Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Namazda, Fatiha'dan Başka Dua Ayetlerinin Kıraatinde Açıktan Amin Diyebilir miyiz?

Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
SORU;248894' Alıntı:
Esselamu aleykum
Benim sorum şu :

Farz olan Namazlarda imam AmenerRasulu Ayetlerini okuduğunda dua ayetleri sırasında cemaat dua bitiminde amin diyebilir mi , Fatiha bitimindeki Amin ile kıyas yapılabilir mi?
.
Aleykum selam we rahmetullah kardeşim

Bakara suresinin son ayetleri (Âmene'r Rasulu) okunurken de "bizi affet, "bizi bağışla" ve "bize acı!" cumlelerinin her birinden sonra tek tek âmîn denmesi, ya da âyetlerin sonunda âmîn denmesi sunnette olmayan bir uygulamadır. Halbuki Allahrasulu (s.a.v.) "namazı benden gördüğünüz gibi kılın" buyurarak namazın sunnetini kayıtlamıştır.

Kur'an-ı Kerim'in âyetlerinden sonra âmîn deme sünnetinin yalnız Fâtiha'ya inhisar etmesinin sebebini, Fâtiha'nın ilk sûre olmasında, taşıdığı mânada ve namazın temel unsurlarından birini teşkil etmesinde aramak gerekir.
Çünkü Kur'an'ın özü olduğu kabul edilen ve “açış, giriş” anlamında bir isim taşıyan Fatiha sûresi, en başa sabit konulmak suretiyle arkasından gelen kitabın tamamı hakkında fikir vermekte ve böylece okuyucu, surenin sonunda âmîn demek suretiyle Kur’an'ın tamamına iman ettiğini belirtmiş olmaktadır.
Ayrıca çeşitli hadislere göre ibadetin özünü duanın teşkil etmesi ve namazın da aslında duadan ibaret olması
(İbn Kesir, Tefsîr, V, 128.) her rek'atta okunan Fâtiha'yı temel dua haline getirmiş, dolayısıyla sonunda âmîn demek bu açıdan da gerekli kılınmıştır.


Namazda Fatiha'dan sonra, çeşitli zamm-ı sure okunabildiğinden, zamm-ı surelerin (dua içeren ayetlerin) bazı vakit ve rekatlarda okun(a)mayabilecektir.
Namazda Fatiha suresinden sonra cemaatin de amin denmesinin istenmesinin sebeblerinden biri de, fatiha suresinde meleklerin de âmin" demeleridir.

2- "Ğayr’l-Mağdûbi Âleyhim vela'd-Dââl'lîn' Babı
غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّٓالّ۪ينَ
Ahmed ibn Hanbel ile îbn Hıbbân, Adiyy ibn Hâtim'den; Peygamber (s.a.v.): "el-Mağdûbialeyhim, Yahudiler'dir. Vela'd-dallin ise Hrıstiyanlar'dır" buyurdu diye rivayet etmişlerdir...
İbnu Ebî Hatim: Ben mufessirler arasında bu hususta hiçbir ihtilâf bilmiyorum, demiştir.
es-Suheylî de: Bunun şahidi Yüce Allah'ın Yahudiler hakkındaki "Gadâb üstüne gadâba döndüler'" (el-Bakara: 90), Nasârâ hakkındaki: "Bundan evvel hakîkaten hem kendileri sapmış, hem bir çoğunu saptırmış ve dümdüz yoldan ayrılıp sapagelmiş bir kavmin hevâsına uymayın" (el-Mâide: 77) kavlidir, demiştir.. (Fethu'l-Bâri).
2- Bize Abdullah ibn Yûsuf tahdîs etti: Bize (İmâm) Mâlik, Sumeyy'den; o da Ebû Salih Zekvân'dan; o da Ebû Hurayra (r.anh)'den haber verdi. Rasûlullah (s.a.v.):
"İmâm -namazda Fatiha okurken- Ğayri'l -mağdûbi aleyhim vela 'd-dâllîn dediği zaman, siz de Âmîn deyiniz. Her kimin Âmîn demesi meleklerin Âmîn demelerine uyarsa, onun geçmiş günâhları mağfiret olunur" buyurmuştur.
(Buhârî, “Tefsir”, 2; Muslim, “Salât”, 62, 87)

(Hadîsin bâb başlığına uygunluğu meydandadır.
Bu hadîsin iki sened ile Ebû Hurayra'dan gelen iki rivayeti Namaz Kitabı, "İmâmın Âmîn demeyi açıktan söylemesi bâbı"nda geçmişti. Muslim ile Buhârî'nin başka yerdeki diğer rivayetlerinde "Çünkü melekler de Âmîn derler" ziyâdesi vardır. Bu ziyâde, kelâmın ma'badine illet olmuş olur. Âmîn orada da bildirildiği gibi "Böyle olsun" yâhud "Kabul et" yâhud "Ümîdimizi boşa çıkarma" mânâsına îbrânî veya Suryânî bir lafızdır ki, herhangi duadan sonra, o duânın içindekileri icmâlen ve te'kîden tekrar taleb etmeyi ifâde eder. Bu, duâ edene göredir. Duayı dinleyen kimsenin "Âmîn "demesi ise talebe, yânî istenen şeylere iştirak etmeyi ifâde eder.
)

2513 - Ebu Hurayra (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Rasulullah (s.a.v.) buyurdular ki:

"İmam âmîn deyince siz de âmîn deyin. Zira kimin âmîn'i meleklerin âmîn'ine tevâfuk ederse geçmiş günahları afvedilir."
İbnu Şihâb der ki: "Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm) âmîn derdi."
(Buhârî Ezân 112; Muslim, Salât 72, (410); Muvatta, Salât 44, (1, 87); Ebu Dâvud, Salât 172, (936); Tirmizî, Salât 185 (250); Nesâî, İftitah 34, 35, (2,144); İbnu Mâce İkâmet 14, (851)

2514 - "Kârî (okuyucu) âmîn deyince siz de âmîn deyin. Zîra melekler "âmîn" der. Kimin amîn'i meleklerin âmîn'ine tevâfuk ederse geçmiş günahları affedilir.
(Buhârî, Da'avât 63)



***

"Mûsâ: “Ey Rabbimiz! Sen, Firavun ve kodamanlarına dünya hayatında göz kamaştırıcı zenginlik ve büyük servetler verdin. Ey Rabbimiz! Bu kadar serveti, insanları, başlarına buyruk hale getirerek, senin yolundan, İslâm'dan uzaklaştırıp, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihlerine imkân sağlasınlar diye mi verdin? Ey Rabbimiz onların mallarını, servetlerini yok et. Kalblerini ve akıllarını sıkıştır, manevi bir darlanma ve huzursuzluk ver. Belli ki can yakıp inleten müthiş azâbı görünceye kadar, onlar iman etmeyecekler.” dedi.
- Allah: "İkinizin duası kabul olundu. Dürüst hareket edin; bilmeyenlerin yoluna asla uymayın" dedi.
" (Yunus 88-89)

Soru : Yunus suresi 88. ayette : "Musa şöyle dua etti: "Rabbimiz şubhesiz ki sen, Firavun ve ileri gelenlerine ..” diye dua etmesine rağmen 89. Ayette Allah cc. “ikinizin duası kabul edildi" demesinin hikmeti nedir?
Cevab : İbn-i Cureyc diyor ki: "Firavun, aleyhine yapılan bedduadan sonra kırk yıl yaşamış ve sonunda denizde boğularak helak edilmiştir. Musa bedduada bulunurken Harun a.s. da "Amin" dediği için ayette "ikinizin duası da kabul edildi" buyurulmuştur. (Taberi tfs)
Ebu'l-Âliye şöyle demektedir: Musa dua etti, Harun da âmin derdi. Böylelikle Musa'nın yaptığı duaya amin diyen Harun'dan da, "dua eden kişi" olarak söz edilmiştir. Yapılan duaya amin demek de bir duadır. Rabbim, benim duamı kabul buyur, demektir. (Kurtubi tfs)

Peygamber’in “Bana namazda olsun duadan sonra olsun, Allah tarafından âmîn demek nimeti verildi. Bu, Mûsâ mustesna benden önce kimseye verilmemişti; Mûsâ dua eder Hârûn da âmîn derdi. Siz de duanızı âmîn ile bitiriniz! Bu suretle Allah onu kabul eder” buyurması da (el-Câmiʿu’s-Saġir, I, 38) bu görüşü desteklemektedir. Ayrıca Câhiliye Arabları arasında tanrılara karşı yapılan duaların sonunda âmîn denildiğine dair herhangi bir bilginin bulunmaması (İbnu’l-Kelbî, sf: 26-53) ve çok tanrılı başka toplumlarda da böyle bir olaya rastlanmaması (bk. ERE, X, 155-213), geleneğin vahdet dininden geldiğini gösteren diğer belirtilerdir.
 
Üst Ana Sayfa Alt