım böyle olurdu, keşke şöyle yapsaydım şu olmazdı, vs vs gibilerinden Allahın takdirine tam teslim olamayışımız…bunlar yüzünden de ister istemez bir tatminsizlik oluşuyor.
Bu örnekleri verirken de kendi hayatımı düşünerek verdim yani kardeşin ‘imanı eksik o yüzden bu halde’ diyerek yapılmış bir yorum değil. Ya da ‘daha iyi Müslüman olsa bunlar başına gelmezdi’ anlamında da değil. Tam tersi ben kardeş için mutlu oldum, yani sıkıntılı haline sevinmedim tabi ama birincisi onun bu sıkıntıları bile günahlarına kefaret olacak bu bir…ikincisi de ne mutlu ona ki Rabbi onu kendi nefsine terk etmeyip imtihan ediyor ve inşaAllah yazdıklarına dayanarak onun hakkındaki zannım Allahın izniyle bunları aşacaktır…
Dünyanın yapısı zaten rahat bir hayat yaşamaya elverişli değil ) La rahate fid dünya hadisi de bunu özetliyor…
En iyisini Allah bilir…
aynen, katılıyorum.Demek istediğinizi anladım sanıyorum. Durumu İman ile ilişkilendirmek, kişinin kendi iradesiyle örneğin Kitab'ı okurken kendi tedebbür ve tefekkür yolculuğu esnasında gerçekleşiyor ise imtihan gayesine ulaşıyor demektir biiznillah. Lakin, zaten halihazırda kuyu dibinde gibi hisseden birine dışarıdan bu -iyi niyetle- söylense dahi, maalesef kaş yaparken göz çıkarmak demek.
Eğer ki, iç sıkıntılarının esbabı ve emredilen/tavsiye edilen çözümleri uygun üslup, ses ve tavırla (ders ya da vaaz verir gibi asla değil, kardeşin kardeşle tamamen birbirini dinleme ve anlamaya yönelik his-fikir paylaşımı şeklinde) aktarılırsa hem o kişiyle dertleşilmiş olunur hem de bir yol alınır.
Hay Allah yaa, Ben zaten üsluptan söz etmedim ki kardeşim. Tabiki en önemlisi doğru üslubu kullanmak bunda hemfikirizDemek istediğinizi anladım sanıyorum. Durumu İman ile ilişkilendirmek, kişinin kendi iradesiyle örneğin Kitab'ı okurken kendi tedebbür ve tefekkür yolculuğu esnasında gerçekleşiyor ise imtihan gayesine ulaşıyor demektir biiznillah. Lakin, zaten halihazırda kuyu dibinde gibi hisseden birine dışarıdan bu -iyi niyetle- söylense dahi, maalesef kaş yaparken göz çıkarmak demek.
Eğer ki, iç sıkıntılarının esbabı ve emredilen/tavsiye edilen çözümleri uygun üslup, ses ve tavırla (ders ya da vaaz verir gibi asla değil, kardeşin kardeşle tamamen birbirini dinleme ve anlamaya yönelik his-fikir paylaşımı şeklinde) aktarılırsa hem o kişiyle dertleşilmiş olunur hem de bir yol alınır.
Canım aslında sen bu konuda bir makale filan mı bulsan ya da hazırlasan yani bu konuda Nebevi metod tam olarak nedir iyice öğrensek de hatalı davranmasak. Misal Allah Rasulu böyle konularda nasıl bir yol izlerdi ve ashâbına nasıl davranırdı.aynen, katılıyorum.
yakın zamanda dahi bunu yaşadım.
bir arkadaşım ruhi manada çok kötü durumdaydı ve kiminle konuşsa ona eğer Allah'a gereği gibi iman etmiş olsaydın böyle hissetmezdin şöyle olmazdı böyle olmazdı minvalinde cümleler ile kız çok daha kötü bir halete büründü ve islami yükümlülüklerine karşı bir soğumaya neden oldu.
bu kişi o pozisyonda zaten bunu anlayacak hissiyatta değil. öncelikle bu durumda olduğu için suçlu hissetmesine gerek olmadığının bilincinde olmalı, müslüman kimsenin de böyle hissetmesinin mümkün olduğunun farkına varmalı veya vardırılmalı.
kişi kendiyle bir barış sağlayamadan içindeki bu öfkenin, hüznün veya her neyse giderilmesi zor maalesef.
Allah razı olsun abla )Canım aslında sen bu konuda bir makale filan mı bulsan ya da hazırlasan yani bu konuda Nebevi metod tam olarak nedir iyice öğrensek de hatalı davranmasak. Misal Allah Rasulu böyle konularda nasıl bir yol izlerdi ve ashâbına nasıl davranırdı.
Hadi kolay gelsin güzellik ) sana ne güzel iş çıkardım dimi, ablalık da bunu gerektirir öğle değil mi
Amin Allah svt tüm müslümanlardan razı olsun. Bölge de sağlam bina yok %90 yıkılmış kalanlarda ağır hasarlı kullanılamaz halde reyhanlı ilçesinde pek bir şey görmedim gayet sağlam şehir de hiçbir hasar yok hayat normal devam ediyor kırıkhan samandağ antakya merkez genel olarak büyük oranda etkilenmiş insanlar konteyner kentlerde ya da cadirlarda yasiyor büyük cogunluk diger sehirlere dagilmis vaziyette yemek dagitimlarini gorduklerim sadece kizilay beşir dernegi ibb baska gormedim. Eşya taşımak için nakliye firmaları baya bildigin kara borsa yapmislar fahiş fiyatlar uyguluyor gördüklerim bu kadar, sabah istanbula geldim 15 gün kaldık ekipler dönüşümlü çalışmalara devam ediyor.maşaAllah.
Allah Razi olsun, oradaki tum kardeslerin yar ve yardimcisi olsun.
tam olarak durum nasildi bolgede
iftar davetine giderken
davet edilen eve
pastaneden tatli mi almali
yoksa al kardes bu sana alacagim tatli parasi
bu da sana evde hazirladigim kek.
yani her gelen tatli almak yerine parasini verse
davet sahibi ay sonunda yarim altin yapar. bi köşeye atar
ya da bi ihtiyacini gorur
neden boyle diyom
bugun pastaneye verdigim ucret
hala icime oturdu
kalkmiyo
Daha dün aynı durumu yaşayıp anı şeyleri düşündüm
En güzeli evde kendin birşeyler yapıp götürmek veya hali hazırda evde bulunan yöresel ürünler (tarhana konserve reçel, sos, menemenlik veya komposto) dan götürmek. Hem ev sahibi için daha manidar Hemde sağlıklı
@!sLaM4eVeR abi baklava yaptim nasi olmus
biraz yandi bir de serbeti asiri fazla oldu
yani kucuk borcama yaptim
serbetini cekmis mi diye baka baka yarisi bitti
ama tadi cok guzel ve fekat hamur olmus.
bakinca otomatik 5 kilo aliyon
bir de yeyince düşünün jahshsv
Ekli dosyayı görüntüle 30493