Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Her Nefesin Farkında Olmak Dinimizde Emredilmiş Midir ? Ya Da Tasavvufcuların Uydurduğu Birşey Midir

C Çevrimdışı

cihad_38

Üye
İslam-TR Üyesi
esselamun aleykum;

Hûş der-Dem
Her nefesin farkında olmak

Nefes alıp vererek yaşarız ve irademiz dışındaki bu tabii halin çoğu zaman farkında bile olmayız. Hûş der-dem prensibi, böyle bir gafletten sakındırmak için, alıp verdiğimiz her nefesin farkında olmamızı istiyor bizden. Nakşibendiyye’de hûş der-dem, yani nefesi muhafaza, nefesin hakkına riayet yahut nefesten haberdar olma, yol almanın esası sayılmıştır.

Peki nefesin farkında olmak ne demektir ve bu farkındalık nasıl sağlanacaktır?
Cenab-ı Hak, sayılı nefeslerle geçici bir müddet hayat sürmesi için dünyaya gönderdiği insandan, canlı cansız bütün mahlukatın zikir korosundaki tevhide katılmasını istemektedir.(cenabı hak'kın bizden böyle bir isteği var mıdır?) Nefeslerimiz bize en geniş anlamıyla “zikir” için bahşedilmiştir. “İnsanın her an her yerde Allah’ı hatırlaması, emir ve yasaklarına riayetle hep O’nun rızasını gözetmesi, Bezm-i Elest’teki sözüne sadık kalması” anlamına zikir mükellefiyeti, kitap ve peygamberler aracılığıyla izah buyurulduktan başka, alıp verdiğimiz her nefeste de sürekli hatırlatılmaktadır.

Büyükler, “Allah” kelimesinin başındaki elif ve lâm harflerinin belirtme takısı (harf-i tarif) olduğunu, sonundaki “güzel he” ile Allah Tealâ’nın zat isminin kastedildiğini söylerler. Onlara göre “Hû” zamirinin aslı da, nefes alıp verirken çıkardığımız “h” sesi de lafza-i celâlin sonundaki “he”dir. Bu demektir ki, kainattaki bütün varlıklar gibi insan da kendisi farkında olmasa bile her nefeste Allah’ı zikretmektedir.

İşte insanın aldığı nefesin farkında olması, öncelikle nefesindeki zikrullahın farkında olmasıdır. Nefesinden gafil olanlar, uykuda sayıklayanlar gibi, ilahi ikram eseri bu zikrin varlığından ve mesajından haberdar olamazlar. Zira bir ses yahut söz, zikredileni hatırlatıyorsa zikirdir. Şu halde nefesin farkında olmak; nefeslerimizin sayılı olduğunun, bunları veriliş maksadına uygun sarf etmek gerektiğinin, her soluktaki zikrin bize neyi hatırlatmak için irademiz dışında tekrarlandığının farkında olmaktır.
Böyle bir farkındalık niçin yaşadığımızı bilmeyi, her nefeste Allah’ı hatırlamayı, tek nefeslik bir anda dahi Allah’tan gafil olmamayı ve dünya hayatını bu hal üzere sürdürmeyi gerektirir. Bu nedenle yolun büyükleri hûş der-dem’i “Her nefeste, hatta iki nefes aralığında bile Allah’tan gafil olmamaya çaba göstererek huzuru muhafaza etmek” diye tanımlamışlardır.(bu tanımlama doğru mudur ?)

Hûş der-dem’deki farkındalık, nefesteki zikrullahı kalbe söyletmekle hâsıl olur ki aynı zamanda “Hayy” tecellisine mazhariyettir.(bu söylenilenin dinimizde aslı varmıdır?kalbe zikrullahı söyletmek mümkün müdür ?) Aldığı nefesten gafil olanlar, yahut nefeslerini ilahî maksat haricinde telef eyleyenler, yaşıyor görünseler de ölüdürler. Gerçekten diri olmak, kalbin diri olmasıyla mümkündür. Kalp ise Hayy tecellisiyle dirilir ve böyle kalplerin sahipleri Allah’ın her yerde hâzır ve nâzır olduğunu, her daim O’nun huzurunda bulunduklarını bildiklerinden gaflete düşmezler.(şu halde ben yaşayan bir ölü müyüm,kalbimin Allah dediğini hiç sanmıyorum ) Huzur hali, Allah Tealâ ile birlikte olmayı ifade ettiği kadar bir ruh dinginliğini, kalp veya gönül sükunetini de anlatır. Çünkü Ra’d suresinin 28. ayetinde buyurulduğu gibi; “Kalpler ancak Allah’ın zikriyle itminan (huzur ve sükun) bulur.”

Hûş der-dem’deki farkındalıkla kalbin zikrullaha alışması güzel sona da sebeptir. Çünkü ölüm sarhoşluğu halinde akıl baştan gitse bile, kalp ne söylüyorsa dil onu söyleyecektir.(sekerat anında kalbin söylediğinin geçerli olması diye bir şey varmıdır ?)

Nefeslerin gafletsiz alınıp verilmesi elbette zor iştir. Bu hususta gayret ve ısrar gerekir. İnsanlık hali ile bazen gaflete düşüldüğünde ümitsizliğe kapılıp gayretten vazgeçmemeli, “estağfirullah” niyazıyla bağışlanma istenmelidir..
foruma yeni katıldım,ve tasavvufa şiddetle karşı olunduğunu gördüm,yukardaki yazı yani huş der dem yazısı tasavvufcuların uydurduğu şirkin bir parçası mıdır?tasavvufcu olduğum söylenemez ama kalkıp da şahı nakşibende yada imamı rabbaniye sövemem. konuyu okurken siz forumun değerli alimlerine de sormak istedim.
selam ve dua ile.
 
C Çevrimdışı

cihad_38

Üye
İslam-TR Üyesi
selamun aleykum.
dün açtığım bu konuya neden kimse cevap yazmamış.
kırmızı renkli olan kısımlar sorularımdır.cevaplarsanız sevinirim inşallah.
 
B Çevrimdışı

beydanur

Guest
foruma yeni katıldım,ve tasavvufa şiddetle karşı olunduğunu gördüm,yukardaki yazı yani huş der dem yazısı tasavvufcuların uydurduğu şirkin bir parçası mıdır?tasavvufcu olduğum söylenemez ama kalkıp da şahı nakşibende yada imamı rabbaniye sövemem.

Aleykum selam kardeşim

Siz huş der dem'i mi merak ediyorsunuz, tasavvufa neden reddiye verildiğini mi? Forumda tasavvufdaki yanlışlarla ilgili bir sürü konu var, onları açıp okursanız okuduğunuz yazılardaki şirk unsurları kendiniz de anlayabilirsiniz inşallah. Tasavvuf kökten değil ama sonradan, vahdet-i vücut, kabirdekilerden yardım dileme, Şeyhlerini Allah'a ulaşmaya vesile kılma gibi şeylerin eklenmesiyle şirk bataklığına girmiştir. Nefis terbiyesi, namaz, sünnet gibi konularda isabetli şeylerinin olması, onların bahsedilen amelleriyle şirk işledikleri gerçeğini değiştirmiyor. Şu da bilinir ki, şirk işleyen kişinin diğer tüm amelleri boşa gider. (Yani doğru olsalar neye yarar)

Not: Yazıyı okumadım bile, işe yarar bir şey bulacağım diye, kafamı bunlarla yormayı istemem. Sahabeler tasavvufun felsefik yazıları, şiirleri vs olmadan Kuran ve Rasulullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) sünneti ile doğru yolu bulmuşlar. Bana da bu yeter.

(Bir de her şeye bir isim takmaları yok mu? Düşünmeye de "Rabıta" deyip, "Düşünme caizse Rabıta da caizdir" sonucuna varıyorlar. Bu kadar matematiği benim aklım almıyor.)
 
E Çevrimdışı

emirha_K

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
tasavvufun budizimden aldığı insan fıtratının kaldıramayacağı ruhbanik dayatmalardan birisi böyle bir şeyin mümkün olabilmesi için insanında melekler gibi yeme içme uyuma cinsi münasebet gibi insani özelliklerden mahrum olması gerekirdi.
 
