Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü İş Başında Abonenin İkram Ettiği Yiyecekleri Almak Caiz mi?

Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Soru :
Yusuf Culeybib :
Esselamu aleykum
Şuan da çalışıyorum, elektrik kesim işlemi yapıyorum, normal kesim kaçak kesim her türlüsünden. Kestiğim sırada abone bana çay ikramında ,yemek ikramında bulunmak istiyor. Bende geri çeviriyorum. Bi kaç kere önüme zorla çay getirdiler içmek zorunda kaldım.
Ne yapmam gerektiği konusunda bana yardımcı olursanız sevinirim. Dini hükümleriyle birlikte.

Âleykum selam we rahmetullah;

Kardeşim ikramı veren müşteri; bununla bir nevî rüşvet vazifesi ve hatırı yükleyerek sizin yapacağınız muamelede gerek makamınızdan korkarak gerekse bir musamaha, iltimas geçmenizi umabilir, ikramı alıb da kendisini kayırmadığınız zaman da aranızda niza çıkabilir;
veya müşteriden aldığınızdan bu ikramı ötürü kendisine yapacağınız elektirik kesimi muamelesini yap(a)mayacaksanız, (ki yapsanız bile) bu durumda o ikram (su, çay, şeker gibi basit) rüşvet olur ki almanız câiz değildir.

Fakat normalde kişilerin tanımadığı kimselere adedi olmadan daha büyük hatırlı hediyeler vermesi adedi değilken, görevlendirildiğiniz iş sebebiyle müşterilerce bu tür ikramlara mazhar oluyorsanız bu câiz olmaz.

Normal şartlarda hediyeleşmek sünnet, câiz iken, sizin konumunuz ve üstlendiğiniz vazife (memuriyet, makam, görev vs) gereği rüşvetin adı hediye olarak sunulabileceğinden kabul etmeniz uygun değildir.

Ebu Hamid Es-Sa’idî’den şunu rivayet etmiştir:
“Nebi (s.a.v.), İbn El-Letibe’yi Selim Oğullarının zekâtları üzerine vali tayin etti. O, Rasulullah (s.a.v.)’a geldiğinde, Rasul onu hesaba çekti.
O da; bu size aittir, bu da bana hediye verilendir dedi.
Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) şöyle dedi:

فَهَلا جَلَسْتَ فِي بَيْتِ أَبِيكَ وَبَيْتِ أُمِّكَ حَتَّى تَأْتِيَكَ هَدِيَّتُكَ إِنْ كُنْتَ صَادِقًا ثُمَّ قَامَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّه عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَخَطَبَ النَّاسَ وَحَمِدَ اللَّهَ وَأَثْنَى عَلَيْهِ ثُمَّ قَالَ أَمَّا بَعْدُ فَإِنِّي أَسْتَعْمِلُ رِجَالاً مِنْكُمْ عَلَى أُمُورٍ مِمَّا وَلانِي اللَّهُ فَيَأْتِي أَحَدُكُمْ فَيَقُولُ هَذَا لَكُمْ وَهَذِهِ هَدِيَّةٌ أُهْدِيَتْ لِي فَهَلا جَلَسَ فِي بَيْتِ أَبِيهِ وَبَيْتِ أُمِّهِ حَتَّى تَأْتِيَهُ هَدِيَّتُهُ وَاللَّهِ لا يَأْخُذُ أَحَدُكُمْ مِنْكم شَيْئًا بِغَيْرِحَقِّهِ إِلا لقي اللَّهَ يَحْمِلُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ
Doğruysan söyle! Sen babanın ve annenin evinde otursaydın o hediyen gelir miydi?
Sonra Rasul (s.a.v.) ayağa kalkıb Allah’a hamd ve senâdan sonra insanlara hitab etti.
Şöyle dedi: “Ben sizden bir adama, Allah’ın bana yüklediği bazı işlerin üzerine görevli tayin ediyorum. Sonra biriniz bana gelib, bu sizin için, bu da bana hediye edilen hediyedir, diyor. Doğruysa söyleyin, o babası ve annesi evinde otursaydı, ona hediyesi gelir miydi? Allah’a yemin olsun ki; sizden birisi hakkı olmaksızın ondan bir şey alırsa, Kıyamet Günü Allah’a onun sorumluluğunu taşıyarak gelir.”
(Buhari, K. Hayl, Bab 15, Hadis no: 6464; Cumua 29, Zekat 67, Eymân 3, Ahkam 24, 41; Ebu Dâvud, Haraç 10-11, 2946; Ahmed b. Hanbel, Musned, 5/423; Muslim : 3413, 1675)


Adiyy b. Amîre el-Kindî (r.a)'tan rivayet edilmiştir:
“Rasulullah (s.a.v.); “Sizden herhangi bir kimseyi biz memur tayin eder de bir iğneyi yada fazlasını gizlediyse bu meblağ, kıyamet günü onun getireceği toplum malına bir hıyanetlik olmuştur!” buyurdu.
Bunun üzerine şekli halen gözümün önünde olan Ensar'dan siyah derili bir kimse ayağa kalkıb Rasulullah (s.a.v.)'in yanına gitti.
Ona: “Ey Allah'ın rasulu! Zekat memurluğu görevini benden geri al!” dedi.
Rasulullah (s.a.v.): “Bu görevi bırakman için sana ne oldu?” diye sordu.
Adam: “Seni şöyle şöyle derken işittim!” dedi.
Rasulullah (s.a.v.): “Ben bu sözü şimdi söylüyorum: Sizden her kimi bir zekat görevi işine memur tayin edersek görevi sırasında halktan almış olduğu malların azını da çoğunu da bize getirsin. Bu işinden dolayı kendisine verileni alsın. Alınması yasaklanan şeyi de almasın!” buyurdu.
(Ebu Dâvud, Akdiye 5, 3581; Ahmed b. Hanbel, Musned, 4/192; İbn Huzeyme, Sahih, 2338)

Bu hadis; memurların, görevleri esnasında halktan aldıkları mallan, hangi isim altında alırlarsa alsınlar devlet hazinesine teslim etmeleri gerektiğini, teslim etmedikleri takdirde ahiret gününde bu malın bir bukağı şekline gelerek o memurun boynuna geçeceği ifade edilmektedir. Çünkü memur ya da hâkimin aldığı bu mal, rüşvetten başka bir şey değildir.
Bu bakımdan memurun, akrabalarının ve eskiden beri hediyeleştiği kimselerin dışındakilerden hediye alması haramdır. Sılai rahim sayıldığı için akrabalarından; eski dostluğun devam etmesi için de eskiden beri hediyeleşegeldiği kimselerden hediye alması caiz görülmüştür. Bunlann dışındaki kimselerden ise asla hediye kabul edemez.

Halife Umer bin Abdulaziz’i çocuklar ellerinde elma dolu tabaklarla karşılarlar. Etrafındakiler, Ebû Bekir ve Umer (r.anhuma)’ın verilen hediyeleri kabul ettiklerini hatırlatarak, Halifenin sunulan hediyeleri kabul etmesini söylerler.
Halife Umer bin Abdulaziz şu cevabı verir: “Hediye onlar için hediye idi, fakat onlardan sonraki memurlar için hediye bir rüşvettir.”
(Ebu Muhammed Bedreddin Mahmud b. Ahmed b. Musa El-Ayni, Umdetu’l-Karî, 13/154)


Silinen Konu
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt