Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Nebevi Hayat Dergisi

N Çevrimdışı

Nebevi Hayat Dergisi

Üye
İslam-TR Üyesi
FCW6o.jpg


  • Gayemiz Allah rızası
  • Şeriat-ı Garrâ'nın Gayesi
  • Allah Yolunda Çalışmak
  • Rıza-i Bariye Ulaşmanın yolları
  • Hicret; Öze Dönüşün başlangıcı


Yeni Hicri yılımızın İslam Ümmetine hayırlar getirmesini Cenab-ı Allah'dan niyaz ederiz
Yıl : 1 Sayı : 1 Fiyat : 5 tl www.nebevihayatyayinlari.com
 
N Çevrimdışı

Nebevi Hayat Dergisi

Üye
İslam-TR Üyesi
ABONE%20FORMU.jpg





NEBEVÎ HAYAT dergisinin gayesi; Allah’ın rızasını kazanmayı hayatının gayesi edinen, ölçüsü Kur’an ve Sünnet olan, yolu Nebevî metot ve redd-i siyasete uygun, meselelere bakış açısı ümmetçi, sorunların çözümünde istişareye önem veren, toplumun ıslahı için iyiliği emredip, kötülüğü engellemeye çalışan, hizmette öncü olmaya azimli, birlik ve beraberlik ruhuna sahip, ekip çalışmasına inanan ve verdiği ahde, vefa gösteren fertlerin yetişmesine katkıda bulunmaktır.


NEBEVÎ HAYAT, yetiştirmeyi gaye edindiği fertlerin ilkelerinden taviz vermeden, kuşatıcı bir tarz ve üslupla yayın hayatını sürdürmeye çalışacaktır. Bu düzlemde Allah için çalışan bütün mü’min kardeşlerine destek vermeyi kendine yol edinecek, bu uğurda çalışan ve mücadele eden bütün mü’minleri desteklemek için çalışacaktır.


NEBEVÎ HAYAT, hak ile batılın karıştırıldığı, itikadın zayıfladığı, amellerin terk edildiği, Kur’an ve Sünnet’e bakış açılarının değiştiği, Kur’aniyyun/Kur’ancılar (hadis inkarcıları), tekfirciler gibi uç görüşlerin yayılmaya çalıştığı günümüzde meselelere ilkeli bir duruşla yaklaşacaktır. Meselelere ifrat ve tefritten uzak, orta bir yol takip edilerek değinilmeye çalışılacaktır. İbn Hazm’ın ifadesi ile “Fazilet, ifrat ve tefritin ortasıdır” görüşü genel bakışımızı temsil edecektir.


Değerli kardeşlerimiz, Rabbimize hamd olsun ki O’nun yardımı ve sizlerin maddi, manevi destekleri ile ilk sayımızla karşınızdayız. Dergimizde düzenli olarak her ayın gündemine göre kapak konusu, hadis ve tefsir bölümü, davet okulu dersleri, İslâm önderleri, aile hayatı, kitap tanıtım köşesi, İslâm dünyasından güncel haberler gibi yazılar olmakla beraber yer yer röportajlar, inceleme-araştırma yazıları, ilmi makaleler, kişisel gelişim, edebiyat gibi yazılara da yer vermeye çalışacağız. Ayrıca sizlerden gelen yazılar için okuyucu köşesi hazırlayacağız. Dergimizin ilk sayısının H. 1434 yılının başında çıkarmak istediğimiz için Muharrem ayında ilk sayımızı size sunduk. İnşaallah ikinci sayımız Ocak ayı itibari ile yayına başlayacaktır. Elimizden geldiğince bütün fertlerin faydalanabileceği bir dergi hazırlamak için gayret göstereceğiz. Bu hususta şimdiden yardımlarınızı
istirham edip teşekkürlerimizi arz ediyoruz.


Dileğimiz Rabbimizin bizi hayra ve güzelliğe muvaffak kılması, utandırmaması derken, güzel olan her şeyin ihsanı bol olan Rabbimizden, hata ve kusurların bizden olduğunu itiraf ediyor, bizi Allah için uyaracağınız her şey için şimdiden teşekkür ediyoruz.


İyilik ve takva üzerine yardımlaşmak duasıyla..


Abone olmak isteyenler aşağıdaki formu doldurarak mail/fax yolu ile yukarıdaki adreslere ulaştırabilirler.
 
N Çevrimdışı

Nebevi Hayat Dergisi

Üye
İslam-TR Üyesi
Safer 1434
Ocak 2013 Sayı 2

Editör'den

Allah'ın adıyla

Hamd, İslam'ın hidayetiyle bizleri şereflendiren Rabbimize, salat ve selam biricik önderimiz Hz. Muhammed sallallahu aleyhi vesellem'e, ailesine, ashabına ve onun yolunu izleyen tüm mü'minlerin üzerine olsun.

Rabbimize sonsuz hamdu senalar olsun ki dergimizin ilk sayısı yoğun bir ilgiyle karşılandı, sahiplenildi. Bu ilgi bizi hem sevindirdi hem de görevimizin önemini bir kez daha ortaya koydu. İlk sayımızda değişik tepki ve yankılar oldu. İkinci sayımızı sizlerin istek ve taleplerini önceleyerek hazırladık. Bize yönelen övgü ve eleştiriler doğrultusunda hizmet kalitemizi yükseltmek için Nebevi Hayat Dergisi olarak daha azimle yolumuza devam etmekteyiz.

Değerli Dostlar,

Gündemimiz oldukça hareketli, bir yandan Suriye, bir yandan Afganistan, bir yandan Gazze, bir yandan Çeçenistan ... coğrafyamız kan gölüne çevrilmiş durumda... Dullar, yetimler, mazlumlar, çaresizlerin niyazları semayı titretiyor. Böyle bir zaman diliminde çalışmalarımızda daha azimli daha bir kararlı olmalıyız.
İslam düşmanlarının dinimize ve ümmetimize yapmış oldukları maddi ve manevi saldırılara karşı hakkın tebliği, müdafaası ve muhafazası için çalışmalarımızı arttırmalıyız. Bilmeliyiz ki bizler yoruluyor ve zorluk çekiyorsak batıl ehli de kendi davaları için yorulmakta ve çile çekmektedirler. Fakat bizler Rabbimizden bunun ecrini ve mükafatını umuyoruz.

''Düşman topluluğunu izlemekte gevşeklik göstermeyin. Eğer siz acı duyuyorsanız, kuşkusuz onlar da sizin acı duyduğunuz gibi acı duyuyorlar. Üstelik siz Allah'tan onlarım ümit edemeyecekleri şeyleri umuyorsunuz. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.'' (Nisa, 4/104)

Değerli Dostlar,

Müslümanların çarpık demokrasinin işleyişine katılmalarının fayda getirmeyeceği kanaatindeyiz. Bütün demokratik siyasi partilere tavır konmalı ve partiler üstü ümmetçi, Kur'an ve Sünnet'ten taviz vermeyen, kitlesel İslami hareketin ifadesi olacak siyasetler üretmelidir. Hayatımız ve mücadelemiz Hz. Peygamber'in Nebevi metoduna uygun olmalıdır.

Değerli Dostlar,

İkinci sayımızda ''Allah için yaşamak'' temasını ön plana çıkararak hayatımızın asıl gayesine dikkat çekmek ve bu konuda bilincimizi tazelemek istedik. Hayatı, hayat verene adamak, Allah'ın sevdiği kulların özellikleri, Allah'ın yardımı ve başarı, Allah'ın dininde sebat gibi konularla şuurumuzu arttırmaya çalıştık. Ayrıca salih amellerimizi arttırmaya yönelik koymuş olduğumuz çetele ile de sizleri hayra teşvik etmeye çalıştık. İslam önderlerinde İmam Buhari'yi, kitap tanıtım köşesinde de her müslümanın okuması gerektiği kanaatinde olduğumuz Gece Yolcuları kitabını tanıttık. Sizleri istifade etmeniz duasıyla yazılarımızla baş başa bırakırken daha ilk sayıda Nebevi Hayat'ı sahiplenen dostlarımıza, kardeşlerimize ve okuyucularımıza ilgilerinden dolayı teşekkür ediyoruz. Rabbimiz ecrinizi dareynde en güzel şekilde sizlere versin. Bu ilgiye layık olmaya çalışacağız.

Değerli Dostlar,

Sizlerden istirhamımız dergimiz ''Nebevi Hayat''ı tanımayanlara tanıtarak gönül halkamızı daha da genişletelim.

Livau'l-hamd sancağı altında toplanmak duasıyla...

Allah'a emanet olun..
 
N Çevrimdışı

Nebevi Hayat Dergisi

Üye
İslam-TR Üyesi
554544_136812316482317_881224615_n.jpg


Rebiülevvel 1434

Şubat 2013 Sayı 3

Editör'den

Allah’ın adıyla

Hamd, İslâm’ın hidayetiyle bizleri şereflendiren Rabbimize, salât ve selam biricik önderimiz Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e, ailesine, ashabına ve onun yolunu izleyen tüm müminlerin üzerine olsun.

Değerli Dostlar,

Şubat Ayı Şehadet Ayıdır

Allah’a hamdu senalar olsun ki ülkemizde Şubat ayı şehitler ile birlikte anılır olmuştur. Şubat ayı şehitler ayı olarak da isimlendirilmiştir. Bu Allah’ın bize rahmetlerinden biri olsa gerektir. Bu ayda Hama’da binlerce kardeşimiz, Hasan el-Benna, İskilipli Atıf hoca, Şeyh Said, Malcom X, Şeyh İzzettin el-Kassam gibi birçok Allah erleri hayatlarını şehadet ile taçlandırmışlardır. Hayatlarını ahiret karşılığında satmış ve yapılabilecek en karlı alış verişi yaparak hayatlarını kendilerine veren Rabb’lerine sunmuşlardır.

Biz de bu gelenekten yola çıkarak dergimizin bu sayısını şehadet sayısı olarak çıkarmaya karar verdik. Şehitlerimizi yad etmek, dünyevileşen zihnimize tekrar şehadet sevgisini işlemek istedik. Çünkü şehadet bilinci zulmün dünyanın dört bir yanını sardığı günümüzde izzetin yolu, ahirette ise kurtuluşun yoludur. Şehadet bilinci oluşmayan bir toplumun esaretten kurtulması mümkün değildir, şehadet bilinci olan bir ümmete de esaret yoktur. Nitekim yüce dinimiz ve İslam toprakları binlerce şühedanın ortak mirası olarak bizlere intikal etmiştir. Bizler de ecdadımızdan aldığımız bu mirası, kendimizden sonra gelen nesle güzel bir şekilde teslim etmek için aynı ruhla yaşayıp, şehadet bilinci ile kuşanmalıyız ki emaneti en güzel bir şekilde teslim edebilelim ve ömrümüzün sonunu şehadet ile taçlandırabilelim.

Hayatımız, mematımızın/ölümümüzün bir işaretidir aslında. Mücadele ile geçmeyen bir hayat şehadet ile taçlanmaz ki. Yaşanmayan yolda ölünmez ki! Atalarımız ifade ettiği gibi “Su testisi su yolunda kırılır”. Öyleyse hayatımızı ve mücadelemimizi gözden geçirmeliyiz. Eğer mücadelemizin merkezini dünya ve dünya sevgisinin gerektirdikleri oluşturuyorsa hatamızı düzeltmeli ve hayatımızı, gerçek mücadele etmemiz gereken olan Allah yoluna mücahedeye çevirmeliyiz. İşte o zaman hayatımız “De ki: “Şüphesiz benim namazım da, diğer ibadetlerim de, yaşamam da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir.” (En’âm, 162) âyetine uygun olur.

Değerli Dostlar,

Üçüncü sayımızda “Şehadet” konusunu ön plana çıkardık ve konularımızı ağırlıklı olarak bu içeriğe uygun olarak seçtik. Dünyayı ahiret karşılığında satanlar, Hak batıl savaşı, Allah yolunda cihadın gayeleri ve cihadı terketmenin tehlikeleri, şehitlik ve kısımları gibi konularla şehadeti ve şehadet bilincini işlemeye çalıştık. Ayrıca iki şehid babası Hasan amcamızla yapmış olduğumuz röportaj ve Cephetu’n-Nusra ile BBC’nin yapmış olduğu röportajı da zevk alarak okuyacağınızı düşünüyoruz. İslam önderlerinde merhum şehid Abdullah Azzam, kitap tanıtım köşesinde ise yine Abdullah Azzam’a ait olan Hurilerin Aşıkları kitabını tanıttık.

Değerli Dostlar,

Hayatlarını Allah’a adayan, ümmetin susuz kalmış damarlarına kanlarını pompalayarak ümmetin dirilmesi ve uyanmasına kendilerini feda eden bu yiğitler ve kutlu aileleri için her ne yapılsa azdır. Canını, en kıymetli değerini, Allah için feda edene ne feda edilmez ki! Onların yetişmesine katkıda bulunan o mübarek aileler, terk edip gitmek zorunda oldukları hanımları ve dünyanın süsü ve ziyneti olan evlatları için ne yapılmaz ki! Bizler de bu manada elimizden geleni yapmalıyız. Bu ayda;

. Şehitlerimizin hayatını çevremizde anlatalım.
. Eğer yakında kabri olanlar varsa ziyaret edelim.
. Tanıdığımız şehit ailelerini ziyaret edelim, yardımda bulunalım.
. Bayramlarda kendi evlatlarımızla birlikte şehitlerimizin evlatlarına da sahip çıkalım. Hediyeler alalım, onları da muhakkak ziyaret edelim.
. Programlar düzenleyerek şehitlerimizi her yerde hatırlayalım ve hatırlatalım.

Değerli Dostlar,

Sizleri istifade etmeniz dualarımızla yazılarımızla baş başa bırakırken dergimize sahiplenen ve katkılarını esirgemeyen dostlarımıza, kardeşlerimize ve okuyucularımıza teşekkür ediyoruz. Allah razı olsun.

Allah’a emanet olun.

 
N Çevrimdışı

Nebevi Hayat Dergisi

Üye
İslam-TR Üyesi
578014_148077992022416_1020154183_n.jpg


Rebiülahir 1434

Mart 2013 Sayı 4

Editör'den


Allah’ın adıyla

Hamd, İslâm’ın hidayetiyle bizleri şereflendiren Rabbimize, salât ve selam biricik önderimiz Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e, ailesine, ashabına ve onun yolunu izleyen tüm müminlerin üzerine olsun.

Değerli Dostlar,

Demokrasi, hadis inkârı (Ehl-i Kur’ân Akımı), tekfir ve reformistler çağımızın en büyük fitnelerindendir. Aslında birçok fitnenin temeline hadis inkârını koymak herhalde haksızlık olmayacaktır. Hadisleri inkâr ettirmek Müslümanların inanç sistemlerine zarar verebilmek için en etkili yoldur denilebilir. Çünkü avam bile -istisnâî durumlar hariç- ayetlerden birini bile inkâr etmenin mümkün olmayacağını, bununla beraber kişinin Müslüman kalamayacağını bilmektedir.

Dolayısıyla ümmete ayetleri inkâr ettirme çabası başarısızlıkla sonuçlanacak, ferdî irtidatlardan öteye geçemeyecektir.
Bu fitne bundan dolayı müsteşrikler tarafından Ümmet’e yutturulmuş, kendini Müslüman diye isimlendiren oryantalistler de onların borusunu bu ümmet içinde öttürür olmuştur.

Günümüzde, sünneti terk ve Kur’an’la amel iddiasının sloganı haline gelen “Kur’an’a dönüş”, “Kur’an İslâmı”, “Kur’anî Hayat”, “Kur’an’ın Aydınlığında” gibi birtakım popülist söylemlerle ülke gündemimize taşınan anlayış İslâmî ilim, kültür ve düşüncemizce oldukça derin tahribatlar yapmaya başlamıştır.

