Çevrimdışı
MÜSLÜMANLARI MÜZİK ALETLİ DİNÎ ANMA PROGRAMLARINI VE RADYOLARDA MÜZİK EŞLİĞİNDEKİ TEFSİR DERSLERİNİ VE HADİS OKUMALARINI PROTESTOYA DAVET
SİYONİST İSRAİL VE DOSTLARINININ ÜRÜNLERİNİ PROTESTO ETTİĞİMİZ GİBİ, DİNDE YAHUDİLEŞMEYE DE HAYIR DİYELİM..!
_________________________________________________________________________
بسم الله الرحمن الرحيم
وَمِنَ النَّاسِ مَن يَشْتَرِي لَهْوَ الْحَدِيثِ لِيُضِلَّ عَن سَبِيلِ اللَّهِ بِغَيْرِ عِلْمٍ وَيَتَّخِذَهَا هُزُواً أُولَئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ مُّهِينٌ {6} وَإِذَا تُتْلَى عَلَيْهِ آيَاتُنَا وَلَّى مُسْتَكْبِراً كَأَن لَّمْ يَسْمَعْهَا كَأَنَّ فِي أُذُنَيْهِ وَقْراً فَبَشِّرْهُ بِعَذَابٍ أَلِيمٍ {7} إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ جَنَّاتُ النَّعِيمِ {8} خَالِدِينَ فِيهَا وَعْدَ اللَّهِ حَقّاً وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ {9}
“İnsanlardan öylesi vardır ki, ilmin dışında Allah yolundan saptırmak için smzlerin eğlendirenini satın alır. İşte onlar için alçaltıcı bir azap vardır.
Kendisine âyetlerimiz okununca; onları hiç işitmemiş gibi, iki kulağında da bir ağırlık varmış gibi büyüklenerek arkasını döner. Öyleyse, Ona acı verici bir azabı müjdele.
Şüphesiz, iman edip salih amel işleyenler için içlerinde ebedî kalacakları nimet cennetleri vardır. Allah’ın, gerçek bir vaadi olarak. Ve O, Azizidir Hâkim’dir”
(Lokman:6-9)
وَتَضْحَكُونَ وَلَا تَبْكُونَ {60} وَأَنتُمْ سَامِدُونَ[*] {61}
“Şimdi siz gaflet içinde eğlenerek bu söze mi (Kur’an’a mı) şaşıyorsunuz, gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz?” (Necm: 60,61)
"وَالَّذِينَ لَا يَشْهَدُونَ الزُّورَ وَإِذَا مَرُّوا بِاللَّغْوِ مَرُّوا كِرَامًا"
“ Zûra [şarkı]–yalana ve batıla şahidlik etmeyenler lağvi görünce – lağv olan- rastlayınca dinlemeden kendini aşağılamadan ve uzak tutarak yürüyüp gideler)
(Furkan:72)
"ليكونن من أمتي أقوام يستحلون الحر و الحرير و الخمر و المعازف،… "
“Andolsun ümmetimden öyle kimseler olacak ki; zinayı, ipeği, şarabı v çalgı aletlerini helal kılacaklardır..”
Buharî:5590 (İbn Hibban, el-İsmailî, İbnu’s-Salah İbn Hacer, et-Tahavî İbnu’l-Kayyim bu hadise sahih demişlerdir)
"إن الله حرم على أمتي الخمر، والميسر، والمزر، والكوبة، والقنين، وزادني صلاة الوتر"
“Allah benim Ümmetime şarabı, kumarı, Mısır şarabını, davulu ve Ud’u [] Habeş dilinde tanbur]haram kıldı. Ve bana Vitr namazını ziyade olarak verdi. ”
(Abdullah İbn Amr’dan zayıf bir isnadla [Ahmed İbn Hanbel:c.2/165,167 ancak İmam Ahmed’in İbn Hubeyre yoluyla Abdullah’dan rivayet ettiği hadiste Vitr namazı yoktur. Bu isnad daha sahihtir (c.2/172 Bkz. el-Elbanî: Sahihu’l-Cami’:1708]
Allah’a ve ahiret gününe iman eden Müslümanları, "Mekke'nin Fethi" "Mevlid" "Hicret" gibi (Bu günleri
kutlayanlar, Bedr’i ve Uhud’u veya Tebûk Gazvesi’ni ise nedense hiç kutlamayı [!] akıllarına bile getirmezler) münasebetleri cahilî çağların müzik aletleri eşliğinde anmaya çağıran dinî programları protesto etmeye çağırıyorum
Sizin Rasulü’nüz, (sallallahu aleyhi ve sellem) eğer "hicret"inde beraberinde "müzik"aletleri ile Mekke’den Medine’ye gitmişse siz de bunu yapın. Ama o yapmamışsa dini eylemlerimizde veya dine dayandırdığımız faaliyetlerinizde Yahudiler gibi (Tekvin, Huruc, Sayılar ve Tesniye’de olduğu gibi) neden hala müzik aletleri kullanmaktan vazgeçmiyoruz?
Ağızları süt kokan modern çağın cahil gençlerinin hevasına uyarak dininizi ve Rasulullah'tan (sallallahu aleyhi ve sellem) bize emanet bırakılan sünneti ve adabı yıkamazsınız.
Bu faaliyetleri, bu anlamda bir müzik şölenine çevirenler, Allah katında sorumludurlar ve bu çalgı aletlerini kullananlara verilen paraların tamamı haramdır ve Müslümanlar için iyi değil kötü bir örnektir.
Buna karşı çıkanların olacağını biliyorum. Ama çalgı aletleri Müslümanların değil, kâfirlerin dinlerinin ve kültürlerinin bir simgesidir.
Ne Allah ve ne de Rasulü (sallallahu aleyhi ve sellem) bu tür edebsizliklerden razı olacaktır. Çünkü bu amellerin hiç birisi İslama ait değildir. Şöhret tutkunu ve kibir sahibi insanlar ancak bu türlü eylemlerinden izzet ve şöhret bekleyebilirler.
Müslümanlar eğer Rasulullah'ı (sallallahu aleyhi ve sellem) seviyorlarsa, müzik aletleri kullanılan bütün programları protesto etmelidirler. Tefsir ve hadis derslerini bile fon müziği dedikleri saçmalıkların eşliğinde yapanlar; ümmete hiyanet etmektedirler ve adeta Yahudi hahamlarının yaptığını yapmaktadırlar. Zira hevaya hizmet ediyorlar ve dine hevalarını karıştırıyorlar.
Peki, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) zamanında çalgı aletleri yok muydu? Vardı peki, neden o Kur'an tilavet ederken veya hutbe irad ederken bu aletleri kullanmadı?
O -hâşâ-sizden daha mı cahildi, yoksa siz ondan daha mı iyi biliyorsunuz onun getirdiği dini ve onun sünnetini? Yazıklar olsun ümmetin gençlerini ifsad edenlere!
“Kandil Gecelerini kutlamayı reddeden ve Mevlid okunmasına karşı çıkan dostlarımız, tasavvufa düşmanlık eden kardeşler, acaba tasavvufçuların düştüğü çukura neden düşüyorsunuz?
Mesela, bu çalgıcı kardeşleri menzil tarikatı, nakşiler veya kadiriler de çağırsa onların davetlerine gitmeyeceklerine dair bir kesin belgeniz var mı? Bence hayır. Neden çünkü heva her yerde hevadır da ondan. Bu çalgı aletlerinin bir meşruiyeti olsaydı, sahabe ve tabiun bunu kullanırdı.
Ümmetin sapmaya başladığı günlere bakınız, bunun şarkı ve müzik aletlerinin yayılmasıyla başladığını görürsünüz.
Ümmetin çocuklarının oluk oluk kanları akarken, çalgı aletleriyle uğraşmak ve ömrünü buna harcamak batıl değil de nedir? Bu aletleri helal kılanlara yazıklar olsun özellikle ilim adamları olduklarını söyleniyorsa bunlara!
Bu çalgıcı kardeşlerle nasihatım, bu batılı ve bid'atı terk edin. Çağdaş bazı âlimleriniz sizi aldatıyor ve cehenneme giden yolda yürümenizi alkışlıyorlar.
Oturun rabbinizin kitabını öğrenin ve şeytanın vesveselerinden kurtulun ve doğru olan hidayet yolu üzere olun. Rasulullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) ilmini ve sünnetini yayın. Şunu iyi bilin ki bunda “usve-i hasene”niz Allah’ın Rasulü (sallallahu aleyhi ve sellem) değil şeytan ve havanızdır.
Çalgı aletleri ile Allah’a yaklaşılmaz.
İnsanları İslama ısındırmak ve İslam’a davet etmek istiyorsak başında ve sonuna şeytanın durduğu bir yolla değil, iman ve Salih amelin inşa ettiği bir yoldan davet edelim.
Cehennem’in yollarında hep hoş, sevilen eğlenceli ve zevkli şeyler olduğunu bilmiyor musunuz?
Gençlere tavsiyem bu yanlışı bırakınız ve Allah’ın dininin ilmini öğrenmeye yönelin. Tevbe edin yarın bu aletler aleyhinizde şahidlik edecektir.
Allah’ın size bahşettiği bedenin şükrü bu değil, dininin de emri bu değil.
Bir düşünelim ezan kıssasında; Yahudiler gibi boynuz çalarak veya Mecusiler gibi ateş yakarak neden namaza çağrı yapılmadı?
Namaza çağrı için reddedilen aletler, İslamî adı altında yapılan müzikte nasıl kullanılılabiliyor? Türkiye 'de Şamanizm'in ve Tanzimat'ın kalıntısının gölgesinde büyüyen liberal İslamcılık, Yahudileşmeyi ve cahiliyye'ye dönmeyi teşvik ediyor hevayı daha da körüklüyor..
Artık sık sık "başları örtülü" küçük kızlarımızn anneleri eşliğinde "Müzik salonlarında" müzik derslerini almaya gittiklerini görür olduk. Sırtlarında GİTAR'ları "evimiz"den gidiyorlar bizlerden nefret ederek..Kızlarımızın şarkı bile söyeleyebileceğini söyleyen alimler; bu Ümmetin genç kızlarının ve erkeklerinin ahlakının fesada uğramasında azımsanmayacak bir fitneye önayak olmaktadırlar.
Bu kızlarımız kimlere şarkı söylemek istiyorlar? Bu Kızlarımız ve ebeveynleri Rasulullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği İslam'dan memnun değiller mi? Evet, derinden İslam'ın ahlakî kaidelerine (NEO TANZİMATÇI İSLAMCILARDA) bir itiraz var; bu itiraz, dar giysilerle ve müzikle kendini ifade ediyor. Kızılay'da, -İstanbulu bilenler bilir- Biralı Cafe'lere (bellli bir misyonu temsil adına değilse) girip çıkan başörtülü kızlar bizim neyimiz oluyorlar?
"İslamic Cafe" diyebileceğimiz mekanlarda Müslümanların kızları ve genç oğulları açıktan flört ederlerken, biz hangi İslamcılıktan ve ahlaktan söz edebiliriz? Kızlarımız ve delikanlılarımız anne ve babalarına tahammül edemezlerken saatlerce bu "kitap- cafe" adı altında açılan mekanlarda ne yapmak istiyorlar acaba?
Rasulullah'tan (sallallahu aleyhi ve sellem) O'nun ashabının ve onların hanımlarının edebinden ibret alıp haya edecek zaman gelmedi mi?
Çalgı aletlerinin haram olmadığını söyleyen ve bunun için kat’i nass olmadığını âlimlerimiz; sanki Kur’an dışında bir hükümle hükmetmenin de Kur’an’da cevazı varmış gibi konuşmuyorlar mı? Demek ki Kur’an’la hükmetme hakkında da “kat’i nass” yokmuş anlayışına kapı açacaktır bu zihniyet! Bu âlimlerimiz ya hevalarına aldanmışlar ya da ümmetin âlimlerine saygısızlık ettiklerinin farkında değiller.
Allah indirdiği hükümlerle hükmetmeyenlerin; Allah’tan gayrısını ta’zimm ederekk “kasem” ve “halif”de bulunulmasına bile “yemin-i lağv” diyecek kadar sahip oldukları fıkhı unutan âlimlerin bu husustaki fetvaları ne kadar şöhret sahibi olurlarsa olsunlar merduttur.
Ümmet "tadlîl"e kurban gidiyor ve "bilinçli cehalet"e "mazeret fıkhı" üretiliyor
Müctehid imamlarımız ve muhaddislerimiz bugüne kadar çalgı aletlerinin helal olduğuna dair ittifak veya icma ile cevazına dair bir tek fetva vermediler. Cevaz verenler ise, ya hadis ilminde sika değildirler ya da nassları yanlış anlıyorlardır.Yahudilere, Mecusilere ve şamanistlere benzemenin bazısı müzik aletleri yoluyla başlamıştır.
Rasulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) ashabı asla böyle bir şeye tevessül etmemişlerdir. Üstelik bu o dönemde Mekkeli müşriklerin ve İslam dışı milletlerin geleneği ve dini aletleri idi.
Bunun içindir ki Yahudilere benzeşme en çok müzik aletleri kullanmayı önemseyen tasavvufi fırkalarda baş göstermiştir. Bektaşilik gibi, Mevlevilik gibi vs. Bugün de gençlerimiz (kızlı erkekli) bu Yahudileşme dönüşümüne müzik aletlerinin eşlik ettiği eylemler aracılığıyla sürüklenmektedir.
Davetten ve tebliğden utanan ve artık bedenin hazlarını ve kadınlığının cinsel ritimlerini keşfeden İslamcı bir kısım genç kız ve kadın bu fitnenin başını çekmektedirler.
Bunu size söylemekle size batıl olanı önermediğimi bilmenizi isterim.
Unutmayın..!
Artık sizi Allah için uyaracak olanlar azalmıştır.
[*] Samidûn: Gece eğlenerek şarkı söylenlerdir. Sümûd ise şarkı söylemektir..
MEHMET EMİN AKIN
SİYONİST İSRAİL VE DOSTLARINININ ÜRÜNLERİNİ PROTESTO ETTİĞİMİZ GİBİ, DİNDE YAHUDİLEŞMEYE DE HAYIR DİYELİM..!
_________________________________________________________________________
بسم الله الرحمن الرحيم
وَمِنَ النَّاسِ مَن يَشْتَرِي لَهْوَ الْحَدِيثِ لِيُضِلَّ عَن سَبِيلِ اللَّهِ بِغَيْرِ عِلْمٍ وَيَتَّخِذَهَا هُزُواً أُولَئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ مُّهِينٌ {6} وَإِذَا تُتْلَى عَلَيْهِ آيَاتُنَا وَلَّى مُسْتَكْبِراً كَأَن لَّمْ يَسْمَعْهَا كَأَنَّ فِي أُذُنَيْهِ وَقْراً فَبَشِّرْهُ بِعَذَابٍ أَلِيمٍ {7} إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ جَنَّاتُ النَّعِيمِ {8} خَالِدِينَ فِيهَا وَعْدَ اللَّهِ حَقّاً وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ {9}
“İnsanlardan öylesi vardır ki, ilmin dışında Allah yolundan saptırmak için smzlerin eğlendirenini satın alır. İşte onlar için alçaltıcı bir azap vardır.
Kendisine âyetlerimiz okununca; onları hiç işitmemiş gibi, iki kulağında da bir ağırlık varmış gibi büyüklenerek arkasını döner. Öyleyse, Ona acı verici bir azabı müjdele.
Şüphesiz, iman edip salih amel işleyenler için içlerinde ebedî kalacakları nimet cennetleri vardır. Allah’ın, gerçek bir vaadi olarak. Ve O, Azizidir Hâkim’dir”
(Lokman:6-9)
وَتَضْحَكُونَ وَلَا تَبْكُونَ {60} وَأَنتُمْ سَامِدُونَ[*] {61}
“Şimdi siz gaflet içinde eğlenerek bu söze mi (Kur’an’a mı) şaşıyorsunuz, gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz?” (Necm: 60,61)
"وَالَّذِينَ لَا يَشْهَدُونَ الزُّورَ وَإِذَا مَرُّوا بِاللَّغْوِ مَرُّوا كِرَامًا"
“ Zûra [şarkı]–yalana ve batıla şahidlik etmeyenler lağvi görünce – lağv olan- rastlayınca dinlemeden kendini aşağılamadan ve uzak tutarak yürüyüp gideler)
(Furkan:72)
"ليكونن من أمتي أقوام يستحلون الحر و الحرير و الخمر و المعازف،… "
“Andolsun ümmetimden öyle kimseler olacak ki; zinayı, ipeği, şarabı v çalgı aletlerini helal kılacaklardır..”
Buharî:5590 (İbn Hibban, el-İsmailî, İbnu’s-Salah İbn Hacer, et-Tahavî İbnu’l-Kayyim bu hadise sahih demişlerdir)
"إن الله حرم على أمتي الخمر، والميسر، والمزر، والكوبة، والقنين، وزادني صلاة الوتر"
“Allah benim Ümmetime şarabı, kumarı, Mısır şarabını, davulu ve Ud’u [] Habeş dilinde tanbur]haram kıldı. Ve bana Vitr namazını ziyade olarak verdi. ”
(Abdullah İbn Amr’dan zayıf bir isnadla [Ahmed İbn Hanbel:c.2/165,167 ancak İmam Ahmed’in İbn Hubeyre yoluyla Abdullah’dan rivayet ettiği hadiste Vitr namazı yoktur. Bu isnad daha sahihtir (c.2/172 Bkz. el-Elbanî: Sahihu’l-Cami’:1708]
Allah’a ve ahiret gününe iman eden Müslümanları, "Mekke'nin Fethi" "Mevlid" "Hicret" gibi (Bu günleri
kutlayanlar, Bedr’i ve Uhud’u veya Tebûk Gazvesi’ni ise nedense hiç kutlamayı [!] akıllarına bile getirmezler) münasebetleri cahilî çağların müzik aletleri eşliğinde anmaya çağıran dinî programları protesto etmeye çağırıyorum
Sizin Rasulü’nüz, (sallallahu aleyhi ve sellem) eğer "hicret"inde beraberinde "müzik"aletleri ile Mekke’den Medine’ye gitmişse siz de bunu yapın. Ama o yapmamışsa dini eylemlerimizde veya dine dayandırdığımız faaliyetlerinizde Yahudiler gibi (Tekvin, Huruc, Sayılar ve Tesniye’de olduğu gibi) neden hala müzik aletleri kullanmaktan vazgeçmiyoruz?
Ağızları süt kokan modern çağın cahil gençlerinin hevasına uyarak dininizi ve Rasulullah'tan (sallallahu aleyhi ve sellem) bize emanet bırakılan sünneti ve adabı yıkamazsınız.
Bu faaliyetleri, bu anlamda bir müzik şölenine çevirenler, Allah katında sorumludurlar ve bu çalgı aletlerini kullananlara verilen paraların tamamı haramdır ve Müslümanlar için iyi değil kötü bir örnektir.
Buna karşı çıkanların olacağını biliyorum. Ama çalgı aletleri Müslümanların değil, kâfirlerin dinlerinin ve kültürlerinin bir simgesidir.
Ne Allah ve ne de Rasulü (sallallahu aleyhi ve sellem) bu tür edebsizliklerden razı olacaktır. Çünkü bu amellerin hiç birisi İslama ait değildir. Şöhret tutkunu ve kibir sahibi insanlar ancak bu türlü eylemlerinden izzet ve şöhret bekleyebilirler.
Müslümanlar eğer Rasulullah'ı (sallallahu aleyhi ve sellem) seviyorlarsa, müzik aletleri kullanılan bütün programları protesto etmelidirler. Tefsir ve hadis derslerini bile fon müziği dedikleri saçmalıkların eşliğinde yapanlar; ümmete hiyanet etmektedirler ve adeta Yahudi hahamlarının yaptığını yapmaktadırlar. Zira hevaya hizmet ediyorlar ve dine hevalarını karıştırıyorlar.
Peki, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) zamanında çalgı aletleri yok muydu? Vardı peki, neden o Kur'an tilavet ederken veya hutbe irad ederken bu aletleri kullanmadı?
O -hâşâ-sizden daha mı cahildi, yoksa siz ondan daha mı iyi biliyorsunuz onun getirdiği dini ve onun sünnetini? Yazıklar olsun ümmetin gençlerini ifsad edenlere!
“Kandil Gecelerini kutlamayı reddeden ve Mevlid okunmasına karşı çıkan dostlarımız, tasavvufa düşmanlık eden kardeşler, acaba tasavvufçuların düştüğü çukura neden düşüyorsunuz?
Mesela, bu çalgıcı kardeşleri menzil tarikatı, nakşiler veya kadiriler de çağırsa onların davetlerine gitmeyeceklerine dair bir kesin belgeniz var mı? Bence hayır. Neden çünkü heva her yerde hevadır da ondan. Bu çalgı aletlerinin bir meşruiyeti olsaydı, sahabe ve tabiun bunu kullanırdı.
Ümmetin sapmaya başladığı günlere bakınız, bunun şarkı ve müzik aletlerinin yayılmasıyla başladığını görürsünüz.
Ümmetin çocuklarının oluk oluk kanları akarken, çalgı aletleriyle uğraşmak ve ömrünü buna harcamak batıl değil de nedir? Bu aletleri helal kılanlara yazıklar olsun özellikle ilim adamları olduklarını söyleniyorsa bunlara!
Bu çalgıcı kardeşlerle nasihatım, bu batılı ve bid'atı terk edin. Çağdaş bazı âlimleriniz sizi aldatıyor ve cehenneme giden yolda yürümenizi alkışlıyorlar.
Oturun rabbinizin kitabını öğrenin ve şeytanın vesveselerinden kurtulun ve doğru olan hidayet yolu üzere olun. Rasulullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) ilmini ve sünnetini yayın. Şunu iyi bilin ki bunda “usve-i hasene”niz Allah’ın Rasulü (sallallahu aleyhi ve sellem) değil şeytan ve havanızdır.
Çalgı aletleri ile Allah’a yaklaşılmaz.
İnsanları İslama ısındırmak ve İslam’a davet etmek istiyorsak başında ve sonuna şeytanın durduğu bir yolla değil, iman ve Salih amelin inşa ettiği bir yoldan davet edelim.
Cehennem’in yollarında hep hoş, sevilen eğlenceli ve zevkli şeyler olduğunu bilmiyor musunuz?
Gençlere tavsiyem bu yanlışı bırakınız ve Allah’ın dininin ilmini öğrenmeye yönelin. Tevbe edin yarın bu aletler aleyhinizde şahidlik edecektir.
Allah’ın size bahşettiği bedenin şükrü bu değil, dininin de emri bu değil.
Bir düşünelim ezan kıssasında; Yahudiler gibi boynuz çalarak veya Mecusiler gibi ateş yakarak neden namaza çağrı yapılmadı?
Namaza çağrı için reddedilen aletler, İslamî adı altında yapılan müzikte nasıl kullanılılabiliyor? Türkiye 'de Şamanizm'in ve Tanzimat'ın kalıntısının gölgesinde büyüyen liberal İslamcılık, Yahudileşmeyi ve cahiliyye'ye dönmeyi teşvik ediyor hevayı daha da körüklüyor..
Artık sık sık "başları örtülü" küçük kızlarımızn anneleri eşliğinde "Müzik salonlarında" müzik derslerini almaya gittiklerini görür olduk. Sırtlarında GİTAR'ları "evimiz"den gidiyorlar bizlerden nefret ederek..Kızlarımızın şarkı bile söyeleyebileceğini söyleyen alimler; bu Ümmetin genç kızlarının ve erkeklerinin ahlakının fesada uğramasında azımsanmayacak bir fitneye önayak olmaktadırlar.
Bu kızlarımız kimlere şarkı söylemek istiyorlar? Bu Kızlarımız ve ebeveynleri Rasulullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği İslam'dan memnun değiller mi? Evet, derinden İslam'ın ahlakî kaidelerine (NEO TANZİMATÇI İSLAMCILARDA) bir itiraz var; bu itiraz, dar giysilerle ve müzikle kendini ifade ediyor. Kızılay'da, -İstanbulu bilenler bilir- Biralı Cafe'lere (bellli bir misyonu temsil adına değilse) girip çıkan başörtülü kızlar bizim neyimiz oluyorlar?
"İslamic Cafe" diyebileceğimiz mekanlarda Müslümanların kızları ve genç oğulları açıktan flört ederlerken, biz hangi İslamcılıktan ve ahlaktan söz edebiliriz? Kızlarımız ve delikanlılarımız anne ve babalarına tahammül edemezlerken saatlerce bu "kitap- cafe" adı altında açılan mekanlarda ne yapmak istiyorlar acaba?
Rasulullah'tan (sallallahu aleyhi ve sellem) O'nun ashabının ve onların hanımlarının edebinden ibret alıp haya edecek zaman gelmedi mi?
Çalgı aletlerinin haram olmadığını söyleyen ve bunun için kat’i nass olmadığını âlimlerimiz; sanki Kur’an dışında bir hükümle hükmetmenin de Kur’an’da cevazı varmış gibi konuşmuyorlar mı? Demek ki Kur’an’la hükmetme hakkında da “kat’i nass” yokmuş anlayışına kapı açacaktır bu zihniyet! Bu âlimlerimiz ya hevalarına aldanmışlar ya da ümmetin âlimlerine saygısızlık ettiklerinin farkında değiller.
Allah indirdiği hükümlerle hükmetmeyenlerin; Allah’tan gayrısını ta’zimm ederekk “kasem” ve “halif”de bulunulmasına bile “yemin-i lağv” diyecek kadar sahip oldukları fıkhı unutan âlimlerin bu husustaki fetvaları ne kadar şöhret sahibi olurlarsa olsunlar merduttur.
Ümmet "tadlîl"e kurban gidiyor ve "bilinçli cehalet"e "mazeret fıkhı" üretiliyor
Müctehid imamlarımız ve muhaddislerimiz bugüne kadar çalgı aletlerinin helal olduğuna dair ittifak veya icma ile cevazına dair bir tek fetva vermediler. Cevaz verenler ise, ya hadis ilminde sika değildirler ya da nassları yanlış anlıyorlardır.Yahudilere, Mecusilere ve şamanistlere benzemenin bazısı müzik aletleri yoluyla başlamıştır.
Rasulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) ashabı asla böyle bir şeye tevessül etmemişlerdir. Üstelik bu o dönemde Mekkeli müşriklerin ve İslam dışı milletlerin geleneği ve dini aletleri idi.
Bunun içindir ki Yahudilere benzeşme en çok müzik aletleri kullanmayı önemseyen tasavvufi fırkalarda baş göstermiştir. Bektaşilik gibi, Mevlevilik gibi vs. Bugün de gençlerimiz (kızlı erkekli) bu Yahudileşme dönüşümüne müzik aletlerinin eşlik ettiği eylemler aracılığıyla sürüklenmektedir.
Davetten ve tebliğden utanan ve artık bedenin hazlarını ve kadınlığının cinsel ritimlerini keşfeden İslamcı bir kısım genç kız ve kadın bu fitnenin başını çekmektedirler.
Bunu size söylemekle size batıl olanı önermediğimi bilmenizi isterim.
Unutmayın..!
Artık sizi Allah için uyaracak olanlar azalmıştır.
[*] Samidûn: Gece eğlenerek şarkı söylenlerdir. Sümûd ise şarkı söylemektir..
MEHMET EMİN AKIN
