Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

ما صحة حديث صلاة التسابيح للشيخ أبوإسحاق

E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi

Elbani'nin Mısırlı talebesi Şeyh Muhaddis Ebu İshak el-Huveyni:Tesbih namazını açıklarmısınız sorusuna şöyle cevap vermiştir:Şeyh dedi ki: Vallahi Tesbih namazını sahih gören çok hadis ehli var aynı zamanda bu hadisi hadis ehlinden zayıf gö...renlerde çok bu konuda bazı alimler bunun batıl uydurma olduğuna inandılar fakat benim düşüncem ki ben onun zayıf olduğunu düşünüyorum biraz önce dediğim gibi onu sahih sayanlar çok Şeyh Elbani dahi (bunu sahihlemiştir) bu hadis hakkında beni en çok şaşırtan Şeyh abdurrahman el-Yemeni bu konuda Onun kendi Haşiyesinde Ferdil mecmua isimli eseridir (Şeyh İshak Huveyni devamla dedi ki bu hadis üzerinde önceden çok araştırma yaptım ben onun zayıf olduğuna karar verdim..
 
F Çevrimdışı

ferdiosman

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
ne Yapacağız şimdi Sahih diyenler mi,uydurma diyenler mi,Zayıf diyenlermi doğru söylüyor
 
F Çevrimdışı

ferdiosman

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeş bizzat Useymi'nin talebeliğini yapmış Necmi Sarı'nın tahkikine bir de bak bu sitede işlendi..
https://www.islam-tr.org/namaz/24206-tesbih-namazi-sahihtir-ilimder.html
Tesbih namazı SAHİHTİR (İlimder)

İlahiyatçı Yazar Necmi SARI ?L?M-DER Bismillâhirrahmanirrâhîm
TESBÎH NAMAZI
Tevhîd ehli bazı kardeşlerimizin başta Şeyhu’l-İslâm İbn Teymiyye olmak üzere birtakım Hanbelî âlimlerin görüşlerine dayanarak tesbîh namazıyla ilgili hadislerin zayıf olduğunu söylemeleri hatta daha da ileri giderek bu namazının bid’at bir namaz olduğunu iddia etmeleri tarafıma sıkça sorulan sorulardan biri olmuştur. Bu iddianın reddine ilişkin olarak tesbîh namazı hakkında şu bilgileri vermeyi uygun buldum:
‘İkrime, İbn ‘Abbâs radiyallâhu anhumâ’dan rivâyeten demiştir ki: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem ‘Abdülmuttalib oğlu ‘Abbâs’a şöyle dedi: ‘Ey ‘Abbâs! Ey Amcam! Sana (haber) vereyim mi? Sana (haber) vereyim mi? Sana (haber) vereyim mi? Sana, onu yaptığın takdirde Allah’ın o yaptığın şeyle ilki ve sonu, eskisi ve yenisi, bilerek ve bilmeyerek yapılanı, küçüğü ve büyüğü, gizlisi ve açığı olmak üzere on çeşit günahını bağışlayacağı bir şey öğreteyim mi? Dört rek’at namaz kılarsın. Her rek’atinde fâtiha ve bir (zammi) sûre okursun. Birinci rek’atte okumayı bitirince ayakta iken: ‘Sübhânallah, ve’l-hamdulillah, ve lâ ilâhe illallah, vallâhu ekber’ tesbîhlerini 15 kere söylersin. Sonra rukûya giderek rukûdayken (rukû tesbîhatından sonra) 10 kere bu sözlerin aynısını söylersin. Sonra rukûdan başını kaldırınca 10 kere (Rabbenâ ve leke’l-hamd dedikten sonra) bu sözleri söylersin. Sonra secdeye inerek 10 kere bunları (secde tesbîhatından sonra) söylersin. Secdeden başını kaldırınca 10 kere bunları söylersin. Sonra tekrar secdede bunları (secde tesbîhatından sonra) söylersin. Sonra secdeden başını kaldırınca (kıyâma kalkmadan önce istirahat oturuşunda) bu sözleri 10 kere söylersin. Böylece her rek’atte 75 tesbîh olmak üzere dört rek’atte (toplam 300 olmak üzere) de bunun aynısını yaparsın. Eğer tesbîh namazını her gün bir kere kılmaya gücün yeterse kılıver. Şayet gücün yetmezse her hafta bir kere kıl. Eğer her hafta bir kere kılamazsan, senede bir kere kıl. Eğer onu da yapamazsan ömründe bir kere kıl.’

