Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Kafirlere Karşı Cihad

C Çevrimdışı

cendel

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Kafirler ve münafıklara karşı yapılacak cihadın da dört mertebesi vardır:

1 - Kalple cihad etmek.

2 - Dille cihad etmek.

3 - Malla cihad etmek.

4 - Bedenle cihad etmek.


Münafıklara karşı, çoğunlukla dille cihad yapılır. Kafirlere karşı yapılan en büyük cihad ise elle yapılandır.

Kalble cihad geçerli bir mazeretten dolayı cihada katılamayanların yaptıkları cihad gibidir.

Allah-u Teâlâ için, nefse, heva-hevese ve şeytana karşı cihad etmek her zaman farzı ayn olmuştur.

Kafirlere ve münafıklara karşı cihada gelince… Eğer bunlara karşı yeterince cihad eden kimse varsa, herkese farzı ayn değildir. Fakat onlara karşı cihad yapanlar yeterli değilse, bütün müslümanlar sorumluluk altındadırlar.

İşte zikri geçen bu altı düşmana karşı cihad edilmedikçe ve onlar yenilmedikçe Allah-u Teâlâ'nın yolu bulunamaz ve hidayete erilemez. Kişi, bu düşmanlarını yendiği nisbette hidayete ve Allah-u Teâlâ'nın yoluna yaklaşır. Bunlar karşısındaki mağlubiyeti oranında da uzaklaşır. Zaten bu tür cihadda başarı sağlayamayanlar, silahlı cihadda da hiçbir başarı sağlayamazlar.

Mü’min daha ilk iman ettiği anda, hem bu zikri geçen meselelerde cihad edeceğine hem de silahlı cihad yapacağına dair Allah-u Teâlâ'ya söz vermiştir. Bu sözü yerine getirmeyenler ise ne mü’mindirler ne de sözünde sadık olanlardandır. İşte bu kimseler, iman iddialarında yalancı olanlardır.

Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

"Bizim uğrumuzda cihad edenleri, muhakkak yollarımıza hidayet ederiz. Allah, şüphesiz muhsinlerle beraberdir." (Ankebut: 69)

Şu iyi bilinmelidir ki; Allah-u Teâlâ'nın kendilerine hidayet ettiği kimseler, Allah-u Teâlâ yolunda her türlü cihadı yerine getirenlerdir. İşte bunlar muhsin sıfatını hakeden kimselerdir.
 
C Çevrimdışı

cendel

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Dünyaya Karşı Cihad

Herkes dünyayı, yani mal, mülk ve mevki elde etmeyi ister. Mü’min ise dünyayı değil ahireti kazanmayı düşünür. Bu sebeple dünyayı, ahireti elde etmek için kullanır. Dünya için yaşamaz.

Nefis, heva ve şeytan, dünyayı ve kolay elde edebileceği şeyleri ister. Allah-u Teâlâ'nın sonsuz ve mutlak nimetleri ise ahirette olduğu için bunları elde etmeye çalışmak zor gelir. Bu sebeple kolay elde edebileceğini sandığı dünyaya meyleder.

Allah-u Teâlâ şöyle buyurmuştur:

"Hayır, hayır! Siz, çabuk elde edilen dünyayı (dünya nimetlerini) seviyorsunuz. Ahireti ise terk ediyorsunuz." (Kıyamet: 20-21)
 
C Çevrimdışı

cendel

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Şeytana Karşı Cihad

Şeytan insanları kandırmak için onlara çeşitli hilelerle yaklaşır. İnsanın vücudunda adeta bir kan gibi dolaşır.

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

"Şeytan insanın vucudunda kanın dolaştığı gibi dolaşır." (Müslim)

Şeytan, insanlara dünyayı ve batılı süslü ve hakmış gibi gösterir. En sapık insanlara bile, kendilerini haklı zannetmeleri için vesvese verir. Bu sebeple, batıl üzere olduğu halde:

"Ben haksızım" diyen çok azdır. En azgın ve sapıklar bile:

"Ben haklıyım" der.

Şüphesiz şeytanın hile ve tuzakları çoktur. Bu sebeble mü’minlerin şeytanı ve tuzaklarını çok iyi bilmeleri gerekir. Çünkü, ancak düşmanlarını tanıyarak ona karşı kendilerini savunabilir veya tedbir hazırlayabilirler.


Şeytana karşı yapılan cihadın ise iki mertebesi vardır:

1 - Şeytanın insanın kalbine getirdiği, imanı zedeleyecek şüpheli düşünceleri ortadan kaldırmak için şeytanla mücadele etmek.

2 - Şeytanın, nefse haram işlemesi için yaptığı teşviklere uymamak için şeytanla mücadele etmek.
 
C Çevrimdışı

cendel

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Heva ve Hevese Karşı Cihad


İnsanın arzu ve düşünceleri de kendisinin düşmanıdır. Kendilerine Kur’ an ve sünnet hatırlatıldığı halde:

"Bunlar kafama girmiyor, bence böyle değil şöyle olmalıdır" gibi laflar söyleyen ve böylece Kur’an ve sünnetin hükümlerine zıt görüşler bildiren kimseler mü’min değil, heva ve heveslerine tabi olmuş kafir kimselerdir.

Allah-u Teâlâ şöyle buyurmuştur:

"(Ey Muhammed!) Hevasını ilah edineni gördün mü? Ona sen mi vekil olacaksın?" (Furkan: 43)

Herhangi bir iş yaparken o konuyla ilgili Allah-u Teâlâ’nın hükmünü araştırmayanlar veya:

"Şayet bu konuda araştırma yaparsam, belki aleyhime hüküm çıkar" diyerek araştırma yapmaktan vazgeçenler ya da araştırma yapmayı hiç aklına getirmeden kafasına göre amel edenler, nefislerine yenilmişlerdir. Bunlar da mü’min değildir. Çünkü mü’min, hangi konuda olursa olsun bir adım atmadan önce o işte Allah-u Teâlâ'nın rızası olup olmadığını araştırır. Hareketlerini ona göre yönlendirir.
 
Üst Ana Sayfa Alt