Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Kaş ve Kirpikler Nasıl Hilallenir?

  • Konbuyu başlatan dua istiyorum
  • Başlangıç tarihi
D Çevrimdışı

dua istiyorum

Guest
maliki mezhebini taklit etmek istiyorum. kaşları ve kirpikleri nasıl hilalleyeceğim, bunun yöntemi nedir arkadaşlar?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Abdestin İttifak Edilen Farzları:

1- Yüzün Yıkanması:
.....
Yüz, insanın ön cephesidir. Uzunluk olarak ölçüsü, normal başın saça bitiminden çenenin sonuna kadar veya alın düzünün başlangıcından çenenin dibine kadardır. Çene, alt çenenin üstünde sakal bitim yeri ya da alt dişlerin üzerinde bittiği iki alt çene kemiğidir. Alından saç biten kısım yüze dahildir. Alnın üstten iki tarafındaki şakaklar yüzden değildir, onlar baştandır, çünkü baş yuvarlağına girerler.
Genişlik olarak yüzün sının iki kulak yumuşağı arasıdır. Hanefîler ve Şafiîler-de racih olana göre kulak ve sakal başı (favori) arasındaki kılsız yerler de yüze dahildir. Malikîler ve Hanbelîler, orası baştandır, dediler. el-Muğnî'ye göre Hanbelîlerde esah olan da tahzif yeri (alnın iki kenarından favori ile şakak arasında hafif tüylerin bittiği yer) yüze dahildir; çünkü onun yeri yüzden sayılır. Fakat Nevevî dedi ki: Şafıîlerde cumhurun sahih kabul etliği görüşe göre tüyü baş tüyüne bitişik olduğu için tahzif yeri baştan sayılır. Keşşafu'l-Kınâ sahibi dedi ki: Tahzif yüze girmez, baştandır.

Şakaklar (kulakların üstünde gözle kulak arası, favorilere bitişik olan yer), baş yuvarlağına dahil olduğundan baştan kabul edilir. Baştan az bir bölümü abdeste katmak lâzımdır; çünkü vacibin ancak onunla tamamlanabileceği şeylerdendir.

Hanbelîler dediler ki: Sakal ile kulak arasını yıkamaya özen göstermek gerekir, çünkü orası insanların çoğu zaman yıkamada gaflet ettikleri yerlerdendir.
Şafiiler de dediler ki: Yıkamanın gerekliliği konusundaki ihtilâftan kurtulmak için, dazlak yerin, tahzif ve şakakların, gözle kulak arasının yıkanması sünnettir. Baştan az bir şeyin, boğazdan ve ağız altından ve kulaklardan birazının yıkanması gerekir. Nitekim el ve ayakların farz kısmından biraz fazlasının yıkanması da vacibdir. Çünkü vacibin ancak kendisiyle tamamlanabildiği şey de vacibdir.
Açıldıklarında -zorlanmadan- görülen dudakların dışı, burnun yumuşak kısmı vb. yüzden kabul edilir.
Dudaklardan içten kapanan kısmı ile gözlerin içi yıkanmaz.

Kaş, kirpik, sakal başı (favori), bıyık, yanak tüyü, alt dudak tüyü, hafif sakalın (özellikle iki çenenin birleştiği kısım, dıştan ve içten, tüy seyrek veya sık olsun) Muslim'in rivayet ettiği Rasulullah (a.s.)'in ayağında tırnak kadar yer bırakan adama: "Git abdestini güzelce al!" sözüne binaen yıkanmaları vacibdir.

Sakal, derisini göstermiyecek kadar sık ise sadece dışının yıkanması vacibdir, içinin hilâllenmesi sünnettir:
Ulaştırma zorluğundan dolayı suyun sakalın altındaki deriye kadar ulaşması gerekmez:
Buharî, Rasulullah (a.s.)'ın bir avuç su ile yüzünü yıkadığını rivayet etmiştir. (Neylu'l Evtar, 1, 147): "Mubârak sakallan sıktı, bir avuç su da genelde dibine ulaşmazdı."

Fakat yüz dairesi dışında sakaldan uzayan kısmın Şafıîlerde mutemet görüşe ve Hanbelîlere göre yıkanması vacibdir. Çünkü o farz mahallinde bilmiştir ve zâhiren de onun ismine dahildir. Bu baştaki saçtan ayrılmaktadır; ondan inen, baş ismine girmemektedir. Bir de Muslim'in Amr b. Abse'den rivayeti vardır:
"... Sonra da Allah'ın ona emrettiği gibi yüzünü yıkadı mı, yüzünün günahları su ile beraber sakalının uçlarından dökülür."

Hanefîler ve Malikîler sakaldan uzayan kısmın yıkanmasını vacib görmediler. Farz mahallinden hariç bir tüydür ve yüz kelimesinin ifade ettiği kısımdan değildir.

Hanbelîler şunu da ilâve ettiler: Ağız ve burun yüzden sayılır. Yani ağza ve burna su vermek abdestte vaciptir. Delilleri Ebu Dâvud ve diğerlerinin rivayet ettikleri şu hadistir:
"Abdest aldığında mazmaza yap, ağzına su ver."

Tirmizi'nin Seleme b. Kays (r.anh) hadisinden rivayeti şöyledir:
"Abdest aldığında burnuna su alıp sümkür."
Ebu Hurayra'nın (r.anh)'ın üzerinde ittifak edilen hadisi şöyledir:
"Sizden biriniz abdest aldığında burnuna su versin sonra da sümkürsün."

Hanbeliler abdestte besmeleyi de, Peygamber (a.s.)'in şu hadisine binaen vacib saydılar:
"Abdesti olmayanın namazı yoktur, üzerine Allah'ın adını anmayanın da abdesti yoktur."(Ahmed, Ebu Dâvud ve İbni Mace Ebu Hurayra'dan rivayet etmişlerdir. Ahmed ve Ibni Mace'nin Said b. Zeyd ve Ebu Said hadislerinden de aynı rivayetleri vardır.)



Abdestin İhtilaf Edilen Farzları :

1-
...
4- Elle hafif ovma:

Ovma: Su döktükten sonra ve kurumadan önce elin organın üzerinden geçirilmesidir. Elden kasıt avuç içidir. Bir ayağın öbür ayak ile ovulması yetmez.
Bunun vucubu hakkında fakihler ihtilaf etmişlerdir. (
Fethu'l-Kadîr, 1, 9; ed-Durru'l-Muhtâr, I, 114; Merakı'l-Felah, 12; eş-Şerhu's-Sağîr, I, 110 vd.; e Şerhu'l-Kebîr, I, 90; Neylu'l Evtâr, I, 220, 245)

Cumhur (Malikîler hariç)'a göre:
Ovma vacib değil sünnettir. Çünkü abdest ayetinde bu emredilmemiştir, sünnette de sabit değildir. Rasulullah (a.s.)'ın abdesti anlatırken de zikri geçmemiştir. Onun abdest şeklinde sabit olan, kıl köklerinin hilâllenmesi ile beraber suyun döküldüğüdür. (
Meymune, yıkama diye, Aişe de dökme diye tabir etti. Mâna aynıdır. Bununla ovmanın vacib olmadığı istidlâl edildi. "Yıkama" isminin ifadesine ovma girmez. Neylu'l-Evtâr, I, 244 vd.)

Malikîlere göre:
Ovma vacibdir. Abdestte avuç içi ile olur, elin dışı ile olmaz. Gusulde ayakla ovma yeter. Ondaki ovma bir azanın diğerine normal bir şekilde sürülmesidir. Hafifçe bir defa olması mendubdur. Vesveseye götürüp dinde zorluğa sebeb olduğundan tekrar ve zorlama kerih görülür.
Meşhur olan, su deriye ulaşsa da, ovmanın bizzatihi vacib olduğudur. Şunlarla istidlâl ettiler:

1- Abdest ayetindeki "Yüzünüzü yıkayın" da emredilen yıkamanın manası ancak ovma ile tahakkuk eder. Suyun mucerret azaya değmesi yıkama sayılmaz. Ancak başka bir şeyle vücuttan geçirilirse olur. Bu da, ovmanın manasıdır.

2- "Kılı ıslatın, deriyi temizleyin." hadisi (Neylu'l-Evtâr, 1, 220) sahih olduğu takdirde ovmanın vucubunu gösterir, çünkü mücerret dökme ile temizleme olmaz.

3- Kıyas: Hades-i asgardan temizlenmenin ovma ve sürtme ile hasıl olacağı meselesine kıyas ettiler. Bunu "Cunub iseniz temizlenin (fattahharû)" ayetindeki cunublukten yıkanmaya da kıyasladılar: Uslûb mubalağa içindir. Mubalağa da ovma ile tahakkuk eder.

Ovma, dış organların temizliği ve güzel görünümü için bir vesiledir. Bu gayenin tahkiki için de, vaciblik yerine sünnet olduğunu söylemek yeter. Çünkü, Peygamber (a.s.)'ın yıkamasını vasfeden hadisler gerçekten ovmaya delâlet etmiyor. Lûgat kitaplarında da ovmanın yıkama anlamına dahil olduğunu gösteren bir işaret yoktur. Vacib olan, emredilen yıkama isminin lûgatte kendisine uygun düştüğü fiildir.
 
Üst Ana Sayfa Alt