HADİSİN TAHRÎCİ


  1. Ebû Dâvûd, (2) Namaz Kitabı, (303) Tesbîh Namazı Babı (2/67-68, No: 1297) İbn Abbâs’tan.
  2. İbn Mâce, (5) Namaz Kitabı, (190) Tesbîh Namazı Hakkında Gelen Şeyler Babı (1/442-443, No: 1386,1387) İbn Abbâs’tan.
  3. Hâkim el-Müstedrek, (8) Tetavvu’ Namazı Kitabı (1/463-464, No: 1192, 1193, 1194, 1195) İbn Abbâs’tan.
  4. Beyhakî es-Sünenü’l-Kübrâ, (3/51-52) İbn Abbâs’tan.
  5. İbn Huzeyme es-Sahîh, Tetavvu’ Namazları Babları, (526) Tesbîh Namazı Babı (2/223-224, No: 1216) İbn Abbâs’tan.
  6. Taberânî el-Mu’cemu’l-Kebîr (11/194-195, No: 11622) İbn Abbâs’tan.
  7. İbn Nâsıruddîn ed-Dımaşkî et-Tercîh li Hadîsi Salâti’l-Tesbîh (s.5-9) İbn Abbâs’tan.
  8. Tirmizî Namaz Babları, (350) Tesbîh Namazı Hakkında Gelen Şeyler (2/350-351, No: 482) Ebû Râfî’den.
  9. İbn Nâsıruddîn ed-Dımaşkî a.g.e. (s.10) Ebû Râfî’den.
  10. Ebû Dâvûd, (2) Namaz Kitabı, (303) Tesbîh Namazı Babı (2/68-69, No: 1298) ‘Abdullah b. ‘Amr’dan.
  11. Hâkim A.g.e., (8) Tetavvu’ Namazı Kitabı (1/464-465, No: 1196) İbn Ömer’den. Hâkim ve Zehebî bu rivâyetin senedinin sahih olduğunu belirtiyorlar.
  12. Münzirî et-Terğîb ve’t-Terhîb, (6) Nâfile Namazlar Kitabı, (17) Tesbîh Namazına Teşvik Babı (bk.el-Elbânî Sahîhu’t-Terğîb ve’t-Terhîb, 1/424-426, No: 667 İbn Abbâs’tan; No: 678 Ebû Râfî’den).
  13. Tebrîzî Mişkâtü’l-Mesâbîh, Namaz Kitabı, Tesbîh Namazı (1/418-419, No: 1328 İbn Abbâs’tan; No: 1329 Ebû Râfî’den).

HADİSİN SIHHAT DURUMU

Bu hadis, sahih bir hadistir. Sahih olduğunu belirten alimlerden bazıları şunlardır: Âcurrî, Ebu’l-Hasen el-Makdisî, Beyhakî, İbnü’l-Mübârek, İbnu’s-Seken, Nevevî, Tâcu’s-Subkî, Münzirî, Bulkînî, İbn Nâsıruddîn ed-Dımaşkî, İbn Hacer el-‘Askalânî, Suyûtî, Leknevî, Sindî, Zebîdî, Tuhfetü’l-Ahvezî sahibi el-Mübârekfûrî, Mir‘âtü’l-Mefâtîh sahibi el-Mübârekfûrî, Ahmed Şâkir ve el-Elbânî (son görüşlerinde). Bk. Câsim ed-Devserî Risâletü’t-Tenkîh li mâ Câe fî Salâti’t-Tesbîh (s. 64-70).
el-Elbânî’nin eski görüşü için bk. Mişkâtü’l-Mefâtîh Tahkiki (1/418-419, No: 1328, 1329). Yeni görüşü için bk. Sahîhu’l-Câmi‘i’s-Sağîr (2/1314, No: 7937), Sahîhu Süneni Ebî Dâvûd (1/354-356, No: 1297, 1298), Sahîhu Süneni’t-Tirmizî (1/272, No: 482), Sahîhu Süneni İbn Mâce (1/412-414, No: 1146, 1147), İbn Huzeyme’nin es-Sahîh Tahkiki (2/223, 1216 nolu hadisin dipnotu).