C Çevrimdışı

cihad_38

Üye
İslam-TR Üyesi
tasavvufun budizimden aldığı insan fıtratının kaldıramayacağı ruhbanik dayatmalardan birisi böyle bir şeyin mümkün olabilmesi için insanında melekler gibi yeme içme uyuma cinsi münasebet gibi insani özelliklerden mahrum olması gerekirdi.
bu yorumdan ne anlamam gerektiğini inanın çıkaramadım .daha açık yazar mısınız.?
Siz huş der dem'i mi merak ediyorsunuz, tasavvufa neden reddiye verildiğini mi
neden reddiye yapıldığı yazılmış bir çok yerde ve reddiyelerede cevaplar verilmiş bir çok yerde,herkes kendi savunduğunu birşekilde haklı çıkarmış.
ben huş derdem i merak ediyorum ve diğer 11 kandil meselesini, çünkü 11 kandili okuduğum zaman;tamam diyorum,keşke bu 11 kandili tam orda yazdığı gibi uygulayabilsem mükemmel bir müslüman olurum diye düşünüyorum,
bu şirk olan tasavvufa reddiye yazanlar neden böyle kandiller yakıp, şirke gidenlerin kandilleri yanlış yola götürür, şu metodları uygulayın demeleri gerekmiyor mu ?
tabi aslında rehberimiz belli; kuran ve sünnete sımsıkı sarılan yoldan sapmaz.amenna.ama sizce benim gibi sıradan bir müslüman kütübü sitteyi yılda bir hatmetse,kuran tefsirini ayda bir okusa, bunu yıllarca devam ettirse nakşilikdeki 11 kandili ilmi olmadıktan sonra toplayıp derleyemez.vicdanlı düşünmek lazım. bir fatiha okurken 7 yerinde yanlış yapıyorsak(m) binlerce hadisi hayatıma nasıl uygulayabilirim .bu bana ve nefsime ağır geldiği gibi bir çok müslümana da zor gelecektir.
 
B Çevrimdışı

beydanur

Guest
Benim bulunduğum muhitte, hiç yoluna uyabileceğim bir şeyh yok. Komşularımdan, menzile gidip: "Ben kuluma şah damarından daha yakınım" diyen Allah'a doğrudan değil de, Şeyhlerinin elinden tövbe alanlara rastlıyorum. Bu benim yolum olamaz.

Şimdi uygun biri yok diye, idareten, iyisinden kötüsünden bana yol göstersin diye, itikadı bozuk kişilerden ilim alırsam, doğrunun yanında yanlışları da öğrenmeyeceğimden emin olamam. Her kişiye kendisine yetecek kadar ilmi öğrenmesi farzdır. Farz olan şeyler de o kadar da çok değil. Araştırarak bulabilirsin inşallah.

Tasavvuf ise işe yarasa yarasa en çok nefis terbiyesinde işe yarar, ama tasavvuf nefis terbiyesi için şart değildir:

Nefis terbiyesinde yol almak isteyene bir kaç öğüt:

-Günah işleye işleye günah kolaylaşır.
-Helallere yönelerek de helaller kolaylaşır.
-Kuranda haramı yapmamak değil, harama yaklaşmamak emri vardır. (Çünkü Rabbimiz bilir ki, yaklaşacak olursak nefsin isteklerine engel olunamayabilir)
-Kalpler Allahı anmakla huzur bulur.
-Darda kaldığınızda "sabır ve namazla Allah'tan yardım isteyin." (Dikkat: Kabirdekilerden değil)
-Günahlardan kaçarak, nafileleri artırarak Allah'ın rızasına, dolayısıyla da huzura kavuşulur.
-Namaz huşu ile kılınmaya dikkat edilirse (günde 5 vakit) kalp Allah huzurunda olmaya alışa alışa, namaz kılınmadığı hallerde de Allah'ın huzurunda hissedilir ve günahlardan bu şekilde alıkoyar.

11'den az oldu ama işe yarar sanırım. İlla destan gerekmiyor bence.
 
VeraŞehadet Çevrimdışı

VeraŞehadet

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Islam'da tabiki nefis terbiyesi vs. vardır ama huş derdem gibi sünnetde geçmeyen şeyler neden dindenmis gibi gösteriliyor? Tabiki her aldığımız nefesin farkında olacaz,lakin biz dini daha tam anlamıyla yaşamıyorken nedir bu bidatler? Rasulullah iyide olsa kötüde olsa benim adima birşeyler uyduran cehennemde ki yerini hazırlasin buyuruyor..
Bunu (huş derdem) Rasulullah veya sahabe yapmadıysa bizim yapmamız nekadar doğrudur?..
Demek istediğim şu;Tabiki aldığımız nefeslerin farkında olacaz ama ibadetmış gibi değişik isimler takılarak bu olmaz..
 
C Çevrimdışı

cihad_38

Üye
İslam-TR Üyesi
vardır ama huş derdem gibi sünnetde geçmeyen şeyler neden dindenmis gibi gösteriliyor
huş der dem kelimelerinin hadislerde geçmemesi bu kelimelerle anlatılmak istenen şey farklı olaylardır diye düşünüyorum.
lakin biz dini daha tam anlamıyla yaşamıyorken nedir bu bidatler
diyorsunuz bidat olan şeyi tabiki yapacağız diyorsunuz.çünkü huş derdem kelimeleri ile anlatılan sizin tabiki yapacağız dediğiniz şeydir.
Tabiki her aldığımız nefesin farkında olacaz

Bunu (huş derdem) Rasulullah veya sahabe yapmadıysa
rasulullah ve ashabı
her nefeste Allah’ı hatırlamayı, tek nefeslik bir anda dahi Allah’tan gafil olmamayı ve dünya hayatını bu hal üzere sürdürmeyi gerektirir. Bu nedenle yolun büyükleri hûş der-dem’i “Her nefeste, hatta iki nefes aralığında bile Allah’tan gafil olmamaya çaba göstererek huzuru muhafaza etmek”
bunu yapmamışdır mı diyorsunuz. ilginç bir söz.şaşırdım doğrusu.

-Günah işleye işleye günah kolaylaşır.
-Helallere yönelerek de helaller kolaylaşır.
-Kuranda haramı yapmamak değil, harama yaklaşmamak emri vardır. (Çünkü Rabbimiz bilir ki, yaklaşacak olursak nefsin isteklerine engel olunamayabilir)
-Kalpler Allahı anmakla huzur bulur.
-Darda kaldığınızda "sabır ve namazla Allah'tan yardım isteyin." (Dikkat: Kabirdekilerden değil)
-Günahlardan kaçarak, nafileleri artırarak Allah'ın rızasına, dolayısıyla da huzura kavuşulur.
-Namaz huşu ile kılınmaya dikkat edilirse (günde 5 vakit) kalp Allah huzurunda olmaya alışa alışa, namaz kılınmadığı hallerde de Allah'ın huzurunda hissedilir ve günahlardan bu şekilde alıkoyar.

11'den az oldu ama işe yarar sanırım. İlla destan gerekmiyor bence.
Günah işleye işleye günah kolaylaşır.
düşmanım çok güçlü,nefis ve şeytan,günah işlememem gerektiğini elbet biliyorum.ama bunu nasıl başaracağımı bilemiyorum.
Kalpler Allahı anmakla huzur bulur
kalbler Allah zikri ile huzur bulur evet,ama kalbe nasıl Allah dedirtilir,onu söylemeyi unutmuşsunuz.dille söylemek yeter olsaydı sanırım şimdi tabiri caizse uçuyor olmam kalbi selim olmam gerekirdi, aldığım nefes günde 24 bin civarı olduğunu öğrendikten sonra günde o sayıyı geçecek kadar Allah diyorum,kalb aynı kalb.
Günahlardan kaçarak, nafileleri artırarak Allah'ın rızasına, dolayısıyla da huzura kavuşulur.
Allah razı olsun güzel tavsiye,ama ben farz ibadetleri zoraki yapıyorum,gecenin bi yarısı kalkıp namaz kılmak kimm ben kim.
demek istediğim sayısı 11 olur üç beş olur tavsiye vermek basit.bunları uygulayabilmem için sanki birşeyler gerekli gibi,bilmiyorum adı ne ama bir lokomotif lazım,tasavvuf ve tarikatler sapıklık içinde,cemaatler çekişme halinde,cami imamları maaşının peşinde,müslümanlar dünyalık peşinde,nefis,şeytan iş başında bizi kim kurtarcak.
 
VeraŞehadet Çevrimdışı

VeraŞehadet

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Farkındaysanız ben aldığımız nefesi farkında olmak dinde vardır dedim ..Fakat huş der dem nedir ya?
Neden saçma sapan isimler takılarak gözde bu kadar büyütülüyor? Bundan daha önemli konular var, müslüman olduklarini iddia eden insanlar bunu dertlenip, asıl konulara yeterli değeri vermiyorlar.. Iman küfür şirk vs vs .. Bizi kim kurtaracak demişsiniz kimseden birşey beklememeliyiz.. Bizi kurtaracak olan amellerimızdir evvela..
 
B Çevrimdışı

beydanur

Guest
bunları uygulayabilmem için sanki birşeyler gerekli gibi,bilmiyorum adı ne ama bir lokomotif lazım,
tasavvuf ve tarikatler sapıklık içinde,
cemaatler çekişme halinde,
cami imamları maaşının peşinde,
müslümanlar dünyalık peşinde,
nefis,şeytan iş başında bizi kim kurtarcak.

İnşallah sağlam itikad kurtaracak kardeşim.

