Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

“pis Araplar”la Kardeşliğe Müsaade Edilecek Mi?

A Çevrimdışı

abdulwahid-musab

Üye
İslam-TR Üyesi
'Pis Araplar'la kardeşlik!


Dün Bosna'ya uzanan eller, Irak'tan kaçan peşmergeye ekmek veren yüreklerin sahte olacağına kim inanabilir ki.


“Pis Araplar”la kardeşliğe müsaade edilecek mi?

Araplar bizi arkadan vurdu masalının unutuluyor olmasından mı bu yaygara. Ya da pis Araplar mı girmişti birinci dünya savaşında; Urfa' ya, Ayıntap'a, Maraş'a.
Sütçü İmamı ölümüne çıldırtan o olayda, Müslüman kadının peçesine uzanan ellerde mi Araba aitti.
Cumhuriyet tarihi; Fransız, İngiliz, İtalyan ve Yunanlıların Türkiye'yi nasıl işgal ettiğini anlatıyordu.
Ama bizim pervasız gâvur aşığı şarkıcılarımız, serenatlarını batıya sunuyordu.
"Türk, İtalyan, Fransız, Yunan, İngiliz;
Rakı sofralarında buldular kardeşliği".
Anadolu'yu işgal edip ocaklar söndüren gâvur uşakları ile kardeştik ama "pis Araplar bizi arkadan vurdu" masalı hep harlı tutulmalı idi.
Dizilerimiz Türk kızları ile Yunan gençleri aşkını işliyordu hararetle.
Arap aşklar daha baştan cahil futbol yorumcuları kadar ateşli aydınlar tarafından vetolu idiler.
Araplara hakaret ederek turizmden bile ellerini eteklerini çektirip, bindiği dalı kesecek kadar budalalaşacak, biraz da kılık kıyafet üzerinden her batılı turistin yoluna kurbanlar kesecek kadar aşağılık kompleksi olan bir başka ülke zihniyeti duymadınız değil mi?
Örtülü gelmesinler gerekirse fakir kalalım, yeter ki medeniler gelsin, modernliği öğretsin, para da vermesin.
Arabın entarisi ile alay etmek, Fransızın şapkasına tapınmak bir başka ülkede bir komedi idi.
Ama bu komediyi resmi ideoloji bellemiş yeterince bunak bizde mevcuttu.
İlk dünya savaşında bütün dünya halklarını kalbinden yakalayan milliyetçilik ateşi elbette Arapları da cezbedecek, herkes toprağına vatanına namusu gibi sahip çıkacaktı.
Herkes kendi ulusal türküsünü söyleyecekti.
Amcaoğullarının eline geçmiş topraklarını bir gün isteyeceklerdi.
Ama bu bunaklara göre, Türklere tanrı gibi tapınacaklardı.
Şimdi son gelişmeler birilerini fena halde tutuşturdu.
Bu samimi kardeşlik şiirlerinden ciddi manada rahatsızlıklar duyulmaya başlandı.
Davos tuz biber oldu.
Kimi bunak köşe yazarları Menderes'in akıbetini anımsatıp, ceplerinden hiç çıkarmadıkları ipleri ortaya atmaktalar.
Kimi içteki yerel seçimleri de geçip, yeni dünya düzeni denilen oyunda bir köşe kapmaca görmekte. Filistin bir kapıp kaçma yarışı denilmekte.
Mısır'dan mal kaçırma.
Petrolü olmayan yoksul bir halkın acısı ile Rusya'lı, Hindistan'lı, Çin'li, Venezuala'lı, İran'lı bir yeni konjonktörde; Amerikan kanadına tutunmuş Mısır' ı silkeleme.
Ne olursa olsun.
Depreşen sevimli bir mazi musıkisidir.
Mazluma kol kanat geren Osmanlı esintisidir.
Dün Bosna'ya uzanan eller, Irak'tan kaçan peşmergeye ekmek veren yüreklerin sahte olacağına kim inanabilir ki.
Ama monşerlerde bir telaş.
Bu aklı az halk zaten sevdalıyken İslama.
Ya tamamen unutursa İngilizin şapkasını. Seksen senedir iğne ile kazınan kuyular kapanırsa. Kapılıp da kefiyenin albenisine. Elde kalan son dilim de bu dalgaya kapılırsa.
1974 Kıbrıs Harekâtında Türkiye'ye ambargo uygulanmış, Amerika ve batı ülkeleri bize mal vermemişti. Pakistan ve kimi Arap ülkeleri ambargoyu delip Türkiye'ye yardım yaptı. O günleri hatırlıyorum, Libya Lideri Kaddafi'nin ambargoya meydan okuyup, yolladığı gemiler malum medyanın çıplak kadın resimlerinin altında çok küçücük bir köşede yer aldı.
54. Hükümetin başbakanı Erbakan'ın, Kaddafi'yi ziyaretinde çılgına dönen medya; batı önünde eğilmeyen bu yüreği cezalandırma yemini edip; "çöl bedevisinin çadırında ne işin vardı" diye büyük manşetler attılar. Kaddafi'nin yardım gemileri küçücük puntolara sıkıştı, tarihi bir teşekkür ziyareti ise, büyük manşetlerle ve hakaretle cezalandırıldı.
Yaşasın yahudi kardeşliği adına, her İslam ülkesi yakınlaşması çok profesyonel ellerce kırıldı.
Bu yazının başlığı aslında, "Teskere ve Davos" idi.
Teskere oylanırken yüreği ağzına gelmişti bu halkın.
Irak gibi kardeş kodları yüreğinde saklayan bir halka kan kusturanlar arasında mı olacaktık. Teskere geçmediği için üzülen Türkiye başbakanına karşın halk bayram yapmıştı.
Davos'ta bu kez, halkının gönlündekine tercüman olmakta, bir Türkiye başbakanı. Ne iç siyasanın menfaati bulaştırılmalı, ne yeni dünya düzeni parsası.
Mazlumların haklı sesine dikkat çeken kim olursa olsun, tarih onurla nakşedecektir.

Mine Alpay Gün / Milli Gazete
 
Üst Ana Sayfa Alt