Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Hadis Sahih deyip inkar etmenin hükmü!

S Çevrimdışı

Selim Bey

Üyeliği İptal Edildi
Banned
s.a.

Tagutun hakimiyetini sürdürdüğü günümüzde, onca saldırılara karşı sarsılmayan dini esaslarımız sayesinde, Allahın izni ile, dim dik ayakta durabilmekteyiz. Onca sapıtmalara rağmen İslamı benimseyen bir özün iki elle sarılabildiği, insanları onlara çağırabildiği esaslarımız mevcuddur. Bunlar Kur'an ile Sünnet; İcma ile Allaha, Rasulüne Sadık İslam Ulemasının açıklamalarıdır.
Bu halimizi tesbit eden küffar, ne edip-edip, tutunduğumuz esasları tutunamayacak hale getirmeyi düşünmekteler. Bu yüzden oturmuşlar, bütün bu esaslarımız üzerine şüphelere sevkedecek taktikleri tesbit etmişler, gereken elemanlarını da seferber ederek, büyük bir yıkıcı misyoner faaliyetine geçirmişler.

“Hiç şüphe yok ki o zikri, Kur'ân'ı Biz indirdik, onu koruyacak olan da Biz'iz.”(Hicr,15/9)

Bu ayet, hiç bir gücün dinimiz İslamı bozamıyacağını müjdelemekte, biz de inanmakta ve Rabbimizin bu va'di ile içimiz ELHAMDULİLLAH rahatlatmaktadır.


Fakat benim dikkat çekmek istediğim, bundan 10 yıl, 20 yıl öncesi tebliğ etmemiz gereken konular bir hayli azdı. Bugün meseleler belki on kat arttı. Eski mürcieler, hariciler, filosofiler, dehriler...gırıla gidiyor. 72 sapık fırka toplaştırılmış, üzerimize propaganda güçleriyle saldırmaktalar. Ardlarına Bel'amları, Samirileri, Süfyanları, Karunları da takmışlar, askeri güçleriyle birlikte müslümana soluk aldırmayasıya üzerine yürüyorlar. Buna karşılık sesini duyurabilen ilim ehli Sadık İslam Alimleri pek az.


"...Tedbirli, uyanık olsun.." (Kehf: 19)


Müslüman sak (uyanık) olmalı! Cehlin hakim olup, ilmin mahkum edildiği bir diyarda, İslama gönül veren kişi, İslam adına vereceği kararda kılı kırk yararcasına davranarak, karar vermeli. Bizi tarihte Ehl-i Sünnet mezhebleri bölmedi! Ne Eş'arisi, ne Maturidisi, ne de Selefisi ayrılığa sebeb oldu. Bizi Rafiziler, Mu'teziler, Mürcieler gibi sapık fırkalar böldü. Biz Allahın izniyle kalan dört hak mezhebe bağlı kalarak sapıklıktan kurtulabildik! Bu gün kendi geçmişimizi sorgulayarak bir yere varamayız!.. Özümüze dönmek zorundayız... Bizi o gün sapık akımlardan kurtulmamıza mezhebleri vesile kılan Allah bugün de aynısına kadirdir... Biz, o gününkü Allah ve Rasulüne Sadık Büyük İslam Alimlerinden, bugün mahrumuz...


Bugün Büyük İslam Alimlerine hata isnad eden Alim taslakları kendi indii görüşlerini millete mezheb yapmak için çıkan düzen bazlardır... Günümüz, mezheb tartışmaları yapılacak ortam değildir... Alimlerin arasındaki ihtilafları avamın tartışması küffarın kurduğu oyundur!...


"Ey İman edenler! Allah'a itaat edin, Rasulüne itaat edin, sizden olan ulil-emr'e de..." (Nisa: 59)


İlim alanında "ulil-emr", usul ve furusu ile günümüze ulaşabilmiş, İmam-ı Azam, İmam-ı Malik, İmam-ı Şafii, İmam-ı Ahmed'dir!.. Bu Alimleri küçük görmek insanın imanına bile mal olabilir. Çünkü bunların Alim, Adil, Fakih olduğunda geçen yüzyıla kadar kimsenin şüphesi yoktur. Sonradan çıkan muhalefet, Alim tarafından da yapılsa, inanın küffarın oyunudur... Ülkelerimiz işgal edilip, erkeklerimiz boğazlanıp, Kızlarımız gavur çocukları doğururken bu gibi tartışmaları başka türlüsüne yorma mümkün değil...
İslama gönül vermiş kişi tam bir ihlas ile düşünerek bir karara varmalı...


