Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İLGİNÇ BİLGİLER

samanpan Çevrimdışı

samanpan

.
Site Emektarı
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ ?
Bu bölümü hazırlamamızdaki amaç Çocuk , Genç ve Aile Psikiyatrisi adına bazı bilgileri size aktararak bu konuda değerli web sitesi ziyaretçilerimizin bilgilenmesini sağlamaktır. Sizinde bu konuda duyurmak istediğiniz kısa bilgiler olursa e-mail aracılığı ile bize göndermeniz yeterlidir. En kısa zamanda bu bilgilere yenileri eklenmeye çalışılarak güncelleştirme sağlanacaktır.
Renklerin dünyasını biliyor musunuz?
1-) Erişkin Psikiyatristi : Tıp fakültesi mezunu bir doktorun dört yıl boyunca bir psikiyatri kliniğinde çalışarak ve akademik eğitim alarak uzmanlığını tamamlaması ile elde ettiği akademik ve profesyonel ünvan sonucu bu işi yapmaya yeterli ve ehliyetli kişi
2-) Çocuk ve Ergen Psikiyatristi: Tıp fakültesi mezunu bir doktorun dört yıl boyunca bir Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi kliniğinde çalışarak ve akademik eğitim alarak uzmanlığını tamamlaması ile elde ettiği profesyonel ve akademik ünvan sonucu bu işi yapmaya yeterli ve ehliyetli kişi
3-) Psikolog: Üniversitelerin Edebiyat fakültelerinde mevcut bulunan Psikoloji bölümünü dört yıllık üniversite eğitimi sonucu bitiren kişi .
4-) Pedagog: Üniversitelerin Edebiyat fakültelerinde mevcut bulunan Pedagoji veya psikolojik rehberlik ve danışmanlık bölümünü dört yıllık üniversite eğitimi sonucu bitiren kişi .
5-) Çocuklardaki duygusal stresin kortizol hormonunu artırarak normal büyüme ve gelişme hızını azalttığını
6-) Türkiyede yapılan çalışmalar ile ilkokul çağındaki her 20 çocuktan 1 tanesinde dikkat eksikliği ve hiperaktivite durumunun bulunduğunu , bunun ise %5 e denk geldiğini
7-) Amerikadaki her iki evlilikten bir tanesinin boşanma ile sonuçlandığını
:cool: Deprem bölgesinde depremin 15. gününde yapılan bir çalışmaya göre akut stres reaksiyonu oranının % 76 oranında olduğunu
9-) İnsanın merkezi sinir sisteminin % 90 a yakın kısmının gelişiminin ilk beş yaşta tamamlandığını
10-) İlk Üç yaşta TV karşısına bırakılan çocuklarda '' otistik '' özelliklerin geliştiğini
11-) Amerika da babaların çocuklarını her gün ortalama görme süresinin 7 saniye olduğunu
12-) Çocuklarda görülen ''çabuk sinirlenme '' belirtisinin depresyon belirtisi olduğunu
13-) Altını ıslatma ile hafif veya ağır uyku arasında bir ilişki olmadığını
14-) Çocuğun kişilik gelişiminde doğuştan getirdiği mizaç özellikleri ile aile çevresi ve toplumdan kazandığı karakter yapısının çok önemli olduğunu
15-) Annenin gebelik döneminde alkol almasının çocukların merkezi sinir sisteminin gelişimine negatif etkide bulunduğunu
16-) Çocukların sigara kullanımının madde bağımlılığına geçişi kolaylaştırdığını
17-) Kronik stres ve kaygı durumunun çocuklarda hiperaktivite belirtilerine yol açtığını
1:cool: Anne babanın çocuklara hoşgörü ve disiplinde farklı farklı tutumlarının çocukların davranış problemlerini artırdığını
19-) Kronik kurşun alımı sonucu çocuklarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite belirtilerinin oluştuğunu bu nedenle boya ve toprak yeme alışkanlığı olan çocuklara bu konuda dikkat edilmesi gerektiğini
20-) Çocukların 24 aylık olduğunda 50 kelime kadar bir kelime hazinesi ile konuşabildiklerini
21-) Gençlerde aşırı yemek yemenin veya iştahsızlığın bir depresyon belirtisi olabileceğini
22-) Anne karnında uykunun % 80 kadarının REM uykusu olduğunu erişkinlik döneminde ise % 20 kadar REM uykusu olduğunu ve bu durumunda merkezi sinir sisteminin gelişmesi ile ilgili olduğunu
23-) Belli bir yaşa geldiği halde hala konuşmayan çocukların ''otistik '' olabileceğini
24-) Türkiyede sadece belli başlı illerde ki Tıp fakültelerine bağlı Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi kliniği olduğunu ve bu durumun Çocukluk çağında görülen psikiyatrik sorunlara zamanında müdahaleyi zorlaştırdığını
25-) Depresyon sonucu intihar eden kişilerin beyin omur ilik sıvısında ''serotonin '' miktarının daha az bulunduğunu
26-) Çocukları kendi kardeşleri veya başka çocuklar ile kıyaslamanın son derece sakıncalı olduğunu
27-) Sadece IQ seviyesinin yüksek olmasının hayatta başarılı olmaya yetmediğini EQ seviyesinin de bu konuda önemli olduğunu
2:cool: Kaygı ve üzüntü durumlarının kişinin zihinsel fonksiyonlarını önemli ölçüde kısıtladığını
29-) Çocukların kapasitesinin üzerinde başarı beklentisinin çocuklarda anlamlı stres belirtilerine yol açtığını
30-) Hayatın ilk yıllarında alınan gıdaların ve beslenme şeklinin kişinin sinir sistemi gelişimine etkide bulunduğunu
31-) Doğum esnasında çocuğun oksijensiz kalmasının çocuğun zeka kapasitesine negatif yönde etkide bulunduğunu
32-) Annenin hamilelik dönemindeki duygusal durumunun anne karnındaki çocuğu etkilediğini
33-) Uzun süreli devam eden demir eksikliği anemisinin çocukların normal zeka kapasitesini negatif etkilediğini ve çocukların bu konuda özellikle hayatın ilk yıllarında zihinsel gelişimi olumsuz etkilediğini
34-) Çocukların ergenlik dönemindeki dış beden görünüşünün hayatın diğer yıllarına göre kendileri için çok daha önemli olduğunu ve bu beden görünüşü ile ilgili sıkıntıların gençleri bu dönemde çok daha ciddi etkilediğini
35-) Kişinin işlevselliğinin depresyon durumunda büyük bir oranda düştüğünü hatta bu işlev kaybının bir çok bedensel hastalıkta görülenden fazla olduğunu
36-) Çocuklardaki akut ve kronik stres durumunun tik bozukluğu ve kekemelik gibi hastalıkların başlangıcını tetikleyebildiğini
37-) Düzenli bedensel aktivitenin kişinin moral durumunu çok olumlu yönde etkilediğini
3:cool: İntihar girişimi sayısının kadınlarda fazla , intihar girişimi sonucu ölme oranının erkeklerde fazla olduğunu
39-) Kronik stres durumunun kişinin mide asidi salgılarını artırarak mide ülseri oluşmasını kolaylaştırdığını
40-) Kronik kaygı durumunun kalp krizi geçirme riskini artırarak kişinin kalp sağlığını olumsuz etkilediğini
41-) Çocuklarda soyut düşüncenin yedi yaşından sonra gelişmeye başladığını ve bu dönemden sonra soyut düşüncenin yerleştiğini
42-) Topluluk önünde konuşmak vb gibi durumlarda dikkatleri üzerine toplamak istememenin ve bu durumda iken hata yapmak ve küçük düşmekten korkmanın sosyal fobi ile bağlantılı olduğunu
43-) Bebeklik döneminde uyku sorunu olan çocuklarda daha ileri yaşlarda daha fazla uyku sorunu oluştuğunu
44-) Aşağıdaki orjinal habere göre resimleri görülen ikizlerden birinin doğum sonrasında pek yaşama ümidi yoktur . Kalp hızı ve vücüt ısısı normal sınırlarda değildir . Hastane hemşiresi hastane kurallarına rağmen ikiz kardeşleri aynı küvöze koyar , ardından genel durumu iyi olan ikiz diğerinin sırtına elini koyar ve genel durumu kötü olan ikizin kalp hızı ve vücut ısısı normalleşmeye başlar.
45-) Türkiye'de son DİE verilerine göre yaklaşık 28 milyon genç nüfusa karşılık 50 çocuk ve genç psikiyatrisi uzmanı olduğu ve uzman başına yaklaşık 575 bin genç veya çocuk sayısı düştüğünü
46-) Özellikle ilk beş yaşta çocukların başına gelen önemli travmatik olayların beyin biokimyasında kalıcı değişiklikler yaparak ileri ki hayatı olumsuz olarak etkilediğini
47-) Deprem sonrası yapılan araştırmalarda deprem esnasında ölüm olayına tanık olan veya ölü gören çocuklarda travma sonrası stres bozukluğunun anlamlı derecede fazla olarak görüldüğünü
4:cool: Çocuklara yapılan tıbbi müdahalelerin veya cerrahi operasyonların çocuk için uygun psikolojik şartlar oluşturulmadan yapılması durumunda bu müdahalelerin ilerisi için önemli psikolojik sorunlara yol açabildiğini
49-) Hiperaktif çocuklarda eğer uygun bir tedavi yaklaşımı olmaz ise ilerleyen yıllar içinde çocuğun özgüveninde önemli zedelenmelerin oluştuğunu
50-) Çok aşırı koruyucu kollayıcı annelerin çocukları yerine, çocuklarının yapması gereken bir çok görevi üstlenerek ve çocuğun yerine yaparak çocukların gelişimini ve becerilerinin artmasını bilmeyerek engellediklerini
51-) Bebeklerin gelişim döneminde yeteri uyarıdan (oyun , konuşma ,gülümseme, dokunma , birlikte zaman geçirme vb ) mahrum bırakılmasının, onların gelişimini kötü yönde etkileyerek uzun ve kısa vadede bazı sorunlara yol açtığını
52-) Çocuklara uygun tuvalet eğitiminin 1.5 - 2.5 yaş arasında verilmesi gerekliliğini
53-) Türkiyede Çocuk Psikiyatrisi ile ilgili olarak kurulan en eski (1968) derneklerden bir tanesinin halen İstanbul'da faaliyet gösteren '' Çocuk Akıl Sağlığı Ve Rehberliği Derneği '' olduğunu
54-) Hayatı tehdit eden bir olaya maruz kalma veya şahit olma sonrası Travma sonrası stres bozukluğu gelişebildiğini
55-) Çocuklara kendilerinde mevcut bulunan cinsiyetten farklı davranılmasının (örneğin erkek çocuğun saçlarını aşırı uzatmak ve sanki kızmış gibi davranmak vb) uzun vadede cinsel kimliğin gelişmesinde sorunlar oluşturduğunu
56-) TV de gösterilen bazı film ve çizgi filmlerin çocukların bilinç dışına hitap ederek onların şiddet ve yanlış davranışlara eğilimini kolaylaştırdığını
57-) Anne ve baba arasındaki geçimsizlik ve tartışmaların veya ebeveynler arasında meydana gelen uygun olmayan davranışlar ve konuşmaların çocuklar tarafından o dönemde psikolojik sorunlara yol açtığını ve onların kendi hayatlarında bu yanlışlıkları tekrarlamasını kolaylaştırdığını
5:cool: Çocukların zeka kapasitesinden daha fazla onlara görev ve ders yükü yüklemenin onlar için ciddi psikolojik sorunlara yol açabildiğini
59-) Çocukları arkadaşları arasında rekabete sürüklemenin ve yanlış kıyaslamaların onların özgüvenlerini azalttığını ve çocuğun kaygısını artırarak ders başarısını düşürdüğünü
60-) Çocuklarda çocukluk çağında görülen kekemeliğin , erişkinlik dönemine kadar %90 oranında geçtiğini ve ancak % 10 kadarının erişkinlik döneminde de devam ettiğini
61-) Çocuklukta belirtileri başlayan dikkat ekskliği ve hiperaktivite belirtilerinin erişkinlik döneminde de bazı belirtiler ile devam edebildiğini
62-) Miyokard infarktüsü sonrası geçiren kişilerde akut dönemde kaygı düzeyinin önemli derecede yüksek olduğunu
63-) A tipi kişilik ( agresif , çabuk sinirlenen , kolay düşmanlık duygularına kapılan ) sahibi olanların miyokard infarktüsü geçirme riskinin daha fazla olduğunu
64-) Myokard infarktüsü sonrası depresyon gelişimi ile miyokard infarktüsüne bağlı tıbbi sorunların daha da arttığını
65-) Çocukların 24 aya geldiklerinde ortalama olarak 50 kelime - 3 yaşına geldiklerinde ise cümle kurarak konuşmaları gerektiğini
66-) Ergenlik döneminde bireyselleşmenin artması nedeni ile anne baba ile çatışmaların arttığını
67-) Ergenlik döneminde riskli davranışların arttığını bunun nedenlerinden birinin ise bu dönemde ''tehlikeler bana zarar vermez'' düşüncesi olduğunu
6:cool: Boşanmış ailelerde ebeveynlerin birbiri aleyhine konuşmasının çocukların ruh sağlığı için son derece sakıncalı olduğunu
69-) Çocuklarda ki dikkat eksikliği durumunun önemli ders başarısı problemlerine yol açtığını
70-) Çocuklara yapabileceği görevleri verdikten ve onların başarı ile bunu yapmasından sonra onay ve takdir edilmelerinin özgüveni artırıcı etkisinin olduğunu
71-) Çocukların ilkokula başladıklarında okula gitmek istememe , anne ve babadan ayrılmak istememe ve okula giderken kaygı belirtileri göstermelerinin ayrılık anksiyetesi ile ilişkili olduğunu.

RENKLERİN DÜNYASI VE BİZLER
Hayatınızın rengi nedir ? diye sorduğumuzda herkesin farklı farklı düşünerek ayrı cevaplar vereceğini tahmin edebiliriz. Verilen cevaplar kişinin o anki ruh halini yansıtmakla birlikte genel hayata bakışını da gösterebilir. Siyah ,beyaz, sarı , yeşil , mavi vb bütün renklerin bir anlamı olduğu ve kişinin ruh halini yansıttığını bilmeyen yoktur.
İnsanın hayata bakış rengi nedir? Renklerin etkisi neden fazladır ? Ruh halini nasıl etkiler ? Seçtiğimiz renklerin ne önemi vardır ? isterseniz bu soruların cevabını bulmaya çalışalım.
Mutsuz ve karamsar bir insanın daha çok gri ve siyah renkler giydiğini , sonbaharda ki bulutların gri renginin insana hüzün verdiğini , kapalı havada insanın daha çok karamsar olduğunu , hatta daha az güneş ve daha çok yağış alan ülkelerdeki insanların daha az neşeli olduğuna dikkat etmişsinizdir. Sonbaharın gri rengi , güneşin solgunluğu , yaprakların sararması , yağan yağmurlar ve gri renkli bulutlar kişide daha çok hüznü ve ölümü çağrıştırır. Yas tutan bir kişide ki siyah ve gri renklere , cenaze törenlerindeki siyah tonlara o kadar alışmışızdır ki neredeyse bu renkler ölüm ve matem ile özdeşleşmiştir.
Mutsuzluğun tam tersi olarak mutlu ve yaşama sevinci fazla olan kişilerin daha çok kırmızı , sarı, turuncu , yeşil , mavi gibi renkleri seçtiğini ve kişinin canlılık ve üretkenliği ile bu renklerin ne kadar uyum sağladığını görürsünüz. Yeşil , mavi , sarı gibi renkler tabiatı , üretkenliği , canlılığı temsil eder. İnsanın bilinçdışına her ilkbahar da yeşeren ağaçlar , açan rengarenk çiçekler , gökyüzünün berrak maviliği , güneşin sapsarı rengi yıllar yılı bir etki bırakır. İlk bahar kişide yeniden canlanmayı , hayatın neşesini ve üretkenliği ve dolayısı ile mutluluğu çağrıştırır.
Yaz dönemi aynı şekilde güneşin sapsarı rengi, tabiattaki yeşilliğin devamı , gökyüzündeki ve denizdeki maviliğin berraklığı ile insana daha çok mutluluğu hatırlatmaktadır. Yaz dönemi bütün bu hakim renklerden dolayı kişinin bilinç dışına daha çok dinlenme , huzur , mutluluk olarak çağrışım yapar.
Kış mevsiminde yine bir miktar karamsarlık vardır. Bunun nedeni kış döneminde güneşin nadiren yüzünü göstermesi ve daha çok hakim rengin gri olmasından dolayıdır. Aynı şekilde tabiatta herhangi bir canlılık olmadığı içi kışın yağmurlu ve gri rengi insanın canlılığını azaltır. İnsanlar biraz daha ümitsiz olabilir . O nedenle kış mevsimi bir çok yerde ''kara kış'' olarak tarif edilirken burada da siyah renk ve insanın bilinç dışında olumsuz bir çağrışım mevcuttur.
Renkler bilinçdışına hitap ederek insanın hayatına o kadar yön veriyor ki bu konuda çoğu kez farkında bile olmadan renklerin bizi yönlendirmesine boyun eğebiliyoruz. Renk seçimi günlük ilişkilerinizi , iş faaliyetlerinizi , firmanızın verimliliğini , günlük stres ve moral durumunuzu , tüketim ve üretim durumunuzu , etkinlik ve yaptırım gücünüzü kısacası hayatınızın nerede ise tamamını etkilemektedir. Bu nedenle renklerin gücünü kullanan kişiler sosyal ve bireysel olarak daha başarılı ,daha verimli , daha mutlu , daha etkin olabilir.
Hatta moral durumuna etkisi açısından önemli bir örnek daha vermek gerekirse ; Üzerinden atlayarak sık intihara neden olan bir köprü gri renginden farklı olarak daha canlı renkler ile değiştirildiğinde üzerinden atlayarak intihar etme oranının oldukça azaldığı gözlenmiştir.
Bütün bunlardan sonra renkler ile ilgili olarak bazı bilgiler verelim....
Kırmızı : Mutluluğu temsil eder ve kişinin iştahını açar bu nedenle gıda firmaları ağırlıklı olarak bu rengi kullanır. Çocuklarda ve çocuk eşyalarında (giysi , mobilya vb..) bu tonun çok fazla kullanılması çocukların mutluluğunu ve neşesini temsil etmesinden dolayıdır. Kırmızının insanın dolaşım sistemindeki kan akımını hızlandırdığı söylenmektedir.
Sarı: Mutluluğu ve Geçiciliği temsil eder örneğin taksiler sarı renk kullanır. Sarı güneşin rengi olduğu için kişinin günlük hayatına hakim olan renktir. Özellikle açık sarı kişiye huzur verir. Geçiciliği temsil ettiği için firma amblemlerinde işin türüne göre yerinde kullanılmalıdır.
Kahverengi: Kahvrengi insanı hızlandırır , çabuklaştırır. Kahverengi ağırlıklı olan yerlerde uzun süre oturmak güç gelir. Yapılan testlerde arka planda kahverengi tonların ağırlıklı kullanıldığı yerlerde hareketliliğin arttığı gösterilmiştir. Bu nedenle fast food restaurantlarda bu renk fazla kullanılır. İş görüşmelerinde, prezentasyon-larda kahverengi giymemeniz uygun olur . Kahverengi toprak rengi olduğu için dikkat çekmemek isterseniz kahverengi tonlarını ağırlıklı kullanabilirsiniz.
Yeşil: Huzuru , üretkenliği temsil eder .Güven ve rahatlık veren bir renktir. Özellikle üretkenliğin önemli olduğu yerlerde yeşil tonlarının ağırlıklı kullanılması kişinin üretkenliğini artırır. Yeşil tabiatta hakim olan bir renk olduğu için rahatlatıcı ve sakinleştirici bir renktir. Özellikle ev ve işyerlerinde kullanılan açık yeşil tonların kişinin ruh halinde oldukça faydalı etkilerde bulunacağı düşünülmektedir.
Mavi: Huzuru temsil eder ve sakinleştirir . Aynı şekilde Tabiatta ağırlıklı renk olmasından dolayı yeşil gibi insanı sakinleştirir. Huzur verir ve kişinin gerginliğini azaltır. Özellikle açık mavi renkler kişinin iş ve ev ortamında sık olarak kullanması gereken bir renktir.
Lacivert: Sonsuzluğu ve otoriteyi temsil eder. İş adamlarının ve firmaların sık olarak tercih ettiği bir renktir. Özellikle önemli iş görüşmelerinizde tavsiye edebileceğimiz bir renk tonudur.
Beyaz: Temizliği ve saflığı temsil eder. Bütün hastanelerin ve tıbbi yönü olan kuruluşların ağırlıklı olarak kullandığı bir renktir.
Siyah: Matemi , karamsarlığı , gücü temsil eder , arka fonda hakim renk siyah olur ise konsantrasyonu artırır. Siyah renk yukarıda da değindiğimiz gibi kişinin hayatında oldukça etkili bir renktir.

 
G Çevrimdışı

ginger

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
okurken zorlandım ama maşAllah...katılıyorum kıtmır kardeşim sana sonuna kadar...konuş kım tutar senı... :güldüm :güldüm :güldüm
 
samanpan Çevrimdışı

samanpan

.
Site Emektarı
ginger ' Alıntı:
okurken zorlandım ama maşALLAH...katılıyorum kıtmır kardeşim sana sonuna kadar...konuş kım tutar senı... :güldüm :güldüm :güldüm
BENCE KATILMA. SONRA KÖTÜ OLMASIN SENİN İÇİN :):):)
 
K Çevrimdışı

kıtmir

Üye
İslam-TR Üyesi
ben birşey diyorum evet bunları sen uygulaysaydın okulu 3 senede biterdi nerdeeee :)))
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt