Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

NEDEN İNKAR EDİYORLAR?

U Çevrimdışı

uksimu

Aktif Üye
Frm. Yöneticisi
Allah’ı İnkar Etmede Önemli Olan Üç Etken vardır:

a) Kibir ve inat: Kibir büyüklük taslamaktır. İnsanın rabbine karşı kendini yeterli görmesi, O’na karşı gelmesidir. Kibir, insanı Rabbine ibadet etmekten alıkoyar. Ayrıca insanlara karşı kendini üstün görmenin, hased etmenin (çekememezliğin), kötülük yapmak için başvurulan hilelerin arkasında hep kibir duygusu yatmaktadır. Kibir, insanı Allah sevgisinden alıkoyduğu gibi, diğer insanları Allah için sevmekten de alıkor. Ayrıca insanın kalbinin mühürlenmesine sebebiyet verir. Kalbi mühürlenen insan da ebedi cehennemliklerden olur. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de:“Ayetlerimizi yalanlayıp, onlara karşı büyüklük taslayanlar, işte onlar cehennemliklerdir, orada temelli kalacaklardır. (A’raf, 36) buyrulmaktadır.

İnat da, Allah’ın varlığını bildikleri halde, kibirlerinden veya makam, şöhret gibi dünyevi çıkarlarından dolayı, bazı insanların bile bile inkar etmeleridir. Bu durumdaki insanlar, Kur’an tabiriyle “mele’ ” , “mütref” ve “müstekbir” dirler. Yani, yaşadıkları toplumda genellikle yönetici ya da maddi güç sahibidirler. Maalesef bu insanların bir kısmı, Allah önünde diğer insanlarla aynı konumda olmayı içlerine sindirememekte, bu yüzden Allah’a inanmamaktadırlar. Bu husus, Kur’an-ı Kerim’de şöyle ifade edilmektedir:

“Eğer biz onlara melekleri indirsek, ölüler onlarla konuşsa ve her şeyi karşılarına toplasaydık, Allah dilemedikçe, yine de inanmazlardı; fakat onların çoğu bunu bilmiyorlar.” ( En’am, 111 )

“Gönülleri kesin olarak kabul ettiği halde, haksızlık ve büyüklenmelerinden ötürü onlar bile bile inkar ettiler. Bozguncuların sonunun nasıl olduğuna bir bak!” (Neml, 14 ) (Ayrıca bkz. Hicr 14-15, En’am 7, 63, 64)


b) Cehalet: Allah’ı inkar eden ateistin biri arkadaşına “Allah nerede?” diye sormuş. Arkadaşı ise bu soruya şu ibretli cevabı vermiş: “Allah senin gözlerinin önündeki cehalet perdesinin arkasındadır.”

Her çağda bazı insanlar, Allah’ı bilme ve O’na gereği gibi inanma hususunda hataya düşmüşler, cehaletlerinden dolayı Allah’ı inkar etmişlerdir. Burada cehalet kelimesinden okuma yazma bilmemek anlaşılmamalıdır. Geçmişte Allah’ı inkar eden bilgili insanlar olduğu gibi, bu gün de az sayıda da olsa kendilerine doktor, doçent, profesör ünvanlarıyla hitap edilen bazı insanlar bile Allah’ı inkar edebilmektedirler. Sahip oldukları bilgiler dolayısıyla belli önyargılar taşıyan bu insanlar, ayetlere bu önyargılarıyla baktıklarından ayetlerin sahibini (Allah’ı) görememektedirler. Demek ki cehalet, insanın sahip olduğu yanlış ve eksik bilgiden de kaynaklanabilir. Bilgiden kaynaklanan cehaleti gidermek, bilgisizlikten kaynaklanan cehaleti gidermekten daha zordur. Asıl cahil olanlar, esas bilinmesi gerekeni, yani Allah’ı gereği gibi bilmeyen ve O’na hakkıyla iman etmeyenlerdir. Bu husus, Kur’an’da şöyle ifade edilmektedir:
“Bilmeyenler, "Allah bizimle konuşmalı veya bize bir ayet gelmeli değil miydi?” dediler. Onlardan öncekiler de onların söylediklerinin tıpkısını söylemişlerdi. Kalpleri birbirine benzedi. İnanan kimseler için ayetleri açıkladık.” (Bakara, 118)


c) Tağutların ifsadı: Egemenliklerini sürdüren tağutların, insanları kandırarak sömürmek için, onları Allah’ı tanıyıp O’na kul olmaktan çıkararak; kendilerine kul ve köle yapmak nedeniyle, halkı ifsad edip kandırmaları, ezip sömürdükleri insanlara kendi akıllarını kullanmaya ve fıtratlarının sesini dinlemeye engeller koymalarıdır.

Kur’an-ı Kerim bu konuda çeşitli örnekler verir. Bu örneklerden birinde şöyle buyrulur:

“Yemin olsun, Biz Musa’yı mucizelerimizle ve açık bir delil ile, Fir’avn’a, Haman’a ve Karun’a gönderdik. Onlar (Musa için) “bu bir sihirbaz, bir yalancı!” dediler. Bunun üzerine Musa, onlara, tarafımızdan hakkı getirince, “onunla beraber iman edenlerin oğullarını öldürün de, karılarını sağ bırakın!” dediler. Ama kafirlerin hilesi, ancak yok olmaya mahkumdur. Fir’avn, “bırakın beni, Musa’yı öldüreyim. O Rabbına dua etsin. Çünkü ben, onun, sizin dininizi değiştireceğinden, yahut yeryüzün-
de fesat çıkararacağından (anarşistlik yapacağından) korkuyorum.” dedi. Musa da, “ben hesap gününe inanmayan her kibirliden, benim de sizin de Rabbımız olan Allah’a sığındım” dedi.” (El-Mü’min, 23 - 27)
 
Üst Ana Sayfa Alt