İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
KURAN OKUMAK MI YAŞAMAK MI NE İÇİN İNDİ
- Konbuyu başlatan aldemira
- Başlangıç tarihi
neden kuran gönderildi, telaffuz etmek için mi.
okumak, telaffuz yani kelimeleri tekrar etmek mi, yoksa .......................
Hepimizin bildiği Kur'an-ı Kerim insanları hem dünyada hem ahirette mutluluğa ulaştırıcak ilahi bir kitaptır.Bu sebeple onu okumak,anlamak,tefekkür etmek ve hayatımızda tatbik etmek gerekmektedir.
Nitekim Yüce Allah şöyle buyuruyor : Eğer biz, bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, elbette sen onu Allah korkusundan başını eğerek parça parça olmuş görürdün.İşte bu misalleri biz insanlara düşünsünler diye veriyoruz.(Haşr,21)
Ey Resulum,sana da Kur'an'ı indirdik ki,kendilerine indirileni insanlara anlatasın.Olur ki iyice düşünürler.(Nahl,44)
Sana indirdiğimiz bu Kur'an , hayır ve bereketi çok bir kitaptır.Ta ki ayetlerini düşünsünler ve akıl sahibleri ibret alsınlar.(Sad,29)
أعطوا أعينكم حظها من العبادة النظر في المصحف والتفكر فيه والاعتبار عند عجائبه
Ayrıca Efendimiz(sav) şöyle buyuruyor : Kur'ana bakmak,manasını tefekkür etmek ve içindeki harika olaylardan ibret alarak gözünüze ibadetten hisse veriniz.(Kenzul Ummal,no:2262)
ألا أنبئكم بالفقيه كل الفقيه؟ من لا يقنط الناس من رحمة الله، ولا يؤيسهم من روح الله، ولا يؤمنهم مكر الله، ولا يدع القرآن رغبة إلى ما سواه، ألا لا خير في عبادة ليس فيها تفقه، ولا في علم ليس فيه تدبر
Hz.Ali de (ra) şöyle diyor : .........İyi bilmelisiniz ki ,içinde bilinçli bir anlayış , bir ilim bulunmayan ibadette, anlama ve idrak etme çabası bulunmayan ilimde, tefekkür bulunmayan bir okumada hayır yoktur.(Kenzul Ummal,no:28943)
Bu konuda daha birçok ayet ve hadis örnek gösterilebilir.
Mekke ve Medinede namaz kıldıran imamların hıçkırıklarını görürüz.Fatihayı okurken ağlamaktan sureyi bitiremeyen,boğazında düğümlenen hocaları görürüz.Peki neden biz okurken boğazımızda düğümlenmiyor? Neden bir İngilizce kitabını okurken bile çevirme ihtiyacı duyup kelimelerin anlamlarına bakıyoruz da Kur'an'ı okurken böyle yapmıyoruz.Veya en azından mealini açıp okumuyoruz.
Kur'an'ı okuyup anlamadan onu hayatımızda nasıl tatbik edebiliriz? Hz.Ömer'in (ra) sadece bakara suresini dört senede ezberlediği rivayet ediliyor.Neden biliyor musunuz? Çünkü ne zaman bir ayet inse önce o ayeti anlayıp,düşünüp hayatında tatbik ediyor ve sonra onu ezberliyordu.Örnek verirsek komşulara iyilik hakkında bir ayet indiği zaman öncelikle bunu hayatında tatbik ediyor sonra ayeti ezberliyordu.İşte durum bundan ibaret.
Son olarak şunları söyleyebiliriz.Biz Kur'an'ı sadece yakınlarımız öldüğünde,mevlidlerde,özel günlerde okumamalıyız.Her zaman okumalı,tefekkür etmeli,ibret almalı ve hayatımızda tatbik etmeliyiz.
Hepimizin bildiği Kur'an-ı Kerim insanları hem dünyada hem ahirette mutluluğa ulaştırıcak ilahi bir kitaptır.Bu sebeple onu okumak,anlamak,tefekkür etmek ve hayatımızda tatbik etmek gerekmektedir.
