Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Hanbeli Mezhebi’nin Temel İtikadi Görüşleri

E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Hanbeli Mezhebi’nin Temel İtikadi Görüşleri:

1-Allah’ı meleklerini kitaplarını resullerini Allah’tan gelenleri güvenilir ravilerin Rasulullah’tan s.a.v rivayet ettiklerini kabul etmek.(1)

2-Allah birdir O’ndan başka ilah yoktur O hiçbir şeye muhtaç değildir; O eş ve çoçuk edinmemiştir.(2)

3-Hz Muhammed O’nun Resulü ve kuludur.(3)

4-Allah’ın isimleri vardır;fakat bunların Allah’tan başka şeyler oldukları söylenemez O bilir,işitir,görür, ve güç sahibidir Onun iki eli iki gözü ve yüzü vardır;ancak bunların keyfiyeti bilinemez.Kur’an’da zikredilen ve sahih haberlerde bildirilen bu sıfatlar işitme,görme,göz yüz,ilim,güç,kudret izzet,azamet irade,dileme,söz ve kelam,rıza,kızgınlık,hayat,uyanıklık,ferah,gülme ve buna benzer şeylerdir.Bunlara hiçbir şekilde ilavede bulunulamaz.Allah’ın bu isim ve sıfatları kulların sıfatlarına benzetilemez,onların nasıllığı sorgulanamaz.elleri güç ve nimet olarak tevil edilemez Onlar için tekyif,tahrif,teşbih,tatil tebdil,tağyir, ve tevil yoktur.(4)

5-Allah yedi kat gök üzerindeki arşın üstündedir.Allah’ın arşa istivasına nasıl haber verildiyse öyle inanılır.Bu istiva meçhul değildir onun nasıl olduğu akılla anlaşılamaz onunla ilgili soru sormak bidattir onu aynen ikrar etmek vaciptir bu imanı gerektiren bir şeydir inkar etmek ise küfürdür.(5)

6-Kur’an Allah’ın kelamı tenzilidir ve mahluk değildir.Allah’ın kelamı ondan ayrı başka bir şey değildir.Lafız veya şeyler demek bid’attir.Böyle diyen kimselerle tartışılmaz Bu konuda vakıfa da bid’at sahibidir.Kur’an mahluktur diyen kimse kafirdir kanı helaldir Onunla konuşulmaz bir arada oturulmaz nikahı kıyılmaz Onun küfründen şüphe eden de kafirdir.Bu konuda susan veya Kur’an’ı telaffuzun mahluktur diyen de kafirdir bu dinde şüphedir.(6)

7-Yeryüzünde meydana gelen hayır ve şerrin hepsi Allah’tandır ve her şey O’nun dilemesiyle olur Hiç kimse bir şey yapmadan önce onu yapacak güce sahip değildir Yapılan her şey Allah’ın ilmi dahilindedir Allah’tan başka yaratıcı yoktur Kulların iyi ve kötü fiillerinin hepsini yaratan Allah’tır Kullar hiçbir şey yaratmaya muktedir değildir.(7)

8-Müminleri itaatine muvaffak kılan kafirlerin ayağını kaydıran Allah’tır Bununla Allah müminlere lutufta bulunmuş onları ıslah etmiş hidayete kavuşturmuş kafirlere ise lutufta bulunmamıştır O onların kafir olmasını istemiş onları saptırmış ve kalplerini mühürlemiştir Hayır ve şer Allah’ın kazası ve kaderiyledir.8

9-Müminler gözleriyle ayı gördükleri gibi kıyamet gününde de Allah’ı göreceklerdir Kafirler ise O’nu göremeyeceklerdir.Hz Peygamber Rabbini görmüştür.(9)

Not: Şu hadise işaret edilmiştir: Katade’den o’da İkrime’den o da İbn Abbas r a’dan o dedi ki: Rasülullah s a v şöyle buyurdu: Tebareke ve Te’ala olan Rabbimi gördüm Bkz.Ahmed (2634 ve 2580 Şu’ayb el-Ar’naut Sahih mevkuf demiştir.

İbn Abbas r a’dan dedi ki: Onun gördüğünü kalp yalanlamadı (Necm 53/11) ayetini okudu ve dedi ki: Onu kalbi ile görmüştür.Tirmizi (no:3281)’de tahriç etmiştir Tirmizi bu hadis hasendir demiştir.Elbani rivayet için Sahih demiştir (Zilalu’l-Cenne 190/437)

Şeyhulİslam İbn Teymiyye Rahımullah şöyle demektedir: İbn Abbas r a’dan rivayetle sabit olan lafızlar mutlak yada kalp ile mukayettir Kimi rivayette Muhammed Rabbini gördü derken kimisinde Muhammed onu gördü demektedir.İbn Abbas r a’dan Rabbisini gözleri ile gördüğüne dair sahih bir lafız gelmemiştir.Aynı şekilde İmam Ahmed de bazen görmek’i mutlak olarak zikrederken bazen de onu kalbiyle gördü demiştir.Hiç bir kimse imam Ahmed’in Onu gözleriyle gördü dediğini duymamıştır.Şu kadar var ki onun arkadaşlarından bir gurup imam Ahmed’in mutlak olarak kullandığı bazı sözlerini dinlemiş ve bu sözlerden gözle görmeyi anlamışlardır.Tıpkı bazı kimselerin İbn Abbas r a’nun mutlak sözünü işiterek bu sözlerden gözle görmeyi anlaması gibi Konu ile ilgili delillerde Rasulullah s a v’in Rabbisini gözü ile gördüğünün anlaşılmasını gerektiren herhangi bir ifade yoktur.Aynı zaman da bu herhangi bir sahabeden de rivayet edilmemiştir.Kitap ve Sünnet’te de buna işaret eden bir ifade bulunmamakta aksine sahih olan nasslar bunun böyle olmadığını açık bir şekilde ortaya koymaktadır.Nitekim Müslim’in Sahih’inde Ebu Zerr r a’nun rivayet ettiği şu sözler bu türdendir.Rasülullah s a v’e Rabbini gördünmü diye sordum o da şöyle buyurdu O bir nurdur O’nu nasıl görebilirim.(İbn Teymiyye Feteva Trc.c.6/sy.438-439 Ruyetullah sy.138-139) Yine el-Hakem b.Eban İkrime’den o da İbn Abbas r a’dan dedi ki: Muhammed s a v Rabbini gördü Tirmizi (no:3779’da tahriç etmiştir Tirmizi hadis bu yönden hasen gariptir demiştir Şeyh Elbani rahımullah hadis için zayıf demiştir Zilalul-Cenne (190/437) ve Da’ifu’t-Tirmizi…..

10-Kıble ehlinden hiç kimse zina hırsızlık ve benzeri işlediği günahları dolayısıyla tekfir edilmez Büyük günah işlemiş olsalar bile imanları dolayısıyla mümindirler Tevhid ve ihlas üzere öldüğü takdirde tövbe etmeden ölse bile Allah dilerse onu affeder hiç azap etmez dilerse günahı kadar azap eder onu ebedi cehennemde bırakmaz.(10)

11-İman Allah’a meleklerine kitaplarına resüllerine hayrıyla şerriyle ve tatlısıyla acısıyla kadere inanmaktır islam Allah’tan başka ilah olmadığına Hz Muhammed’in Allah’ın resülü olduğuna şahadet getirmektir İman İslam’dan başka bir şeydir.(11)

12-İman söz niyet ve ameldir artar ve eksilir Mahluk olduğu veya olmadığı söylenemez İmandan şüphe etmemek gerekir Büyük günah sahibinin cehennemlik olduğuna tevhid ehlinin de cennetlik olduğuna hükmedilemez Bunların durumu Allah’a havale edilir O dilerse affeder dilerse cezalandırır.(12)

13-Allah’ın Rasulü’nün şefaati ve kabir azabı haktır.Şefaat büyük günah sahipleri içindir Havz kevser sırat öldükten sonra dirilme Allah’ın kullarını hesaba çekmesi ve O’nun huzurunda beklemesi haktır.(13)

14-Dinde ve kader konusunda cedelcilerin tartıştığı bütün konularda tartışma yasaklanmıştır Sahih rivayetlerle Hz Peygamber’den gelen her şey kabul edilir ve bu niçin böyledir diye sorulamaz Çnkü böyle sormak bidattir.Dinde şüphe ve tartışmayı reddetmek Sünnet’e kıyasa ve darbı mesele yer yoktur Hevaya da uyulmaz Hz Peygamber’den gelenler şerh edilmeksizin ve nasıl olduğuna bakılmaksızın nasıl ve niçin sorusu sorulmaksızın tasdik edilir.(14)

15-Allah’ın nebisine ashab olarak seçtiği ilk Müslümanlara saygılı olmak onları büyük ve küçük hataları dolayısıyla eleştirmemek Ashab’ın faziletlerini sırasıyla Hz Ebu Bekir Ömer Osman ve Ali’dir Hz Peygamber’den sonra insanların en faziletlileri de bu dört halifedir.(15)

16-Allah’ın dünya semasına inişi ile ilgili hadisler peygamberden nasıl gelmişse aynen kabul edilir Kitap ve Sünnet’e uyulur dinin önderlerinden olan selefe ittiba edilir Allah’ın izin vermediği bir bidat ihdas edilemez.(16)

17-Bayram namazları Cuma ve cemaatle kılınan diğer namazlar ahlaklı ve ahlaksız her imamın arkasında kılınabilir.(17)

18-Mesteler üzerine mesh sünnettir ve hem seferde hem de mukim iken uygulanabilir.

19-Cihad Nebi’nin gönderildiği günden Deccal’in öldürüleceği güne kadar farzdır.

20-Müslüman yüneticilerin başarılı olmaları için dua edilir ancak kılıcı çekip onlara isyan ederek fitne döneminde öldürülemezler.

21-Deccal’in çıkması Meryem oğlu İsa’nın nüzülü ve onu öldürmesi haktır.

22-Münker nekir ve mirac haktır.

23-Müslümanların ölüleri için dua edilir arkalarından sadaka verilirse bunlar ölüye ulaşır.

24-Dünyada sihirbazlar vardır ve yaptıkları sihirleri dolayısıyla küfre girmişlerdir.

25-Ehl-i kıble’den ahlaklı ve ahlaksız herkesiz cenaze namazı kılınır ve mirasları taksim edilir.

26-Cennet ve Cehennem haktır ikisi de yaratılmıştır Kıyamet şüphesiz olacaktır.

27-Ölen de öldürülen de eceliyle ölür Her yaratılmışın bir eceli vardır.

28-Kulların sahip olduğu rızıkların hepsi ister haram ister helal olsun Allah’tandır.

29-Allah salih kullarına deliller verebilir.

- "ومن ترك الصلاة فقد كفر" و"ليس من الأعمال شيء تركه كفر إلا الصلاة" من تركها فهو كافر. وقد أحل الله قتله.

30- “Kim namazı terk ederse o kafir olur” “Namazdan başka terki küfür olan amel yoktur.” Kim namazı terk ederse kafirdir. Nitekim Allah onun katlini helal kılmıştır.

31-Çoçukların durumları Allah’ın emrine bırakılmıştır.O dilerse azap eder dilerse affeder.

32-Allah kullarının ne yapacağını bilir olacak şeyi yazmıştır bütün işler onun elindedir Allah’ın hükmüne sabredilir emrettiği yapılır yasakladığı terk edilir İhlasla amel edilir Büyük günahlardan zina yalan yere yemin şahitlik asabiye gurur ve kibir gibi şeylerden uzak durulur.

33-Bidate çağıranlardan uzaklaşmak ve Kur’an okumak hadisleri yazmak tevazu ve güzel ahlakı koruyarak fıkıhta derinleşmek iyiliği yaymak eziyet veren şeyleri kaldırmak gıybet ve dedikoduyu terk etmek yiyecek ve içecek temin etmek gerekir.

34-Cemaatten ayrılmamak Sünnet’e uymak ve heva ile bidatten uzak durmak gerekir.

Bilki Hanbeli Mezhebi Selef Mezhebidir ki Allah’ı kendisinin ve resulünün vasfettiği gibi tahrifsiz tatilsiz tekyifsiz ve temsilsiz vasfederler Allah zevatlara benzemeyen zattır Allah Muhdisatın sıfatlarına benzemeyen Kur’an’da ve Sahih sünnette varid olan kemal sıfatlarla muttasıftır.

1- Eşari Makalat.s.290 Ebu Bekir b.Ebi Davud es-Sicistani Akide.s.123 Ahmed b.Hanbel Sıfatu’l-Mü’min İbn Ebi Ya’la Tabakat I/272.I/304-305.

2- Eşari Makalat.s.290 Ebu Bekir b.Ebi Davud es-Sicistani Akide.s.124 Ahmed b.Hanbel Sıfatu’l-Mü’min İbn Ebi Ya’la Tabakat I/272.I/304-305.

3- Eşari Makalat.s.290 Ahmed b.Hanbel Sıfatu’l-Mü’min İbn Ebi Ya’la Tabakat I/272.I/304-305.

4- Eşari Makalat,s.290-291 Berbehari Şerhu kitabi’s-sunne.s.18 İbn Ebi Ya’la Tabakat II.18 Sabuni Akidetu’s-selef.s.75-76 Kelvezani Akide.231 Ebu’l-Fadl Abdulvahid b.Abdulaziz b.el-Haris et-Temimi Kitab fihi İtikad Ahmed b.Hanbel.s.253-255 İbn Ebi Ya’la Tabakat II/252-265 Lalekai Şerhu usuli’l-itikad III-IV/403-454.

5- Eşari Makalat.s.290 Ebu Said ed-Darimi Kitabu’r-Red ala’l-Cehmiyye Lalekai Şerhu usuli’l-itikad III-IV/387 Ebu Muhammed .A.Muhammed b.İdris Kitabu ehli’s-sunne ve itikadu’d-din.tah.Mahmud Muhammed el-Haddad Daru’l-Furkan (el-Akide adlı kitabın içerisinde.s.35-43) Sabuni Akidetu’s-Selef.s.80-81)

6- Eşari Makalat.292 Ahmed b.Hanbel Sıfatu’r-Mü’min İbn Ebi Yala Tabakat I/272 I/304-305 Ahmed b.Hanbel es-Sünnetülleti Tuffiye anha Rasulullah İbn Ebi Ya’la Tabakat I/123-124 Ahmed b.Hanbel Usulü’s-Sünne İbn Ebi Ya’la Tabakat I/226 I/287 Ebu Bekir b.Ebi Davud es-Sicistani Akide.S.123-124 İbn Ebi Hatim er-Razi Kitabu ehli’s-Sunne ve itikadu’d-din.s.38 Malati et-Tenbih.s.15 Ebu Ahmed el-Hakim Şiaru Ashabil-Hadis.s.29-30 Berbehari Şerhu Kitabi’s-Sünne.s.18 İbn Ebi Ya’la Tabakat I/18 Acurri eş-Şeria.s.75 Sabuni Akidetu’s-Selef.s.76 el-Farisi el-İstahri Mezahıbu ehli’l-ilm İbn Ebi Ya’la Tabakat I/33 Ebu Fadl et-Temimi Kitab fihi itikad Ahmed b.Hanbel s.262 Ahmed b.Hanbel er-Red ale’l-Cehmiyye ve’z-Zenadıka.s.106-126-145 Darimi Kitabu’r-Red ale’l-Cehmiyye s.98 Lalekai Şerhu Usuli’l-itikad I-II/227-349 İbn Ebi Ya’la Tabakat I/135,148,150,164,181,218,260,267,268,277,301,304,313.

7- Eşari Makalat.s.291 Ahmed b.Hanbel Sıfatu’r-Mü’min İbn Ebi Yala Tabakat I/272 I/304-305 Ahmed b.Hanbel es-Sünnetülleti Tuffiye anha Rasulullah İbn Ebi Ya’la Tabakat I/123 Ahmed b.Hanbel Usulü’s-Sünne İbn Ebi Ya’la Tabakat I/226 I/287 İbn Ebi Hatim er-Razi Kitabu ehli’s-Sunne ve itikadu’d-din.s.38.

8- Eşari Makalat.s.291 Ahmed b.Hanbel Sıfatu’r-Mü’min İbn Ebi Yala Tabakat I/272 I/304-305 Ahmed b.Hanbel es-Sünnetülleti Tuffiye anha Rasulullah İbn Ebi Ya’la Tabakat I/123 el-İstahri Mezahıbu ehli’l-ilm.s.29 İbn Ebi Ya’la Tabakat I/29.

9- Eşari Makalat.s.292 Ahmed b.Hanbel Sıfatu’r-Mü’min İbn Ebi Yala Tabakat I/272 I/304-305 Ahmed b.Hanbel er-Red ale’l-Cehmiyye ve’z-Zenadıka s.127-129 İbn Mende Kitabu’l-İman II/779.

