HAZİN GÖÇ
Yolcu yolunda gerek derler ve yolcu kaderiyle başbaşadır.Hayatı devamlı angebeli yolları aşmakla geçer gider.
Bir deniz yolculuğu ve kaptanla birlikte yolcuların hayat varyasyonları.Deniz bireden dalgalanıverir ve gemi deryada bir fındık kabuğu döner.Bu afet sonunda hezeyana uğramış bir insan kalabalığı ile ilk anda göze çarpar.Tabii bu afete hazırlıksız olan yolcular boğulur.Can yeleği olan, yüzmesini iyi bilenler bu hazin yolculuktan kurtulabilirler.
Önümüz dağlarla dolu ve gideceğimiz yer o dağların ardında,aşılması güç ,dik dağlar sizi bekler. İpin ,halatın,çivi ve çekicin yoksa dağ eteğinin garip bir köşesinde kalıverirsin.Gideceğin yerle dağlar aranızda bir engel teşkil eder.Ve sende hazırlıksız isen ve sana yararı dokunmayacak fazla eşya yüklemişsen halin nice olur.
Bu güç yolculuklarının elbet bir sonu ,elbette bir bitiş noktası ve başarı ortağı vardır.Mutlaka,insan azimli olduktan sonra düşe kalka da olsa başarıya ulaşabilir.Bir de ebedi yolculuğa davetimizi düşünelim. Yerimiz önceden ayrılmış, sefer anı gelip çattığında göç başlayacak. İşte asıl yolculuk odur,acaba onun içinde bir kaç parça götürebilecek eşyamız varmı? Yoksa bir çok yükle dağa çıkıp,sonra zirveye yaklaşacağı anda kendine yük olan o bazı eşyaları atmayı düşünmeyen yolcunun sonu ne gibi mi hazin olacak?
Dünyayı tarla,ahireti köy olarak düşünürsek muhakkak her köylü hayat akışını düzenleyebilmek için tarlaya gidecek hasadını ,ürününü kaldıracaktır. Ve tarlada işi biten her köylü bu malların tanzimi için köyüne dönecektir.Bu dönüş tarlaya geldiği günden beri köylünün kalbindedir.Bu duyguyu kendi hissetmez belki ama ,tüm azaları bu göreve amadedir.
Bizlerde bu dünya hanı üzerinde birer yolcuyuz. Hemde döneceğimiz güne gebe olarak.Arkamızdan yine bu handan geçmek üzere bazı tohumlar bırakacağız.Dünya değirmeni onları da öğütecek,zamanı geldiğinde her mahluk gibi onlar da ihraç edildiği yere paketlenecektir...
Dünya göçü çiçekler solana,gün batıdan doğana,dağlar hallaç pamuğu gibi atılana kadar devam edecek Hz. Muhammed (sav) efendimiz ashabından Ebu Zer'in şahsında bizlere "Ya Ebu Zer!Vapuru yenile ,çünkü deniz derin ve tehlikelidir.Tekmil ağızını al çünkü zafer uzaktır.Yükünü hafiflet çünkü dağlar arasındaki yol sarp ve meşakkatlidir.Amelini halis kıl çünkü iyiyi kötüden ayırt eden Allah(cc) basirdir" diye sesleniyor.1400 sene evvel öncesinden biz kullara duyurulan ferman.Eğer kendimizi,kendi ipimizle idam etmek istemiyorsak bu sese kulak verir, yarını bu günden düşünürüz.Zaten müslüman için yarın diye birşey yoktur.Onun için,yarın bugündür.Çünkü yarına çıkabilmek meçhuldür.
Yolcuların dikkatine! Yolumuz menzile yaklaşıyor,hemde yükümüz oldukça ağır.Birkaç parçayı burada bırakmalıyız.Masivadan geçmezsek firdevsi aladan vazgeçeriz.Hareket edemiyoruz,ağırlık iyice kabalaştı ,dikkat dikkat!!!...
Yanılıyorsunuz sayın yolcular hemde çok,yük bir kere yüklenmiştir,hareketiniz başladı,durmanız, geriye dönüp bu fazlalıklardan sıyrılma imkanınız yok,biliyorsunuz ki ömrün kazası yok.Bu pişmanlığı önceden göç başlamadan düşünecektin. Hazin göç ağır ağır ilerlemekte...
Yolcu yolunda gerek derler ve yolcu kaderiyle başbaşadır.Hayatı devamlı angebeli yolları aşmakla geçer gider.
Bir deniz yolculuğu ve kaptanla birlikte yolcuların hayat varyasyonları.Deniz bireden dalgalanıverir ve gemi deryada bir fındık kabuğu döner.Bu afet sonunda hezeyana uğramış bir insan kalabalığı ile ilk anda göze çarpar.Tabii bu afete hazırlıksız olan yolcular boğulur.Can yeleği olan, yüzmesini iyi bilenler bu hazin yolculuktan kurtulabilirler.
Önümüz dağlarla dolu ve gideceğimiz yer o dağların ardında,aşılması güç ,dik dağlar sizi bekler. İpin ,halatın,çivi ve çekicin yoksa dağ eteğinin garip bir köşesinde kalıverirsin.Gideceğin yerle dağlar aranızda bir engel teşkil eder.Ve sende hazırlıksız isen ve sana yararı dokunmayacak fazla eşya yüklemişsen halin nice olur.
Bu güç yolculuklarının elbet bir sonu ,elbette bir bitiş noktası ve başarı ortağı vardır.Mutlaka,insan azimli olduktan sonra düşe kalka da olsa başarıya ulaşabilir.Bir de ebedi yolculuğa davetimizi düşünelim. Yerimiz önceden ayrılmış, sefer anı gelip çattığında göç başlayacak. İşte asıl yolculuk odur,acaba onun içinde bir kaç parça götürebilecek eşyamız varmı? Yoksa bir çok yükle dağa çıkıp,sonra zirveye yaklaşacağı anda kendine yük olan o bazı eşyaları atmayı düşünmeyen yolcunun sonu ne gibi mi hazin olacak?
Dünyayı tarla,ahireti köy olarak düşünürsek muhakkak her köylü hayat akışını düzenleyebilmek için tarlaya gidecek hasadını ,ürününü kaldıracaktır. Ve tarlada işi biten her köylü bu malların tanzimi için köyüne dönecektir.Bu dönüş tarlaya geldiği günden beri köylünün kalbindedir.Bu duyguyu kendi hissetmez belki ama ,tüm azaları bu göreve amadedir.
Bizlerde bu dünya hanı üzerinde birer yolcuyuz. Hemde döneceğimiz güne gebe olarak.Arkamızdan yine bu handan geçmek üzere bazı tohumlar bırakacağız.Dünya değirmeni onları da öğütecek,zamanı geldiğinde her mahluk gibi onlar da ihraç edildiği yere paketlenecektir...
Dünya göçü çiçekler solana,gün batıdan doğana,dağlar hallaç pamuğu gibi atılana kadar devam edecek Hz. Muhammed (sav) efendimiz ashabından Ebu Zer'in şahsında bizlere "Ya Ebu Zer!Vapuru yenile ,çünkü deniz derin ve tehlikelidir.Tekmil ağızını al çünkü zafer uzaktır.Yükünü hafiflet çünkü dağlar arasındaki yol sarp ve meşakkatlidir.Amelini halis kıl çünkü iyiyi kötüden ayırt eden Allah(cc) basirdir" diye sesleniyor.1400 sene evvel öncesinden biz kullara duyurulan ferman.Eğer kendimizi,kendi ipimizle idam etmek istemiyorsak bu sese kulak verir, yarını bu günden düşünürüz.Zaten müslüman için yarın diye birşey yoktur.Onun için,yarın bugündür.Çünkü yarına çıkabilmek meçhuldür.
Yolcuların dikkatine! Yolumuz menzile yaklaşıyor,hemde yükümüz oldukça ağır.Birkaç parçayı burada bırakmalıyız.Masivadan geçmezsek firdevsi aladan vazgeçeriz.Hareket edemiyoruz,ağırlık iyice kabalaştı ,dikkat dikkat!!!...
Yanılıyorsunuz sayın yolcular hemde çok,yük bir kere yüklenmiştir,hareketiniz başladı,durmanız, geriye dönüp bu fazlalıklardan sıyrılma imkanınız yok,biliyorsunuz ki ömrün kazası yok.Bu pişmanlığı önceden göç başlamadan düşünecektin. Hazin göç ağır ağır ilerlemekte...
