Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Sakıncalı Dilekler Kabul Olabilir mi?

I Çevrimdışı

islami bilgiler

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
بســـم الله الرحمن الرحيم


Sakıncalı Dilekler Kabul Olabilir mi?


Ayrıca haram şeyleri isteyen bazı kimseleri n dualarının kabul edilmesin in bir sebebi de şu olabilir. Böyle biri bir sıkıntıya yakalanmış olabilir ki, bu sıkıntının giderilme si için bir müşrik, bir put karşısında Allah'a dua etmiş olsa bile dileği kabul edilir. Çünkü adam samimiyet le Allah'a yönelmiştir. Fakat put karşısında dua etmiş olmasının şirk olma niteliği yine de değişmez.

Tıpkı bunun gibi aslında adamın samimi yakarışı yüzünden dileği her hangi bir mezarda yatan ölü aracılığı ile kabul edilse bile, bu hareketin den dolayı sorumlu tutulur ve başka bir sebeple affa uğramadığı takdirde cehennemi boylar.

Bunun en yakın örneği Salebe b. Hatıb (62) örneğidir.

Bu adam bir gün Peygamber imize -salât ve selâm üzerine olsun-gelerek:

“Allah'a dua et de zengin olayım” dileğinde bulundu. Peygamber imiz kendisine üst üste bir kaç kez bu dileğinden vazgeçmesini söyledi. Fakat adam ısrarından vazgeçmeyince, Peygamber imiz onun için duayı yaptı. Ama Peygamber imizin aracılığı ile kabul edilen bu dileği ona hem dünya ve hem de ahiret bedbahtlığı getirdi.

(Salebe b. Hatıb; Asıl adı, Salebe b. Hatıb b. Amir, b. Ubeyd b. Umeyye b. Zeyd El-Ensarî, El-Evsî'dir. Söylendiğine göre Bu zat Allah Rasûlü'nden kendisine bol rızık vermesi için Allah'a dua etmesini istemiş. Rasûlüllah onun bu isteğini üç kez geri çevirmiş. Üçüncüde ise dua etmiş. Koyun yetiştiriciliğine başlamış. Koyunları o denli gelişmiş ve çoğalmış ki, onu cemaata ve Cum'a namazına gitmekten alıkoymuş. Zekat kendisine farz olunca onu da vermemiş ve şöyle demiş:

“Bu da ne oluyor yani. Bu zorla alınan bir cizyedir; ya da cizyenin kız kardeşidir.” Bunun üzerine Allah şu ayeti indirdi:

“Onlardan kimi de: 'Eğer Allah lütuf ve kereminde n bize verirse elbette sadaka vereceğiz ve faydalı insanlar olacağız (!) diye Allah'a and içtiler?” (Tevbe, 76).

Bu şahsın öyküsü daha da uzundur. Osman'ın hilafeti döneminde yok olup gitti. Bkz. Esed El-Gabe, c. 1, s. 238.)

Nitekim Peygamber Efendimiz - -salât ve selâm üzerine olsun- şöyle buyuruyor:

“Adam gelip benden bir şey diliyor, ben de dileğini yerine getiriyor um, ama bu yüzden yanımdan koltuğunun altında ateşle çıkıyor.”

Sahabiler den biri:

“Peki, ya Resulüllah, o halde ne diye böylelerinin dileğini yerine getiriyor sun” diye sorunca, Peygamber imizden şu cevabı aldı;

“Çünkü böyleleri benden istedikle rini ısrarla isterler, öte yandan Allah da bana cimriliği yakıştırmaz.”

(Müsned-i Ahmed, c. 3, s. 4, 16. Her iki nakilde Ebi Said el-Hudri'den gelmekted ir. Müellifin yukarıda kaydettiğiyle kaynakta yer alan hadisin sözlerinde kısmî değişiklikler vardır.)

Buna göre niceleri vardır ki, mubah olmayan bir istekleri için dua ettiler ve istekleri de yerine getirildi, ama bu dualarının kabul edilmesi onların dünyada ve ahirette mahvolmal arının sebebi oldu.

Kimi zaman bu acı sonuç, insanın istememes i gereken bir şeyi istemiş olmasından dolayı başına gelir. Belâm-ı Baura ile Salebe b. Hatıb örneklerinde olduğu gibi.

Ayrıca çeşitli şeyler isteyip istekleri ne kavuşturulan, ama bu yüzden bahtsızlığa uğrayan çok sayıda kimse de bu kategoriy e girer.

Kimi zaman da bu acı sonuç, insanın istediği şeyi Allah'ın (c.c.) hoşuna gitmeyece k biçimde istemesin den dolayı başa gelebilir . Nitekim Cenab-ı Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

“Rabbinize yalvara-yakara ve sessizce dua ediniz. O, haddi aşanları sevmez.” (Araf: 95)

Yani Allah (c.c.) ne dua üslubunda ve nede istenen şeyde “Haddi aşmak”tan, ölçüsüz ve taşkın olmaktan hoşlanmaz. Gerçi belki böylelerinin istekleri kabul edilebili r. Tıpkı Allah'ın (c.c.) ululuğuna karşı saygısızlık veya ilkelerin i çiğneme amacını içeren bazı istekleri n Allah tarafından kabul edilmesi gibi. Bunun sebebi dilek sahipleri için imtihan olacağı gibi, Allah öyle istediği takdirde ortada imtihanda n da daha ağır sonuçları olabilece k başka bir sebep de olabilir.

Baksanıza, sihir, büyü, tılsım ve göze gelme gibi dünya olaylarını yönlendiren bir takım sebepler vasıtası ve Allah'ın (c.c.) izni ile, kötü niyetli bazı kimseleri n bir çok istekleri gerçekleştirilmektedir.

Oysa Cenab-ı Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

“(Yahudiler Tevrat'ın içindeki gerçekleri bırakıp) şeytanların Süleyman'ın hükümdarlığı hakkında söylediklerine uydular. Oysa Süleyman (sihir yaparak) kafir olmamıştı. Fakat şeytanlar (sihri yaparak) kafir olmuşlardı. Onlar (şeytanlar) Babil'de, (insanları imtihan etmek için) indirilmiş iki melek olan Harut ve Marut' un öğrettiği sihri insanlara da öğretiyorlardı. Oysa o ikisi (Harut ve Marut) insanlara:

“Muhakkak ki biz, (Allah katından) bir imtihanız, (sihri, hakkı batıldan ayırmanız için öğretiyoruz) sakın (sihir yaparak) kafir olmayın” demedikçe (sihirden) hiçbir şey öğretmezlerdi. (Babil halkı) o ikisinden, kendisiyl e karıyla kocanın arasını ayıracak şeyler öğreniyorlardı. Fakat (yaptıkları bu sihirle) Allah'ın izni olmadan hiç kimseye bir zarar veremezle r. Kendileri ne zarar verecek olan ve faydalı olmayan şeyler öğreniyorlardı. Şüphesiz onu satın alanın ahiretten bir nasibi olmadığını (çok iyi) biliyorla rdı. Nefisleri ni karşılığında sattıkları şeyin ne kötü olduğunu keşke bilselerd i!

Onlar (Allah'a istediği şekilde) iman edip (O'ndan) hakkıyla korksalar dı Allah katında (onlara verilecek) sevab (onlar için) daha hayırlı olurdu. (Bunu) keşke bilselerd i. ” (Bakara: 102-103)

Görülüyor ki, bu yollarla olayları yönlendirmek isteyenle r yaptıkları işin ahirette kendileri ne hiç bir yarar sağlamayacağını, tersine ahiretler ini hüsrana uğratacağını çok iyi bildikler i halde, sırf dünya menfaati sağlamak amacı ile bu metodlara baş vurmaktadırlar.

Bununla ilgili olarak da Cenab-ı Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

“Kendileri ne zarar verecek olan ve faydalı olmayan şeyler öğreniyorlardı.” (Bakara: 102)
 
Üst Ana Sayfa Alt