Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İmtihan ve Nasihatlerle İlgili Bir Bakış Açısı

Vҽϲízҽ Çevrimdışı

Vҽϲízҽ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Düşüncelerimi bana hiç kalem oynatmadan anlatan kalemleri seviyorum. Ne de güzel vurmuş 12'den.
Sizinle de paylaşmak istedim.
Çünkü bu konu insan ilişkileri açısından ciddiye alınması gereken ve ciddiye alınmadığında insanları birbirinden soğutabilecek bir konu.

Psikolojiye göre imtihan halindeki birine nasihat edilmez. İmtihan halinde ki kişi dışarıdan yönlendirmeyi dogru algilayamayacak kadar zor bir durumdadır. Bu halde ki birine nasihat etmek kişiyi ;"ben yapamıyor muyum? Bilmiyor muyum? Neden bana bu nasihati ediyor? bu nasihat ettiği seyler yoksa bende yok mu?" gibi düşüncelere sevk eder...

İslama göre imtihan muslimin iddia ettiğini ispat ettiği yerdir. Ve islam ispat ister.

Bu sebeple imtihan halindeki bir insan egitilir. İmtihan ALLAH'in kulunu eğittiği yerdir.

Bu durumda dışardan birisi olarak bizlere düşen imtihan halindeki kardeşimize bizi yanlış anlayacağı ve zaten kendisininde bildiği iddialari tekrar dile getirmek degil O KARDEŞİMİZE DOĞRU SEKİLDE DUA ETMEKTİR...

Bu açıdan baktığımızda nasihati imtihani yasayan eder. Zira o imtihandan ders çıkaran ve imtihanla ALLAH'in kuluna ögrettiklerini duyuracak kişi imtihani yaşayabilir.

Nasihat ederken bize çok kolay gelerek anlattığımız durum imtihan yaşayan kisi için kolay değildir. Bu durumu o imtihanın içerisinde anlayamamış olmamızın bedelini ayni yerden imtihan edilmekle ödeyebiliriz.

Nasihati talep etmeyen kişi için nasihat, içerisinde yargi barindirir.

Ve her yargı,yargılandığın/kınadığın şeyi yaşamak demektir. Psikoloji buna çekim yasası der, islam ise El Adl isminin tecellisi der....

Kısacası imtihan yaşayan bir kardesimize karşı bize düşen onun için doğru şekilde dua etmek ve sonrasında susmaktır.

"Dilini tutan kurtuldu" hadisinin doğruluğu ne çok yerde zuhur ediyor....

İmren Şahin Büyüköz
 
Son düzenleme:
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبي الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Es selamu aleykum,

Genel olarak doğru bir yaklaşım bence de, nitekim o an kişinin psikolojik durumu nasihat kabul etmeyecek durumda olabilir. Ancak dozunda ve tıpkı yazıda denildiği gibi "yargılamadan", içten, kısa da olsa bir nasihat de gereklidir. Çünkü:

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

"Sen yine de hatırlat, çünkü hatırlatmak müminlere fayda verir."

Zariyat 55. Ayet

Nitekim müsibet anındaki kişi eğer büyük bir şok içersinde ise kendisini sakinleştirecek birilerine ihtiyaç duyar. Bu yüzden olsa gerek, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) böyle bir anda kısa da olsa hatırlatma yapmıştır:

Enes b. Mâlik -radıyallahu anh- şöyle dedi:

“Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir kabrin yanı başında ağlayan bir kadının yanından geçti. O kadına: «Allah’tan kork ve sabırlı ol!» dedi. Kadın: Beni rahat bırak! Çünkü benim başıma gelen musibet sana gelmedi, sen bunu anlamazsın dedi. Kadına: Bu, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’dir denilince, kadın, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’in kapısına geldi ve kapının önünde bekçiler yoktu. İçeri girerek: "Ey Allah’ın Rasulü! Ben seni tanıyamadım" dedi. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Gerçek sabır, ilk musibet anında gösterilen sabırdır.!» dedi. Başka bir rivayette: "Kadın, çocuğuna ağlıyordu." şeklinde gelmiştir.

[Sahih Hadis] - [Muttefekun Aleyh]

Yani uzun uzadıya değil, ama kısa da olsa bir hatırlatma gerek. Kişi kendisi talep ediyorsa, işte o zaman uzun uzun da anlatılabilir. Orta yol.
 
Vҽϲízҽ Çevrimdışı

Vҽϲízҽ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Aleyküm Selam ve Rahmetullahi ve Berakatuhu
Evet dediklerinizde haklısınız. Fakat bu dediklerinizi anlayışlı olmayan, empati kurmayı bilmeyen, tuzu kuru insanlar bir zahmet yapmasınlar. Çünkü bunların konuşmasındansa susmaları daha faydalı. Hem günaha girmesinler hem de kimseyi üzmesinler diye. Yazıda daha çok onlara değinilmiş aslında.
Çünkü imtihanda olan birisi bile yüreğine dokunmuş, samimi hiçbir söze ters tepki göstermez. Velev ki kişi yargılayıcı, sivrileyerek, küçümseyerek vs konuşmasın. Bu kişiler yüreğe su serpmek yerine insanı kendilerine karşı kaktüs hale getiriyorlar. Kızınca da "iyilikten anlamıyor veya ben naptım ki?" tepkisine bürünüyorlar.

Misal imtihan olan kişi kuyunun dibinde. Kuyunun başına biri geliyor. Bu kişinin o kişiye iyilik için yapabileceği şey nedir?
1)İp varsa onu çekip kurtarmaya çalışmak ya da onu kurtarmak için bir şeyler yapmak.
2)Hiçbir şey yapamıyorsa ALLAH'a onun için güzelce dua etmek.
Bu kişinin yapacağı 3. bir durum da var. O da ney biliyor musunuz?
"O kuyuya nasıl düştün? Koskoca kuyuyu görmedin mi? Demek senin ne çok günahın var ki bu kuyuya düşmüşsün." gibi saçma ve faydasız konuşmalar yapmak.
Bu yazıda anlatılmak istenen daha çok bu cümleleri kuranlardır.

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bir peygamberdi. Nerede ne şekilde nasıl konuşacağını biliyordu. O konuştuğunda kim sussun ister ki? İnsan onu saatlerce, günlerce hatta aylarca dinler. Ama bazı insanları bir dakika bile dinleyemez, tahammül etmekte zorlanırsınız.
Ki o "ALLAH'tan kork ve sabırlı ol.!" dedi.
"ALLAH'tan kork, ne biçim insansın, sabırsız, senin imtihanın da neymiş ki ağlayıp zırlıyorsun." demedi.
Zira ona yakışmaz da.

Zaten insanlar bir nasihat cümlesini kurarken, cümle seçimleriyle, uslupla ve davranışla gönüllere su serpen mi yoksa gönülleri kanatan mı olduklarını belli ediyorlar.
Bende inşaAllah iş belli olduktan sonra ışık hızıyla uzaklaşıyorum : )
Ama daha önemlisini yapıyorum. Sırf tanıyorumdur, akrabamdır, Müslümandır vs diye her önüne gelenin bana akıl verme cüretini göstermesinin önünü kapatıyorum. Kapatamamışsam da sırtımı dönüyorum. (Ben önüme gelene akıl vermem mesela inşaAllah)

Zaten fikir veya nasihat istediğim insanlara kendim soruyorum. Bazen bildiğim şeyi anlatsalar bile onların anlatmasından ötürü bana batan bir şey olmuyor.
Bu da demek ki nasıl konuşacaklarını, insanın ruhuna nasıl dokunacaklarını biliyorlar ki rahatsızlık duymuyoruz. Ve kişi de bu insanlarla konuşurken köşeye sıkışmış, odanın içinde tehlikeye karşı kapıya bakıp her an kaçacak biri gibi değil rahat hissediyor.
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبي الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Bu kişinin yapacağı 3. bir durum da var. O da ney biliyor musunuz?
"O kuyuya nasıl düştün? Koskoca kuyuyu görmedin mi? Demek senin ne çok günahın var ki bu kuyuya düşmüşsün." gibi saçma ve faydasız konuşmalar yapmak.
Bu yazıda anlatılmak istenen daha çok bu cümleleri kuranlardır.
Ancak, bu örnek zaten nasihat değil ki? Ve alıntı yapmadığım diğer örnekler de nasihat değil.

Genel olarak da haklısın kardeşim bu arada, ama şöyle bir durum var:

İlk yazıdan "bu tür kaba yargılama sözleri" değil, "genel olarak hiç nasihat etmeme" anlaşılıyor. Tekrar okudum hatta, yine öyle anlaşılıyor. "Kabaca yargılar şekilde konuşmayın" değil, "hiç nasihat etmeyin" tarzında bir yazı... Kabalığa hiç vurgu yok yazıda ve genel akıştan anlaşılan şu: 'normal bir nasihat bile, imtihan halindeki kişiye yargı gibi gelir.'

Şimdi bu onlara öyle gelme sebebi, verdiğim hadise de bakarsak: bizim nasihat etmemize engel olmadığı gibi; yaptığımız şey de, bir yargı/kınama olmaz ve haliyle "aynısı başıma gelecek" korkusu ile nasihatten geri durmamıza da hiçbir sebep yoktur. O sebeple ilgili ayet ve hadisleri eklemiştim.

Ve ancak sizin verdiğiniz örnekler, nasihat bile değil, dosdoğru kınama içeren cümleler. Ve tekraren: ilk yazıda söz konusu edilen şeyler bu tür kaba cümleler değil. Dosdoğru "hiç nasihat etmeyin" şeklinde anlaşılıyor.

Bu arada ilkyardımla ilgili bir video izlemiştim ve o videodada bu ilk mesaja benzer şeyler anlatılıyordu. Ve ancak bu, islamî bilgilerimizle tam uyumlu görünmüyor, bu bakımdan hadisteki gibi kısa bir hatırlatma ardınca sessizlik elbetteki makuldür. Hiç nasihat etmeme hali değil; kısa bir nasihat ardınca sessizlik uygundur yani. Hatta hadiste de Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) kısa bir nasihat edip kadını kendi haline bırakmış.
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبي الله ونعم الوكيل
Site Emektarı

Videonun ilk üçte birlik bölümünü izledim, benim izlediğim o video da böyleydi. Genel olarak haklılık payı yok değil, var ancak müslüman olduğu bilinen kişiler için o "sabret" nasihati öyle değerlidir ki o an... Yani tanınmayan bilinmeyen bir kişiye karşı bu videoya ve ilk mesajdaki yazıya göre susmak iyi gelebilir, çünkü iman zaafiyeti taşıyan birisi ilahi bir nasihat karşısında olmayacak sözler sarf edebilir. Ve ancak, gördük, duyduk, biliyoruz elhamdülillah: müslümanlar o anlarda da o nasihati aradılar; ve gelecek için de tüm zor zamanlar için hep ararlar, beklerler.
 
Vҽϲízҽ Çevrimdışı

Vҽϲízҽ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
İmtihan halinde ki kişi dışarıdan yönlendirmeyi dogru algilayamayacak kadar zor bir durumdadır. Bu halde ki birine nasihat etmek kişiyi ;"ben yapamıyor muyum? Bilmiyor muyum? Neden bana bu nasihati ediyor? bu nasihat ettiği seyler yoksa bende yok mu?" gibi düşüncelere sevk eder...
imtihan halindeki kardeşimize bizi yanlış anlayacağı ve zaten kendisininde bildiği iddialari tekrar dile getirmek degil
Bu yazı çoğunluk olarak kişisel bir yazı. Kişinin tecrübe ve bakış açışı doğrultusunda başka başka anlamlar çıkarılabilir. Ya da söylenene geniş bir yönden bakılabilir.

Misal orada nasihat dediğinde sizin aklınıza sadece iyi bir şekilde yapılan nasihatler gelmiş. Benim aklıma kötü olanlar da geldi.Nasihatin/öğüdün/vaazın kötüsü mü olur? Evet olur.
Nasihat iyi yapıldığında iyi bir nasihat, kötü yapıldığında da kötü bir nasihat olur. Kınayıcı, yargılayıcı... bir öğüt gibi. Ki bunlar doğru olmayan nasihatlerdir.
Ayrıca ikinci yazıda da "iddiaları" demiş nasihat dememiş. Yani benim dediğim şeyle konunun alakası yok diyemeyiz.

Bahsettiğim örneklerin nasihat olmadığını söylemişsiniz. Elbette de değil.
Fakat bu yazıyı günümüzün bir kısım insanlarına çevirdiğimizde, nasihat ettiğini sanırken "kınayan, yargılayan, ötekileştiren..." insanlar mevcuttur. Ve buna nasihat derler. Yani nasihat ettiklerini düşünürler, onların tarafından bakınca da bunlar nasihat oluyor. Ama aslında kötü bir öğüt. Azarlayarak nasihat etme biçimi vs.

Söylediklerinizde haklısınız fakat benim söylediklerim "ben nasihat ediyorum" diyerek ipin ucunu kaçıran kötü nasihatçiler, nasihat ediyorum diyerek nasihat ettiğini sananlar için geçerli.

Konuyla alakalı diye bunları da paylaşmak istedim.

İbn Hazm rahimehullah şöyle dedi:
"Nasihat etmek istediğinde açıkça yapmaktansa gizliden yap, direk söylemektense dolaylı anlat. Şayet nasihat edilen anlamazsa o zaman açık bir şekilde söylersin…. Şayet sen bu yönlere itibar etmezsen nasihatçı değil zalim olursun." El Ahlak vessiyer sayfa 45.


El Fudayl şöyle dedi:
Mümin olan kimse, nasihat eder ve gizler, facir olan kimse ayıplar ve rezil eder.
Camiul ulum ve hikem 1/236

İbn Mesud radiyallahu anhu şöyle dedi:
"Kalplerin kabul ve arzu zamanları olduğu gibi ret ve kabul etmeme zamanları vardır. Siz kabul ve arzulu zamanlarda nasihat edin, diğer vakitlerde bırakın"
İbn Mubarek zuhd/ 1331
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبي الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Kişinin tecrübe ve bakış açışı doğrultusunda başka başka anlamlar çıkarılabilir. Ya da söylenene geniş bir yönden bakılabilir.

Misal orada nasihat dediğinde sizin aklınıza sadece iyi bir şekilde yapılan nasihatler gelmiş. Benim aklıma kötü olanlar da geldi
Evet, bakış açısı ile ilgili durum.

Benim aklıma aktardığım şekilde gelmesinin sebebi ise ilk yazıda "psikolojiye göre" diyerek giriş yapılması, kabalık bahsinin hiç söz konusu edilmemesi ve "iddialara göre" ifadesinden ise sizin anladığınız şekilde kabalığa dair açık bir işaret bulunmaması; ve ek olarak: dediğim gibi bu yaklaşımı daha önceden izlediğim videolardan ötürü biliyor olmam.

Bu arada sizin en sonda aktardığınız sözlerden El Fudayl'in sözü sizin konu aldığınız kabalıklara; İbni Mesud'dan rivayet ise yazının sahibine destektir.

Yani herkes kendi konusunda haklı ve ama dediğim gibi ortada iki farklı konu var.
 
Alketa Çevrimdışı

Alketa

2024 Resmi Kitap Sponsoru
İslam-TR Üyesi
Nasihatin formati degişti
Asıl manasindan ciktigi icin boyle oluyor.
nasihatim once kendime cumlesindeki kendi hic mevzularin ortasinda olmayip, kisinin kisilik haklari uzerinden igreti bi dil ile mevzuya girilince, haliyle baska sekilde patlak veriyor. Ama ilk yazida, nasihati imtihandan gecer verir cumlesi bence daha manidar,
Ancak o halden gecen kisi en guzel nasihati verebilir az cok neler yasanabilinecegi bilir.
Ama herkesin karakteri, yapisi farkli oldugu icin ,nasihatte kisinin kaldirabilecegi karakterine uygun sekilde yapilani makbuldur diye düşünüyorum.
3 muz ayni imtihandan gecsek hepimizin tepkileri farkli olur cunku.
Aynı ama ayrı. Cok insani.
 
Vҽϲízҽ Çevrimdışı

Vҽϲízҽ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Nasihatin formati degişti
Asıl manasindan ciktigi icin boyle oluyor.
nasihatim once kendime cumlesindeki kendi hic mevzularin ortasinda olmayip, kisinin kisilik haklari uzerinden igreti bi dil ile mevzuya girilince, haliyle baska sekilde patlak veriyor. Ama ilk yazida, nasihati imtihandan gecer verir cumlesi bence daha manidar,
Ancak o halden gecen kisi en guzel nasihati verebilir az cok neler yasanabilinecegi bilir.
Ama herkesin karakteri, yapisi farkli oldugu icin ,nasihatte kisinin kaldirabilecegi karakterine uygun sekilde yapilani makbuldur diye düşünüyorum.
3 muz ayni imtihandan gecsek hepimizin tepkileri farkli olur cunku.
Aynı ama ayrı. Cok insani.
Yorumu yeni gördüm.
Büyük imtihandan bile ziyade en basit şeylere farklı tepkiler verebiliyoruz. Vücuttaki herhangi bir kesiğe, baş ağrısına, soyut acılara...
İnsanlar olarak değişen çağda "ben" bilincine düşmekten, birbirimizin farklılıklarını algılayamıyoruz. Empati anlayışımız yerlerde.
Biri ekşi diğeri tatlı seviyor diye birbirine zevksiz diyebiliyor. Bizi zenginleştiren bu farklılıklar konusunda bile. Maddiyatın da maneviyatın da içinde büyük bir boşluk var.
Bana göre tüm bunların hepsi fıtrattan uzaklaşmaktan kaynaklanıyor.
Betonların içinde dünyayı telefon adlı kutucuğun içinde izleyenlerle, dünyayı tüm bedeniyle yaşayıp keşfedenler ve algıları bir olamıyor.
 
Üst Ana Sayfa Alt