Çözüldü Konu Hakkında İlmin Yetersizliğinden Dolayı, Tekfir Hukmunu Allah'a Havale Etmek Câiz mi?

selamu aleykum ve rahmetullah küfür olan bir fiili işleyen kimse için o kimsede tekfir etmeye engel olan bir durum olduğunda o kimse tekfir edilmiyor peki bu kimse bu küfrü devam ettirmesinden dolayı ona mümin hükmü de verilmez allahu alem
islamda ne kafir ne müslüman görüşü varmıdır yani ben onunla ilgili konuşmuyorum onun hükmünü allah bilir demek
hasan karakaya bir sohbetinde böyle demişti ama makdisi allahu alem bir kimse ya mümindir ya kafirdir ortada diye bir şey mutezilenin görüşü demişti bunun aslı nedir allah razı olsun

beyzaesranisanur;312655' Alıntı:

selamu aleykum ve rahmetullah küfür olan bir fiili işleyen kimse için o kimsede tekfir etmeye engel olan bir durum olduğunda o kimse tekfir edilmiyor peki bu kimse bu küfrü devam ettirmesinden dolayı ona mümin hükmü de verilmez allahu alem
islamda ne kafir ne müslüman görüşü varmıdır yani ben onunla ilgili konuşmuyorum onun hükmünü allah bilir demek
hasan karakaya bir sohbetinde böyle demişti ama makdisi allahu alem bir kimse ya mümindir ya kafirdir ortada diye bir şey mutezilenin görüşü demişti bunun aslı nedir allah razı olsun

Genişletmek için tıkla ...

Âleykum selam we rahmetullahi we berakâtuhu ;

Bir kimse ya kafirdir ya mu'mindir.

Fakat kufur diyarının sıkıntılarından dolayı burada yaşayan İslam'i hassasiyeti olan mutedeyyin insanların işlediği küfür ameller ve fiilleri (mutlak olarak) tekfir edilir. Tekfiri şahıslara muayyen olarak indirgemeye geldiğimizde, tekfirin engelleri kâidelerini uygulamaya dökmemiz ve fâil ile açıkça görüşüb sorgulayıb delilleri izah etmemiz, kafasındaki bulanıklığı giderildiğine emin olmamız gerekir. Bu da sokaktan geçen herkesin yapabileceği bir mesele değildir. Bunu yapabiliyorsak ve o ilme vâkıfsanız tekfir de edebilirsiniz.
Şeyh Hasan Karakaya'nın dediği de bu minvaldedir ve İslam-i tandanslı partilerin tekfiriyle ilgili bunu söyler. dar'ul harbda bu kufri işlemelerinden dolayı kendilerini hesaba çekib savunmalarını alamamadan, bir haliyle islami fiilleri, bir haliyle kufri fiilleri işlemelerinden dolayı fitne zamanlarında "sabaha musluman, akşama kafir, akşama musluman sabaha kafir" gibi hadislerin varlığından dolayı da, milyonda bir de olsa mazeretlerinin geçerli olabilme durumlarından dolayı ebedi cehennemlik olmayabilme ihtimalinden, tekfir hukmunun kendimize dönme tehlikesinden dolayı iman ve ahiratimizi heba etmemek için musluman veya kafir hukmunu verecek açıklık bulamıyor, kendilerini de hesaba çekememe durumundan dolayı muayyen tekfire hukum vermeye "ilmim yetmiyor" diyerek hukumlerini Allaha havale ediyorum demiştir.
İlmi yeten, cesur olan, Kutub'un "Zilal" inden bakarak artısını ve eksisini göze alarak bir kişi tekfire de başvurabilir. Fakat biz, fiili kufur olduğunu kabul etsek de, kendileriyle görüşülüp sorgulanmadan, cehaletleri giderilmeden, konu hakkında bilinmemezlik kalmadan kendi imanımızın tehlikeye düşmemesi adına, tekfir etmekte frene basıyoruz demektedir.
Bu durum, Mutezile'nin büyük günah işleyenleri "menzileyn beyne'l menzileteyn" kâidesiyle alakası yoktur. Mutezile, büyük günah işleyene dünyada fâsık hukmu verib dinden çıkmış kafir olmamış aradadır demesine rağmen, ahiratteki durumu için ise ebedi ceheennemlik kafir kabul etmektedir. Şeyh Hasan hoca, hukmu Allaha havale edib, dilerse avfeder, dilerse ebedi cehennemlik kafir hukmu verir, benim kişiyi sorgulayabilecek imkanım yok, haliyle kafir veya muslumandır diye hukum vermeye ilmim yetmiyor demesi ayrı bir meseledir.

Şeyh Makdisi'nin konuyla ilgili tekfirin engelleri hakkındaki "30 risale" sitemizde "ilmi munazaralar" bölümünde delilleri ile bulunmaktadır. Yine Şeyh Hasan Karakaya'nın konuyla ilgili "Akâid dersleri" sohbetlerini sitemizden dinleyebilirsiniz.