Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Gazze Bop Için Istismar Ediliyor...

H Çevrimdışı

Hüseyin.

Üye
İslam-TR Üyesi
AKP, Gazze'yi BOP için istismar ediyor...



Türkiye, laik demokratik ve küresel kapitalizme eklemlenmiş sistemiyle ve ülkeyi yöneten, bireysel ibadetlerle sınırlanmış İslami algıya sahip siyasilerinin önderliğinde bölge halkları için dönüştürücü bir model haline getirilmek istenmektedir. BOP sürecinde Katar'ın başkenti Doha'da "ABD-İslam Dünyası Forumu" yapılmıştı. İslam ve Batı dünyasından gelen yaklaşık 200 katılımcı Doha'da üç gün boyunca Amerika-Ortadoğu ilişkilerini, Ortadoğu'nun bugününü ve geleceğini tartıştıkları bir toplantıda Amerikalı resmi yetkililer, "oyunun kurallarına bağlı kalınması" şartıyla HAMAS ve Lübnan Hizbullahı gibi İslami grup ve örgütlerin Ortadoğu'daki reform sürecine katılmalarından yana olduklarını, bundan herhangi bir rahatsızlık duymayacaklarını açıklamışlardı. Oyunun kurallarını da "demokratik ve hukuki prosedürlere bağlılık" olarak açıklamışlardı.

ABD'nin İnsan Haklarından sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Scott Carpenter da, HAMAS ve Hizbullah benzeri örgütlere demokratik sürece katılma imkanı tanınmasının yanlış değerlendirilmemesi gerektiği üzerinde durarak, bu yeni anlayışın Amerika'nın İslamî rejimlere onay vermesi şeklinde yorumlanamayacağına dikkat çekmişti. ABD eski Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ise, Amerikan Gazete Editörleri Derneği üyelerine yaptığı konuşmada ''İslam, Müslüman dünyası ve demokrasinin'' birbiriyle çelişmediğine örnek olarak Türkiye'yi ve AKP hükümetini göstermişti. Yani emperyalist batının razı olduğu sistem, yöneticilerinin seküler dünya görüşüne sahip olduğu, ekonomik, sosyal, siyasi ve hukuki kamusal alanlara karışmayan, vicdanlara çekilmiş ve en fazla bireysel ibadetlere alan açan Protestanlaşmış bir din algısına sahip bulunduğu, siyasal ve hukuki alanda laik demokratik, özgürlükler alanında liberal, ekonomik planda kapitalist bir sistemdir. İşte AKP örnekliğinde tüm Ortadoğu’ya sunulan model budur ve bütün Müslüman halklar bu modele çağırılarak, bu modelin önü açılarak dönüştürülmek istenmektedir.

Rice'ı destekleyen bir başka ifade de S. P. Huntington'a aittir. Bu yazar Türkçe'ye "Medeniyetler Çatışması" adıyla çevrilen kitabında; Türkiye'nin lider olma potansiyelinden söz ettikten sonra şunları söylüyor: "Türkiye, kültürel ve dini geleneklerini canlandırmanın, İslam ve Osmanlı mirasının üzerine modern bir ekonominin ve demokratik bir siyasetin inşa edilebileceğini göstermenin zamanının geldiğini düşünebilir... İnanıyorum ki, Türkiye bu yüksek gayeye sahip çıkacaktır ve eğer İslamî bir anlayışla kalkınmayı ve demokrasiyi birleştiren bir model olabilirse bundan hem Türkiye hem de dünya faydalanacaktır.....”
Buraya kadar olan yazı Mehmet Pamak’tan alıntıdır.


Bir kere Tevhid ehli, demokrasinin küfür olduğuna inanır!
Ben demokrasinin küfür olduğuna inandığım için Mavi Marmara olayına farklı bakıyorum.
Daha önce, ‘’One Minute’’, ‘’Filistine Yol Açık’’ ve şimdi de ‘’Mavi Marmara’’ olayları, bunların hepsi ‘’Büyük Ortadoğu Projesi’’ çerçevesinde Ortadoğu’ya demokrasiyi taşımak için gerçekleştirilmektedir.


Bakınız Filistine Yol Açık konvoyunu organize eden ingiliz parlamenter George Galloway ayağının tozuyla döndüğü ingilterede nasıl bir açıklama yaptı:

"Türkiye'nin AB'nin dışında tutulması gerektiği düşüncesinin çok saçma bir politika" olduğunu ifade etti. Galloway sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye, Müslüman dünya ile gayrimüslim dünya arasında bir köprüdür. Türkiye, bir Müslüman ülkenin nasıl olması gerektiğiyle ilgili tam bir örnek. Müslüman ve modern olan Türkiye'de her şey çalışıyor ve verimli bir şekilde anında yapılıyor. Bakanlarından ya da Büyükelçiliklerinden yardım istiyorsunuz, anında ve verimli bir şekilde hemen yapılıyor. Tüm Müslüman dünyası nın Türkiye gibi olmasını ve Erdoğan gibi bir kişi tarafından yönetilmesini temenni ediyorum."


Müslüman(!) ve demokratik Türkiye önderliğinde ılımlı İslam birliği ve hatta ılımlı bir Osmanlı haritası tekrar canlandırılmak isteniyor.

Bu, aslında bütün Ortadoğu’yu demokrasi ile müşrikleştirme operasyonudur.

Kötü polis olan amerika ve israilin yapamadığını iyi polis olarak Türkiye’ye yaptırmaktır!


Bakınız, Arap dünyasının en nüfuzlu gazetelerinden Londra merkezli El Kuds El Arabi Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdulbari Atwan, Vakit muhabiri Mehmet Nedim Aslan'a yaptığı çarpıcı açıklamalardanbir bölüm:

“ERDOĞAN, ARAP LİDERLERDEN DAHA POPÜLER”
“Türkiye, ‘Demokrasi ve İslam bir arada olamaz' diyenleri yanılttı. Müslüman kimliğiyle işleyen demokrasisi Türkiye'yi güçlü kılıyor. Bizim Arap ülkelerinde olmayan şey demokrasi. Eğer Türkiye'nin liderliğinde bir birlik kurulursa, sizdeki demokrasi düşüncesi Araplara da sirayet eder. Bugün Erdoğan, Arap dünyasının en popüler, en sevilen lideri. Arap liderlerinden bile daha çok popüler. Çünkü Erdoğan, prensip ve ahlak sahibi. 20 yıl sonra Türkiye'yi geçen yıl ziyaret ettim ve çok şaşırdım. Türkiye'nin nasıl zenginleştiğini nasıl büyüdüğünü gördüm.”

“BİR ARAP OLARAK TÜRKİYE'NİN ARAPLARI YÖNETMESİNİ İSTİYORUM”
“Peki ya ulusalcı Araplar Türkiye'nin liderliğine karşı çıkmaz mı? ‘Türkiye bizleri Osmanlı'daki gibi yönetmek istiyor' diye itiraz etmezler mi? Bazı Arap aydınlar Osmanlı'yı ‘kolonyal bir güç' olarak görüyordu” sorusunu şöyle cevaplıyor El Kuds El Arabi Genel Yayın Yönetmeni “Ben bir Arap olarak söylüyorum. Türkiye neden bizi yönetmesin ki! Demokrasi, insan hakları, özgürlükler konusunda Türkiye bize neden örnek olmasın. Biz Araplar olarak Türklere İslam'ı öğrettik. Türkler de bir Müslüman İmparatorluğu kurarak İslam'a hizmet ettiler.”

“TÜRKİYE'NİN ARAPLARI YÖNETMESİNDEN GOCUNMAM”
Neden Türkler de Araplara demokrasi, insan haklarını öğretmesin ki! Ben bir Arap olarak Türkiye'nin Arapları yönetmesinden gocunmam. Bugün mesela Norveç, İsveç neden ‘Almanya ve Fransa bizi koloni haline getiriyor' demiyor. Türkiye'nin liderliğinde kurulacak bir birlik hem Türkiye'nin hem de Arapların hem de tüm Müslüman dünyasının lehine olur. Eğer Müslümanların ezilen onurunu, gururunu koruyacaksa neden böyle bir birlik olmasın. Bunun Türk, Arap ya da başka biri olması önemli değil. Ben özgürlük, barış, demokrasi, gelişmişlik getirecekse Türkiye'nin liderliğini şimdiden kabul ediyorum.”


Yine başka bir arap gazetesinden aktarıyorum:

‘‘Erdoğan'a çağrı...
Arap gazetesi Dar El Hayat, “Osmanlı kurulsun, Recep Tayyip Erdoğan dünyadaki Müslümanlar’ın lideri olsun” çağrısı yaptı.

LÜBNAN’DA basılan ve Arap dünyasında büyük saygınlığı bulunan Dar El Hayat gazetesinde Cihad El Hazen imzasıyla yayınlanan yazıda Başbakan Tayyip Erdoğan’a övgüler yağdırıldı. El Hazen, Osmanlı İmparatorluğu’nun yeniden kurulması gerektiğini, Erdoğan’ın padişah ve halife ilan edilip tüm Müslüman dünyasının liderliğini almasını istediklerini yazacak kadar ileri gitti. İşte gazetedeki Erdoğan yorumları:

Bir anlık öfkeyle de olsa İsrail lideri Şimon Perez adlı “şarlatana” haddini bildiren Erdoğan, tüm dünyaya Müslümanlar’ın masum insanların öldürülmesine nasıl tepki verilmesi gerektiğini öğretti. Ucuz bir siyasi kazanç uğrunda koşan bir politikacı gibi davranmadı. Tüm Müslümanlar’ın onur ve şerefini kurtardı. Bu yüzden Erdoğan’a büyük bir teşekkür borçluyuz. Arap bir işadamı ile konuştuğumda, “Erdoğan bizim gibi Arapların kendimizden utanmamızı sağladı. Onunla gurur duyuyoruz” dedi. Bir Türk televizyonu olay sonrasında benimle röportaj yaptığında onlara canlı yayında söylediğimi şimdi burada tekrarlamak istiyorum: Erdoğan bir Müslüman olarak bizi gururlandırdı. İsrail zulmüne sessiz kalan liderlerimiz yüzünden Arap olduğumuzdan utanıyoruz. Onurumuzu ve şerefimizi Erdoğan kurtardı. Osmanlı Devleti yeniden kurulmalı. Erdoğan halife ve padişah ilan edilmeli. Müslüman dünyasının başına geçmeli. Irak, Filistin, Kuzey Afrika, Lübnan gibi birçok ülkede seçimler yapılıyor. Erdoğan hangisine katılsa kazanır.‘‘

Arapça yayın yapan bir çok gazetede bunlara benzer yazılar fazlasıyla mevcut.


Bütün bu olaylardan anlaşılıyor ki, Erdoğan ve AKP hükümeti Gazze’yi ve hatta İHH’yı BOP için istismar ediyor. BOP uğruna kendilerine verilen görev eksiksiz ve çok ustaca yerine getiriliyor.

Müslümanlar neden şu soruları kendilerine sormuyorlar:
Gazze için ortaya konan hassasiyet neden bir Çeçenistan için ortaya konmuyor?

Yoksa orada zulüm yok da ondan mı, yoksa oradan AKP politik bir menfaat elde edemiyor da onun için mi?

Neden Kafkasya‘da Müslümanlara yapılan zulme ‘‘One minute‘‘ denilmiyor? Üstelik burada zulmü yapanlarla çok iyi ilişkiler kuruluyor!

Bahsettiğimiz olaylar sonrası yapılan açıklamalar hep demokrasiyi meşrulaştırma adına yapılıyor, Bülent Yıldırım gibi insanlar da bilerek veya bilmeyerek demokrasiyi dolaylı olarak öven açıklamalarda bulunuyor.


Yani eninde sonunda bu işten kârlı çıkan yine demokrasi oluyor.

Müşrikler yapacağını yapıyor, ancak bizim Müslümanlar da olaylar karşısında israili sadece kınamakla ve telin etmekle kalıyorlar... Protesto yürüyüşleri tertip edip öfkelerini kusuyorlar, deşarj oluyorlar... Zaten kâfirlerin istediği de budur!

Müslümanlar şunu iyice öğrenmesi lazım; Demokrasinin tanıdığı haklarla Müslümanlara zerre kadar fayda gelmez...

israil Müslümanlarla savaşıyor, ancak bizim Müslümanlar da, mesela İHH başkanı Bülent Yıldırım Mavi Marmara olayından sonra TR'ye dönünce şöyle bir açıklama yaptı: ''İnanmadığımız hukuka riayet ettik, uluslararası hukuka göre israilli askerlerin elinden aldığımız silahlarla kendimizi savunma hakkımız olduğu halde o silahları denize attık!''

Ben de diyorum ki, Müslümanlar uluslararası hukuka riayet ettikleri kadar Allah'ın hukukuna riayet etselerdi, içerisinde bulundukları zilleten kurtulurlardı.

Allah'ın hukukunda İslam toprakları işgal edilince orada yaşayan bütün Müslümanlara cihad farz-ı ayn olur, düşmanı kovmak için silaha sarılıp savaşmak Allah'ın emridir, namaz, oruç ve zekat gibi farzdır.

Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurur: "...cihadı terkettiğiniz zaman Allah size bir zillet verir ve yeniden dininize dönmedikçe sizden onu kaldırmaz." (Ebu Davud)

Bakınız Allah'ın hukukunda ne geçiyor:

"Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda savaşın!" (Bakara, 190)

"Müşrikler sizinle nasıl toplu olarak savaşıyorlarsa, siz de onlarla tolu olarak savaşın!" (Tevbe, 36)

Mavi Marmara ve benzeri olaylar hep Rabb'imizin bu emirlerini gözardı etmeye yarıyor...
Allah'ın hukuku yerine, daha çok uluslararası hukuka itina gösteriliyor...

Daha önce gerçekleşen ''Filistine Yol Açık'' olayından sonra yapılan açıklamalar hep demokrasiyi çözüm olarak göstermiştir...

Şimdi de, AB, NATO, BM gibi uluslararası kuruluşların israili kınaması başarı olarak kutlanıyor.

Müslümanlar için bundan daha büyük bir zillet olabilir mi?

Adamlar hem kendileri vuruyor, hem de kendileri uluslararası kuruluşlarıyla kınıyor...

Dünya basın ve yayını yahudinin elinde! israilin yanlızlaştığından bahsetmek kadar komik birşey olabilir mi?

Eski ABD Başkanlarından Mason ve Rotary üyesi olan Franklin D. Roosevelt şöyle diyor:
’’Siyasette hiçbir şey tesadüf değildir. Bir şey vuku buluyorsa, o şeyin önceden planlandığından emin olabilirsiniz!’’


‘‘Eğer sen, yeryüzünde bulunanların çoğunluğuna uyarsan; seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar, ancak zanna uyarlar ve yalnız yalan söyleyip dururlar.‘‘ (6 / EN'ÂM, 116)

Rabbim bütün Müslümanlara feraset ihsan eylesin!
 
A Çevrimdışı

abdulkadir27

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Es-selamunaleykum

Ellerine sağlık Allah bütün müslümanlara şuur ihsan eylesin.
Allahın Selamı tüm yeryüzündeki muvahidlere olsun.
 
Üst Ana Sayfa Alt