Bandırma sokakları taş taş tanırdı bizi,
Yağmurun bestesini dinlerdik kuytularda.
Rüzgârın hırçın sesi alır da sesimizi,
Saklardı geceleri o karanlık sularda.
Ardında mahzun mahzun dolaştık kaç perinin,
Ruhumuzu dağladı sonu gelmez elemler.
Düşlere bel bağladık visale ermek için,
Saçımızı okşardı akşamları meltemler.
Hasret ateşi neymiş anladık ayrılınca,
Günler yıllara bedel, geceler asır oldu.
Yürek yakan duygular kınından sıyrılınca,
Artık gönlü gurbeti çözülmeyen sır oldu.
Günleri yumak yumak sardıkça gecelere,
İçimizde pas tuttu gün görmemiş hayaller.
Bir ömrü heba ettik ne hazin ki boş yere,
Bitmez umuda döndü en uzak ihtimaller.
Her güzele şiirler yazan divane idik,
Dalgaları sayardık sahilde akşam üstü.
Ateşe atılmaya hazır pervane idik,
O sihirli vakitler nedense bize küstü.
Bir hicran mevsimidir sürdüğümüz bu demler,
Gitti gençlik yılları başımıza yağdı kar.
Soldurdu ömrümüzü ızdıraplar, elemler,
Yâd etsin sevdamızı o can dostu dalgalar.
İbrahim SAĞIR
Yağmurun bestesini dinlerdik kuytularda.
Rüzgârın hırçın sesi alır da sesimizi,
Saklardı geceleri o karanlık sularda.
Ardında mahzun mahzun dolaştık kaç perinin,
Ruhumuzu dağladı sonu gelmez elemler.
Düşlere bel bağladık visale ermek için,
Saçımızı okşardı akşamları meltemler.
Hasret ateşi neymiş anladık ayrılınca,
Günler yıllara bedel, geceler asır oldu.
Yürek yakan duygular kınından sıyrılınca,
Artık gönlü gurbeti çözülmeyen sır oldu.
Günleri yumak yumak sardıkça gecelere,
İçimizde pas tuttu gün görmemiş hayaller.
Bir ömrü heba ettik ne hazin ki boş yere,
Bitmez umuda döndü en uzak ihtimaller.
Her güzele şiirler yazan divane idik,
Dalgaları sayardık sahilde akşam üstü.
Ateşe atılmaya hazır pervane idik,
O sihirli vakitler nedense bize küstü.
Bir hicran mevsimidir sürdüğümüz bu demler,
Gitti gençlik yılları başımıza yağdı kar.
Soldurdu ömrümüzü ızdıraplar, elemler,
Yâd etsin sevdamızı o can dostu dalgalar.
İbrahim SAĞIR