10- Eşari Makalat.s.293. b.Hanbel Sıfatu’r-Mü’min İbn Ebi Yala Tabakat I/272 I/304-305 Sabuni Akidetu’s-Selef.s.103-104 Ahmed b.Hanbel Usulü’s-Sünne İbn Ebi Ya’la Tabakat I-230 I/290

11- Eşari Makalat.s.293 Sabuni Akidetu’s-Selef.106-107

12- Hallal es-Sünne III/564-607 Eşari Makalat.s.293-294 Ahmed b.Hanbel Sıfatu’l-Mü’min İbn Ebi Ya’la Tabakat I/272 I/304-305 Ahmed b.Hanbel Usulü’s-Sünne İbn Ebi Ya’la Tabakat I/228- I/289 İbn Ebi Hatim er-Razi Kitabu ehli-sünne.s.38 Sabuni Akidetu’s-Selef s.101-103-112 İbn Ebi Ya’la Tabakat I/29,164,233,242,283,284,287,290

13- İbn Ebi Asım Kitabu’s-Sünne I-II,327,333,335,340,350,355,357,384,401,408,416 Eşari Makalat.s.293 Acurri eş-Şeria.s.331,340,358 Lalekai Şerhu usuli’l-itikad V-VI/IIII-1147.

14- Eşari Makalat.s.294 Ahmed b.Hanbel Sıfatu’l-Mü’min İbn Ebi Ya’la Tabakat I/272 I/304-305 Ahmed b.Hanbel Usulü’s-Sünne İbn Ebi Ya’la Tabakat I/126-I/287 Malati et-Tenbihs.15-16 Ebu Ahmed el-Hakim Şiaru Ashabil-Hadiss.31.Acurri eş-Şerias.54 Berbehari Şerhu Kitabi’s-sünnes.19 İbn Ebi Ya’la Tabakat II/19.

15- Eşari Makalat.s.294 Ahmed b.Hanbel Sıfatu’l-Mü’min İbn Ebi Ya’la Tabakat I/272 I/304-305 Ahmed b.Hanbel Usulü’s-Sünne İbn Ebi Ya’la Tabakat I/129-I/289.

16- Eşari Makalat.s.294-295 Ahmed b.Hanbel Sıfatu’l-Mü’min İbn Ebi Ya’la Tabakat I/272 I/304-305 Acurrş eş-Şerias.54

17-18-19-20-21-22-23-23-24-25-26-27-28-29-30-31-32-33-34 Eşari Makalat s.295 Ahmed b.Hanbel Sıfatu’l-Mü’min İbn Ebi Yala Tabakat I/172 ı-304-305 Ahmed B.Hanbel Usulu’s-Sünne İbn Ebi Ya’la Tabakat I/228 I/288 Berbehari Şerhu Kitabi’s-Sünne II/21 Sabuni Akidetu’S-Selefs.112 Eşari Makalat.290-296-295-297 Lalekai Şerhu Usuli itikad I-II/50-151.

































 
E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Ben bu yazıyı Bir doktora tezi olan Hanbeli Akaid sistemi adlı bir risaleden hazırladım.Orda 34 Madde zikretmiş………

Bu 34 Madde’nin Sadece Sünnet Kur’an’la Neshedilmez Kısmı Hariç diğer maddelerin çoğu İmam Ahmed b.Hanbel’in el-Usulu’s-sunne adlı eserinde mevcuttur.

Doktora tezinde Hanbeli Mezhebi’nin temel itikadi görüşleri babın’da Sünnet Kur’an’la Neshedilmez bunun kaynağı olarak İmam Eşari’nin Makalat adlı eserini vermiş oraya baktım Kitabın aslına ama ben orada İmam Eşari’nin Hanbelilere böyle bir görüş atfettiğini bulamadım sadece bu konuda 3 görüş var demiş ve bu görüşleri zikretmiş....

Burada ki hata benden kaynaklanmaktadır. ben bu kaynağa daha en başta bakmalıydım.....30 Maddeyi kaldırdım ve yerine başka bir Madde ekledim çünkü Sünnet Kur’an’la Neshedilmez……böyle bir görüşün Hanbelilere atfı konusunda bir delile ulaşmış değilim......
 
hitman Çevrimdışı

hitman

Üye
İslam-TR Üyesi
akhi imam eşariden alıntı yapıp khanbel'i deli etmişsin geçen...:muhaha

aslında sünnetin neshine ilişkin madde hakkındaki kendi görüşünü de yazsan iyi olurdu.
 
E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Sünnet Kur’an’la Neshedilmez

Bu konuda zaten orda açıklama yapmıştım ahi Kur'an'ın sünneti nesh ettiğine dair bir tane rivayet zikretmiştim.....ama ben onu değiştirmeleri için ordaki yönetime yazdım ama hala duruyor değiştirmemişler çünkü bu konuda Hanbelilerden bir delile ulaşmış değilim ....
 
İ Çevrimdışı

İbn_Talha

Üye
İslam-TR Üyesi
ahi olaya tam vakıf değilim kusura bakma sen şimdi sünnet kuranı nesh edemezmi diyorsun yoksa hanbeli mezhebi bu görüşte olduğunumu söylüyorsun
 
KavlulFasl Çevrimdışı

KavlulFasl

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Neler Kur'an-ı Nesh eder ?

Kur'an Neleri Nesh eder ?

Nasuh Mensuh Rasulullah a.s kaç zaman sonra ortaya çıkmıştır ?Tarihi süreci hakkında bilgi vermek.

Nasuh Mensuh Kavramlarını açıklayınız ?

Nasuh ve Mansuh üzerinde ''İcma'ı'' varmıdır ?

Mezhep ve Fırka Alimlerinin ''Nesh ve Mensuh'' Teorisini Desteklemediğimizde ne olur ? Desteklediğimizde ne olur ?

Bu Soruma Cevap verecek Kardeşimden bilgi ( Delil )istiyorum, İnşallah yazabilen yazsın İnşallah...
 
M Çevrimdışı

mümkündür

Üye
İslam-TR Üyesi
KURANDA NESH VARDIR...
Yalnız neshin geniş olarak genel bir kuran araştırılma sonucu ortaya konulacak verilerle değerlendirilmesi lazım olduğunun kanaatindeyim.[zaten geçmiştede bu konu hakkında tartışmalaar olmuştur ]

BAKARA.106- Biz, daha hayırlısını veya bir benzerini getirinceye (kadar) hiçbir ayeti neshetmez (hükmünü yürürlükten kaldırmaz) veya unutturmayız. Bilmez misin ki Allah, gerçekten herşeye güç yetirendir.

ben nesh olayını sadece açıklama olarak anlayabiliyorum.
 
E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
ahi olaya tam vakıf değilim kusura bakma sen şimdi sünnet kuranı nesh edemezmi diyorsun yoksa hanbeli mezhebi bu görüşte olduğunumu söylüyorsun

Ahi Sünnet Kur’an’la neshedilemez diye bir görüş zikredilmiş Bu hazırladığım daha doğrusu düzenlediğim risalede vardı 30 madde de ben bunu ilk başta araştırmadım direk koydum bunu ama daha sonra araştırınca bu konuda sadece İmam Eşari'nin Makalat'ta Nesh babında böyle bir görüşün olduğunu ama bu görüşün kime atfedildiğini zikretmemiş Eş'ari makalatta...Bunu Hanbelilere atfeden O tezi düzenleyen kişi Hanbeli mezhebinin Temel İtikadi görüşleri ben usulüs sünneye baktım orda da Hanbelilkerin böyle bir görüşü olduğunu zikredeni görmedim Ben de 30 maddeyi kaldırdım yerine namazı terk etmenin hükmünü koydum......

Yani Ahi Hanbelilerin böyle bir görüşü varmı yokmu bir delile ulaşamadım .....ve bende 30 maddeyi kaldırdım........

böyle bir görüş olsa bile bu konuda yani Kur’an’ın Sünnet’i Nesh Etmesi hakkında delil vardır misal....

İmam Buhari şu hadisi nakleder:

Bize Amr (r.a) b.Halid tahdis edip şöyle dedi: Bize Zuheyr b.Muaviye (r.a) tahdis edip şöyle dedi: Bize Ebü İshak es-Sabi Bera b.Azib (r.a) dan şöyle tahdis etti:

Nebi (s.a.v) Medine’ye ilk geldiğinde Ensar’dan olan dedelerinin (yahut diğer lafza dayılarının) yurduna misafir oldu ve on altı yahut on yedi ay Beytu’l-Makdis’e doğru namaz kıldı.Halbuki kıblesinin Beytu’l-Haram’a doğru olmasını arzu ederdi.Ekva’ya yönelerek ilk kıldığı namaz ikindi namazı olmuştu.Bir cemaat da onunla birlikte kıldılar.Sonra onunla birlikte namaz kılanlardan biri namazdan çıktı.Mescidin birinde bulunan bir cemaat namazdalar iken yolu uğradı.Onlara: Rasülullah (s.a.v) ile birlikte Mekke’ye doğru namaz kıldığıma Allah için şahadet ederim deyince cemaat namazlarını bozmadan oldukları gibi Beyt’i-Şerif’e döndüler.Rasülullah (s.a.v) Beytu’l-Makdis’e doğru namaz kıldığı sırada Yahudiler ve Hristiyanlar ondan hoşlanırlardı.Ekva’ye doğru yüzünü döndürünce bu fiilini beğenmediler.

Zuheyr dedi ki: Biz Ebu ishak Bera b.Azib (r.a) dan tahdis etti.Bera b.Azib (r.a) bu hadisinde şöyle demiştir:

Kıble tahvil edilmeden (değiştirilmeden) evvel ilk kıbleye (Beytu’l-Makdis’e) doğru namaz kılarak vefat etmiş öldürülmüş kimseler de vardı.Bunlar hakkında nasıl bir hüküm vereceğimizi bilemedik.O zaman Yüce Allah: ve Allah imanlarınızı zayi edecek değildir….(Bakara,2/143) ayetini indirdi.(Buhari İman Namaz İmandandır Babı (c.1/sy.193) Tirmizi (c.5/no:3141) Tirmizi Tefsir (3)c.5/no:3141-3143)

Görüldüğü gibi Kur’an’da Beytu’l-Makdis’e doğru namaz kılın diye bir ayet yoktur.Beytu’l-Makdis’e doğru namaz kılmak Sünnet’te gelmektedir.Bundan dolayı Sünnet Kur’an ile nesh edilmiştir.Ayrıca bu ayet Sünnet’in vahiy olduğuna delildir.
 
E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Nesh:


Lugat manası:


Nesh kelimesi lügatte izale etmek gidermek yok etmek değiştirmek tebdil tahvil veya nakletmek manalarındadır (İbn Manzur Lisanu’ul-Arab (c.3.61)


(1)-İzale etmek yok etmek gidermek:


Allah şeytanın ilka ettiğini nesh eder (yok eder) sonra kendi ayetlerini sabit kılar.(Hac.22/52)


Ayette görüldüğü gibi Allah (c.c) şeytanın ilka ettiğini (yani karıştırdığını) nesh eder (izale yok eder) Sonra kendi ayetlerini sabit kılar.


(2)-Nakletmek:

Şüphe yok ki neler yapıyor idiyseniz biz (hepsini meleklere) yazdırıyorduk. (Casiye.3/29)


Mirasın birinden diğerine intikalinde kullanılan tenasulu mevaris tabirinde olduğu gibi anlam tahvil veya intikal manasına gelir.Bir yerden bir yere nakil yani tensih manasına da gelir.

