Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü "Himmet Şeyhim" Sözündeki Sakınca Nedir?

samanpan Çevrimdışı

samanpan

.
Site Emektarı
BİR MÜRİDİN UZAK BİR MESAFEDEN MÜRŞİDİNE SESLENEREK:"MEDET,HİMMET EY MÜRŞİDİM! " DİYE YARDIM İSTEMESİ DİNEN DOĞRU MUDUR?
AYRICA O MÜRŞİDİN SESİ İŞİTİP YARDIM ETMESİ MÜMKÜN MÜDÜR?
BUNA BENZER KABİRDEKİ BİR İNSANIN RUHUNDAN YARDIM İSTENİR Mİ? İSTENSE O RUH FAYDA VERİR Mİ??
kaynak vererek cvp verirsek daha sağlıklı olur inşallah selametle...
 
ABDULHAK Çevrimdışı

ABDULHAK

الإذلال هو بعيد عنا
Admin
Himmet ;
Velîlerde var olduğu kabul edilen olağan üstü irade gücüdür.
Sözlükte "meyil, arzu, istek, azim" mânasına gelen himmet kelimesi (çoğulu himem), "Kendini veya başkasını kemale erdirmek için kalbin bütün ruhanî güçleriyle Cenâb-ı Hakk'a yönelmesidir" şeklinde tarif edilmiştir. (et-Ta'rîfât, "himmet" md)

Tasavvufta himmet genel olarak velînin teveccühü, tasarrufu ve olağan üstü işleri başarma gücü şeklinde anlaşılmıştır.
Muhyiddin İbnu'l-Arabî'ye göre himmetin üç şekli vardır. Kalbin temenni ettiği şeye bütünüyle yönelmesi uyanış tarzındaki himmettir. Bu bir şeyi gönülden dileme, yürekten arzulama anlamına gelir. Müridin bir şeyi bütün samimiyetiyle dilemesi "irade himmeti" veya "cem' himmeti" adını alır. Bu anlamdaki himmetin etkisi altına alamayacağı hiçbir şey yoktur. Bu türlü himmete sahip olan bazı müridler şeyhlerini bile etkiler. İbnu'l-Arabî, insanın bütün iradesini belli bir nokta üzerinde yoğunlaştırması demek olan böyle bir himmetle Afrika'da Gurâbiyye adı verilen bir zumrenin diledikleri kişileri öldürdüklerini ileri sürer. Ona göre nefis cem'iyyet halinde olduğu zaman maddeye tesir eder. İbnu'l-Arabî, saf bir ilhamla arzuların bir noktada toplanmasına "hakikat himmeti" adını verir. Yegâne istekleri Hak olan büyük şeyhlerin himmeti böyledir. (el-Futûhât, II, 693-694) Velîler, himmet denilen manevî ve sırrî bir güçle misal alemindeki mümkün varlıkları gerçek varlıklar haline getirebilirler; çünkü himmet kâmil insandaki ilâhî kudrettir.(Fusus, s. 140,202) Bu kudretle meydana gelen bu tür varlıklara "mahlûk-ı arif denir. İbnu'l-Arabî, arifin marifeti yükseldikçe himmetle tasarrufunun eksildiğini söyler. Çünkü vucûd-ı mutlakın ahadiyyetini muşahede eden arif onun vücudundan başka bir şey göremez. Arifin bu muşahedesi onun Hak'tan gayriye teveccuh etmesine engel olur.
Abdulkerîm el-Cîlî'ye göre yeryüzündeki en değerli şey himmet olduğundan Hakk'a ancak onunla varılır. Himmet müridlerin mi'racı, arifleri Hakk'a götüren buraktır. Bununla beraber sadece Hak'la ilgili olan himmet ne kadar yüce olursa olsun bir yerde perde sayılır. (el-İnsânu'l-kâmil, II, 28-30)

Nesneleri, kişileri, ruhları etkileyen ve yönlendiren, ilâhî rahmet ve yardımın gelmesine vesile olan himmet şeyh murid ilişkisi bakımından büyük önem taşır. Hacı Bektâş-ı Velî'nin Yûnus Emre'ye buğday yerine himmet vermeyi teklif etmesini, bunu kabul etmeyen Yûnus'un sonradan pişman olmasını anlatan menkıbe himmetin tarikatlarda ne kadar önemli olduğunu gösterir. (Köprülü, s. 260) Halvete giren mürid bu manevî yolculuğunda karşılaştığı zorlukları aşmak ve her belâyı defetmek için şeyhinin himmetini ister. Çünkü himmet onun kılavuzu ve en etkili silâhıdır. (Necmeddîn-i Dâye, s. 285)
Dilaver Selvi , Curcani’nin Tarifat’ını kaynak göstererek himmetten şöyle söz ederler:
Tasavvuf erbabına göre himmet, kulun kendisini veya başkasını bir hayra ulaştırmak, bir şerden korumasını veya bir kemali ele geçirmek için bütün manevi gücünü kullanarak kalbiyle Cenab-ı Hakk’a yönelmesidir (dua etmesidir). ” Aslında kuluna destek veren ve problemini çözen Yüce Allah’tır. “Himmet şeyhim “diyen kimse; “ey şeyhim şu isteğimi yarat” demek istemez. Bu ifadeyle; ”Ey şeyhim! Şu ihtiyacımı gidermek için Rabbime benim için dua et“ demek ister.(Dilaver Selvi, Kaynakları ile Tasavvuf)

Bu açıklamalardan sonra sorunuza gelirsek; Tasavvuf erbablarının benimseyib itikad ettiği ve pratik yaptıkları gibi, hazırda ve huzurda olmayan diri ve ölü kimselerden (salih, veli olduğuna inandıkları kullardan) uzak mesafelerden himmet istemeleri; Tevhid dinine göre apaçık şirktir!

İLGİLİ KONU :

Ölüden Himmet Dilemek Câiz mi?

https://www.islam-tr.org/konu/oluden-himmet-dilemek-caiz-mi.37377/

"ŞEFAAT YA RASULULLAH" SÖZÜNDEKİ SAKINCA : EZAN DUASINDAKİ DOĞRU VE YANLIŞLAR
https://www.islam-tr.org/konu/sefaa...sindaki-dogru-ve-yanlislar-soruya-cevap.7975/

TASAVVUF BÜYÜKLERİNİN KENDİ ESERLERİNDEN KÜFÜR AKİDELERİ !
https://www.islam-tr.org/konu/tasavvuf-buyuklerinin-kendi-eserlerinden-kufur-akideleri-kitap.8043/

RABITA'NIN İÇ YÜZÜ
https://www.islam-tr.org/konu/rabitanin-ic-yuzu-fecr-i-sadik-dogdu-maske-goruldu-kitap.8042/

TEVESSÜL , İSTİĞASE VE ŞEFAAT
https://www.islam-tr.org/konu/caiz-ve-sirk-olan-tevessul-istigase-ve-sefaat.7356/
 
Üst Ana Sayfa Alt