Nitekim Yüce Allah şöyle buyuruyor : Eğer biz, bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, elbette sen onu Allah korkusundan başını eğerek parça parça olmuş görürdün.İşte bu misalleri biz insanlara düşünsünler diye veriyoruz.(Haşr,21)
Ey Resulum,sana da Kur'an'ı indirdik ki,kendilerine indirileni insanlara anlatasın.Olur ki iyice düşünürler.(Nahl,44)
Sana indirdiğimiz bu Kur'an , hayır ve bereketi çok bir kitaptır.Ta ki ayetlerini düşünsünler ve akıl sahibleri ibret alsınlar.(Sad,29)
أعطوا أعينكم حظها من العبادة النظر في المصحف والتفكر فيه والاعتبار عند عجائبه
Ayrıca Efendimiz(sav) şöyle buyuruyor : Kur'ana bakmak,manasını tefekkür etmek ve içindeki harika olaylardan ibret alarak gözünüze ibadetten hisse veriniz.(Kenzul Ummal,no:2262)
ألا أنبئكم بالفقيه كل الفقيه؟ من لا يقنط الناس من رحمة الله، ولا يؤيسهم من روح الله، ولا يؤمنهم مكر الله، ولا يدع القرآن رغبة إلى ما سواه، ألا لا خير في عبادة ليس فيها تفقه، ولا في علم ليس فيه تدبر
Hz.Ali de (ra) şöyle diyor : .........İyi bilmelisiniz ki ,içinde bilinçli bir anlayış , bir ilim bulunmayan ibadette, anlama ve idrak etme çabası bulunmayan ilimde, tefekkür bulunmayan bir okumada hayır yoktur.(Kenzul Ummal,no:28943)
Bu konuda daha birçok ayet ve hadis örnek gösterilebilir.
Mekke ve Medinede namaz kıldıran imamların hıçkırıklarını görürüz.Fatihayı okurken ağlamaktan sureyi bitiremeyen,boğazında düğümlenen hocaları görürüz.Peki neden biz okurken boğazımızda düğümlenmiyor? Neden bir İngilizce kitabını okurken bile çevirme ihtiyacı duyup kelimelerin anlamlarına bakıyoruz da Kur'an'ı okurken böyle yapmıyoruz.Veya en azından mealini açıp okumuyoruz.
Kur'an'ı okuyup anlamadan onu hayatımızda nasıl tatbik edebiliriz? Hz.Ömer'in (ra) sadece bakara suresini dört senede ezberlediği rivayet ediliyor.Neden biliyor musunuz? Çünkü ne zaman bir ayet inse önce o ayeti anlayıp,düşünüp hayatında tatbik ediyor ve sonra onu ezberliyordu.Örnek verirsek komşulara iyilik hakkında bir ayet indiği zaman öncelikle bunu hayatında tatbik ediyor sonra ayeti ezberliyordu.İşte durum bundan ibaret.
Son olarak şunları söyleyebiliriz.Biz Kur'an'ı sadece yakınlarımız öldüğünde,mevlidlerde,özel günlerde okumamalıyız.Her zaman okumalı,tefekkür etmeli,ibret almalı ve hayatımızda tatbik etmeliyiz.
öyle mi yapılmakta.
anlamadan tekrar edenler ne yapıyor.
öyle mi yapılmakta.
anlamadan tekrar edenler ne yapıyor.
Arap olup Kur'anı anlamak elbette bir avantajdır.Anlamayıp sonra Arapça öğrenenler için de bir avantajdır.
Fakat anlayamayanlar hiç olmazsa açıklamalı mealini okumalıdır.Piyasa Meallerle doludur.Kimse ben mealini okuyamam diyemez.
Yinede bunu da yapamayanlar varsa , belki onun halis niyeti sebebiyle ve hayatındaki tatbik sebebiyle anlamış gibi sevap alır.Vallahu A'lem.
Kuran anlamadan da okunmak için inmiş olmaz mı.
sevap ne demek
le baglantı kuralım.
Kuran tabiki anlamak ve tatbik edilmek için gönderilmiştir.Fakat sen anlamadan okuyanların sevap alamayacağını söylediysen Allah adına hüküm vermiş olursun.Zira Allah belki onun halis sadakatı sebebiyle senin okuduğun kıraatten daha çok sevabı ona vermiş olabilir.Vallahu a'lem.
neden kolay varken çevrede dolanılır.kuran Allah'ın kitabı,sıradan bir kitap değil ki onu anlamadan okuyanda elbet sevabını alır
ne yaptığımızda sevap
sevap nedir biraz üzerinde düşünelim.
Hepimizin bildiği Kur'an-ı Kerim insanları hem dünyada hem ahirette mutluluğa ulaştırıcak ilahi bir kitaptır.Bu sebeple onu okumak,anlamak,tefekkür etmek ve hayatımızda tatbik etmek gerekmektedir.
Nitekim Yüce Allah şöyle buyuruyor : Eğer biz, bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, elbette sen onu Allah korkusundan başını eğerek parça parça olmuş görürdün.İşte bu misalleri biz insanlara düşünsünler diye veriyoruz.(Haşr,21)
Ey Resulum,sana da Kur'an'ı indirdik ki,kendilerine indirileni insanlara anlatasın.Olur ki iyice düşünürler.(Nahl,44)
Sana indirdiğimiz bu Kur'an , hayır ve bereketi çok bir kitaptır.Ta ki ayetlerini düşünsünler ve akıl sahibleri ibret alsınlar.(Sad,29)
أعطوا أعينكم حظها من العبادة النظر في المصحف والتفكر فيه والاعتبار عند عجائبه
Ayrıca Efendimiz(sav) şöyle buyuruyor : Kur'ana bakmak,manasını tefekkür etmek ve içindeki harika olaylardan ibret alarak gözünüze ibadetten hisse veriniz.(Kenzul Ummal,no:2262)
ألا أنبئكم بالفقيه كل الفقيه؟ من لا يقنط الناس من رحمة الله، ولا يؤيسهم من روح الله، ولا يؤمنهم مكر الله، ولا يدع القرآن رغبة إلى ما سواه، ألا لا خير في عبادة ليس فيها تفقه، ولا في علم ليس فيه تدبر
Hz.Ali de (ra) şöyle diyor : .........İyi bilmelisiniz ki ,içinde bilinçli bir anlayış , bir ilim bulunmayan ibadette, anlama ve idrak etme çabası bulunmayan ilimde, tefekkür bulunmayan bir okumada hayır yoktur.(Kenzul Ummal,no:28943)
Bu konuda daha birçok ayet ve hadis örnek gösterilebilir.
Mekke ve Medinede namaz kıldıran imamların hıçkırıklarını görürüz.Fatihayı okurken ağlamaktan sureyi bitiremeyen,boğazında düğümlenen hocaları görürüz.Peki neden biz okurken boğazımızda düğümlenmiyor? Neden bir İngilizce kitabını okurken bile çevirme ihtiyacı duyup kelimelerin anlamlarına bakıyoruz da Kur'an'ı okurken böyle yapmıyoruz.Veya en azından mealini açıp okumuyoruz.
Kur'an'ı okuyup anlamadan onu hayatımızda nasıl tatbik edebiliriz? Hz.Ömer'in (ra) sadece bakara suresini dört senede ezberlediği rivayet ediliyor.Neden biliyor musunuz? Çünkü ne zaman bir ayet inse önce o ayeti anlayıp,düşünüp hayatında tatbik ediyor ve sonra onu ezberliyordu.Örnek verirsek komşulara iyilik hakkında bir ayet indiği zaman öncelikle bunu hayatında tatbik ediyor sonra ayeti ezberliyordu.İşte durum bundan ibaret.
Son olarak şunları söyleyebiliriz.Biz Kur'an'ı sadece yakınlarımız öldüğünde,mevlidlerde,özel günlerde okumamalıyız.Her zaman okumalı,tefekkür etmeli,ibret almalı ve hayatımızda tatbik etmeliyiz.
bu yazıların sahibine ne oldu.
Kuran ne için inmişti.
Bu nokyadan devam edersek Muhammed in
tefekkürüne de yardım edilmiş olur.
E
Çevrimdışı
Ebu & Dücane
Guest
kuran zikir,fikir ve ameli salih için okunur.Hepsinde sevap vardır,yalnız,hep zikir için okunduğu zaman,fikir için tefekkür etmediğin için,sonra tefekkür edip hayatında amellerine uygulamadığın için günaha girersin.O halde,okumak yeterli değil,tefekkür etmelisin ki,düşünce ufkun kuran ile açılsın,onunla amel etmelisin ki,başkaları seni amellerinde örnek alıp imanla huzuru bulsun.Ayrıca kuran ile amel yaygınlaştığı zaman,şeytanın yönlendirdiği fuhşiyatın insanların yaşam alanında kaybolduğu görülecektir.
İmam-ı Ahmed bin Hanbel, rüya görür.Rüyada Cenab-ı Hakkın, (Anlayarak da anlamayarak da Kur'an-ı kerim okuyan, benim rızama kavuşur) buyurduğunu bildirmektedir. (İmam Gazali,İhya Tercümesi)
"Ümmetimin en faziletli ibadeti Kur ân okumaktır." (Münavi, Feyzu'l-Kadir, 2/44)
İbnu'l-Cezerî (833/1429) selef âlimlerinin Kur ân okumayı (nafile) ibadetler içerisinde birinci sıraya koyduklarını ifade eder.
Bir adam:
- "Ya Resülallah! Allah'ın en çok sevdiği amel hangisidir"? diye sordu. Hz. Peygamber:
- "Konup göçendir" cevabını verdi. Adam:
- "Konup göçen kimdir?" diye sorunca,
- "Kur ân'ı başından sonuna kadar okuyan, bitirince de tekrar başlayandır" cevabını aldı. (Tirmizî, "Kur ân," 11)
"Allah evlerinden bir evde, Allah'ın kitabını okumak ve aralarında müzakere etmek için toplanan kimselerin üzerine sekine iner, onları rahmet kuşatır, melekler etraflarını sarar ve Allah onları kendi katında bulunanlara överek anlatır." (Ebû Davud, "Vitr", 14; Tirmizî, "Kur ân", 10)
Üç zümre vardır ki, onları Kıyametin dehşeti korkutmaz, onlar için hesap zorluğu yoktur, diğerlerinin hesabı bitinceye kadar onlar misk tepecikleri üzerindedirler. Bunlardan birisi, Allah'ın rızasını kazanmak için Kur ân okuyan kimsedir." (Taberanî'den Münzirî, et-Terğîb, 1/311)
Ayrıca Hz. Peygamber, Kur ân okuyan mü'mini hem kokusu hem de tadı güzel olan bir "meyveye" benzeterek (Buharî, "Et'ıme," 30; Müslim, "Müsafirîn," 243), onun meleklerle beraber olacağını da buyurmuştur. (Buharî, "Fedailü'l-Kur ân," 17)
"Sizin en hayırlınız Kur'ân'ı Kerim'i öğrenen ve öğretendir." (Buhârî, "Fedailu'l-Kur'ân," 21).
"Kur'ân-ı Kerim'den tek harf okuyana bile bir sevap vardır. Her hasene on misliyle kayda geçer. Elif-Lâm-Mim bir harftir demiyorum. Aksine elif bir harf, lâm bir harf ve mim de bir harftir." (Tirmizi, "Sevâbu'l-Kur'ân," 16, HN: 2912)
"Allah, geceleyin Kur'ân okuyan bir kula kulak verdiği kadar hiçbir şeye kulak verip dinlemez. Allah'ın rahmeti, kul namazda olduğu müddetçe kulun başı üstüne saçılır." (Tirmizî, "Sevâbu'l- Kur'ân", 17, HN: 2913)
Kim Kur'ân'ı okur ve onunla amel ederse, Kıyamet günü babasına bir taç giydirilir. Bu tacın ışığı, güneş dünyadaki herhangi bir evde bulunduğu takdirde onun vereceği ışıktan daha güzeldir. Öyleyse, Kur'ân'la bizzat amel edenin ışığı nasıl olacak, düşünebiliyor musunuz?" (Ebû Dâvud, "Salât", 349, HN: 1453)
Kim Kur'ân'ı okur, ezberler, helâl kıldığı şeyi helâl kabul eder, haram kıldığı şeyi de haram kabul ederse Allah, o kimseyi Cennet'e koyar. Ayrıca hepsine Cehennem şart olmuş bulunan ailesinden on kişiye şefaatçi kılınır." (Tirmizi, "Sevâbu'l-Kur'ân," 13, HN: 2907)
"Kur'ân'da mâhir olan (hıfzını ve okuyuşunu güzel yapan), Sefere denilen kerîm ve mutî meleklerle beraber olacaktır. Kur'ân'ı kekeleyerek ve zorlukla okuyana iki sevap vardır." (Buhârî, "Tevhid," 52; Müslim, "Müsafirin," 244)
Bir kimsenin şu âyetleri unuttum demesi ne kötü şeydir! Onlar ona unutturulmuştur. Kur ân'ı hatırınızda tutmaya çalışın. Doğrusu o, hayvanın ipini koparıp kaçması gibi, kişinin zihninden silinip gider." (Müslim, "Müsafirin," 228, 229)
Kur ân öğrenin ve okuyun. Çünkü Kur ân öğrenip okuyan ve gecesini onunla ihya eden kimse, misk dolu ve kokusu her tarafa yayılan kap gibidir" buyurur (Tirmizî, "Edeb," 79)
Abdullah b. Ömer'in rivâyet ettiği hadiste, ancak iki kişinin kıskanılabileceği, bunlardan birinin de Kur ân öğrenip gece gündüz okuyan olduğu belirtirken (Buharî, "Fezailü'l-Kur ân," 20); diğer bir hadiste, "Kim gece on âyet okursa gafillerden sayılmaz. Yüz âyet okuyan kânitînden, bin âyet okuyan ise mukantarînden sayılır" (Ebû Davud, "Salât," 326, HN: 1398) der. "Kıyamet günü Kur ân, 'Ya Rabbi! Ben bu şahsı, beni okuduğu için gece uykusuz bıraktım, izin ver ona şefaat edeyim" diyecektir" (İbn Hanbel, Müsned, 2/174) şeklindeki hadis de, gece Kur ân okumayı teşvik eden beyanlardandır.
Hz. Peygamber, gece teheccüd namazında okuduklarının yanı sıra her gece İsra ve Zümer sûrelerini de okur ve bunu bir hizip olarak sürdürürdü (Buharî, "Tefsiru Sûre 17, 1). Hz. Aişe, Hz. Peygamber'in Allah tarafından her gece uyandırıldığını ve seher vakti gelmeden mutlaka hizbini bitirdiğini aktarmaktadır (Ebû Davud, "Tatavvu," 22)
Kur'an-ı kerim Allahü teâlânın metin (sağlam) ipidir. Manalarının hepsi anlaşılmaz. Çok okumak ve dinlemekle eskimez.(İbn Mace Tercümesi)
"Ümmetimin en faziletli ibadeti Kur ân okumaktır." (Münavi, Feyzu'l-Kadir, 2/44)
İbnu'l-Cezerî (833/1429) selef âlimlerinin Kur ân okumayı (nafile) ibadetler içerisinde birinci sıraya koyduklarını ifade eder.
Bir adam:
- "Ya Resülallah! Allah'ın en çok sevdiği amel hangisidir"? diye sordu. Hz. Peygamber:
- "Konup göçendir" cevabını verdi. Adam:
- "Konup göçen kimdir?" diye sorunca,
- "Kur ân'ı başından sonuna kadar okuyan, bitirince de tekrar başlayandır" cevabını aldı. (Tirmizî, "Kur ân," 11)
"Allah evlerinden bir evde, Allah'ın kitabını okumak ve aralarında müzakere etmek için toplanan kimselerin üzerine sekine iner, onları rahmet kuşatır, melekler etraflarını sarar ve Allah onları kendi katında bulunanlara överek anlatır." (Ebû Davud, "Vitr", 14; Tirmizî, "Kur ân", 10)
Üç zümre vardır ki, onları Kıyametin dehşeti korkutmaz, onlar için hesap zorluğu yoktur, diğerlerinin hesabı bitinceye kadar onlar misk tepecikleri üzerindedirler. Bunlardan birisi, Allah'ın rızasını kazanmak için Kur ân okuyan kimsedir." (Taberanî'den Münzirî, et-Terğîb, 1/311)
Ayrıca Hz. Peygamber, Kur ân okuyan mü'mini hem kokusu hem de tadı güzel olan bir "meyveye" benzeterek (Buharî, "Et'ıme," 30; Müslim, "Müsafirîn," 243), onun meleklerle beraber olacağını da buyurmuştur. (Buharî, "Fedailü'l-Kur ân," 17)
"Sizin en hayırlınız Kur'ân'ı Kerim'i öğrenen ve öğretendir." (Buhârî, "Fedailu'l-Kur'ân," 21).
"Kur'ân-ı Kerim'den tek harf okuyana bile bir sevap vardır. Her hasene on misliyle kayda geçer. Elif-Lâm-Mim bir harftir demiyorum. Aksine elif bir harf, lâm bir harf ve mim de bir harftir." (Tirmizi, "Sevâbu'l-Kur'ân," 16, HN: 2912)
"Allah, geceleyin Kur'ân okuyan bir kula kulak verdiği kadar hiçbir şeye kulak verip dinlemez. Allah'ın rahmeti, kul namazda olduğu müddetçe kulun başı üstüne saçılır." (Tirmizî, "Sevâbu'l- Kur'ân", 17, HN: 2913)
Kim Kur'ân'ı okur ve onunla amel ederse, Kıyamet günü babasına bir taç giydirilir. Bu tacın ışığı, güneş dünyadaki herhangi bir evde bulunduğu takdirde onun vereceği ışıktan daha güzeldir. Öyleyse, Kur'ân'la bizzat amel edenin ışığı nasıl olacak, düşünebiliyor musunuz?" (Ebû Dâvud, "Salât", 349, HN: 1453)
Kim Kur'ân'ı okur, ezberler, helâl kıldığı şeyi helâl kabul eder, haram kıldığı şeyi de haram kabul ederse Allah, o kimseyi Cennet'e koyar. Ayrıca hepsine Cehennem şart olmuş bulunan ailesinden on kişiye şefaatçi kılınır." (Tirmizi, "Sevâbu'l-Kur'ân," 13, HN: 2907)
"Kur'ân'da mâhir olan (hıfzını ve okuyuşunu güzel yapan), Sefere denilen kerîm ve mutî meleklerle beraber olacaktır. Kur'ân'ı kekeleyerek ve zorlukla okuyana iki sevap vardır." (Buhârî, "Tevhid," 52; Müslim, "Müsafirin," 244)
Bir kimsenin şu âyetleri unuttum demesi ne kötü şeydir! Onlar ona unutturulmuştur. Kur ân'ı hatırınızda tutmaya çalışın. Doğrusu o, hayvanın ipini koparıp kaçması gibi, kişinin zihninden silinip gider." (Müslim, "Müsafirin," 228, 229)
Kur ân öğrenin ve okuyun. Çünkü Kur ân öğrenip okuyan ve gecesini onunla ihya eden kimse, misk dolu ve kokusu her tarafa yayılan kap gibidir" buyurur (Tirmizî, "Edeb," 79)
Abdullah b. Ömer'in rivâyet ettiği hadiste, ancak iki kişinin kıskanılabileceği, bunlardan birinin de Kur ân öğrenip gece gündüz okuyan olduğu belirtirken (Buharî, "Fezailü'l-Kur ân," 20); diğer bir hadiste, "Kim gece on âyet okursa gafillerden sayılmaz. Yüz âyet okuyan kânitînden, bin âyet okuyan ise mukantarînden sayılır" (Ebû Davud, "Salât," 326, HN: 1398) der. "Kıyamet günü Kur ân, 'Ya Rabbi! Ben bu şahsı, beni okuduğu için gece uykusuz bıraktım, izin ver ona şefaat edeyim" diyecektir" (İbn Hanbel, Müsned, 2/174) şeklindeki hadis de, gece Kur ân okumayı teşvik eden beyanlardandır.
Hz. Peygamber, gece teheccüd namazında okuduklarının yanı sıra her gece İsra ve Zümer sûrelerini de okur ve bunu bir hizip olarak sürdürürdü (Buharî, "Tefsiru Sûre 17, 1). Hz. Aişe, Hz. Peygamber'in Allah tarafından her gece uyandırıldığını ve seher vakti gelmeden mutlaka hizbini bitirdiğini aktarmaktadır (Ebû Davud, "Tatavvu," 22)
Kur'an-ı kerim Allahü teâlânın metin (sağlam) ipidir. Manalarının hepsi anlaşılmaz. Çok okumak ve dinlemekle eskimez.(İbn Mace Tercümesi)
bu yazıların sahibine ne oldu.
Kuran ne için inmişti.
Bu nokyadan devam edersek Muhammed in
tefekkürüne de yardım edilmiş olur.
Yazıyı tekrar oku.Ben hiç dedim mi anlamadan kur'an okuyan sevap almaz.
Yazının kısaca özetini aşağıda yazdım zaten : Biz eğer imkanımız varsa anlayarak okumalıyız.Burada anlamadan okuyanlara bir tenkit ifadem olmadı.
anlayarak okumalıyız.Burada anlamadan okuyanlara bir tenkit ifadem olmadı.
sevgili dost,
ben ne dedim ki,
müminler ancak kardeştir,kendi gibidir.
sadece düşünelim diyorum.
anlayarak okumalıyız.Burada anlamadan okuyanlara
anlamadan okuma ne demek,
lafızları tekrar için gelmedi değil mi,
o halde neden,
anlamadan okuma!
diye bir yaklaşım var.
kuran zikir,fikir ve ameli salih için okunur.Hepsinde sevap vardır,yalnız,hep zikir için okunduğu zaman,fikir için tefekkür etmediğin için,sonra tefekkür edip hayatında amellerine uygulamadığın için günaha girersin.O halde,okumak yeterli değil,tefekkür etmelisin ki,düşünce ufkun kuran ile açılsın,onunla amel etmelisin ki,başkaları seni amellerinde örnek alıp imanla huzuru bulsun.Ayrıca kuran ile amel yaygınlaştığı zaman,şeytanın yönlendirdiği fuhşiyatın insanların yaşam alanında kaybolduğu görülecektir.
güzel yaklaşımlardan biri daha,
O halde,okumak yeterli değil,tefekkür etmelisin ki,düşünce ufkun kuran ile açılsın,onunla amel etmelisin ki,başkaları seni amellerinde örnek alıp imanla huzuru bulsun.
Esasen bunun adı arapçada İKRA değil mi,
alak suresindeki ilk emir,
alak suresine bir bakalım.
KURAN kelimesinin esası.
sevgili dost,
ben ne dedim ki,
müminler ancak kardeştir,kendi gibidir.
sadece düşünelim diyorum.
anlayarak okumalıyız.Burada anlamadan okuyanlara
anlamadan okuma ne demek,
lafızları tekrar için gelmedi değil mi,
o halde neden,
anlamadan okuma!
diye bir yaklaşım var.
Kur'an-ı Kerimi (anlamadan) yüzünden okumak ayrı sevab olduğu gibi, manasını anlayıp düşünerek ve amel etmek için okuduğunda ayrıca daha fazla ecir alacaktır.
İmam-ı Ahmed bin Hanbel, rüya görür.Rüyada Cenab-ı Hakkın, (Anlayarak da anlamayarak da Kur'an-ı kerim okuyan, benim rızama kavuşur) buyurduğunu bildirmektedir. (İmam Gazali,İhya Tercümesi)
Sevap kavramı : İyi bir davranışa karşı Allah tarafından verilecek mükâfat; Allah'ın rızasına uygun ve âhiret mükâfatına lâyık iyi iş demektir.
İslâm dinine uygun olarak girişilen iyi davranışlara karşı Allah'tan umulan mükafatların tamamını dile getiren "sevab"ın karşıtı olarak dilimizde günah ve azap kelimeleri kullanılmaktadır.
O halde Kur'anı okumak da sevaptır.Allahın rızasına vesiledir.
İbn-i Mes’ud ( r.a) anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a.v) “Allah’ın kitabından bir harf okuyanın, okuduğu harfe karşılık sevabı vardır. Bir iyilik on katıyla değerlendirilir. Elif, Lâm, Mîm bir harftir demiyorum. Elif de harftir, lâm da harftir, mim de harftir” buyurmaktadır (Hadis hasen-sahîhtir, Tirmizî )
Hadis: Beş şey ibadettir: Az yemek, camide oturmak, Kâbe’ye, Mushafa(Kur'an)'a ve âlimin yüzüne bakmak.(Deylemî,Müsnedul Firdevs)
Alimlerimiz de Kuranı Kerime bakmanın dahi sevap olduğunu söylemişlerdir.
İslâm dinine uygun olarak girişilen iyi davranışlara karşı Allah'tan umulan mükafatların tamamını dile getiren "sevab"ın karşıtı olarak dilimizde günah ve azap kelimeleri kullanılmaktadır.
O halde Kur'anı okumak da sevaptır.Allahın rızasına vesiledir.
İbn-i Mes’ud ( r.a) anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a.v) “Allah’ın kitabından bir harf okuyanın, okuduğu harfe karşılık sevabı vardır. Bir iyilik on katıyla değerlendirilir. Elif, Lâm, Mîm bir harftir demiyorum. Elif de harftir, lâm da harftir, mim de harftir” buyurmaktadır (Hadis hasen-sahîhtir, Tirmizî )
Hadis: Beş şey ibadettir: Az yemek, camide oturmak, Kâbe’ye, Mushafa(Kur'an)'a ve âlimin yüzüne bakmak.(Deylemî,Müsnedul Firdevs)
Alimlerimiz de Kuranı Kerime bakmanın dahi sevap olduğunu söylemişlerdir.
Sevap kavramı : İyi bir davranışa karşı Allah tarafından verilecek mükâfat; Allah'ın rızasına uygun ve âhiret mükâfatına lâyık iyi iş demektir.
İslâm dinine uygun olarak girişilen iyi davranışlara karşı Allah'tan umulan mükafatların tamamını dile getiren "sevab"ın karşıtı olarak dilimizde günah ve azap kelimeleri kullanılmaktadır.
O halde Kur'anı okumak da sevaptır.Allahın rızasına vesiledir.
İbn-i Mes’ud ( r.a) anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a.v) “Allah’ın kitabından bir harf okuyanın, okuduğu harfe karşılık sevabı vardır. Bir iyilik on katıyla değerlendirilir. Elif, Lâm, Mîm bir harftir demiyorum. Elif de harftir, lâm da harftir, mim de harftir” buyurmaktadır (Hadis hasen-sahîhtir, Tirmizî )
sevap dediğin,yani ALLAHın hoşnut olduğu, razı olduğu durum.
KURANın lafızlarını anlamadan tekrar etmek, ALLAHa tekrar ediyoruz.
yalan söyleme ayetini, anlamadan tekrarlarken kime söylüyoruz, ALLAH a söylemi,
Bundan ALLAH hoşnut ve razı mı,
ALLAH neden KURANI gönderdi.
aktardıklarını değil, düşündüklerini söyle,
BIRAK kendini,
içini paylaş.
Benzer konular
-
-
Çözüldü Rüya'da Rasullahı (aleyhisselam) Görmek Ve Kuran Okumak?- Başlatan osman1987
- Cevaplar: 1
-
Çözüldü Kuran Harflerinin Mahraclerini Farklı Okumak?- Başlatan Nesîbe Lena
- Cevaplar: 1
-
Soru Ebubekir Sifil'in "Ölünün Ruhuna Kabir Başında Kuran Okumak" Videosundaki Kaynaklar Sahih midir?- Başlatan Ahadun Ahad
- Cevaplar: 0
-
Çözüldü Ölülere Kuran Okumak Hakkında Görüşünüz Nedir??
- Başlatan Ümmü Yasir
- Cevaplar: 5
-
Bakara 78 Tefsiri-kuran'ı Anlamadan Okumak - Kuran'ın Ümmileri
- Başlatan jihat fisabilillah
- Cevaplar: 0
-
-
Ölüye Kuran Okumak Meshep Görüşleri Hadis Tahriçleri 2
- Başlatan mucahid_tr
- Cevaplar: 29