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla: "Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır. O hâlde, kim tâğûtu tanımayıp Allah’a inanırsa, kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir." Bakara/256

Siz ilk önce Tevhid'den kasıt nedir, Şirkin çeşitleri nelerdir, Bidat nedir onları araştırın. Gelmiş geçmiş tüm peygamberler, insanlardaki hangi hataları düzeltmek için gelmiş ve insanlar bu aşamalara ne gibi yanlışlara düşerek ulaşmış, şeytan nerelerden süslemiş günahları...

Rabbim sapasağlam kulba yapışmayı nasip etsin size. Arayış içindesiniz belli ki, ben de aynı aşamalardan geçmiştim. Kimin yanlış, kimin doğru olduğunu ayırt etmeyi başarabildiğinizde kalbiniz de huzura erer inşallah.
 
C Çevrimdışı

cihad_38

Üye
İslam-TR Üyesi
Fakat huş der dem nedir ya?
Farsça her an uyanık olmak demektir. kelimeye takılmanızı anlayamadım,.
Neden saçma sapan isimler takılarak gözde bu kadar büyütülüyor
kimse büyütmüyor,bir kelimeye takılıp soru soruyorsunuz ve cevap hakkı oluşuyor,yazmak zorunda kalıyorum.
benim aklımın almadığı şey yıllarca ve günümüzde evliyalar hakkında onca güzel şeyler anlatıldı,onların güzel hallerine imrendik,ama günümüzde tv şaklabanı bir kaç adam çıktı ve mevlanayı,şahı nakşibendi,imamı rabbaniyi,geylaniyi, ve yüzlerce tasavvuf ehli alimi şirk ile suçladı.
gerçekten müceddidi elfissani yani ikinci bin yılın müceddidi nasıl oluyorda bu şirk batağına düşüyor,halen aklım almıyor,nasıl şu islami forum sitelerindeki üyeler kadar ilim sahibi değildi o alimler onu ANLAYAMIYORUM.
 
C Çevrimdışı

cihad_38

Üye
İslam-TR Üyesi
Rabbim sapasağlam kulba yapışmayı nasip etsin size. Arayış içindesiniz belli ki, ben de aynı aşamalardan geçmiştim. Kimin yanlış, kimin doğru olduğunu ayırt etmeyi başarabildiğinizde kalbiniz de huzura erer inşallah.
Allah razı olsun, inşallah kurtulanlardan oluruz.
 
C Çevrimdışı

cihad_38

Üye
İslam-TR Üyesi
Bu dinin emri değildir..Sitede ki sizin şeyhlerinız ile ilgili konulari okumaya devam edin..( Ön yargısız)
selamun aleykum;
evet hepsiniz okuyacağım inşallah,ama siz eminmisiniz bu bilgileri cımbızla çekip çıkarıp size sunanların ön yargısız davrandığına. ?? tabiki değilsiniz,bir evliyaya dil uzatmak islam ve türk kültüründe yoktur,değerli alim teymiye nin açıkca küfür olan sözleri hakkında bile önyargılı değiliz hamdolsun. vardır bir hikmeti diyoruz.
 
VeraŞehadet Çevrimdışı

VeraŞehadet

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Kafamdan uydurmuyorum, İmam Rabbani'nin mektubatını okursanız içinde ne kadar sapıklık var anlarsınız.Yok haşa Allahu Teala'yı kadınlarin kisvesinde görmüş.. Miraç gibi göğe çıkıp iniyormuşda..Yüksek mertebede şeyhleri görmüş sonra,Zuhuratda Allahı görmüşde .. Bunları ben bizzat kitabından okudum sayfa numarası bile verebilirim.. (İmam Rabbani-Mektubat)Önemli olan biraz firaset sahibi olmak!
 
VeraŞehadet Çevrimdışı

VeraŞehadet

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
1.Mektup, Sayfa numaraları;38-39-40-41
''Şöyle ki;Bu tarikat edeplerine dair işlere devamım sırasında,Yüce Allah'ın zahir ismine bir zuhur yeri olma şerefine erdim,Hemde tam manası ile.. O kadar ki bütün eşyada tek tek bu tecelliyi gördüm..
Özellikle kadınların (!) kisvesinde.Hatta ayrı ayrı her yanlarında..''
diye başlıyor.. Daha devamını yazmıyım okudukça midem bulanıyor..Siz bakarsınız.
 
Muaz ibni Cebel Çevrimdışı

Muaz ibni Cebel

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Evet 1.Mektupta geçiyor

Tarikat yanlısı bir sitede kendilerinin konu açtığı bu Mektuptaki bu yazıyı kendilerine alıntılayıp bu cümleden ne mana çıkardıklarını
merak ettiğimi sormuştum.Sonuç: cevapsız bir banlama : )
 
Üst Ana Sayfa Alt