Hadislerin Asr-ı Saadet’ten çok sonra yazıldığı, Sahabenin de ‘bizim gibi’ insanlar olduğu, bize Kur’an’ın yeteceği, Din’de tek teşri kaynağının Kur’an olduğu, Kur’an’ın korunması İlâhî teyid ile garanti edilse de, Sünnet’in böyle bir tekeffülden mahrum olduğu gibi ‘modern’ tezler, Sünnet ve Sahabe konusundaki bakışımıza tesir eden ve dolayısıyla Din algımıza ârız olan olumsuzluklar olarak karşımızda duruyor.

“Din’in ruhu” dedikleri terkip üzerinden ahkâmı istedikleri tarzda yorumlamanın önünü açmak isteyenler, modern kıymet hükümleriyle paralel ve modern zihinlerce kabule şayan bulunan bir algıya zemin kazandırma adına, önlerine çıkan engelleri bir şekilde bertaraf etme konusunda kararlı görünüyorlar.

Karşılarına dikilen ve nevzuhur projelerini hayata geçirme hususunda önlerini kesen en temel iki meseleyi, Sünnet ve Sahabeyi, mücadele gündemlerinin ilk sıralarına oturtmalarının sebeplerini de burada aramak gerekiyor.

Geçmişteki ve günümüzdeki tüm bid’at cereyanların davalarını Kur’an’la refere ettikleri düşünüldüğünde, Kur’an’la yetinmeyi öneren tasavvurun doğuracağı muhtemel sonuçlar kestirilebilir; herkesin zihnî arka planına göre şekil verebileceği ‘yoruma açık’ bir din telakkisine zemin hazırlanacağı rahatlıkla müşahede edilebilir.
Bu ümmetin itikat boyutunda en büyük fitnesi Sahabe ve Sünnet algısına ilişen yaklaşım biçimleridir.

Sünnet, bu Din’in murâd-ı İlâhiyeye göre anlaşılıp yaşanmasının yegâne yolu, Sahabe de bu Din’in sigortasıdır. Bâtıl bir zihnî koordinattan yola çıkan her kişi ve zümre bu iki meseleyle ‘hesaplaşmadan’ yol alamayacağı için, tarihte ve günümüzde bid’at ehli olarak tesmiye olunan tüm oluşumlar, Sünnet ve Sahabe ile problemli bir anlayışı dava etmişlerdir.

Müsteşrikler ve içimizdeki ‘kötü kopyaları’ tarihte hemen hiçbir aklı başında isim/grup tarafından dile getirilmemiş uç yorumları dillendiriyorlar ve bunlar ilmî çalışma etiketiyle terviç ediliyor.
Tüm fıkhî hadislerin 2 ve 3. Asırda ‘uydurulduğunu’ ve ‘Peygambere izafe edildiğini’ iddia eden Schacht gibiler konumuz için bir misal teşkil ediyor.

Kader inancını, kabir azabını, mucizeyi, şefaati inkâr eden mâlûm zevat, oryantalistlerin misyonunu tamamlayıp, nöbeti yerli ortaklarına devrettiğini âşikâr kılan bir durumu haber veriyorlar.

Ne bunlar yeni iddialar, ne de ehil olan ulema tarafından cevapsız bırakılmışlar.

Biz de bu ayki dergimizde bu zümrelerin argümanlarını ve reddiye sadedinde ifade edilen karşı yaklaşımları ele alıyoruz. Genel anlamda Sünnet’in teşri boyutu olduğu, Sahabenin adil olduğu, hadislerin tesbiti ve naklinin güvenilir kanallardan gerçekleştiği, Sünnet’in şeriatın ikinci kaynağı olduğu, oryantalizme kısa bir bakış gibi konulara değindik.

Okuyup istifade etmeniz dualarımızla sizi yazılarımızla başbaşa bırakıyoruz.

Sünnet ve Sahabe bilincimizi diri tutmaya vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ederiz.

İyilik ve takva üzerine yardımlaşmak duasıyla..

Nebevi Hayat Dergisi
 
Üst Ana Sayfa Alt