Şimdi, günümüzde küffarın oyunlarından biri de sünnette şüphe oluşturmaya çalışmaktır... Sünnet deyince, kaynak Hadis kitablarımız... Yanılarak bu oyuna gelmiş kimseler de vardır... Fakat geneli düzen bazdır... Adamlar doğrudan Buhari gibi Hadis kitablarımızı rededemiyor. Tepkiden, dışlanmaktan çekiniyorlar. Fakat sissice Rafiziler gibi insanımızın kafasına şüphe sokmaya çalışıyorlar... Bu yüzden onlarla muhatab olan müslümanın dikkat etmesi için iman-küfür çızgisiyle ilgili bir fetva paylaşmak istiyorum. Fetvadan sonra da kendi eklemelerim olacak... Cevab yazmak isteyenden önce sonuna kadar yazıyı okumasını rica ediyorum...


Fetva:

Merhum Manastırlı İsmail Hakkı:
"Elhasıl bir hadis-i sahih ile sabit olan hükmü kabul etmeyen kimse, eğer o hadisin sübutunda iştibahından naşi kabul etmiyorsa günahkar olup, kafir olmaz.
Lakin Hazret-i Peygamberden sabit olduğunu i'tirafla beraber kabul etmeyecek olursa kafir olur." (Manastırlı ismail Hakkı (-1912); Tlhisul Kelam..)


(Sahih demek, kısaca " bu haber doğru" demektir.)

1-Bir "sahih hadis"in içeriğini Kur'an'a aykırı bularak onunla amel etmeyen Alimler, hadisin sahih olduğunu, Rasulullahtan varid olduğunu kabul etmemişler ya da şek etmişlerdir. Fakat, bu hadis ile ameli, bir başka Alim Kur'ana aykırı görmeyebilir. Bu Alim için o hadis "sahih hadis" olur.


2-"Bu hadis sahihdir" demek, "bu haber Rasulullah'dan (s.a.v.) varid olmuştur" demektir. Hadis'de bir emir var ise "bunu Rasulullah'ın emretiği doğrudur(yani haber doğrudur)" demektir. Hem Rasulullahtan varid olduğunu, emrettiğini söyleyen, hem de "Kur'ana aykırı" deyip rededen sinsi bir zındıktır. "Rasulullahı dinlemiyom" demektir. "Rasulullahın söz hakkı yok" demektir. Rasulullahın söz hakkını ibtal küfürdür! (Nisa: 59)


"Ey İman edenler! Allah'a itaat edin, Rasulüne itaat edin, sizden olan ulilemr'e de..." (Nisa: 59)


3-"Bu hadis sahihdir" deyip, "böyle saçma şey olur mu" demek, Rasulullah ile alay etmektir. Rasulullahla alay etmek küfürdür!


"Onlara, (niçin alay ettiklerini) sorarsan, elbette, €˜biz sadece lafa dalmış şakalaşıyorduk' derler. De ki: ˜Allah ile, O'nun âyetleriyle ve O'nun peygamberi ile mi alay ediyordunuz? (Boşuna) özür dilemeyin; çünkü siz iman ettikten sonra tekrar kâfir oldunuz. Sizden (tevbe eden) bir grubu bağışlasak bile, bir gruba da suçlu olduklarından dolayı azâb edeceğiz." (9/Tevbe, 65-66)


4-"Bu hadis sahihtir" deyip, içeriği hakkında "aklıma uymuyor, olmaz böyle şey" demek taguta (nefsine) başvurma demektir.


"Onlara Allahın indirdiği Kur'ana ve Rasulün hükmüne gelin dendiğinde senden büsbütün kaçıştıklarını görürsün." (Nisa: 61)


"Hayır, Rabbine andolsun, aralarında çekiştikleri konuda sana gelip, verdiğin hükme içlerinden burukluk duymadan tam teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar." (Nisa: 65)






Selamlar.
 
Üst Ana Sayfa Alt