Bir örneğe bakarak diğer bir yere aynı şeyi taşıma işlemi Burada asla da ondan kopya edilen örneğede nüsha adı verilmektedir ikisinin de değeri aynı olmaktadır.(İbn Manzur Lisanu-Arab(IV/28-29)

İbn Hazm (456/1064) Bir şeyin yenilenmesi ve örneğinin çoğaltılması şeklinde tanımlar.(İbn Hazm el-İhkam(440)

Arapça’da kitabı nesh ettim denildiğinde kitabı başka bir yere yazdım naklettim intisah ettim şeklinde anlaşılır.Nitekim-İbn-Kesir-şöyle-demektedir.

Nesh kelimesi kitabı nesh etmek kökünden olup bir nüshadan başkasına aktarmak demektir.(İbn Kesir Tefsir-81/160)Mektebetu-Daru-Selam(Terc.2/486-Çağrı-yy.)


(3)-İptal:

Lügat kitapları: Nesabatu-Rihu Asara-Kavm Rüzgar Kavmin İzlerini iptal etti örneğini vermektedirler.(Cevheri Sıbab (1/433) Şertunı Akrabu-Mevarid (II/1294-1295) İbn Manzur Lisanu-Arab(IV/28-29)

Bir yerde konaklamış olan toğluluğun orada hasıl ettiği izler zamanla kaybolmuş ise veya rüzğar yağmur vb semavi tesirlerle kalmamışsa bu değişiklik yine bu kökten gelen bir fiil ile ifade edilmektedir.

İbn hamz neshteki bu mana için Taiye tabirini kullanmaktadır.Örnek olarak da Falancanın saltanat ve otoritesi iptal edildi sona erdi sözünü zikretmektedir.(İbn Hazm el-İhkam (440) Şertuni Akrabu-Mevarid (II/1294-1295)


(4)-Değiştirmek(Tebdil)

Biz bir ayetin yerini başka bir ayetle değiştirdiğimizde.(Nahl.16/101) Ayette görüldüğü gibi tebdil yani değiştirme manasındadır.
 
E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Istılahi (Kuran ve Sünnetin yüklediği) manası:


Nesh: Şeri bir hükmün yine şeri bir hükümle kaldırılması demektir.Nesh bir çok manaya gelmektedir.Bunlar kullanıldığı yere göre değişir.Nesh bazen iptal (hükmü kaldıran) bazen tafsil (hükmü açıklayan tefsir eden) bazen istisna (genelden istisnai ayırım yapan) manalarına gelmektedir.

El-Cürcani (816/1413) şöyle demektedir:


Şeri hükmün vaktinin sona erdiğinin beyanı Bu sona eriş Allah tarafından Önceden bilinmektedir.Biz nasih olan hükmün gelmemiş olsaydı evvelki hükmün devam edeceğini zannediyorduk.Birinci hüküm sona erişini yenisinin gelmesiyle bilebildik.Bu bize göre tebdil ve tağyirdir.Şeri bir delili müteakip az bir zaman sonra onun taşıdığı hüküm hilafına bir başka delilin gelmesi durumudur.Bu hal bizim ilmimize göre bir tebdil ise de Allah’ın ilmine göre hükmün zamanının sona erdiğini beyandan başka bir şey değildir.(M.Zeyd en-Nesh fil Kurani’l-Kerim (sy.53)


Ebu’l-Bekan’ın tarifi ise şöyledir:Şeriatta nesh bize göre nesh olmasaydı devamlı olacağını zannettiğimiz bir şeri hükmün vaktinin sona erdiğinin belirli bir zaman aşımı sonunda Allah tarafından beyanıdır.(Külliyat (sy.647-648)


Nasih ve Mensuh:


Hükmün kaldırılmış şeri dedile mensuh hükmü kaldırılan açıklayan istisnai ayırım yapan şeri dedile nasih ve bu olayada nesh denir.


مَا نَنسَخْ مِنْ آيَةٍ أَوْ نُنسِهَا نَأْتِ بِخَيْرٍ مِنْهَا أَوْ مِثْلِهَا


Biz daha iyisini veya benzerini getirmedikçe bir ayeti nesh etmez veya onu unutturmayız.Allah’ın her şeye gücü yeter olduğunu bilmedi mi (Bakara,2/106)


İbn Abbas (r.a)an Ömer (r.a) : Bizim en düzgün Kuran okuyanımız Ubeyd b.Kab (r.a) dur.En isabetli hüküm verenimizde Ali b.Ebu Talib (r.a) dur.Şüphesiz biz İbn Kab (r.a)un okuyuş usülü ve edasından bir kısmını terk etmekteyiz.Bununla beraber Ubey (r.a) Ben Resülullah (s.a.v)den işittiğim hiçbir şeyi terk etmem diye iddia ediyor.Halbuki Yüce Allah:


Biz daha iyisini veya benzerini getirmedikçe bir ayeti nesh etmez veya onu unutturmayız..(Bakara (2/106) buyurmuştur dedi.(Buhari (9/4179) İbn Hacer Fethul-Bari (Trc.8/sy.524,no:4481) şöyle demektedir.


Ömer (r.a) bu ayet ile mutamelen Ubeyd (r.a)un nesh haberi kendisine ulaşmayan tilaveti nesh edilmiş ayetleri okuduğuna işaret etmiştir.


İbn Ebi Talha ibn Abbas (r.a)dan naklederek der ki: Biz bir ayeti nesh eder kavli değiştirirsek demektir.

İbn Cureye Mücahit ten nakleder ki: Biz bir ayeti nesh eder yani ortadan kaldırırsak demektir.


İbn Ebi Nuceyh Mücahit ten nakleder ki: Biz bir ayeti nesh eder kavli konusunda o şöyle demiştir. Yazısını bırakır hükmünü değiştirirsek demektir.Mücahit bunu Abdullah b.Mesud (r.a)un arkadaşlarından-nakletmiştir.


