1. Haksızlık karşısında: ‘Hak sahibinin söz hakkı vardır.’ (Buhari, Müslim)
2. Fetva istemede: ‘Utbe kızı Hind, Resulullah ‘sallallahu aleyhi ve sellem’e’ gelerek kocası Ebu Süfyan’ı cimriliğiyle, çok az nafaka bırakmasıyla çekiştirmiş ve kocasının malından haberi olmadan alıp alamayacağını sormuştu. Allah Resulü ‘sallallahu aleyhi ve sellem’de’ ‘Sana ve çocuğuna yetecek miktarda, iyilikle al’ buyurdu.
3. Bir kimseyi kötülükten menetmek.
4. Kişiyi meşhur olan lakabıyla anmak.
5. Kişinin fısk-u fücurunu alenen(açıkça) yapması, yaptıklarından dolayı gurur duyması, yaptıklarının söylenmesinden dolayı üzüntü duymamasıdır. Yaptıklarıyla övünmesi yüzünden onları anmak gıybet sayılmaz.
Gıybetçinin günahtan kurtulması için pişmanlık duyması, tövbe etmesi, gıybetini yaptığı kimse ile helalleşmesi gerekir. Gıybeti yapılan da merhametli davranır, affeder ve şu ayeti düstur edinir:
خُذِ الْعَفْوَ وَأْمُر بِالْعُرْفِ وَأَعْرِضْ عَنِ الْجَاهِلِينَ
‘Af yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir.’ (Araf/199)
‘Ey kalbiyle değil, sadece diliyle iman edenler topluluğu! Müslümanların gıybetini yapmayınız, ayıplarını araştırmayınız. Zira kim kardeşinin ayıp ve kusurlarını araştırırsa Allah’ta onun kusurlarını araştırır. Allah, kimin kusurunu araştırırsa onu evinin içinde bile olsa rezil ve rüsva eder. (Ebu Davud, İbn Ebi Dünya)
Allah’ım! Hangi mümine sövmüş (ve gıybetini yapmışsak), sen bunları kıyamet günü onun için bağış, rahmet ve onu sana yaklaştıracağın bir yakınlık vesilesi kıl! (Buhari, Feth’ul-Bari)
رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا وَلِإِخْوَانِنَا الَّذِينَ سَبَقُونَا بِالْإِيمَانِ وَلَا تَجْعَلْ فِي قُلُوبِنَا غِلّاً لِّلَّذِينَ آمَنُوا رَبَّنَا إِنَّكَ رَؤُوفٌ رَّحِيمٌ
‘Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki Sen çok şefkatli, çok merhametlisin!’ (Haşr/10)
2. Fetva istemede: ‘Utbe kızı Hind, Resulullah ‘sallallahu aleyhi ve sellem’e’ gelerek kocası Ebu Süfyan’ı cimriliğiyle, çok az nafaka bırakmasıyla çekiştirmiş ve kocasının malından haberi olmadan alıp alamayacağını sormuştu. Allah Resulü ‘sallallahu aleyhi ve sellem’de’ ‘Sana ve çocuğuna yetecek miktarda, iyilikle al’ buyurdu.
3. Bir kimseyi kötülükten menetmek.
4. Kişiyi meşhur olan lakabıyla anmak.
5. Kişinin fısk-u fücurunu alenen(açıkça) yapması, yaptıklarından dolayı gurur duyması, yaptıklarının söylenmesinden dolayı üzüntü duymamasıdır. Yaptıklarıyla övünmesi yüzünden onları anmak gıybet sayılmaz.
Gıybetçinin günahtan kurtulması için pişmanlık duyması, tövbe etmesi, gıybetini yaptığı kimse ile helalleşmesi gerekir. Gıybeti yapılan da merhametli davranır, affeder ve şu ayeti düstur edinir:
خُذِ الْعَفْوَ وَأْمُر بِالْعُرْفِ وَأَعْرِضْ عَنِ الْجَاهِلِينَ
‘Af yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir.’ (Araf/199)
‘Ey kalbiyle değil, sadece diliyle iman edenler topluluğu! Müslümanların gıybetini yapmayınız, ayıplarını araştırmayınız. Zira kim kardeşinin ayıp ve kusurlarını araştırırsa Allah’ta onun kusurlarını araştırır. Allah, kimin kusurunu araştırırsa onu evinin içinde bile olsa rezil ve rüsva eder. (Ebu Davud, İbn Ebi Dünya)
Allah’ım! Hangi mümine sövmüş (ve gıybetini yapmışsak), sen bunları kıyamet günü onun için bağış, rahmet ve onu sana yaklaştıracağın bir yakınlık vesilesi kıl! (Buhari, Feth’ul-Bari)
رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا وَلِإِخْوَانِنَا الَّذِينَ سَبَقُونَا بِالْإِيمَانِ وَلَا تَجْعَلْ فِي قُلُوبِنَا غِلّاً لِّلَّذِينَ آمَنُوا رَبَّنَا إِنَّكَ رَؤُوفٌ رَّحِيمٌ
‘Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki Sen çok şefkatli, çok merhametlisin!’ (Haşr/10)