Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Müslümanların birliğini laik rejime bağlamak

  • Konbuyu başlatan Ebu & Dücane
  • Başlangıç tarihi
E Çevrimdışı

Ebu & Dücane

Misafir
2013106110934-b.jpg


Diyanet Teşkilatı, 'Müslümanların birliği'nin teminatı mı? Bu teşkilat olmasaydı Müslümanlar parçalanır mıydı? Teşkilat 'vahdet'i sağladı mı ki? Faruk Köse'nin yazısı:

2013-01-06

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'a göre, “Diyanet İşleri Başkanlığı kalkar veya kaldırılırsa, bu milletimize yapılmış en büyük kötülük olur. İnsanlarımızın ayrışmasına yol açar. Cami cami bölünmesine neden olur.”

Böylece “laik rejimin genel idaresi” içindeki bir kurumu Müslümanların birliği için şart koşan Bakan Bozdağ, Diyanet Teşkilatı'nı “ülkenin birlik ve beraberliğinin çimentosu” olarak görüyor. Ancak bu “çimento”da bir gariplik var. Zira Anayasa'nın 136. maddesine göre; “Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanunda gösterilen görevleri yerine getirir.”

Demek ki TC'nin “laik kimlik”i içinde yer alan ve İslam'ı temsil eden Diyanet İşleri Başkanlığı; “İslam'ın siyasi görüş ve düşünüşü”nden de uzak olacak, ancak “laiklik” ilkesi doğrultusunda hareket edecektir. Amacı milleti devlete bağlamak olacak, “Kur'an'a aykırı Anayasa”ya göre çıkarılan kanununda gösterilen görevleri yerine getirirken, -nasıl olacaksa- Kur'an'ı da temsil edecektir!

Nitekim “Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun”un 1. maddesine göre Başkanlık, “İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek üzere” kurulmuştur.
Dikkat edin, sadece “inanç”, “ibadet” ve “ahlak” kuralları ile ilgili “işler”i yürütmek üzere kurulmuş. Muamelat yok. Ukubat yok. Yani şeriat yok, dinin kalan kısmı yok. Yani “İslam” yok. İslam'dan kimi unsurları taşıyan bir “din” biçimlendirilmiş ve bunu “İslam” adıyla topluma benimsetme görevi de Diyanet Teşkilatı'na verilmiş.

Bu yazıda, Diyanet Teşkilatı'nda görevli “kişi”leri suçluyor, itham ediyor değilim. Sadece, “kurumun sistem içindeki yeri”ne ve “rejimin kuruma biçtiği rol”e değinerek, “rejimi/sistemi meşrulaştırma fonksiyonu” verilmiş “kurum”u “Müslümanların birliğinin garantisi” görme/gösterme manipülasyonuna dikkat çekmek istedim.

Sayın Bozdağ, M. Kemal'in Çankaya Köşkü'nde kendi ikametinin yanında Diyanet İşleri Başkanı'na ikamet vermesini, kuruma “verilen değer”in göstergesi sayıyor. Ancak burada iki sıkıntı var:

Birincisi, Diyanet Teşkilatı, “değer” açısından “İslam'ı hayattan söküp atan devrimler”i yapan “M. Kemal nezdinde akredite” ediliyor. İkincisi ise, bunun “değer vermek” değil de “rol biçmek” ve “biçilen rolün ifasında aksama olmaması için denetim ve gözetim altında tutmak” olduğu gizleniyor.

Türkiye Cumhuriyeti kurulurken Diyanet Teşkilatı'na biçilen rol, “dinden uzaklaşma”yı normalleştirmek, “devlete bağlı din formülasyonu”nu “dindar toplum”a kabul ettirmek, yeni bir formatla yeniden tanımlamak için yürütülen “İslam'ın reforme edilmesi” çalışmalarını kamufle etmekti. Bu hususta ilk Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi, kendisine verilen görevi ifa ederek M. Kemal'in takdirini kazanmıştı. Yani asıl sebep “değer vermek” değil, Başkan'ı kontrol ederek yapılan “din dışı ve dini imha etmeye yönelik devrimler”i sanki “dine uygunmuş gibi” gösteren “bel'ami fetvalar” almaktı.

Falih Rıfkı Atay, Hilafet'in kaldırılmasına nasıl karar verildiğini şöyle anlatıyor:
“Atatürk, o akşam biz devrimcileri sofraya çağırdı... ‘Çocuklar, yarın Hilafet'i kaldırıyoruz' dedi. Çılgınca alkışladık... ‘Geçin öbür odaya, yazın bir takrir. Ben onu hocalara imzalatayım. Hilafetin kalkmasını hocalar istemiş olsun.' Geçtik yazdık. Sabah ..... hocaların kendi aralarında toparlanarak, ‘Hilafeti ilga takririne' ateş püskürdüklerini Atatürk'e haber verdik... Öfkelenerek; ‘Çağırın bana Rıfat Hoca'yı' dedi. Çağırdılar... Yüzüne bile bakmaksızın, ‘Hoca, şu takriri imza et' dedi. ‘Ama paşam, Hilafetin ilgası gibi ciddi bir konuda, müzakere filan olmaksızın... Sonra biz, din adamları bunu istemi...”

M. Kemal, Rıfat Börekçi'nin sözünü keser: “Hoca imza et dedim, keyfini bozarım sonra!”
Falih Rıfkı Atay devamla diyor ki: “O günlerde İstiklal Mahkemeleri, her gün birçok kişiyi sallandırmakta zaten... Rıfat (Börekçi) Hoca biraz yutkundu, ama mecburen imzaladı.”
Nitekim Rıfat Börekçi bu imzasının karşılığını görür ve ilk Diyanet İşleri Başkanı olur. Çünkü, “keyfi bozulmasın” diye İslam'ın hayattan kaldırılmasına fetva vermeye yatkın olduğunu göstermiştir.

İşte Diyanet Teşkilatı'nın harcı böyle atılmış, işlevi buna göre belirlenmiştir. Şimdi laik rejime göre rol biçilmiş bu Teşkilat'ın “Müslümanların birliğini sağladığı”nı iddia etmek doğru mudur, siz karar verin. Üstelik de Sayın Bozdağ'ın tabiriyle, bütçesinden “dinî yatırım”a harcama yapmazken..
 
laylay Çevrimdışı

laylay

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
aslına bakarsanız diyanet şuan devrimizde çokta yüksek mertebeden bir kurum değil.kaç vakıf dernek cemaat vs. diyanetin fetvalarını dinliyorki.yada cuma günleri hutbeleri dinlersenizde anlarsanız.bir kitap tan alıntılar manzumesi gibi.günümüz insanının hiç bir sorununa çözüm olmayan genel geçer hutbeler okutuluyor
camiler derseniz onlar zaten dernekler ve cami ahalisi tarafından yardım la yapılıyor.faturaları masrafları yine camii cemaati tarafından ödeniyor.diyanet sadece imam memuriyetlerine bakan içi boşaltılmış bir resmi bir kurum gbi
yani dediğiniz gibi müslümanların birliği gibi bir konuda bana göre hiç bir iddaa ları yok olamazda nede olsa rejimin kurduğu ve kurallarını koyduğu bir kurum ona karşı hareket edemez
 
portalkal Çevrimdışı

portalkal

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Geçen cumhuriyetin faziletlerinden bahsediyorlardı.ölüyü diriyi bıraktılar cumhuriyet kaldı.
 
laylay Çevrimdışı

laylay

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
:) bazı hocalarımız var Allah onlardan razı olsun.bazen bakıyorum.hutbe baya sıkıcı sanki cemaate gazel okumak gibi.hoca bırakıyor kağıdı Ey müslüman....başlıyor hutbe okumaya.Böyle hocaların çok olması lazım.ama işte rejim bir yerde onları kitliyor.yapabidikleri kadar yapıyorlar.buda bir iyi gelişmedir
 
M Çevrimdışı

Musluman.

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
:) bazı hocalarımız var Allah onlardan razı olsun.bazen bakıyorum.hutbe baya sıkıcı sanki cemaate gazel okumak gibi.hoca bırakıyor kağıdı Ey müslüman....başlıyor hutbe okumaya.Böyle hocaların çok olması lazım.ama işte rejim bir yerde onları kitliyor.yapabidikleri kadar yapıyorlar.buda bir iyi gelişmedir

Bu iyi bir gelişme değildir Hocam.

Hiçbir Peygamber Sistem ile mücadele de sistem içi araçları kullanmamıştır.

Atatürkün İnsanları bakın bizde Kafir değiliz Biz de müslümanız Elhamdülillah demek için kurduğu ve onlardan sonra gelen insanları Cihad gibi kavramların içini boşaltmak kendilerine göre radikal gördükleri kişi ve görüşleri dumura uğratmak için kurulan bir kurumdur.

Babası imam olan bir arkadaşla konuşuyordum tabi çok teferruatlı bana dediği cevap sizin ki ile paralel
"O amaç ile kurulmuş olabilr ama şimdi amcından çıkarak İslama hizmet ediyor" lütfen basiretli olalım ve develtin tuzaklarına düşmeyelim.

3-5 tevhid ehli Müslüman var zaten onları da dib bağlı imam ederek namaz kıldırma memurları Laikliğin devamını sağlayan memur yapmayalım lütfen...
 
laylay Çevrimdışı

laylay

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
Bu iyi bir gelişme değildir Hocam.

Hiçbir Peygamber Sistem ile mücadele de sistem içi araçları kullanmamıştır.

Atatürkün İnsanları bakın bizde Kafir değiliz Biz de müslümanız Elhamdülillah demek için kurduğu ve onlardan sonra gelen insanları Cihad gibi kavramların içini boşaltmak kendilerine göre radikal gördükleri kişi ve görüşleri dumura uğratmak için kurulan bir kurumdur.

Babası imam olan bir arkadaşla konuşuyordum tabi çok teferruatlı bana dediği cevap sizin ki ile paralel
"O amaç ile kurulmuş olabilr ama şimdi amcından çıkarak İslama hizmet ediyor" lütfen basiretli olalım ve develtin tuzaklarına düşmeyelim.

3-5 tevhid ehli Müslüman var zaten onları da dib bağlı imam ederek namaz kıldırma memurları Laikliğin devamını sağlayan memur yapmayalım lütfen...



Aslına bakarsanız ilk mesajımda sizi teyitleyen cümleler kulanmıştım misal

diyanet sadece imam memuriyetlerine bakan içi boşaltılmış bir resmi bir kurum gbi
yani dediğiniz gibi müslümanların birliği gibi bir konuda bana göre hiç bir iddaa ları yok olamazda nede olsa rejimin kurduğu ve kurallarını koyduğu bir kurum ona karşı hareket edemez

yani bu mesajımın üstüne ekliyceğim pek birşey yok.diyanet ülkeyi bağlamaz onlar memuriyetlere bakan içi boş bir kurumdur diye dedim ama tekrar etmekte fayda var zannedersem
 
Abdussamed Seyhani Çevrimdışı

Abdussamed Seyhani

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Geçen cumhuriyetin faziletlerinden bahsediyorlardı.ölüyü diriyi bıraktılar cumhuriyet kaldı.

Kardeş öyle birşeyden bahseden imamı duyunca hemen orayı terket. O imam'ın arkasında namaz kılma.. Zaten bu yeni nesil badem bıyıklı hocalar tam bir mide bulantısılar, Allah subhahahu ve teala Islah etsin ve sonumuza HAYIR versin
 
M Çevrimdışı

morueqq

لا إله إلا الله
İslam-TR Üyesi
dinini araştırmayı bırakıp bizi çoğu kez cumalardan mahrum eden tağut bilmez şirk bilmez imamlardan(!) ahirette davacı olmayı düşünüyorum bazen
 
E Çevrimdışı

Ebu & Dücane

Misafir
son olarak şunu söyleyebiliriz herhalde;
Sömürge valilerinden biat alanlar onlara bağlı kalmak zorundalar.Onların bağlı olduklarına bağlı olanlar da muhammedin(s.a.v) yolunu terketmiş olanlardır.Eğer diyanet olmasaydı,1000 yıllık inanç temeli olan halkın din duygularını saptıramazlardı.Daha sonrada halkı sömürgeci zihniyete sadık kılamazlardı.İngilterenin yetkili bir yöneticisi,kurtuluş savaşı sonrasında hilafeti yıkma planları yaparken,osmanlının cesedini iade edebiliriz,ama ruhunu asla dediği söylenir.Nihayet 600 yıldır haçlı seferleri ile yıkamadıklarını kurtuluş adını verdikleri savaştan sonra yıktılar.Aslında kurtulan onlardı.Bir daha hilafet gelmesin diye de diyaneti cumhuriyete bekçi yaptılar.
 
Üst Ana Sayfa Alt