İbn Ebi Hatim,Ebü Aliyeden ve Muhammed b.Kab el-Kuraziden naklen benzer bir şekilde rivayet etmiştir. Dahkak dedi ki: Biz bir ayeti nesh eder kavlinin manası tutarsak demektir. Ata ise Nes eder ifadesinin manası Kuran dan neyi atarsak demek olduğunu söylemiştir. İbn Ebü Hatim der ki: atılıp Muhammed (s.a.v) inzal buyrulmazsa demektir. Suddi der ki: ayetin neshi-kaldırması-demektir. İbn Ebü Hatim der ki: nesh edilmesi demek kaldırılması ve tutulması demektir. İhtiyar kadın ve ihtiyar erkek zina-ettiklerinde-onları-doğrudan-recm-ediniz-sözü-gibi-keza: Ademoğlunun iki vadi dolusu malı olsaydı üçüncüsünü de isterdi. sözü gibi (İbn Kesir Tefsir (11/5687)


İbn Cerir der ki: Biz bir ayeti nesh eder..kavlinin manası şöyledir: Biz bir ayetin manasını başkasına çevirir değiştirir ve tebdil edersek demektir.Bu helalin harama haramın helale mubahın yasağa yasağın mubaha cevrilmesidir.Bu ise ancak emir ve nehyde yasak ve salıvermede engel ve müsaade etmede olur.Haberlere gelince bunda nasih mensuh olmaz.


Nesh kelimesi kitabı nesh edilmesi kökünden olup bir nüshadan başkasına aktarmak demektir.Hükmün neshi demek de bir başka hükme çevirmektir ve bir ibadetin bir başkasına nakledilmesi demektir.Bu ister hükmünün ister yazının neshiyle olsun farksızdır.Çünkü her iki halde de hüküm mensuhtur.(İbn Kesir Tefsir (2/646) Mektebetul-Darus-Selam (Trc.9.c./4577,Çağrı yy.)


Ebul Ala İbnul Şihhir tahdis edip şöyle demiştir:Rasulullah s a v’in bazı hadisi diğer bazısını nesh ederdi Nitekim Kur’an’ın da bir kısmı bir kısmını nesh eder.(Müslim.c.1/no:344)


İbn Abbas (r.a) dedi ki:İlk kıraat olarak saydığınız kıraat hangisidir.Biz Abdullah b.Mes’ud r a’ın kıratıdır deyince İbn Abbas r a dedi ki:


Hayır Rasülullah s a v ona Kur’anı her Ramazan da bir sefer arzederdi Ancak vefat ettiği sene böyle yapmadı O sene içinde Kur’anı ona iki kez arz buyurdu Böylece onun yanında hazır bulunan Abdullah b Mes’ud r a Kur’an’ın nesh olunanı ile yerine konulanına şahit oldu (Ahmed Müsned 81/362-363 (3422) Şuayb el-Arnavut İsnadı Buhari ve Müslim’in şartıan göredir demiştir Buhari Hakkul efalil ibad ve Red alel Cehmiyye (382.s.122 (179) İbn Hacer Askalani bu tarıkın el-Fethul-Baride (9/4445) sahih olduğunu-söylemiştir.


Hafız Zehebi Tarihul-İslam’da iki tane rivayet zikreder bunlar şöyledir.


Gönüllerden Ve Zihinlerden Bazı Ayet Ve Surelerin Silinmesi


Ebû Harb b. Ebîl Esved, babası Ebu'l Esved aracılığıyla Ebû Mûsâ el Eş 'arî'nin (r.a.) şöyle dediğini nakleder:


Vakti ile biz uzunluğu ve çetinliği bakımından Berâe suresine benzettiğimiz bir sureyi ezbere okurduk. O sure bana unutturuldu, ondan sadece,


İnsanoğlunun iki vadi (dolusu) malı olsa kesinlikle üçüncü vadiyi aramaya kalkardı. Ademoğlunun karnını topraktan başka bir şey dolduramaz.» kısmı hatırımda kaldı. Yine biz vaktiyle «Sübhane Sebbihisme» kelimesiyle başlayan surelerden birine benzettiğimiz bir sureyi ezbere bilirdim. O da bana unutturuldu. Sadece:


Ey iman edenler! Yapmayacağınızı niye söylersiniz? (Yada: Yapmayacağınızı söylemeyin).Bunlar boynunuzda şahit olarak yazılacak ve kıyamet günü bundan sorulacaksınız» kısmı hatırımda kaldı.
Bu haberi Müslim rivayet etmiştir.


Müslim 1050; Beyhakî Delâil 7/156; Tahavî Müşkilü'l Asar 2/419. Müellif Zehebî merhum burada Beyhakî'yi esas alışından olacak, mevzuyu biraz kı*saltmış Müslim ve Tahavî'deki haber şöyle başlar:


Ebû Mûsâ el Eş'arî (r.a.) Basra halkının kurrâlarına -yanına- gelmeleri için haber yolladı. Onlardan Kur'ân kıraati yapmış üç yüz kişi huzuruna girdiler. Ebû Mûsâ onlara; «Siz basra halkının en hayırlıları ve hafızlarısınız. Onlara Kur'an okuyuverin! Sakın boşu buşuna uzun bir süre öyle kalıp da sizden öncekilerin kalblerinin katılaştiğı gibi kalpleriniz katılaşmasın» diyerek metindeki sözlerine devam ediyor.


Bu hadisin «insanoğlunun iki vadi dolusu..» kısmından sonrası çok meşhur olup Hz. Aişe, Enes, İbni Abbas, Übey b. Ka'b, Ebû Vâkıd el Leysî, Zeyd b. Erkam, Câbİr b. Abdillah tarafından da nakledilir. Bu rivayetlerin hemen hepsinde "bilemiyorum, bu Kur'an'dan bir ayetmiydi, yoksa değilmiydü". Hz. Aişe rivayetinde "biz onu Kur'an'dan neshedilen bir ayet olarak görüyorduk" derken Übey (r.a.) da, "El Hâkümüt Tekâsür" suresi ininceye kadar biz bunu Kur'an'dan bir ayet kabul ediyorduk diye geçer.

Kaynaklar için aynca bak Buharı Rikak 81/10; Ebû Ya'la Müsned 4/2573; 5/2549, 2858, 2951, 6/3063, 3142, 3181, 3266, 3591, 11/6573; Abdürrezzak Musannef 19624; Taberî Tefsir 30/285; İmam Ahmed Müsned 3/122, 243, 272, 341, 247, 4/368, 5/117, 219, 6/55; Tirmizî 2337; Taberanî Kebîr 5/208; Daramî 2/319.


Şuayb b. Ebî Hamze ve diğerleri Zührî'den şöyle naklederler:


Bana Ebû Ümame b. Sehl (r.a.) in haber verdiğine göre; Rasûlüllah (s.a.v) in Ashab'mdan bir grup kendisine anlatmış lar ki: "Adamın birisi geceleyin daha önce ezberlediği bir sureyi okumak için kalkmış. «Bismülahirrahmanirrahim» dış ında bu sureden hiç bir şey okumaya gücü yetmemiş Sabah olunca durumu sormak için Efendimiz'in kapısına gelmiş.


Sonra bir diğeri derken toplanıvermişler ve birbirlerine "Bizi buraya ne topladı?" diye sormuşlar ve böylece birbirlerine bu surenin unutturulma olayını haber vermişler. Sonra Rasûlül-lah bunlara izin vermiş girip ona durumlarını bildirmişler ve "Bu sure neydi?" diye sormuşlar. Efendimiz bir saat onlara hiç bir cevap vermeden durup ardından da;


Bu sure dün gece neshedilmişti. Böylece onların kalbinden de silindi, yazılı bulunduğu her şeyden de silindi buyurdu.


Bu haberi Ukayl, İbni Şihab ez Zührî'den nakletmiştir. Orada ravi der ki; Zührî bunu anlatırken Saîd b. Müseyyeb de orada oturuyordu. Ama bu sözü inkar etmedi.(Zehebi diyor ki) Bu surenin neshedilmesi ve gönüllerden kaldırılması peygamberlik delillerindendir. Bu hadis sahihtir. Tahavî Müşkilül Asar 2/419; Beyhakî Delâil 7/157. İmam Zehebi, Tarihü’l-İslam, Cantaş Yayınları: 2/128-130

 
E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
وكان حده في ابتداء الإسلام الحبس في البيت والأذى بالكلام لقوله تعالى : { واللاتي يأتين الفاحشة من نسائكم } الآية ثم نسخ بما روى مسلم من حديث عبادة مرفوعا { خذوا عني البكر بالبكر جلد مائة وتغريب عام والثيب بالثيب جلد مائة والرجم } ونسخ القرآن بالسنة جائز لأن الكل من عند الله وإن اختلف طريقه ومن منع ذلك قال ليس هذا نسخا إنما هو تفسير

وتبيين له ولكن أن يقال نسخه حصل بالقرآن فإن الجلد في كتاب الله تعالى والرجم كان فيه فنسخ رسمه وبقي حكمه .

قال في المغني والشرح ( إذا زنا محصن وجب رجمه بالحجارة وغيرها حتى يموت ) حكاه ابن حزم إجماعا وقد ثبت أنه صلى الله عليه وسلم رجم بقوله وفعله في أخبار تشبه التواتر وقد أنزله الله تعالى في كتابه ثم نسخ رسمه وبقي حكمه لقول

عمر كان فيما أنزل الله آية الرجم الخبر متفق عليه

Mesela Recm hakkında:Hanbeli alimlerinden el-Bahuti rahımullah şunları zikreder:


İslamın evvelinde onun cezası evde hapsetmek ve onun hakkında kötü sözler söylemek idi.Çünkü Allah’u Teala dedi ki: Kadınlarınızdan zina edenlere, bunu isbat edecek aranızdan dört şahid getirin (şehadet ederlerse, ölünceye veya Allah onlara bir yol açana kadar evlerde tutun) Daha sonra bu Müslim’in Ubade’den merfu olarak rivayet ettiği hadisle nehs olunmuştur. Benden alın, benden alın! Allah onlara bir yol gösterdi. Bekar bekarla zina ederse yüz değnek ve bir sene sürgün, evli evliyle zina ederse yüz değnek ve taşlanarak öldürmedir.Kur’an’ın ise sünnet ile nesh edilmesi caizdir çünkü bunların her ikisinin gelme yolları farklı olsada her ikiside Allah Katındandır.


Bunun caiz olmadığını söyleyenler ise dediler ki:Bu hadis nesh etmemiştir sadece ayeti tefsir etmiştir ve izah etmiştir.


Lakın böyle değildir:Ayet Kur’anın tamamı ile nesh olunmuştur. Çünkü Allah’u Teala’nın Kitabında mevcuttu ve recm ise orada idi lakin daha sonra tilaveti nesh olundu hükmü ise (baki) kaldı.


El-Muğni ve Şerhin’de diyor ki: Eğer evli kişi zina ederse onu taşlarla ve bundan başkası ile ölene kadar recm etmek vaciptir.İbn Hazm burada icma’nın olduğunu nakletmiştir ve Peygamberin s a v’in recm ettiği mütevatir seviyesinde olan haberlerle sabit olmuştur.Allah’u Teala kitabında nazil ettiği ve sonra tilavetini nesh etti ve hükmünü sabit kıldı burada Ömer r a’ın sözü ile sabit olmuştur Allah’ın indirdiğinde recm ayeti var idi (Muttefikun aleyh) (Keşşaf el-Gına min Metn el-İkna 6/89)




 
Üst Ana Sayfa Alt