Bir Hatırlatma: Ebû Vehb (öl. 209h.) şöyle demiştir: ‘Abdullah b. el-Mübârek’e (doğ. 118h, öl. 181h.) tesbîh namazını sordum. O şöyle dedi: ‘Tekbir getirir, sonra Sübhaneke’yi okur, sonra 15 kere: ‘Sübhanallah, ve’l-hamdulillah , ve la ilahe illallah, vallahu ekber’ dersin. Sonra Eûzu besmele çekerek fatiha’yı ve bir (zammi) sure okur, sonra 10 kere bu tesbîhi söylersin.’ Daha sonra İbn ‘Abbâs ve Ebû Râfî’in söylediklerine benzer bir keyfiyet zikreder.
Bu eseri Tirmizî, Namaz Babları, (350) Tesbîh Namazı Hakkında Gelen Şeyler (2/348-349. Ay. bk. Tuhfetü’l-Ahvezî 2/489-490, No: 481) ve Hâkim el-Müstedrek, (8) Tetavvu’ Namaz Kitabı (1/ 465, No: 1197) rivâyet etmişlerdir. Bu rivâyet ‘Abdullah b. el-Mübârek’e kadar güvenilir râviler tarafından nakledilmiştir. Hâkim, Zehebî ve başkaları bunu belirtmişlerdir.
Ancak dikkat edilecek olursa ‘Abdullah b. el-Mübârek bunu Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’den rivâyet etmemiştir. Yani merfû’ bir hadisdeğildir. Üstelik İbn ‘Abbâs ve Ebû Râfî’in merfû’ olarak Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’den rivâyet ettikleri hadiste zikredilen keyfiyete de muhaliftir. Normalde merfû’ olan olmayana, hele hele bir esere tercih edildiğine göre, merfû’ olanla olmayan arasında bir ihtilaf olması halinde merfû’ olanın olmayana, hele hele böyle bir esere muhakkak tercih edilmesi gerekir. Bu konuda ayrıntılı bilgi için bk. Münzirî et-Terğîb ve’t-Terhîb (1/239; Beyhakî es-Sünenü’l-Kübrâ (3/52); el-Mübârekfûrî Tuhfetü’l-Ahvezî (2/490-491); el-‘Azîm Âbâdî ‘Avnu’l-Ma’bûd (4/125-126); el-Elbânî Sahîhu’t-Terğîb ve’t-Terhîb (1/424-426); Sahîhu Süneni’t-Tirmizî (1/271-272); Câsim ed-Devserî Risâletü’t-Tenkîh li mâ Câe fi Salâti’t-Tesbîh (s. 64-70).

Ve’l-hamdu lillâhi rabbi’l-‘âlemîn…

İlahiyatçı Yazar Necmi Sarı İstanbul, Eylül 2002

 
A Çevrimdışı

Ahl Sunnah

Guest
Bismillah

bu çeşit ictihadi meselelerin tesbitini avama bırakmak doğru bir iş değildir Allahualem

şirkin ve küfrün sultasını kurduğu fıskın cirit attığı günümüzde, hadisler tarih boyunca muhaddislerce incelenmişken bugün bunc dert arasında keşfedileni tekrar keşfetme çabası bir oyalanmadır. Halkın önüne böyle ihtlafları çözülmek üzere sunmak, yürümeyi bilmeyene uçmayı teklif etmeye benziyor. Günümüzde kendini samimice İslama nisbet etmesine rağmen itikadın en temel bilgilerinden dahi mahrum olan mükelleflerin bu gibi ihtilafları incelemeye ihtiyacı var mı?

Bir mükellef ictihadi mevzularda ya müctehid ya da mukalliddir, ikisinden başka bir ihtimal yoktur. İctihad salahiyetinde olmayıp mukallidliği de reddedenler ya vukufiyetsizliklerine rağmen ictihada kalkışırlar ya da mukallid sıfatını kabul etmemelerine rağmen fakihler yerine muhaddisleri takil ederler, çünkü fakihlerin usulü ictihadi meselelere dayandığı gibi muhaddislerin usulü de ictihadi meselelere dayanır, bir muhaddisin reyine göre zayıf olan diğerine göre sahih olabilir. Bunu bu karanlık devirde yapmaya, cerh ve tadili sil baştan ele almaya imkan var mı? ve Muhaddis olmayan kimseler yani bizler bunu yapma vasfına sahib miyiz?

İlla da bu yapılacaksa, bu muhaddislerin işidir, hadis ilmine yeterince vakıf olmadan "şu hadis sahih, şu hadis zayıf" demenin ne değeri var? bu devrin muhaddis olma iddiasındaki şahıslarına gelince gelince ben onlara tabi olmaktansa ilmin zirvede, fehmin açık, hafızaların bizim zannımıza göre inanılmaz derecede güçlü olduğu devirlerin muhaddislerine tabi olmayı tercih ederim.

Elbette ki itikadda ve fıkhın kat'i meselelerinde Müslümanlar ihtilaf etmemelidir ama ictihadi farklılıklara rahmet gözüyle bakılmadır, ictihadi meselelerde tek ve sabit bir doğruyu bulmak mümkün değildir. İmam Şafii (Rahimahullah) ve İmam Ahmed bin Hanbel(Rahimahullah) derin ilimlerine ve muasır olmalarına rağmen ictihadi meselelerde ihtilaf etmişlerse onların çözemediğini biz nasıl çözeceğiz? Çözemeyiz, çünkü ikisi de doğrudur, Allah böyle olmasını dilemiştir. Bize düşen bu meselelerde muteber müctehidlere, muhaddislere ittibadır. Bu gibi meselelerde herkes kendi yolunda gitsin, kardeşlik bozulmasın, tepkiler dinden inhiraflara yöneltilsin.

Tesbih namazına gelince, hakkındaki hadisler sahih mi zayıf mı meselesi bir yana, velev ki zayıf olsa, alimlerin cumhuru amellerin fazileti, bazı geceler, nafileler v.b meselelerde zayıf hadisle amel etmeyi uygun bulmuşlardır. Bu sitede yer alan aşağıdaki başlık tam da bu mesele ile ilgili:

https://www.islam-tr.org/soru-cevap-bolumu/17298-zayif-hadisle-amel-olur-mu.html
 
E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
ittifak etmeyede azap gözüyle bakılmalıdır senin mantığınla rahmetmiş subhanallah
 
Es-Serahsi Çevrimdışı

Es-Serahsi

Üye
İslam-TR Üyesi
ittifak etmeyede azap gözüyle bakılmalıdır senin mantığınla rahmetmiş subhanallah

Tabi buradaki ihtilaf Ahl Sunneh kardeşimizin dediği gibi mutlak manadaki ihtilaf değildir.
İtikattaki ihtilaflar değil ictihatlerdeki ihtilaflardır.
İmam Nevevî ise Sahih-i Müslim şerhinde bu hususa şu izahı getirir:

“Bir şeyin rahmet olması, onun zıddının azap olmasını gerektirmez. Bu hadiste de böyle bir şey yersizdir. Bunu ancak cahiller veya bilmez görünenler söyler. Cenab-ı Hak şöyle buyurur: ‘Rahat edesiniz diye geceyi sizin için yaratması Onun rahmetindedir.’ Geceye ‘rahmet’ denmiştir, bundan gündüzün azap olması mânâsı çıkmaz.

Ashabım semadaki yıldızlar gibidir. Hangisinden hadis alırsanız, doğruyu bulursunuz. Ashabın ihtilâfı sizin için rahmettir.” (el-Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, 1:64; el-Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, 1:210-212.) Yine Beyhakî aynı yerde şu hadise yer vermektedir: “Muhammed’in (a.s.m.) Ashabının ihtilâfı Allah’ın kulları için bir rahmettir.”Aynı meâldeki hadisin varlığını, Taberânî, Deylemî, Ebû Naîm, ez-Zerkeşi, İbni Hacer gibi hadis âlimleri de belirtirler.Büyük hadis âlimi Hattabî ise şöyle der:

“Bu hadis-i şerife iki kişi itirazda bulunmuştur. Birisi deli, öbürü de dinsizdir. Bunlar el-Musilî ile Câhiz’dir. Bunlar şöyle diyorlar: ‘Eğer ihtilâf rahmet olsaydı, ittifak azap olurdu.” Bunun bir saçmalıktan ibaret olduğunu belirten Hattabi “ihtilâf”ı şöyle anlatır:

“İhtilâf üç çeşittir. Birincisi ve ikincisi Allah’ın zat ve sıfatındaki ihtilâftır ki, birisi küfür, diğeri bid’attir. Bir de vecihleri bulunan fıkha ait fer’i meselelerdeki ihtilâftır. İşte buradaki ihtilâf ümmet için rahmettir

Ümmetimin ihtilafı rahmettir(El-Cami-us Sağir imam Suyuti) C: /l Sh:13
diye bilinen hadis hakkında Allâme Menavi (rh.a) şunları naklediyor:

"Subki, bu hadis için şöyle dedi: "Bu hadis, hadis alimleri nezdinde bilinmemektedir. Ben de bu hadis için, ne sahih, ne zayıf ve ne de uydurma hiçbir senede rastlamadım." Suyuti şu açıklamayı yapar:

"Bu hadis, bize ulaşmayan bazı hadis kitaplarında mevcut olabilir." Beyhaki, "el-Medhal" adlı kitabında; Deylemi de, "Müsnedü'l Firdevs" adlı kitabında bu hadisin senedini zikrederler. Her iki alim de bu hadisi, İbn-i Abbas (ra)'den: "Ashabımın ihtilâfı rahmettir" ibaresiyle, merfu' olarak rivayet ederler. (Feyzu'l Kadir Şerhu Cami-Us Sağir (Allame Menavi) C/ l, Sh:209)


İbn-i Abidin (rha) de şunu kaydediyor: "İbn-i Hacip bu hadisi Muhtasar'ın da şu sözlerle nakletmiştir: "Ümmetin ihtilâfı, insanlar için rahmettir." Bu hadisi; Huleymi, Kadı Hüseyin ve İmamu'l Harameyn gibi zevat rivayet etmişlerdir, ihtimal onu bizim muttali olamadığımız hafızların kitaplarında bulmak da mümkündür." (Reddü'l Muhtar Aled Dürri'l Muhtar (ibn-i Abidin) C/ l, Sh:68)


Ömer b. Abdülaziz (rh.a) şöyle diyor: "Eğer Hz. Peygamber (sav)'in ashabı ihtilâf etmemiş olsa idi üzülecektim, zira onlar ihtilâf etmeselerdi ruhsat olmazdı (Reddü'l Muhtar Ale'd dürri'l Muhtar (îbn-i Abidin) c/ l, Sh:68)

İbn-i Abidin) pederim «Dürer» şerhinin haşiyesinde şunları kaydetti:

«Beyhakî «el - Madhel» de İbnu - Abbas'dan (R.anhuma) gelen senediyle şu gelecek hadîs-i şerifi rivayet etti: «Allah’ın kitabından size bir hüküm geldiğinde onunallahla amel etmek zorunludur. O hükmü terk etmekte hiç bir kimse mazur sayılamaz. Eğer Allah’ın kitabında yoksa, benden gelen ve geçerli bulunan bir SÜNNET ile amel ediniz. Eğer SÜNNET'im yoksa, bu takdirde ashabımın söylediğiyle amel ediniz. Zira ashabım gökteki yıldızlar mesabesindedirler. Onların hangisinin sözüne yapışırsanız, hidayet olunursunuz. Ashabımın ihtilafı sizin için rahmettir.»

Hatib el-Bağdadî, «Kitabür-Rüvvat» ta İsmail bin Ebül-Mehâmid yoliyle İmamı Mâlik'ten (Rh.A.) rivayet etti: «Harun-Reşit Enes oğlu Malike; Ey Aba-Abdullah Bu kitaplarını yaz. Biz buraları İslâm dünyasının her tarafına gönderelim.. Ta ki ümmeti, bunlarla amel etmeye itelim» dediğinde, İmam-ı Mâlik (Rh.A.) :

« Ey müminlerin emîri! Alimlerin ihtilâf etmeleri, bu ümmet için ALLAH’dan (C.C) gelen bir rahmettir. Ümmetin her âlimi, katında sıhhatli olana tabi' olur. Hepsi de hidayet üzere bulunur. Hepsi de ALLAH’ın (C.C) rızasını irade eder.

 
E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
İhtilafın Rahmet olduğuna dair ne bir ayet nede sahih bir hadis mevcut değildir kişilerin sözleride delil olmadığı müddetçe bizi bağlamaz bu ister Ebu Hanife ister Malik ister Şafii ister Ahmed b Hanbel olsun vs vs ...delil yoksa reylerin hiç bir değeri yoktur getirdiğin hadisler ise Ashabın ihtilâfı sizin için rahmettir.Ümmetimin ihtilafı rahmettir Ashabım semadaki yıldızlar gibidir bunların hiç biri sahih değildir.
 
Es-Serahsi Çevrimdışı

Es-Serahsi

Üye
İslam-TR Üyesi
Ümmetin ihtilafı rahmettir sözünün hilafına ittifak etmeyede azap gözüyle bakılmalıdır diyorsun. Senin mantığınla
"Rahat edesiniz diye geceyi sizin için yaratması Onun rahmetindedir" ayetinde gündüzün azap olduğu manası çıkar. Bu ne yaman çelişki böyle!
 
H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
ihtilafin faydali ve rahmet oldugunu savunmak gecekten ilginc bir yaklasim ihtilafin rahmet olarak algilanmasi sadece din uzerinden para kazanan kislere rahmet oldugu aciktir ve acikca goruluyor DAHASI TERS MANTIK ILE YAKLASILDIGINDA UMMETE ISE SADECE EZIYET AZAB ISKENCE KAFIRLERIN AYAKLARI ALTINDA EZILMEKTEN BASKA BIR SEY VERMEDIGI AYAN BEYAN ORTADA MATEMATIKSEL YAKLASILDIGI ZAMANDA GERCEKTEN IHTILAFIN TEK BIR AMACI OLABILIR ODA MISKIN INSANLAR TOPLULUGU OLUSTURMAK DORT ANA YON DORT INSAN DORT IHTILAF AMA TEK YONE DORT INSAN ILE TASINABILECEK YUK SONUC NE OLUR SIZCE SADECE HUSRAN DEGILMI YOK HAYIR DIYENLER BERI GELSIN.....
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Ashabın ihtilâfı sizin için rahmettir.Ümmetimin ihtilafı rahmettir Ashabım semadaki yıldızlar gibidir bunların hiç biri sahih değildir.

Konu dışı sadece bu cümleyi değerlendirmek istiyorum;

Allah razı olsun aynen böyle. İnsanların artık şunu anlaması gerek, ümmetimin ihtilafı rahmettirden millet her konuda ayrı telden çalmakta ve herkes kendine göre hak olmakta, en basit örnek 4 mezhep haktır ihtilaf rahmettir. Böyle vahy'den uzak hüküm koymak ancak cahillerin işidi.

Bu tür gruplar her zaman için kendi fetvalarına delil bulmak için hadis uydurmaktadırlar.

Benim anlamadığım bazı kişilerin uydurulmuş hadisler üzerine neden kafa yorduğu, sahih hadisler dururken neden zayıf ya da uydurulmuş hadisleri bulma ihtiyacı duyuyoruz anlamıyorum.

İhtilaf rahmetse, hemen bir forum açayım, ihatilaf (nokta) com diye herkesi toplayalım güzelde kullanıcı olur sayı bakımından, herkesi birbirine düşürelim hem ecir kazanalım hem de potansiyel toplayalım bundan kolay ne var. SubhanAllah... Allah korusun.
 
K Çevrimdışı

kelime-i şehadet

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
ihtilafın rahmet olması, ancak herkesin kafasından bir ses çıkması ile olabilir. bir konudan ne kadar fazla farklı hüküm çıkarılırabilirse o kadar çok genişleme olur. bir hadisten biri burdan a hükmü çıkar, biri b hükmü de çıkar, diğeri c hükmü de çıkar ve bunların hepsi caizdir derse rahmet olabilir. bu bağlamda mezhepleri ve mezhep taklitleri de rahmet olarak görülebilir. madem dinin cevaz verdiği şeylerde ihtilaf rahmettir. neden mezhepler birleştirilmiyor. eğer ki her konuda genişlik isteniyorsa herkes en geniş mezhepte birleşsin. bir örnekle açayım; deniz ürünlerinin tamamı şafiiye göre yenilebilir ama hanefide sadece balık türü yenilebilir. neden herkes şafii olmuyor ya da hanefi...? niye peygamberin yasaklamadığı şeyi ebu hanife uygun bulmadığı için kendime yasak edeyim? tamam dinen cevaz verdiği çizgi içinde herkes istediği konuda istediği görüşe göre hareket etsin de bunu şucu bucu ocu diye ayırmanın anlamı ne? mezhep imamlarına bir lafım yok ama bu imamları peygamberin önüne geçirmek ya da bunlara ikinci bir peygamber muamelesi yapmak bana doğru gelmiyor.


En doğrusunu Allah bilir.
 
A Çevrimdışı

Askalani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ

“ Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ihtilafa düşenler gibi olmayın. İşte böyleleri için büyük bir azab vardır. ”

ALİ İMRAN : 105



“ Ey Muhammed fırka fırka olup ta dinlerini parçalayanlarla senin hiç bir ilişkin olamaz. Onların işi Allah’a kalmıştır.Yaptıklarını onlara sonra bildirecektir.”

EN’AM : 159


“ Rabbin dileseydi insanları bir tek ümmet yapardı Ama ihtilaf edip durmaktadırlar. Yalnız Rabbinin merhamet ettikleri bunun dışındadırlar. “

HUD 118.119
“ Topluca Allah’ in ipine sarılın. Ayrılmayın….. “

ALİ İMRAN : 103

bu Ayeti Kerimelerde görüdüğü gibi Allah’u Azze ve CeIle ihtilafı tepeden tırnağa kınamakta ve kendilerine merhamet ettiği insanların ise, ihtilaf içerisinde olmayanlar olduğunu bildirmektedir. Ayrıyeten bu delillerde ihtilaf edenlerin ancak kendilerine merhamet edilmeyen insanlar olduğu beyan edilmektedir.

Durumun tehlikesinden bahseden Allah Resulü s.a.v ise şöyle buyurur :

“... Şüphesiz ki sizden evvelki ümrnetler ihtilaf ettiler de, ihtilafları kendilerini helak…. “

BUHARİ : 11.C.5155.S

İkinci bir hadislerinde ise şöyle buyurur :

“ Cemaata yapışın, cemaati iltizam edin. Fırkalaşmadan ve ihtilaftan sakının. Şeytan tek kişiyle beraberdir, iki kişiden biraz daha uzaktır. “

TİRMİZİ : 4 2254.N – EL- KENZ : 8.c. 207.S

“ … Nu’man bin Beşir r.a dan. Resulullah s.a.v şöyle buyurdular : “ … Cemaat - yani birlik ve beraberlik - rahmet, bereket, ayrılık ise azabtır. “

AHMET : 4 / 278 – 17981.N – C.SAĞİR : 2.C.1825.N

“ … Ebu Musa r.a dan. Resulullah s.a.v buyurdularki : “ ……. Birbirinizi seviniz, ihtilaf etmeyiniz. “
BUHARİ : 6.C.2828.S

 
A Çevrimdışı

Ahl Sunnah

Guest
ihtilaf rahmet ise, ittifak azab mıdır şeklinde mefhum-u muhaliften istidlalde bulunmak yanlış bir sonuç, ittifak rahmettir amenna fakat ihtilaf da yerine göre Allahualem rahmet olabilir, mümkündür.

ben itikad ve fıkhın kat'i meselelerinde ihtilaf normaldir demiyorum, fakat tesbih namazı rivayetinin sahih veya zayıf olması meselesinde son noktayı koymak mümkün mü? veya benzeri ictihadi meselelerde? Muctehid-i Mutlakların icma etmediği meselelerde illa bir noktada birleşme mecburiyetinde miyiz?

İnşaAllah bizler kat'i meselelerde ittifak edelim, diğer meselelerde ihtilaflarda herkes alimlerin izinde racih olanla amel etsin, tesbih namazını ve benzeri ihtilaflı ibadetlerin isnadını zayıf kabul eden kılmasın, kuvvetli gören de kılsın, Allah hidayetimizi artırsın, amin

şunu tekrar belirtmek istiyorum ki ben ihtilafın mutlak olarak rahmet olduğunu belirtmedim, mesele tesbih namazı ile ilgiliydi bunun üzerine, bu gibi meseleler ile ilgili yazdım, zaten Şeyh Ebu İshak El-Huveyni'de ihtilafı zikrediyor, kendisi indinde racih olanı belirtiyor.
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt