Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Gezi Sonras Türkiyede Bizler Ne Yapmalıyız

farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bunun konunun sanal ortamda konuşulması sakıncalı mı olur bilmiyorum.
Ama bişeyler yapmadan da duramıyorum.
Bişeyler yapılmalı.

Konuyu açalımmı. Yoksa sileyimmi.
Görüşünüze açıyorum.

Açılış için de bu resmi koyuyorum.

İlk önerim aşağıdaki gibi etkili resimlerin çoğaltılması


969245_530425707023508_158522235_n.jpg

https://www.facebook.com/josefislam
 
E Çevrimdışı

Ebu & Dücane

Guest
"Ak partiyi irticacı olarak görebilmek"

Perinçek: AK Parti'yi yıkacağız

Perinçek, Ergenekon davası duruşmasında yaptığı savunmasında AK Parti'nin Cumhuriyet karşıtı olduğunun tescilendiğini ve bu partiyi yıkacaklarını söyledi



Dünya Bülteni/ Haber Merkezi
Ergenekon davasının tutuklu sanığı Doğu Perinçek, 30 Temmuz 2008 tarihinde Yargıtay tarafından AK Parti'nin laiklik ve Cumhuriyet karşıtı eylemlerin ekseninde olduğu için yasadışı olduğuna karar verildiğini söyledi. Perinçek, "Davada cebir ve şiddet ile hükümeti yıkmaya çalışmakla suçlanıyoruz. Hukuki yollardan yasadışı olan AKP'yi yıkacağız. Bunu herkes bilsin." diye konuştu.
Ergenekon davasının bugünkü oturumunda İşçi Partisi Genel Başkanı tutuklu sanık Doğu Perinçek savunma yaptı. Duruşma başlamadan önce bina içine alınan bazı izleyicilerin "Her yer Taksim, her yer direniş" diye slogan atmaları dikkat çekti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Ergenekon davasının 310'uncu duruşmasında emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Doğu Perinçek, Tuncay Özkan ve Danıştay saldırısı faili Alparslan Arslan'ın da aralarında bulunduğu 52 tutuklu sanık duruşmada hazır bulundu.
Duruşmaya katılan 10 tutuksuz sanıktan Yalçın Küçük, Sami Hoştan, Mustafa Koç ve Yüksel Dilsiz ise Ergenekon davası haricinde yargılandıkları başka davalardan tutuklu oldukları için tutuklu sanık bölümünde yer aldı.
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, YAŞ üyesi Orgeneral Nusret Taşdeler, CHP milletvekilleri Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay, emekli Orgeneral Hurşit Tolon ve emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün de aralarında bulunduğu 14 tutuklu sanık ise duruşmaya katılmadı.
Sanıklar ile avukatların kimlik yoklamalarının yapılmasından önce Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, izleyici bölümünü dolduran ve çoğu partili olan izleyicilere olası taşkınlıklar için uyarıda bulunarak tepki göstermemelerini istedi.
Duruşmaya İşçi Parti Genel Başkanı Doğu Perinçek'in savunması ile başlandı. Savunma yapıp yapmayacağı sorulan Perinçek, dava dosyasının binlerce sayfayı bulması ve yoğunluğu nedeniyle savunmasına hazırlanamadığını ama kendisine savunmasını hazırlaması için verilen sürede yaptığı hazırlıklarla bazı beyanlarda bulunacağını söyledi.
İlk Ergenekon iddianamesinde 'Darbeye teşebbüs' suçlamasının yapıldığını ve bunun da Ergenekon terör örgütü ekseninde yapılmaya çalışıldığının iddia edildiğini söyledi. Ancak örgüt suçlamasının tutmadığını öne süren Perinçek, daha sonra hazırlanan iddianamede darbeye teşebbüs suçlamasının ön plana alındığını söyledi. Dava konusu örgütün ispat edilemediğini de iddia eden Perinçek, "Öyle bir örgüt ki ne başı ne sonu belli. Toplantıları, programları ya da eylemleri olmayan bir örgüt." dedi.
PERİNÇEK, TOPÇU KIŞLASI ÖRNEĞİ İLE SAVUNMA YAPTI
Perinçek, iddia edilen eylem girişimine ilişkin net bir tarih verilemediğini belirterek, bunun da ortada böyle bir suç olmadığının göstergesi olduğunu söyledi. Ceza davasının temel dayanaklarından birinin de suçun zamanını gösterilmesi olduğunu kaydenen Perinçek, "2 bin küsur sayfa var ancak bunu çöpe atacaksınız. Elle tutulur bir eylemden de bahsedilmiyor. Hepimizin suç tarihine bakın tutuklandığınız tarihler yazıyor. Böyle bir şey olamaz. Bakın 31 Mart irticanın ezildiği tarihtir. İrticanının ezildiği 14 Nisan 1909 tarihi 2. Abdülhamit'in Topçu Kışlası'nda devrildiği, tahttan indirildiği bir tarihtir, işte bu somut bir tarihtir." dedi.
Perinçek, "Yok efendim Ecevit'i hastaneye götürmüşler, Ecevit'i hastaneden getirmişler, hastanede de şunları yapmışlar gibi sözlerle suçlamalar yapıldı. Bunun darbeye teşebbüs ile ne alakası var. Darbeye teşebbüs olmuş da Hilmi Özkök bunu engellemiş deniliyor. Hilmi Özkök ifadesinde böyle bir girişim olduğundan haberi olmadığını dile getirdi." ifadesini kullandı.
'HALK CEZA KESİYOR'
Doğu Perinçek, son günlerde yaşanan Gezi Parkı olayları ile ilgili de değerlendirmelerde bulundu. AK Parti'nin 30 Temmuz 2008 tarihinde laikliğe karşı yapılan eylemlerin odağı olduğuna karar verildiğini belirten Perinçek, "Yargı, AKP'nin yasadışı olduğuna karar verdi ama infaz edemedi. Bunun karşılığı para cezası olabilir mi? O zaman bunu halk hareketiyle çözeceğimizi söylemiştik. Şimdi halk cezayı kesecek. AKP'yi yıkma eylemi başladı. Bugün halk cezayı kesiyor. Bu, iki yılda sonuçlanacaktır." diye konuştu.
Perinçek, "Atatürk'ün Nutku'nu, ruhunu ortaya koyan bir gençlik var. Halkı arkasına aldı. Tavayla tencereyle, cumhuriyeti yıkmaya çalışanları yıkacak. Onlar TC'yi kaldırmak istiyorlar. Siz burada Türk Milleti adına yargılama yaptığınızı söylüyorsunuz onlarda bu milleti yıkmaya kararlılar. Ancak Türk milletinin ayakları altında kalacaklar. Bakın bunlar hukukta tam girişim olarak yer bulur." şeklinde konuştu.
'AKP HÜKÜMETİNİ YIKACAĞIZ, BUNU HERKES BİLSİN'
Kapatma davası kararı nedeniyle AK Parti hükümetinin yasadışı olduğunu savunan Perinçek, "Yargıtay tarafından yasadışı olduğuna karar verilen AKP'yi cebir ve şiddet kullanarak yıkmaya teşebbüs etmekten bahsediliyor. Ortada cebir ve şiddet yok ama evet biz yasadışı AKP'yi ortadan kaldıracağız, yıkacağız. Zaten hukuken olması gereken de budur. Biz bu hükümeti yıkacağız. Hukuki yollardan yapacağız. Bunu herkes bilsin. TC'yi yıkmaya çalışanlar bugün Türk milletinin ayakları altında eziliyorlar. Burada işlenmez bir suç vardır." dedi.
Perinçek, 'Recep Tayyip Erdoğan'ın 36 itirafı' başlığıyla hazırladığı bölümde ise Türkiye'nin doğusunda Diyarbakır eksenli bir oluşumun Amerika'nın isteği ile oluşturulmaya çalışıldığını ve bunu da Başbakan Tayyip Erdoğan'ın dile getirdiğini iddia etti.
Duruşma Perinçek'in savunması ile devam ediyor.
 
Mujahida Çevrimdışı

Mujahida

Üye
İslam-TR Üyesi
Bakın 31 Mart irticanın ezildiği tarihtir. İrticanının ezildiği 14 Nisan 1909 tarihi 2. Abdülhamit'in Topçu Kışlası'nda devrildiği, tahttan indirildiği bir tarihtir, işte bu somut bir tarihtir." dedi.

topçu kışlasını mason olan lütfi kırdar yıktırmış,ismet inönü'nün heykelini yapmak için oraya park yapmışlar,heykel ne olduysa dikilememiş..ak parti'nin orayı tekrar topçu kışla yapmasını kafirler yeniden osmanlıya dönüş gibi algıladılar heralde..gezi parkı o kafirler için kutsal bir yer..polis zaten ak partinin elinde..benim şahsi görüşüm türkiyede cemaatler birlik olursa İslamlaşmak için iyi bir fırsat olabilir..bu dinsizler inşallah kazınır bu ülkeden

Taksim Kislasi:

Taksim Kışlası - Vikipedi
 
Kozsoy Çevrimdışı

Kozsoy

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bu fotoğrafın altında yazılı olan herşey yalandır!

Murat Bardakçı yazdı

05 Haziran 2013 Çarşamba, 15:15:33Güncelleme: 16:18:33
850223_detay.jpg
favorilere_ekle_btn.png





Geçen gün, sanal medyada dolaşan saçma bir iddiayı yazdım: 1909'da yaşanan 31 Mart ayaklanmasının merkezinin Taksim Kışlası olduğu palavrasını...
İnternetteki iddialara bakarsanız, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın kışlayı tekrar inşa ettirmek istemesinin maksadı bu imiş, yani 31 Mart'ın intikamını alma hevesi!
31 Mart ayaklanmasının merkezinin Taksim değil Ayasofya ve Sultanahmet tarafları olduğunu, Rumeli'den gelen Hareket Ordusu'nun İstanbul'a girmesinden sonra Taksim'de de çatışmaların yaşandığını ama asıl hedef olarak topçu kışlasının değil, daha arkadaki Taşkışla binasının seçildiğini yazdım ve "Sanal ortamlarda ortaya atılan her iddiaya inanmayın, çoğu maalesef yalan çıkıyor" dedim...
Vay efendim sen misin böyle yazıp söyleyen! İki günden buyana bir mail yağmurudur devam ediyor ve eski bir fotoğraf gönderip "Yalan söylüyorsun, işte, isyanın Taksim'deki kışlada başladığının belgesi" diyorlar...
Gönderdikleri fotoğrafı burada yayınlıyorum. Resmin altına "Yıl 1909, şeriat isteyen çember sakallı sarıklı yobazların başlattığı ayaklanmanın karargâhı Topçu Kışlası'ydı. Mustafa Kemal'in kurmay başkanlığındaki Hareket Ordusu ayaklanmayı bastırıp Topçu Kışlası'nı yıktı. Bugün AKP o kışlayı yeniden inşa edip irticanın simgesi haline getirmek istiyor" diye yazmışlar ve görüntü Facebook'ta, Twitter'da vesaire yerlerde dolaşıp duruyor...
850223_424855b08090981f4fdcf3f41b191955.jpg

Birkaç satırda yapılan böyle dünya kadar yanlışın hangisini düzelteceksiniz?
Ayaklanmanın merkezinin Topçu Kışlası değil Sultanahmet olduğunu mu, Rumeli'den Yeşilköy' e gelen Hareket Ordusu'nun İstanbul'a girişi sırasında kurmay başkanlığını artık Mustafa Kemal'in yapmadığını mı; Topçu Kışlası'nın 1909'da değil o tarihten tam 30 sene sonra 1939'da yıktırıldığını mı ve en önemlisi: Fotoğrafta görünen yerin Taksim Kışlası değil, Ayasofya Camii olduğunu mu?
850223_d30dbb62d51d8c803e9f0ac0fe0b4c82.jpg


YALAN HABERDEN SONRA YALAN BELGE
Bu köşede, böyle hatalarla meflûç yani "felce uğramış" mâlûm resimle beraber aynı mekânda aynı gün ama değişik açıdan çekilmiş başka bir fotoğraf yayınlıyorum. Altında "Ayasofya Cami-i Şerifi Meydanı'nda vükelâ (bakanlar) Zât-ı Şâhâne'nin (padişahın) teşriflerine intizâr ederken (gelişini beklerken)" yazıyor. İşte, yalan-yanlış birşeyler karalanıp sanal medyaya salıverilen saçmalığın aslı ve doğrusu: Taksim'deki Topçu Kışlası olduğu iddia edilen yer aslında Ayasofya Camii'dir, görüntünün 31 Mart ile bir alâkası yoktur, Sultan Reşad'ın Ayasofya'yı ziyareti sırasında çekilmiştir, sağ tarafta başta Enver Paşa olmak üzere zamanın şeyhülislâmı, hükümet erkânı ve saray bandosu hükümdarı beklemektedir, "çember sakallı, sarıklı, yobaz" oldukları iddia edilenler de "müderrisler", yani profesörlerdir!
Taksim'deki kışlanın yeniden inşa edilmesini ben de gereksiz buluyorum! Ama böyle düşünmek başka, düşüncenize destek sağlamak hevesi ile diğer internet yalanlarının arasına tarihî ve kültürel bahisleri de dahil edip yalan belge imal etmek ise bambaşka bir iştir ve ayıptır!



Bu arada zaten oraya topçu kışlası yapılmayaccak ... topçu kışlası görünümlü rezidans planlanıyordu değil mi ?

Kaynak: Residence Nedir? Residence Anlamı ve Hakkında Bilgi

Rezidans :Residence nedir?

Residence, Türkçe'de Rezidans; içinde oturanlara hizmet verebilen, sosyal imkan ve güvenlik sağlayan, kendi kendine yetebilen teknolojik yüksek kalitede bir yapıdır



Rezidans örneği 1 :

Mi%E2%80%99Marin-Mavi%C5%9Fehir-Residence-15-800x450.jpg


Rezidans örneği 2:
rezidense-ic-dekorasyon-modelleri-1.jpg



AVM örneğine gerek yok zati ...
 
J Çevrimdışı

jihat fisabilillah

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
ben hala olayın kavramların savaşı olduğuna inanıyorum.demokrasi küfür bir sistem olmakla birlikte batının dayattığı demokrasi aynı zamanda kendi içinde bir mantık hatası da barındırmaktadır.geçen bir yazımda özgürlük kavramının sınırlarını kimin belirleyeceğinin belirsizliği demokrasiyi anlamsız kıldğını söylemiştim.İkinci olaraksa birileri demokrasilerde seçim haricinde protestolarla taleplerin yaptırılabileceğini halkın isteklerinin göz önüne alınması gerektiğini söylüyorlar.O zaman akplilerin sokağa çıkıp topçu kışlası istiyoruz ve tarihi eserlerin yeniden canlandırılmasını istiyoruz taleplerinin de bir etkisinin olması ve bazılarının çevre duyarlılığı kadar akp lilerin tarih duyarlılığının da göz önüne alınması gerekir.Böyle bir eylem yapıldığı takdir de dayatılmaya çalışılan demokrasinin ne kadar tutarsız kendi kendini çürüten bir mantığı olduğu gözlenecektir.Bence böyle bir eylem kavramlar savaşında kafirlere darbe vurması açısından faydalı olur.

ayrıca ayasofyanın cami olması için de ortalığın kırıp dökülmesine nasıl bir tepki verecekleri de merak konusu.
 
Kozsoy Çevrimdışı

Kozsoy

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
e bazılarının çevre duyarlılığı kadar akp lilerin tarih duyarlılığının da göz önüne alınması gerekir

Seçmen kitlesi olarak böyle bir istek olabilir ama AKP =seçmen kitlesi değildir.

AKP kendi içerisinde bir kurumdur bu kurum Rezidansı topçu kışlası diye yutturmaya çalışmaktadır . Üstelik bunu kendi kitlesine yapmaktadır ,diğerleri yani AKP li olmayanlar zaten yemiyor yani AKP nin yapacağı rezidans topçu kışlası ise bu da o zaman Kremlin sarayıdır !!!!

iuuq_NV_00xxx_SL_difbquvslfz_SL_psh_SL_vl0boubmzb0jnbhft0jnhF_SL_kqh.jpg


Benim açımdan sorun şu . AKP 'nin dini kullanması . AKP dini kullanırken mesela İP ona karşı çıkıyorsa bu benim iiçin danışıklı dövüşden gayrısı değildir. Kişi olarak değil ama yapı olarak aynen böyledir. Bu yapı daki bir tartışmanın da vay AKP şöyle demiş vay İP böyle demişin bir gerçekliği bulunmamaktadır. İkisinden de bağımsız olarak bir çizgi taraftarıyım , ortada bir olay var bu olaya akp bir yorum ip bir başka yorum getirebilir ama olaya bizde yorum getirebiliriz bu AKP ye de yakın olabilir İP'e de.

Mesela bir yorum .

İP hükümetin düşürülmesini istiyor .

Bende istiyorum .

Ben İp'limiyim , sokakta beni tanıyan arkadaşalarımın içinden çıkamadığı mesele bu :)

Dün Rize'de mesela müslümanlar gezi parkının yıkımına karşı çıksaydı .

Ne olurdu ?

ADD'yi görüp saldıran insanlar bi anda abondone ,şok durumuna uğrarlar ilk aşama bu , ikinci aşama evlerine dönerken ADD'lileri görüp Tayyip iyi yapıyor demezlerdi . 3. aşama beki soru sormaya başlarlardı .

Gezi şu anda zaten kapıldı solcuların elinde kaldı , ama bu AKP'yi haklı kılmaz .

mesela ayasofya dediniz ayasofya ami müze idi şimdi AKP döneminde kilise müze oldu .

Bir de cami iken kilise olan ayasofya vakaası var .o muhafazakar müslüman AKP kitlesi nerede ????????
http://www.haber5.com/guncel/ayasofya-cami-degil-kilise-oldu

Ayasofya CAMİ değil KİLİSE OLDU


Ayasofya Camii'nde Hıristiyanların ayin yapmasına izin verildi

29 Ekim 2010, Cuma - 00:00
HİT: 4303(7)

Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, 7 yüzyıl ibadet edilen Ayasofya Camii'nde Hıristiyanların ayin yapmasına izin verdi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü; Bursa'nın İznik ilçesinde bulunan, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün cami olarak tanımladığı Ayasofya'yı resmi yazışmasında kiliseye çevirdi ve 7 yüzyıl ibadet edilen Ayasofya Camii'nde Hıristiyanların ayin yapmasına izin verdi.


Ayasofya Camii, kilise olarak kullanılmakta iken, Osmanlı Devleti'nin ikinci padişahı Orhan Gazi tarafından 1331 yılında camiye çevrilmiş, bu amaçla kullanılmak üzere Mimar Sinan tarafından gerekli değişiklikler yapılarak tamir edilmişti. Ayasofya, tapu, imar ve eski eser kayıtlarında cami olarak kayıtlı bulunuyor.


Öte yandan bahsettiğiniz ideolojik gelişmeler ..

Haklısınız .. Uyansınlar diye uğraşıyoruz zaten ,,
 
J Çevrimdışı

jihat fisabilillah

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
batılı demokrasi 4 aşamalı işleyen bir küfür sistemidir

1) İlk aşama.Çoğunluğun dediği olur

Bir müslümanın çoğunluğun dediği olur sözünü söylemesi ve eğer çoğunluk içki helal olur derse bunu kabul ederiz demesi küfrün ta kendisidir.Burada sapık cemaatler partiler ve kafir batılıların fısıldaması şu yöndedir."Ama zaten siz çoğunluksunuz bunu kabul ederseniz seçimlerde zaten kazanırsınız ve islamın dediği olur."Bu laf birçok müslümanın demokratik sisteme girmesi için fısıldanan zehirli sözdür.Bu tuzağın ilk aşamasıdır.Ve müslümanlar bu tuzağa düşmüştür

2) Özgürlük kavramının sınırları.

İlk aşamayı atlatan müslümanlar kendilerini bu aşamada bulacaklardır.Özgürlük üzerinden siyaset gütmeyi seçen müslümanlar birdenbire karşılarında batılı normlar ile sınırlanmış bir hareket alanı bulacak ve tercihlerinin roma-pagan şeriatını ihlal edemeyeceğinin farkına varacaklardır.Çünkü demokraside tabuları koyan emperyalist batıdır ve özgürlüğün tanımını yapma hakkı kesinlikle müslümanlara verilmeyecektir.Keza akp 10 yıl boyunca kendisine çizilen halkanın dışına çıkamayarak bu aşamayı da geçmiştir.

3)Azınlığın çoğunluğa tahakkümü.

İlk iki aşamayı geçen müslümanlar üçüncü aşamada azgın azınlıkların sokaklarda olaylar çıkarmasını görmesiyle azınlıklar üzerinde hiçbir hükümlerinin olmadığını görecekler.Azınlık grup batılılar medya ordu stklar tarafından desteklenecek ve bundan sonra her olayda çoğunluğu müslümanlar oluştursa bile azınlığın fikirleri yaşam şekilleri egemen olacaktır.Bu gezi parkı eylemleri bizim küfür olduğunu söylediğimiz demokrasinin etkin bir biçimde uygulanması aşamasıdır.Bu muhafazakar demokratların tamamen esir alınması operasyonudur.

4)Kabullenme.

Son aşamada ise artık müslümanlar yani çoğunluk olduğumuz için islamı getirebiliriz diye yola çıkanlar karşılarındaki bu sert duvarlara toslayarak daha ileri gidemeyeceklerini anlayacaklar ve mevcut sistemi kabullenme eğilimlerine girecekler.Bu da zihinlerde islamın ortadan kaldırılması olacaktır.

Böylece kendini akıllı-kurnaz zannederek demokratik sistemin içine giren müslümanlar kafirlerin oyununa gelecek ve iyi niyetle girdikleri yolda dinden çıkacaklardır.Böylece islam şeriatı ve hilafeti konsepti yerine demokrasi dini ikame edilmiş olacaktır



Şimdi kozsoy kardeş sen diyorsun ki bu olayları kullanarak akp yi yıkalım ve bu planı çöpe atalım.Ben de diyorum ki abd akp yi yıktırmaz bu olaylar da akp yi yıkmayı amaçlayan bir olay değildir.Çünkü abd müslümanları sistemin içinde tutmak istiyor ki sistem içinde bu planla dönüştürülsünler.Akp nin yıkılması demek müslümanların batılıların deyimiyle radikal islamcıların eline düşmesi demektir.

Bende diyorum ki madem bu akp yi yıkma operasyonu değil ve onlar yıkmak istemediği sürece biz de akp yi yıkamayız o zaman biz boşa kürek sallamayalım .Biz planın ileri aşamalara geçmesine engel olalım ve demokrasinin mantık hatasını gündeme taşıyarak planı bozalım.
 
Kozsoy Çevrimdışı

Kozsoy

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ben de diyorum ki abd akp yi yıktırmaz bu olaylar da akp yi yıkmayı amaçlayan bir olay değildir.Çünkü abd müslümanları sistemin içinde tutmak istiyor ki sistem içinde bu planla dönüştürülsünler.Akp nin yıkılması demek müslümanların batılıların deyimiyle radikal islamcıların eline düşmesi demektir.

Bende diyorum ki madem bu akp yi yıkma operasyonu değil ve onlar yıkmak istemediği sürece biz de akp yi yıkamayız o zaman biz boşa kürek sallamayalım .Biz planın ileri aşamalara geçmesine engel olalım ve demokrasinin mantık hatasını gündeme taşıyarak planı bozalım.
Hayır hayır ben buna katılıyorum AKP yıkılması olayı değil bence de bu , Tayyip'in tasfiyesi ya da ehlileştirilmesi olayı . Hatta daha ötesi AKP nin kendi içerisinde daha da demokratikleştirilmesi vakası . % 50'lik AKP kendi içinde ne kadar demokratik olursa Türkiye'de o kadar demokratik olur. Şu anda AKP'de Tayyip'in söylem şeklini Melih Gökçek dışında devam ettiren yok ha bu arada AKP'nin yüksek kadrosu tabii ki Tayyip'i destekliyor görünecekler ama bırakın onun söylem şeklini devam ettirmeyi kerhen bile olsa özür dilenmiş durumda. Tayyip ise Afrika'ya uçtuktan sonra sustu hiç bir açıklama yapmıyor ... Ben herhangi bir taraftan ne koparırsak kardır diyorum hepsi bu .
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
ben hala olayın kavramların savaşı olduğuna inanıyorum.demokrasi küfür bir sistem olmakla birlikte batının dayattığı demokrasi aynı zamanda kendi içinde bir mantık hatası da barındırmaktadır.geçen bir yazımda özgürlük kavramının sınırlarını kimin belirleyeceğinin belirsizliği demokrasiyi anlamsız kıldğını söylemiştim.İkinci olaraksa birileri demokrasilerde seçim haricinde protestolarla taleplerin yaptırılabileceğini halkın isteklerinin göz önüne alınması gerektiğini söylüyorlar.O zaman akplilerin sokağa çıkıp topçu kışlası istiyoruz ve tarihi eserlerin yeniden canlandırılmasını istiyoruz taleplerinin de bir etkisinin olması ve bazılarının çevre duyarlılığı kadar akp lilerin tarih duyarlılığının da göz önüne alınması gerekir.Böyle bir eylem yapıldığı takdir de dayatılmaya çalışılan demokrasinin ne kadar tutarsız kendi kendini çürüten bir mantığı olduğu gözlenecektir.Bence böyle bir eylem kavramlar savaşında kafirlere darbe vurması açısından faydalı olur.

ayrıca ayasofyanın cami olması için de ortalığın kırıp dökülmesine nasıl bir tepki verecekleri de merak konusu.

