Çözüldü Kız Arkadaşımla Görüşmemin Sakıncaları Nelerdir?

Selamun Aleyküm dostlar . Foruma sizlere bir sıkıntıma çare için kayıt oldum ...

Arkadaşlar ben 18 yaşındayım . Bir kız ile sevgiliyim . Sekiz aydır da birlikteyiz . Ben namazıma bu yıl temmuz ayında başladım . Bir ay civarı kıldıktan sonra şeytana uyup ne yazık ki ayrıldım . Ve yeniden namaza başlayıp iman ile dolmuş vaziyetteyim . Bazı okuduğum Osmanlı kitapları , beni özüme özendirdi . İman verdi . İnanın kot pantolon dahi giymez oldum . Özüme kültürüme dönük yaşamak için . Tüm aykırı olan şeyleri attım içimden çevremden . Ancak sevgiliyi atamadım . Atamam atamıyorum . Günahtır biliyorum ve bu yüzden size sormak istiyorum . Belki yanlış yere açtım konuyu . Ama sıradan sevdalardan değil . Yemin olsun değil . Macera olsun diye yaptığım birşey değil . Biz sım sıkı bağlıyız . Hayatın zorluklarına hep beraber karşı çıktık yüklendik . İşin özeti , kaçamıyorum kaçamam bırakamıyorum . Evlenmeyi düşünüyoruz üniversiteden hemen sonra . Ama bana bir çare bulun arkadaşlar . Elini tutmak sarılmak günah . Peki ne yapmalıyım lütfen yardımcı olunuz ... Şimdiden Allah razı olsun .

Aleykum selam we rahmetullah kardeşim ;
Namaz kılmaya tekrar başlamandan dolayı tebrik ederim . Osmanlı devletiyle ilgili kitablar, seni İslamı öğrenip yaşamaya vesile olabilir (olmuş olsa da), asli kaynağımız Kur'an ve sunnete itibar olmalı. Bu ırkımızı ve geçmişimizi inkar etmemizi veyahut sevmememizi gerektirmediği gibi, hatadan beri de bilmemeliyiz.

Konuya dönecek olursak; Allah (c.c.) ve rasulu (s.a.v.); nikahsız erkek ve kadının fizikiki teması bir yana, ıssız (tenha) bir yerde başbaşa kalmaları durumunda üçüncülerinin şeytan olacağını bildirmiş ve yasaklamışlardır.
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Sizden kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa, yanında mahremi olmayan bir kadınla başbaşa kalmasın. Zira bunu yaparsa üçüncüleri şeytan olacaktır."
(Buharî, Nikâh: 111)



"...... ez-Zuhrî şöyle demiştir: Bana Alî ibnu'l -Huseyin Zeynelâbidîn- haber verdi. Ona da Peygamberin eşi Safiyye haber vermiştir.
Peygamber ramadânın son onunda mescidindeki i'tikâf yerinde iken, Safiyye (r.anha) O'nu ziyaret etmek üzere Rasûlullah'ın (s.a.v.) yanına gelmiş ve huzurunda bir saat konuşmuş. Sonra evine dönmek üzere ayağa kalkmış.
Rasûlullah da Safiyye'yi evine geçirmek üzere onunla beraber kalkmış. Nihayet Ummu Seleme'nin oda kapısı önündeki mescid kapısına ulaştığında Ensâr'dan iki kimse oradan geçmiş ve Rasûlullah'a selâm vermişlerdi.
Peygamber onlara: — "Yavaş olun durun! Yanımdaki bu kadın eşim Huyey kızı Safiyye'dir" buyurdu.
O iki Ensârî zât: — Yâ Rasûlallah! Allah'ı tesbîh ederiz, dediler ve bu iş (Peygamber'in Safiyye'nin huviyetini ta'yîne mecburiyet duyması) kendilerine ağır geldi.
Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.): — "Şubhesiz şeytân, insan vücûdunda kanın ulaştığı yere ulaşır (yânı kan deveranı gibi deveran eder). Ben sizin (temiz) gönüllerinize şeytânın (kötü) bir şubhe atmasından endîşe ettim" buyurdu.
(Buhari, İtikaf, Bab 8, Hadis no : 10)


Bu hadisten çıkan faydalardan bazıları şöyle:

1- Ne kadar güvenilir bir kimse ve ne kadar güvenilir bir ortam olursa olsun, ithama sebeb olabilecek şaibelerden uzak durmak gerekir.

2- Kişinin mahremi olmayan biriyle görüşmesi - ki sizin nikahınız olmadığına göre o sizin için namahremdir - caiz değildir.

3- Şeytan herkesin damarlarında dolaşmaktadır. Her ne kadar toplum içinde görüşseniz de size yabancı olan bir kadınla konuşmanız caiz değildir.

Bu sebeble bu (haram) durumunuza en kısa zamanda son vermenizi (gerekirse nikah kıyarak), aksi taktirde büyük gunah işlediğinizi bilin.