T
Çevrimdışı
Türkiye'deki küfür nizamının Ortadoğu halklarına peydahlanması projesinin son safhalarına gelinmiş görünüyor. Proje (Allah'ın izin vermesiyle) tıkırında gidiyor.
Bu proje;
Tevhidi ve cihadi Müslümanların (hareketlerin) yoğunlukta olduğu Irak ve Afganistan'ın, dinini az bir menfaat karşılığında satacak, sekülerleşecek, ılımlılaşacak hainlerin yardımıyla işgal edilmesiyle başladı. Türkiye'deki lâik rejimin de sistemli olarak ılımlılaş(tırıl)masından sonra sıra, Türkiye eliyle demokratik küfür nizamlarının Ortadoğu'da ikame edilmesine gelmişti, şimdi yapılan da bu. Yani Hilafetin yıkılmasıyla Müslümanların başına bela edilen diktatör rejimlerin yerini, daha modern ve ılımlı diktatör rejimler alıyor.
Türkiye'nin bu işi başarıyla halletmesi için Ortadoğu halklarının sevgisini kazanması gerekiyor. Bunu yapmanın en kolay yolu da İsrail'e kafa tutmaktan geçiyor. Medyanın sanki "Türkiye-İsrail kavgası" yaşanıyormuş gibi yaygara koparmasını bu yüzden. Zira şeytanlık yapmada TC basın-yayın kuruluşlarının eline kimse su dökemez.
Sabahtan akşama kadar, işgalci-kâfir ABD'nin şakşakçılığını yapan, Müslümanları öldürmek için tasarladığı yeni silahlardan övgüyle bahseden, Barack Obama'nın tuvalet kağıdı markasını son dakika haberiyle geçen Samanyolu grubu (Yahudi Doğan grubu ve diğer basın-yayın organları) "İsrail'e karşı A,B,C planları", " İsrail yalnız kaldı", "İsrail'e şok", "İsrail'e sert çıkış", "Türk uçakları artık İsrail'i düşman görecek" tantanalarıyla insanları aldatıyorlar. Bunlar gerçekten çok komik sahtekârlıklar. Gündemi takip ederseniz, her yıl düzenli olarak aynı yaygaranın koparıldığını görürsünüz. Yine bu çerçevede kitaplar yazdırılıyor. Hakim güçlerden aldıkları maaşla geçinen yazarlar hükûmeti övüyorlar, "İsrail artık bitti gitti" demeye getiriyorlar. Hatta hükûmeti de övmüyorlar, Başbakan'ı övüyorlar, ilahlaştırıyorlar, sahte Osmanlı'nın ılımlı halifesi yapmak için zemin hazırlıyorlar.
Demokratik küfür nizamının olmazsa olmazı muhalefet de hakim güç kim ise, ona yalakalık yapıyor. Tiyatro şöyle işliyor: İsrail'i savunan açıklamalar yapan CHP'liler başbakanın ve malum medyanın tepkisiyle karşılaşıyorlar. "Bakın bunlar İsrail dostu" ayaklarına yatan hükûmet ve medya da ABD'den aldığı izinle İsrail'e kükrüyor, rahatlıyor, tatmin oluyor, halk(lar)ın teveccühünü kazanıyor. El-Cezire, Al-Arabiya gibi büyük Arap medya kuruluşları da bu oyunun aktörlerinden. A planı, B planı, C, D, E, F, G planları derken kâfir Yahudilere zaman ve emniyet kazandırılıyor. Kâfir batı ve Yahudiler artık savaşarak değil, uyutarak hakimiyetlerini devam ettirmek istiyorlar. E bu kadar büyük bi menfaat için, Türkiye'den kendilerine hakaret edilmesine katlanmak zorundalar, katlanıyorlar. Çünkü, eğer bu kıytırık tepkilere, "One Minute"lere katlanarak insanların havasını almazsalar, sürekli öfkeyle şişen balon patlar ve daha büyük bi tepki ortaya çıkabilir.
Medyada gördüğümüz bu sahte atışmaların, gündemin tozu dumanı arasında İsrail ile iktisadî ve ticarî ilişkiler artarak devam ediyor. İsrail'i biz besliyoruz. Hatta Ekonomi bakanı Zafer Çağlayan alay edercesine açıklama yapıyor: İsrail ile Türkiye arasındaki ticarî ve iktisadî ilişkilerde hiçbir değişiklik olmadığını ve İsrail'le ticaret hacminin her geçen gün biraz daha arttığını resmen beyan ediyor.
Medyanın uydurması A, B, C, D, E, F, G... planları şöyle dursun, Allah ta kendisinin bir planı olduğunu söylüyor, buyuruyor ki;
"...Onlar tuzak kurarken Allah da tuzak kuruyordu. Hiç kuşkusuz Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır (Kendisine karşı tuzak kuranların tuzaklarını başlarına geçirir)." Enfâl:30
alıntıdır.
Bu proje;
Tevhidi ve cihadi Müslümanların (hareketlerin) yoğunlukta olduğu Irak ve Afganistan'ın, dinini az bir menfaat karşılığında satacak, sekülerleşecek, ılımlılaşacak hainlerin yardımıyla işgal edilmesiyle başladı. Türkiye'deki lâik rejimin de sistemli olarak ılımlılaş(tırıl)masından sonra sıra, Türkiye eliyle demokratik küfür nizamlarının Ortadoğu'da ikame edilmesine gelmişti, şimdi yapılan da bu. Yani Hilafetin yıkılmasıyla Müslümanların başına bela edilen diktatör rejimlerin yerini, daha modern ve ılımlı diktatör rejimler alıyor.
Türkiye'nin bu işi başarıyla halletmesi için Ortadoğu halklarının sevgisini kazanması gerekiyor. Bunu yapmanın en kolay yolu da İsrail'e kafa tutmaktan geçiyor. Medyanın sanki "Türkiye-İsrail kavgası" yaşanıyormuş gibi yaygara koparmasını bu yüzden. Zira şeytanlık yapmada TC basın-yayın kuruluşlarının eline kimse su dökemez.
Sabahtan akşama kadar, işgalci-kâfir ABD'nin şakşakçılığını yapan, Müslümanları öldürmek için tasarladığı yeni silahlardan övgüyle bahseden, Barack Obama'nın tuvalet kağıdı markasını son dakika haberiyle geçen Samanyolu grubu (Yahudi Doğan grubu ve diğer basın-yayın organları) "İsrail'e karşı A,B,C planları", " İsrail yalnız kaldı", "İsrail'e şok", "İsrail'e sert çıkış", "Türk uçakları artık İsrail'i düşman görecek" tantanalarıyla insanları aldatıyorlar. Bunlar gerçekten çok komik sahtekârlıklar. Gündemi takip ederseniz, her yıl düzenli olarak aynı yaygaranın koparıldığını görürsünüz. Yine bu çerçevede kitaplar yazdırılıyor. Hakim güçlerden aldıkları maaşla geçinen yazarlar hükûmeti övüyorlar, "İsrail artık bitti gitti" demeye getiriyorlar. Hatta hükûmeti de övmüyorlar, Başbakan'ı övüyorlar, ilahlaştırıyorlar, sahte Osmanlı'nın ılımlı halifesi yapmak için zemin hazırlıyorlar.
Demokratik küfür nizamının olmazsa olmazı muhalefet de hakim güç kim ise, ona yalakalık yapıyor. Tiyatro şöyle işliyor: İsrail'i savunan açıklamalar yapan CHP'liler başbakanın ve malum medyanın tepkisiyle karşılaşıyorlar. "Bakın bunlar İsrail dostu" ayaklarına yatan hükûmet ve medya da ABD'den aldığı izinle İsrail'e kükrüyor, rahatlıyor, tatmin oluyor, halk(lar)ın teveccühünü kazanıyor. El-Cezire, Al-Arabiya gibi büyük Arap medya kuruluşları da bu oyunun aktörlerinden. A planı, B planı, C, D, E, F, G planları derken kâfir Yahudilere zaman ve emniyet kazandırılıyor. Kâfir batı ve Yahudiler artık savaşarak değil, uyutarak hakimiyetlerini devam ettirmek istiyorlar. E bu kadar büyük bi menfaat için, Türkiye'den kendilerine hakaret edilmesine katlanmak zorundalar, katlanıyorlar. Çünkü, eğer bu kıytırık tepkilere, "One Minute"lere katlanarak insanların havasını almazsalar, sürekli öfkeyle şişen balon patlar ve daha büyük bi tepki ortaya çıkabilir.
Medyada gördüğümüz bu sahte atışmaların, gündemin tozu dumanı arasında İsrail ile iktisadî ve ticarî ilişkiler artarak devam ediyor. İsrail'i biz besliyoruz. Hatta Ekonomi bakanı Zafer Çağlayan alay edercesine açıklama yapıyor: İsrail ile Türkiye arasındaki ticarî ve iktisadî ilişkilerde hiçbir değişiklik olmadığını ve İsrail'le ticaret hacminin her geçen gün biraz daha arttığını resmen beyan ediyor.
Medyanın uydurması A, B, C, D, E, F, G... planları şöyle dursun, Allah ta kendisinin bir planı olduğunu söylüyor, buyuruyor ki;
"...Onlar tuzak kurarken Allah da tuzak kuruyordu. Hiç kuşkusuz Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır (Kendisine karşı tuzak kuranların tuzaklarını başlarına geçirir)." Enfâl:30
alıntıdır.