Ben tayip olsam ayasofyada ezan okuturdum.:)
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
batılı demokrasi 4 aşamalı işleyen bir küfür sistemidir

1) İlk aşama.Çoğunluğun dediği olur

Bir müslümanın çoğunluğun dediği olur sözünü söylemesi ve eğer çoğunluk içki helal olur derse bunu kabul ederiz demesi küfrün ta kendisidir.Burada sapık cemaatler partiler ve kafir batılıların fısıldaması şu yöndedir."Ama zaten siz çoğunluksunuz bunu kabul ederseniz seçimlerde zaten kazanırsınız ve islamın dediği olur."Bu laf birçok müslümanın demokratik sisteme girmesi için fısıldanan zehirli sözdür.Bu tuzağın ilk aşamasıdır.Ve müslümanlar bu tuzağa düşmüştür

2) Özgürlük kavramının sınırları.

İlk aşamayı atlatan müslümanlar kendilerini bu aşamada bulacaklardır.Özgürlük üzerinden siyaset gütmeyi seçen müslümanlar birdenbire karşılarında batılı normlar ile sınırlanmış bir hareket alanı bulacak ve tercihlerinin roma-pagan şeriatını ihlal edemeyeceğinin farkına varacaklardır.Çünkü demokraside tabuları koyan emperyalist batıdır ve özgürlüğün tanımını yapma hakkı kesinlikle müslümanlara verilmeyecektir.Keza akp 10 yıl boyunca kendisine çizilen halkanın dışına çıkamayarak bu aşamayı da geçmiştir.

3)Azınlığın çoğunluğa tahakkümü.

İlk iki aşamayı geçen müslümanlar üçüncü aşamada azgın azınlıkların sokaklarda olaylar çıkarmasını görmesiyle azınlıklar üzerinde hiçbir hükümlerinin olmadığını görecekler.Azınlık grup batılılar medya ordu stklar tarafından desteklenecek ve bundan sonra her olayda çoğunluğu müslümanlar oluştursa bile azınlığın fikirleri yaşam şekilleri egemen olacaktır.Bu gezi parkı eylemleri bizim küfür olduğunu söylediğimiz demokrasinin etkin bir biçimde uygulanması aşamasıdır.Bu muhafazakar demokratların tamamen esir alınması operasyonudur.

4)Kabullenme.

Son aşamada ise artık müslümanlar yani çoğunluk olduğumuz için islamı getirebiliriz diye yola çıkanlar karşılarındaki bu sert duvarlara toslayarak daha ileri gidemeyeceklerini anlayacaklar ve mevcut sistemi kabullenme eğilimlerine girecekler.Bu da zihinlerde islamın ortadan kaldırılması olacaktır.

Böylece kendini akıllı-kurnaz zannederek demokratik sistemin içine giren müslümanlar kafirlerin oyununa gelecek ve iyi niyetle girdikleri yolda dinden çıkacaklardır.Böylece islam şeriatı ve hilafeti konsepti yerine demokrasi dini ikame edilmiş olacaktır



Şimdi kozsoy kardeş sen diyorsun ki bu olayları kullanarak akp yi yıkalım ve bu planı çöpe atalım.Ben de diyorum ki abd akp yi yıktırmaz bu olaylar da akp yi yıkmayı amaçlayan bir olay değildir.Çünkü abd müslümanları sistemin içinde tutmak istiyor ki sistem içinde bu planla dönüştürülsünler.Akp nin yıkılması demek müslümanların batılıların deyimiyle radikal islamcıların eline düşmesi demektir.

Bende diyorum ki madem bu akp yi yıkma operasyonu değil ve onlar yıkmak istemediği sürece biz de akp yi yıkamayız o zaman biz boşa kürek sallamayalım .Biz planın ileri aşamalara geçmesine engel olalım ve demokrasinin mantık hatasını gündeme taşıyarak pla bozalım.

Kaleminize saglik. Tesbitleriniz cok yerinde .
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt