Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Kur'an'ı Anlamaya Yönelik Öncelikler

  • Konbuyu başlatan Ebu & Dücane
  • Başlangıç tarihi
E Çevrimdışı

Ebu & Dücane

Guest
"Biz bu Kuran'ı akılda kolay tutulur kıldık; öyleyse yok mudur ondan ders almak isteyen?" (Kamer 54/40)

İslam, Allah'a teslim olmanın adıdır. Ancak, Allah'a teslim olmak Onun her zaman insandan ne istediğini iyi bilmeyi ve anlamayı gerektirir. İşte bu yüzden, daha vahyin inmeye başladığı andan itibaren hayatlarını Kuran'laşekillendirmek isteyen Müslümanlar, onu doğru anlamak ve uygulamak için çalışmışlardır. Çünkü Kuran, İlahi iradeyi insanın anlayabileceği bir dille açıklayan Allah kelamıdır. Bunun için Kuran'ın hiçbir ayeti, mesaj ve maksat bakımından insandan soyutlanamaz. Aksi takdirde onun hayat damarları kesilmiş,Kuran sessiz ve soluksuz (mehcûr) olarak tarihin derinliklerine terk edilmişolur. Öyleyse Kuran, kasıtlı ve kısır görüşlerle dondurulmamalı; onun daimi mesajının etkinliği, çağın kaprisleri uğruna kurban edilmemelidir.
Kuran, sonuçta bir metindir. Onun anlaşılması, manasının zihne iyice yerleşmesi ve mesajının insana tesir etmesi için, bir yönteme ihtiyaç vardır. Olur olmaz yerde ve ölçüsüz biçimde Kuran'a gitme iddiası, amiyane tabirle kaçak güreşmekten başka bir şey değildir. Kuran, kendi bütünlüğü içinde ve düşünülerek okunması halinde doğru anlaşılabilir. Bu gerçeğe, Kuran'da yer alan üç temel kavramla i?aret edilir. Bunlar, kıraat, tilavet ve tertildir.1
Kıraat, "okumak" anlamına gelir. Bunun için "dış kaynaktan alınan sesleri anlamak niyetiyle bilinçli olarak zihne nakşetmeye; hafızada bulunan kelimeleri veya bir yerde yazılı olan harfleri sese çevirip dile getirme(telaffuz etme)ye" kıraat denir.2
Tilavet de, "okumak, okunan şeye bilgili ve şuurlu biçimde uymak" demektir.Her tilavet kıraattır, fakat her kıraat tilavet değildir.3 Çünkü tilavet, hem kelimeyi söylenmesi gerektiği şekilde seslendirmeyi, hem de kelamın anlamını kavrayıp onun gereğini yerine getirmeyi ifade etmektedir.4
Tertil ise, "bir şeyin parçalarını, bütününü meydana getirecekşekilde bir araya toplayıp onlara uygun bir düzen vermek" anlamına gelir.5 Bu sözcük Kuran'ın okunuşuyla ilgili olarak kullanıldığında, onun düşünce süzgecinden geçirilerek sakin, ölçülü ve bütüncül biçimde okunmasıgerektiğini ifade eder.6 Demek ki Kuran'ı okuma, bir bakıma onu anlamaya denk bir söz olmaktadır. Asıl önemli olan da, Kuran'ın içindekini anlayıp ona uygun bir hayat tarzı çizmektir.
Kuran, Peygamber(as)'e tutarlı bir bütün oluşturacak şekilde ve belli bir düzen içinde vahyedilmiştir. Bu durum, onun bir lafzı, bir anlamı ve maksadı olduğunu gösterir. İşte kıraat, tilavet ve tertil kavramları,Kuran'ın lafız, mana ve maksat bütünlüğü içinde okunup anlaşılmasıgerektiği mesajını verir. Şu halde Kuran'ı okuma ve öğrenmede tertilmetodu takip edilmeli, o düşünüp anlamayı hedef alan bir yöntemle okunmalıdır. Zira Kuran'ın gösterdiği hedefe ulaşmanın en doğru ve sağlam yolu budur.
Kuran'ı tam ve doğru bir biçimde anlayabilmek için aceleci yaklaşımlardan, ayetleri ait oldukları anlam örgüsünden çıkarıp yanlış sonuçlara varmaktan sakınmak gerekir. Kuran vahyi bir bütün olarak ele alınmalı, münferit meseleler de bu bütün içinde sonuca bağlanmalıdır. Demek ki Kuran'ı tertil ile okumak, kelimelerinin hakkını vererek ve anlamını duyarak okuyup manayı nameye boğdurmamaktır.
Öyleyse Kuran'ı öncelikle anlamak için okumalıyız. Sonra da anladıklarımızıtutarlı bir yöntemle hayata taşımalıyız. Üzülerek belirtelim ki günümüzde Kuran'ı, Kuran'ın işaret ettiği yöntemlerle okuma ve okutma; İslam'ı bu yolla öğrenme ve öğretme konusunda istenilen başarı sağlanamamıştır. Çünkü genelde insanımız, Kuran'ı anlamaksızın yalnız yüzünden okumayı yeterli görmüştür. Kuran'a sadece bir mezar veya tören kitabı gözüyle bakanlar, hafızın sesine kapılıp bazen kendilerinden geçebilirler. Fakat bugün insanlarıkendinden geçiren değil, onları kendilerine getiren ve Allah'a yönelten okumalara ihtiyaç vardır. Çünkü biz sadece Kuran'ın lafzını okumakla yükümlü olmayıp, ayrıca onun manasını anlamakla da mükellefiz. Zaten manasını anlayıp inandığımız zaman, Kuran'ın hükmüyle amel edebiliriz.
Kuran'ın ilahi kaynaklı olması, onun insan düşüncesini tamamen dışladığıve ona hiç yer vermediği anlamına gelmez. Tam aksine Kuran, kendine ait özel üslubundan ötürü bakmasını ve okumasını bilenler için yoruma açık bir metindir. Bu yüzden onda, insanın müspet çabalarını engelleyici hiçbir hüküm yer almaz. Ancak insanın Kuran'dakileri anlayabilmesi için, zihnini eğitmesi ve ön yargılardan arınarak duyarlı biçimde Kuran okuması gerekir.
Bu aşamada, Kuran'ı anlamaya yönelik öneriler, şu şekilde özetlenebilir.
Kuran, Allah sözüdür. Ancak o, insanlığa Arapça bir metin olarak indirilmiştir.7 Bu yüzden onu öncelikle nüzul dönemi Arapçasının verileriyle anlamak gerekir.
Kuran, evrensel boyutta anlaşılabilir bir niteliğe sahiptir. Fakat anlama ve yorumlama faaliyetinde, nüzul sebeplerinin ve o dönemin kültürel dokusunun iyi bilinmesi de şarttır. Çünkü Kuran'ı tarihi bağlamından kopartarak salt metin olarak anlama imkanı yoktur. Sözgelimi "üstlerinde (hakim) bulunan Rablerinden korkuyor ve kendilerine ne buyurmuşsa onu yapıyorlar."8 anlamındaki ayet, Arapların Allah telakkileri doğrultusunda inmiştir. O, mekan ve yer olarak değil, güç ve kudretiyle her şeyin üstündedir. Ayetin asıl maksadı, bütün yaratıklar Allah'ın buyruklarına uyarken inkarcı insanın Allah'a baş kaldırmasının doğru olmadığını anlatmaktır.
Kuran, eşsiz bir kitaptır. Onun mucizliği sadece bir ayette, surede veya üslup tarzında değil, bizatihi kendinde aranmalıdır. Anlama ve yorumlama faaliyetinde esas amaç, hitaptaki mana ve maksadı ortaya koymaktır. Bunun için, Kuran'ın muhataplarına iletmek istediği evrensel ölçekli mesajlar, temelsiz görüş ve yaklaşımlarla perdelenmemelidir.
Kuran, parçacı bir çözümleme yoluyla değil, lafız, mana ve maksat bütünlüğü içinde okunmalıdır. Çünkü tablet çözümleme yöntemi, Kuran'ın kendi bütünlüğü içinde ve doğru biçimde anlaşılmasına imkan vermemektedir.
Kuran okunurken, fikir ve akılla bulunabilecek manalar ihmal edilmemeli, onun hükümlerinin insan hayatındaki önemine itina gösterilmeli, dinin donmasına ve yerinde saymasına yol açacak anlayış ve uygulamalardan uzak durulmalıdır.
Kuran'ın, hayatımızın neresinde yer aldığı veya alması gerektiği üzerinde yoğunlaşmak zorundayız. Çünkü günümüzde bazı kimseler, Batının elde ettiği üstünlüğü büyük ölçüde laikliğin faziletine bağlıyorlar ve dinin etkinliğinin mabet yahut mezar işleriyle sınırlı tutulmasını istiyorlar. Oysa bugün,İslam'a ve Kuran'a camiden ziyade hayatımızda ihtiyaç vardır.
Allah, insanlardan bu dünya hayatında kendisine kulluk etmesini istemiştir. Öyleyse kadın erkek herkesin bu görevi, yeryüzünün her yerinde yapmasıgerekir. Bu da Kuran'ın okunan, anlaşılan ve hayatta uygulanan bir kitap olarak gündemde kalmasıyla gerçekleşebilir. Çünkü dünyada yaşarken elde edilmemiş bir değeri, ahirette kazanmak mümkün değildir.9
Günümüzde bazı çevrelerin, Müslümünlığı sadece cami müdavimliğinden ibaret sayan kısır ve yavan bir anlayış içinde oldukları da gözleniyor. Oysa bu görüş, Kurani düşünceyle taban tabana zıttır. Çünkü Kuran açısından, dünya hayatında İslam dairesi dışında kalan hiçbir alan yoktur. Ayrıca Kuran'ın temel amaçlarından biri de yeryüzünde en güzel iş yapan insanlar vücuda getirmektir.10
Kuran, insanlara sadece nasıl inanacaklarını değil, aynı zamanda nasıl yaşayacaklarını da öğretir. Bunun için Müslümanlar, işleri ne kadar yoğun ve şartlar ne kadar ağır olursa olsun Kuran'dan ve Kuran eğitiminden uzak kalamazlar; Kuran'ı da hayatlarının dışına itemezler.Sonuç olarak diyebiliriz ki, gerçek Müslümanlık ancak Kuran ve sünnetin ruhunu anlamış, onları iradeli ve şuurlu olarak hayatlarına taşıyabilmiş nesillerin nasibi olacaktır. İşte o zaman bütün insanlık "onlar Allah'ın nurunu boş laflarıyla söndürmek isterler; ama hakikati inkar edenler ne kadar öfkelenseler de Allah nurunu bütün parlaklığı ile yaymaya devam edecektir."11ayetiyle müjdelenen hedefin, bütün netliğiyle gerçekleştiğini görecektir.
Fahreddin Yıldız


Dipnotlar:1. Bkz. Alak 96/1; Bakara 2/121; Müzzemmil 73/4 vb. 2. Bkz.Ragıp el-İsfehani, el-Müfredat, s.668; Muhammed Esed, Kuran Mesajı, s.1287 3. Bkz. Ragıp el-İsfehani, age, s.167 4. Bkz. Bakara 2/121 5. Bkz. İbn Manzur, Lisanu'l Arab, XI, 265; Ragıp el-İsfehani, age, s.341 6. Bkz. Müzzemmil 73/4; Furkan 25/32 7. Bkz. Yusuf 12/2 8. Nahl 16/50 9. Bkz. Müzzemmil 73/20; Bakara 2/110; Necm 53/39; Karia 101/6-9 vb. 10. Bkz. Mülk 68/2; Kehf 18/7 vb. 11. Saf 61/8
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt