Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Seyh Makdisi kimlerin pesinden namaz kilinir

muhammet87 Çevrimdışı

muhammet87

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
burda bir tane tasavvuf düşmanı diyanet imamı var..bende az önce onun arkasında namaz kılıym diye düşündüm..internette yazılarını okudum bi yerde şöyle yazmış "başbuğ mustafa kemal önderliğinde kurtuluş savaşı kazanıldı,isyancı bölücü şeyh sait" gibi şeyler...yılanın başını ses etmeyipde,bir kaç tane sofiyle uğraşan bu adamları hiç sevmiyorum...böyleleri kafirlerin güttükleri davarlar olduktan sonra tasavvufdaki şirkleri kabul etse ne olur etmese ne olur....
 
Ü Çevrimdışı

ümmetci

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
burda bir tane tasavvuf düşmanı diyanet imamı var..bende az önce onun arkasında namaz kılıym diye düşündüm..internette yazılarını okudum bi yerde şöyle yazmış "başbuğ mustafa kemal önderliğinde kurtuluş savaşı kazanıldı,isyancı bölücü şeyh sait" gibi şeyler...yılanın başını ses etmeyipde,bir kaç tane sofiyle uğraşan bu adamları hiç sevmiyorum...böyleleri kafirlerin güttükleri davarlar olduktan sonra tasavvufdaki şirkleri kabul etse ne olur etmese ne olur....

Haklısın benim ara sıra gittiğim imamdan böyle sözler sadır olmadı.

Ama yine forum alimlerinden benim hükmüm ne sorusunun cevabını bekliyorum.
 
sirati mustakim Çevrimdışı

sirati mustakim

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Kim mümin kim kafir belirleme ölçeği.
kardesim gunde bes vakit namaz kilpta ben muslumanim diyip gecme dinini oyren.
kimin kafir kimin mumin olduguna tek Allah karar verecektir insallah.
biz insanlara zahirine gore bakariz.
Allah seni elm ile mukafatlandirsin
 
EBU HAFSA Çevrimdışı

EBU HAFSA

Üye
İslam-TR Üyesi
Şu yazıyı yapıştırmakla benim yazdıklarımı okumadığını anladım. Sen sadece tartışıyorsun. Ben zaten 2. şıkta ki gibi bir imam varsa onun arkasında kılınır diyorum sabahtan beri. Fakat imamların çoğunluğu 1. şıkta ki gibi olması sebebiyle genele bu hüküm uygulanır. Bu kaide birçok meselede uygulanır.

Örneğin sen darulküfür olan bir beldeye gittiğin zaman oradaki insanlara kafir muamelesi yaparsın. Misalen sen Amerika'ya gitsen, oradaki insanlara Müslüman muamelesi yapmazsın fakat oradaki insanların içinde hiç mi Müslüman yok? Elbetteki vardır. Fakat sen hükmü çoğunluğa göre tatbik ettiğin için İslam'ı izhar olana kadar Müslüman dahi olsa bilmediğin bir kimseye kafir hükmü uygulayacaksın.

Tıpkı bunun gibi diyanet imamlarının ekserisi Tağut'u inkar edip Allah'a iman etmemiş insanlar. Bunların içerisinde olabilecek istisnalar varsa da hali ortaya çıkana kadar bu kimse çoğunluğun hükmünü alır.

Mesela bir imam vardır. Adam İslam'ı öğrenip Müslüman olmuştur. Senin yapıştırdığın yazıdaki 2. şıkta anlatılan kimse gibi tağutları inkar etmiş ve insanları buna davet ediyordur. Bu adam Müslümandır bunun arkasında namaz batıl olmaz. Fakat böyle bir kimsenin hali ortaya çıkana kadar çoğunluğun hükmü ona uygulanır. Bilmem anlatabildim mi?

Yani burada gözden kaçan nokta vakıanın durumudur. Örneğin bir beldede küfür ve şirk yayıldıysa, Allah'ın haramları aleni işleniyorsa oraya darul küfür hükmü verilir. İçlerinde Müslüman olabilme ihtimaline karşılık bu belde halkı kafir hükmündedir. Zamana göre, vakıaya göre darların hükmü de değişir.

Tıpkı Şeyhulislam'ın şu sözünde olduğu gibi:"Bir ülkenin darul küfür, darul iman yada darul fısk olması, halkların değişmesine göre değişken bir özelliktir. Yani Allah’tan korkan imanlılar yaşıyorsa o zamanda dar evliyaullah olur. Kafirlerin içerisinde yaşadığı bir ülke ise o zamanda darul küfür, fasıkların yaşadığı bir ülke o zamanda darul fısk hükmünü alır. Eğer halklar değişirse o ülkenin yeni sakinlerine göre ülkenin hükmü de değişir."

(Mecmu’al Fetava 18/282)

Ahi tam senin gibi biriyle abdulmuiz fida kardesimiz konuyu ele almış.
Nerdeyse senin görüşlerin hepsini şeran çürütmüş. Umarım faydalanırsın..

https://www.islam-tr.org/ilmi-munaz...n-mesnedsiz-ibretlik-iddialarina-reddiye.html
 
S Çevrimdışı

SaYFuLLaH

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Ben diyanetin peşinden namaz kılıyorum. Tagutları red ediyorum, tasavuffi şirklerden beriyim, oy kullanmam. Belki sizin gibi muvahidd değilim. Kimin müslüman kimin kafir olduğunu ölçen alet elimde yok.
Benim ara sıra diyanet hocasının arkasından zaruret başka alternatif olmadığından kılıyorum. Hocanın şuana dek bir küfür sözü veya fiilini görmedim.

Forumdaki muhaddislere soruyorum.
Benim kuran ve sünnete göre hükmüm hangi doğrultuda?
Acaba sadece namazlarım sahih olmayıp küfre girme durumum varmı?

Bu benim de görüşüm, küfrünü görmediğim kendisini Müslüman ilan eden, La ilahe illAllah diyen, İslam'ın şartlarından ve şiarlarından birini yerine getiren kişiye ben hükmen müslüman derim ta ki küfrünü görene kadar, küfrü açıksa arkasında namaz kılmam. Suizan yerine hüsnü zan yapmayı tercih ediyorum, bunu daha hayırlı görüyorum. Allah en iyisini bilir.
 
Çay-Şakird Çevrimdışı

Çay-Şakird

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
bu iş biraz şartlara göre değişir kesin ifadeler kullanmak yerine duruma göre neler olabileceğini bilmek lazım.
 
M Çevrimdışı

MuhammedRabbani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
kardeşim hiç bu açıdan bakmamıştım o hadise yANİ BEN O AYETİ HEP OY VERMEYE YORMUŞTUM ALLAH RAZI OLSUN .



Dikkat edin, Aziz ve Celil olan Yaratıcıya isyan olan yerde yaratılana itaat yoktur.»

bu söz herşeyi açıklar..

rabbim bizleri tevhid yolundan ayırmasın.

ben bizzat kendim sordum hiyanetin memuruna siz kaç ayet okuyorsunuz resmiyette.verdigi cevap 276 ayet.neden dedim,ne dese sizce Allah rızası için bakın hele verdigi cevaba önümüzde KIRMIZI çizgi var,dişina çıkamayız diyor yaw.şimdi bu sözleri kıyaslayalım kuran ve sünnete cevabını buluruz insaallah.
avam takımı ile ugraşmaktansa bence bu memurlara tevhidi anlatmak daha iyi olacak diye düşünüyorum,cunkü benim konustuklarımın tevhidle alakası olmayan hiyanet memurları.toplumumuzda özelliklede bizim bölgemizde(guneydoguda) nedense hep böyle.geldik batıya aynı tas aynı hiyanet demek küfür heryerde kokuyor..avamda nedense memura köle olmus.
yazılacak çok şey var ama
daha çok çalışmak lazım
rabbim yardımcımız olsun..
 
M Çevrimdışı

MuhammedRabbani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
HOCAM HARİKA BİR YAZIYDI ELLERİNİZE SAĞLIK MESELE ASLINDA GAYET KOLAY SADECE KURANI KERİMİN TEFSİRİNİ OKUYUNCA ZATEN İMAN MESELESİ ANLATILMIŞ.

BİRDE BİR SUALİM OLUCAN İMAM TABERİ KİTAPLARI OKUNABİLİCEK SAĞLAM BİR ALİMMİDİR BEN TEFSİRİNİ OKUYORUMDA .



Yani gelen yanit sizi tatmin etmeyince, cahil, tekfirci ya da asirici mi olmakta.

Allahdan korkmak gerek.

Tekfir bir yana, sadece hemen hemen tüm mahallelerde olan camilerde Allahin dini hakkiyla anlatilsa yani bundan kastim da direk tagutun direk sistem oldugu anlatilsa acaba bu sekilde olur muydu?

Suanki sistemi Jhon, Albert, Michel ayakta tutmuyor, suan ki sistemi adi Ahmed Mehmed olan tagutun bekciligini yapan herkes tutmakta.

Bizzat denk gelmisdim cok eskiden, pislik adam hutbede su zamana göre en iyi yönetim sekli cumhuriyet diyerek, kafirlerin seriati kaldirip cumhuriyeti getirmesini insanlara dikte ediyordu.

Simdi adam bas bas bagiriyor ben cumhuriyeti seviyorum, istiyorum, yasiyorum, anlatiyorum. Simdi bu adamin adi Ha Ahmed Ha Hans ne fark eder.

Sorun su ki burada gelen yanitlarda kisilerin putlarina dokundugunda veryansin ederler. Ama suya sabuna dokunmayinca eyvallah ederiz...

Allahdan korkmak gerek. Yarin mahserde, tarafimiz yasayisimizdir. Onun bunun adinin kafir ya da musluman olmasi önemli degil. Önemli olan bizlerin HAKKIN yaninda ne kadar durabildigimizdir.

Sekil A daki örnekdeki gibi bir cok hocacik kendi saffini secip bizzat tagutun bekciliginden öte tagutun mesruriyetini dikte etmeyi kendine is edinmistir.

Simdi aman hocam yaman hocam sen hocasin sen bilgilisin tagutu anlatirmisin desen, sizin de dediginiz gibi ben emir kuluyum (gebersin böyleleri), benim colugum cocugum var, ac kalirim vs ( bunlari diyecegine geberse hayir olurdu)...

Bunlarin Ibrahim as. in babasindan farki var mi acaba..

Elbetteki cok farki vardi, ibrahim asin babasi kafir oldugunu gizlemiyordu asil sorun müslüman görünümlü dinini bi kac aylik karsiliginda satan ...............

Bu tür konulari hala gündem edip kafasinda sorun olanlar, imanlarini kontrol etsinler, iman kavramini detayli sekilde incelemeleri gerek. Ne ile imana girilir ne ile imandan cikilir bilhassa bunlari en ince detayina kadar ögrenilmesi sarttir. Aksi halde, Hansinda arkasindan namaz kilariz michelin de..

Not: Ebu Cehil simdi gelse yasasa, onun arkasindan namaza gidecekleri sayamazdik.
 
E Çevrimdışı

Ebu & Dücane

Guest
İmamlar Aşağıdaki 657 sayılı Kanuna göre Görev Almak ve Yapmak Zorundadır.

Sadakat :
Madde 6-(Degisik: 12/5/1982-2670/1 md.)
Devlet memurlari, Turkiye Cumhuriyeti Anayasasina ve kanunlarina sadakatla bagli kalmak ve milletin hizmetinde Turkiye Cumhuriyeti kanunlarini sadakatla uygulamak zorundadir- lar. Devlet memurlari bu hususu "Asli Devlet Memurluguna"atandiktan sonra en gec bir ay icinde kurumlarinca duzenlenecek merasimle yetkili amirlerin huzurunda yapacaklari yeminle belirtirler ve ozluk dosyalarina konulacak asagidaki "Yemin Belgesi" ni imzalayarak goreve baslarlar. "Turkiye Cumhuriyeti Anayasasina,Ataturk Inkilap ve Ilkelerine,Ana- yasada ifadesi bulunan Turk Milliyetciligine sadakatla bagli kalacagima; Turkiye Cumhuriyeti kanunlarini milletin hizmetinde olarak tarafsiz ve esitlik ilkelerine bagli kalarak uygulayacagima; Turk Milletinin milli, ahlaki,insani,manevi ve kulturel degerlerini benimseyip,koruyup bunlari ge- listirmek icin calisacagima; insan haklarina ve Anayasanin temel ilkelerine dayanan milli,demokratik, laik,bir hukuk devleti olan Turkiye Cumhuriyetine karsi gorev ve sorumluluklarimi bilerek, bunlari davranis halinde gostere- cegime namusum ve serefim uzerine yemin ederim."

Tarafsızlık ve Devlete Bağlılık :
Madde 7- (Degisik : 12/5/1982-2670/2 md.)
Devlet memurlari siyasi partiye uye olamazlar, herhangi bir siyasi parti, kisi veya zumrenin yara- rini veya zararini hedef tutan bir davranista bulunamazlar; gorevlerini yerine getirirlerken dil, irk, cinsiyet, siyasi dusunce, felsefi inanc, din ve mezhep gibi ayirim yapamazlar; hicbir sekilde siyasi ve ideolojik amacli beyanda ve eylemde bulunmazlar ve bu eylemlere katilamazlar. Devlet memurlari her durumda Devletin menfaatlerini korumak mecbu- riyetindedirler. Turkiye Cumhuriyeti Anayasasina ve kanunlarina aykiri olan memleketin bagimsizligini ve butunlugunu bozan Turkiye Cumhuriyetinin gu- venligini tehlikeye dusuren herhangi bir faaliyette bulunamazlar.Ayni nite- likte faaliyet gosteren herhangi bir harekete, grublasmaya, tesekkule veya dernege katilamazlar, bunlara yardim edemezler.

Davranış ve İşbirliği :
Madde 8-
Devlet memurlari, resmi sifatlarin gerektirdigi itibar ve guvene layik olduklarini hizmet icindeki ve disindaki davranislariyla gos- termek zorundadirlar. Devlet memurlarinin isbirligi icinde calismalari esastir.

Yurt Dışında Davranış :
Madde 9-
Devlet memurlarindan surekli veya gecici gorevle veya yetisme, inceleme ve arastirma icin yabanci memleketlerde bulunanlar Devlet itibarini veya gorev haysiyetini zedeleyici fiil ve davranislarda buluna- mazlar.

Amir Durumunda Olan Devlet Memurlarının Görev ve Sorumlulukları :
Madde 10-(Degisik: 12/5/1982-2670/3 md.)
Devlet memurlari amiri olduklari kurulus ve hizmet birimlerinde kanun, tuzuk ve yonetmeliklerle belirlenen gorevleri zamaninda ve eksiksiz olarak yapmaktan ve yaptirmaktan maiyetindeki memurlarini yetistirmekten, hal ve hareketlerini takip ve kontrol etmekten gorevli ve sorumludurlar. Amir, maiyetindeki memurlara hakkaniyet ve esitlik icinde davranir. Amirlik yetkisini kanun, tuzuk ve yonetmeliklerde belirtilen esaslar icinde kullanir. Amir, maiyetindeki memurlara kanunlara aykiri emir veremez ve mai- yetindeki memurdan hususi bir menfaat temin edecek bir talepte bulunamaz, hediyesini kabul edemez ve borc alamaz.

Devlet Memurlarının Görev ve Sorumlulukları :
Madde 11- (Degisik : 12/5/1982-2670/4 md.)
Devlet memurlari kanun, tuzuk ve yonetmeliklerde belirtilen esaslara uymakla ve amirler tarafindan verilen gorevleri yerine getirmekle yukumlu ve gorevlerinin iyi ve dogru yurutulmesinden amirlerine karsi sorumludurlar. Devlet memuru amirinden aldigi emri,Anayasa, kanun, tuzuk ve yonet- melik hukumlerine aykiri gorurse, yerine getirmez ve bu aykiriligi o emri verene bildirir. Amir emrinde israr eder ve bu emrini yazi ile yenilerse, memur bu emri yapmaga mecburdur. Ancak emrin yerine getirilmesinden dogacak sorumluluk emri verene aittir. Konusu suc teskil eden emir, hicbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz. Acele hallerde kamu duzeninin ve kamu guvenliginin korunmasi icin kanunla gosterilen istisnalar saklidir.

Kişisel Sorumluluk ve Zarar :
Madde 12-(Degisik:12/5/1982-2670/5 md.)
Devlet memurlari, gorevle- rini dikkat ve itina ile yerine getirmek ve kendilerine teslim edilen Devlet malini korumak ve heran hizmete hazir halde bulundurmak icin gerekli tedbirleri almak zorundadirlar. Devlet memurunun kasit, kusur, ihmal veya tedbirsizligi sonucu idare zarara ugratilmissa, bu zararin ilgili memur tarafindan rayic bedeli uzerinden odenmesi esastir. Zararlarin odettirilmesinde bu konudaki genel hukumler uygulanir. Ancak fiilin meydana geldigi tarihte en alt derecenin birinci kademesinde bulunan memurun brut ayliginin yarisini gecmeyen zararlar, kabul etmesi halinde disiplin amiri veya yetkili disiplin kurulu kararina gore ilgili memurca odenir.
VI- DIN HIZMETLERI SINIFI : Din hizmetleri sinifi, ozel kanunlarina gore cesitli derecelerde dini kanunlarina gore cesitli derecelerde dini egitim gormus olan ve dini gorev yapan memurlari kapsar.

YEMİN BELGESİ

MEMURUN:
GÖREV YERİ
ADI VE SOYADI
BABA ADI
DOĞUM YERİ VE DOĞUM TARİHİ
GÖREVİ VE İL SİCİL NO
İLK GÖREVE BAŞLAYIŞ TARİHİ
ASALETİNİN ONANDIĞI TARİH
T.C. KİMLİK NUMARASI



657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 2670 Sayılı kanunla değişik 6.maddesine göre;
“Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına, Atatürk inkılap ve ilkelerine, Anayasada ifadesi bulunan Türk Milliyetçiliğine sadakatle bağlı kalacağıma; Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını milletin hizmetinde olarak tarafsız ve eşitlik ilkelerine bağlı kalarak uygulayacağıma; Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyip, koruyup bunları geliştirmek için çalışacağıma, insan haklarına ve Anayasanın temel ilkelerine dayanan milli, demokratik, laik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ ne karşı görev ve sorumluluklarımı bilerek bunları davranış halinde göstereceğime namusum ve şerefim üzerine yemin ederim.”





YEMİNİ YAPTIRAN YETKİLİ AMİR YEMİN EDEN MEMUR

Adı ve Soyadı : Adı ve Soyadı :
Görevi : Görevi :
Tarih : …/…./……. Tarih : …/…./…….
İmzası – Mühür : İmzası :
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
HOCAM HARİKA BİR YAZIYDI ELLERİNİZE SAĞLIK MESELE ASLINDA GAYET KOLAY SADECE KURANI KERİMİN TEFSİRİNİ OKUYUNCA ZATEN İMAN MESELESİ ANLATILMIŞ.

BİRDE BİR SUALİM OLUCAN İMAM TABERİ KİTAPLARI OKUNABİLİCEK SAĞLAM BİR ALİMMİDİR BEN TEFSİRİNİ OKUYORUMDA .

tavsiye ederim kardes. Allah cc ilminizi arttirsin.
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
İmamlar Aşağıdaki 657 sayılı Kanuna göre Görev Almak ve Yapmak Zorundadır.


Alintili yeri kestim, konu dagilmasin diye.

Kardes mesele, imamlarin ya da memurlarin sadakat yazisina imza atmasi degildir. Cünkü devletin icinde calisip bu tür belgelere imza atilmadan yapilabilen memurluklar var.

Meseleyi bu imza isine götürmeniz konuyu dar alana sokar ve cikmaza götürür.

Imza meselelerini gündem etmemek gerek cünkü bunu getirirsen baskasida der ki, kullandigin internet, telefonda da Allaha isyan maddeleri var. (Kimse cikip bu zaruri demesin)

Mesele imzadan öte, diyanet isleri ne icin kuruldu. Diyanet imamlari suan camilerde ne yapiyor. Meseleyi sadece bu bakimdan ele alirsak hem hedefe variririz hem de körü körüne tekfire kadar gitmeyiz.

Malum diyanet imamlari, hakki gizlemekte ve hakkin önüne set olup hakki bizzat saptirmaktalar. Simdi imza meseleleri küfür olmasa bile imamlarin hakki gizlemesinden dolayi küfre girmislerdir cogunlukla.

Iclerinde müslüman olanda kardesin verdigi örnekte oldugu gibi vardir ve buna sahidde oldum. Tevhidi anlatan, hakki haykiran sistem imamina denk geldim.

Ama dedigim gibi acik acik küfrünü ifsa edende gördüm, meseleleri kisir döngüye katmadan bu adamlar suan orada ne yapiyor, neyi anlatiyor buna bakmak gerek yoksa is ............ dalasina kadar gider.


Bu konuda Abdullah Azzamin Cihad dersleri kitabi ile Seyh Makdisinin kitaplarini önerebilirim.

Bu konularda ona buna kafir demek ya da o bu asla dinden cikmamis deyip kutuplara ayrilmaktansa, bu belamlarin küfürlerini aciklamak, onlarin yaptigi yikimi örnekleyerek tartismak ve anlatmak cok daha faydali olacaktir.

Ancak diger sekilde A tarafi tümden kafir, B tarafi onlar asli müslüman asla imandan cikmaz derse, uyumaya devam ederiz.

Sadece yazilarinizin insanlara faydali olmasini istiyorsaniz, elestirmeyide dogru pencereden yapmaniz gerek.

Tabi ki, mutlak olan hidayet Allah cc nin elindedir. Yoksa her yönden 4*4 lük yazi, makale,elestiri vs olsada hidayet etmek Allahdandir.

Bizlere düsen, Allah Rasulu sav in metodu ile dini anlamak,yasamak ve anlatmaktir.
 
M Çevrimdışı

MuhammedRabbani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
hocam ben allahın izni ile şu anda taberinin tefsirine başladım ütelik sadece kuru kuru okumuyorum.bir defterim var notlarda alıyorum.ve o notlrı ezberliyorum.çoğu insanda ilim ya hiç yok ya zayıf yada dağınık ben kendime bir ilim kategorisi çıkardım bilmiyorum siz nedersınız .ilk önce kuranı kerimin meali sonra kuran tefsiri,sonrahadis külliyatları (buhari, tirmizi) en sonundada fıkıh kitapları.bunlar bitincede imamı rabbani,imam suyuti taberi vs gibi eskide yaşamış adı sanı bilinen sağlam olduğu kabul gören alimlerşin eserlerini okuyacağım.ve yardımcı kaynak sağlam eski eserler okunacak. benim tabirimce ilim buna denir .sitede göründüğü üzere her kafadan bir ses mutlaka çıkıyor.ama çıkan sesler de ortak bir özellik var (herkezi kast etmiyorum en başta kendimi kast ediyorum)ya ilimler dağınık ya zayıf yada ilimsiz bu yüzden her kardeşe kendisine bir program yapmasını ve çizmiş olduğum ilim sıralamasına benzer bir sıralamayla ilim öğrenmesini tavsiye ederim .



Alintili yeri kestim, konu dagilmasin diye.

Kardes mesele, imamlarin ya da memurlarin sadakat yazisina imza atmasi degildir. Cünkü devletin icinde calisip bu tür belgelere imza atilmadan yapilabilen memurluklar var.

Meseleyi bu imza isine götürmeniz konuyu dar alana sokar ve cikmaza götürür.

Imza meselelerini gündem etmemek gerek cünkü bunu getirirsen baskasida der ki, kullandigin internet, telefonda da Allaha isyan maddeleri var. (Kimse cikip bu zaruri demesin)

Mesele imzadan öte, diyanet isleri ne icin kuruldu. Diyanet imamlari suan camilerde ne yapiyor. Meseleyi sadece bu bakimdan ele alirsak hem hedefe variririz hem de körü körüne tekfire kadar gitmeyiz.

Malum diyanet imamlari, hakki gizlemekte ve hakkin önüne set olup hakki bizzat saptirmaktalar. Simdi imza meseleleri küfür olmasa bile imamlarin hakki gizlemesinden dolayi küfre girmislerdir cogunlukla.

Iclerinde müslüman olanda kardesin verdigi örnekte oldugu gibi vardir ve buna sahidde oldum. Tevhidi anlatan, hakki haykiran sistem imamina denk geldim.

Ama dedigim gibi acik acik küfrünü ifsa edende gördüm, meseleleri kisir döngüye katmadan bu adamlar suan orada ne yapiyor, neyi anlatiyor buna bakmak gerek yoksa is ............ dalasina kadar gider.


Bu konuda Abdullah Azzamin Cihad dersleri kitabi ile Seyh Makdisinin kitaplarini önerebilirim.

Bu konularda ona buna kafir demek ya da o bu asla dinden cikmamis deyip kutuplara ayrilmaktansa, bu belamlarin küfürlerini aciklamak, onlarin yaptigi yikimi örnekleyerek tartismak ve anlatmak cok daha faydali olacaktir.

Ancak diger sekilde A tarafi tümden kafir, B tarafi onlar asli müslüman asla imandan cikmaz derse, uyumaya devam ederiz.

Sadece yazilarinizin insanlara faydali olmasini istiyorsaniz, elestirmeyide dogru pencereden yapmaniz gerek.

Tabi ki, mutlak olan hidayet Allah cc nin elindedir. Yoksa her yönden 4*4 lük yazi, makale,elestiri vs olsada hidayet etmek Allahdandir.

Bizlere düsen, Allah Rasulu sav in metodu ile dini anlamak,yasamak ve anlatmaktir.
 
Ömer İbn Abdulaziz Çevrimdışı

Ömer İbn Abdulaziz

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bu benim de görüşüm, küfrünü görmediğim kendisini Müslüman ilan eden, La ilahe illAllah diyen, İslam'ın şartlarından ve şiarlarından birini yerine getiren kişiye ben hükmen müslüman derim ta ki küfrünü görene kadar, küfrü açıksa arkasında namaz kılmam. Suizan yerine hüsnü zan yapmayı tercih ediyorum, bunu daha hayırlı görüyorum. Allah en iyisini bilir.

İslam ulemasının üzerinde olduğu görüş; bir kimsenin La ilahe illallah demekle Müslüman olmayacağı, La ilahe ilallah diyen kimsenin de İslamına hükmedilmeyeceğidir. Alimlerin bu konudaki icmasını İbn Hacer nakletmiştir.

İbn Hacer'in Fethu'l Bari'de naklettiğine göre İmam Beğavi de diyor ki: "Şayet kafir olan kimse, tevhidi ikrar etmeyen bir putperest ise tevhid kelimesini söylediği zaman ona Müslüman hükmü verilir. Daha sonra o kimseye İslam’ın diğer ahkamlarını kabul etmesi ve İslam’a muhalif olan dinlerden beri olması istenilir. Fakat tevhidi ikrar ettiği halde nübüvveti inkar eden bir kimse ise, kendisinden Rasulullah(aleyhisselatu vesselam)'ın risaletini ikrar etmesi istenir. Şayet Rasulullah(aleyhisselatu vesselam)’ın sadece Araplara gönderildiğine itikad eden bir kimse ise, Rasulullah(aleyhisselatu vesselam)’ın bütün insanlara gönderildiğini ikrar etmesi gerekir."

İmam Beğavi, Kadı İyad gibi birçok ulema bunu söylemişler ve "La ilahe ilallah" sözünü söyleyen kimsenin İslam'ına hükmedilmez demişler. Bunun sebebi de bu sözün sahibi kimselerin zaten bu sözü ikrar ediyor olmalarıdır. Fakat Mekke müşrikleri bu sözü söyledikleri zaman İslam'ına hükmediliyordu. Çünkü onlar bu sözü söylediğinde İslam'ı kabul ettikleri manasına geliyordu.

Şimdi gelelim günümüz vakıasına, sizin asıl probleminiz İslam alimlerinin sözlerini alakalı-alakasız yerlerde tatbik etmenizdir. Alimler "Küfrünü görene kadar Müslümandır" sözünü aslen Müslüman olan Daru'l islam olan bir belde hakkında söylemişlerdir. Bunun aksini söyleyen varsa buyursun isbat etsin.

Fakat günümüzde olduğu gibi tüm toplumun Allah'a şirk koştuğu, Muvahhidlerin azınlık olduğu ve elle sayıldığı bir toplumda bu fıkhı hangi hakla uyguluyorsunuz?

Şimdi sana bir soru: Sen bugün İran'a gitsen, orada La ilahe ilallah diyen, namaz kılan rafızilerin arkasında namaz mı kılacaksın? Senin inancına göre itikad sorgulamakta bidatsa, o halde sana göre tüm İran halkı Müslüman öyle mi? Küfrünü görene kadar arkalarında namaz kılacaksın, kestikleri etleri yiyeceksin, kızlarıyla evleneceksin, kızını onlara nikahlayacaksın öyle mi?

Arkadaşım, işte alimlerin sözlerini tahkik etmeden, manasını anlamadan amel edersen işin sonu işte böyle sapık bir yola çıkıyor. O zaman tüm sofileri, şiileri, rafızileri, demokratları Müslüman göreceksin. Hatta bugün Menzil köyüne gitsen, şirklerini görmedim diyerek hepsine Müslüman muamelesi yapacaksın. Böyle batıl bir mezhebten Allah'a sığınırız.

Sizin için Sahabe'nin uygulaması hüccet değil mi? Sahabe (radiyallahu anhum) Riddet savaşlarında "La ilahe illallah Muhammedu'r Rasulullah" diyen, namaz kılan nice nice insana kafir muamelesi yaptılar. Hiçbirine bu alametleri sebebiyle Müslüman demediler. Hatta İslam toplumunun 4'de 3'ü kafir oldu. Beldelerinde ezan okunmasına rağmen saldırdılar ve hepsini öldürüp mallarını ganimet aldılar.

İmam Ahmed Bin Hanbel (Rahimehullah) kendi döneminde "Kuran Mahluktur" fitnesi yayıldığı dönemde öğrencilerine:"İtikadını bilmediğin kimsenin arkasında namaz kılmayın" dedi. Çünkü küfür yayılmıştı. İşte alimler bu şekilde vakıaya göre hareket ederlerdir. Aksi bir davranış insanı sapıklığa, şirk ehline İslam muamelesi yapmaya sevkeder.

Yine Osman ibn Merzuk Mısır'a gittiği zaman Mısır'ın kralı şiiliği izhar ediyordu. Bunun üzerine Osman ibn Merzuk öğrencilerine:"İtikadını bildiğiniz kimsenin dışında kimsenin arkasında namaza durmayın." dedi.

Gel gelelim sizin inancınıza göre bir belde müşrikte olsa, kafirde olsai rafızide olsa, La ilahe illallah dediği, namaz kıldığı için onlara Müslüman muamelesi yapılıyor. Bunu iddia eden bir tane İslam alimi varsa buyrun buraya yazın. Allah'a yemin ediyorum ki yok. Son dönem fıkıhtan yoksunları dışında böyle bir iddiayı hiçbir İslam alimi söylememiştir. Şirki ve küfrü izhar eden bir topluma birkaç ameli sebebiyle Müslüman muamelesi yapılır dememiştir.

Günümüz diyanet'inin Allah düşmanı imamlarına gelince, sizler bunların hepsinin devletin yalakası olduğunu, hutbelerden şirki ve küfrü izhar ettiklerini bile bile onlara Müslüman muamelesi yapıyorsanız, demek ki siz alimlerden daha alim, müctehidlerden daha müctehidsiniz. İslam toplumunda "itikadını bilmediğinin arkasında namaz kılma" diyen İmam Ahmed'in görüşü nerede? Kafirliğinde hiçbir şek ve şüphe olmayan kafir diyanet imamlarının arkasında namaza duranların hali nerede?

Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki; burası Daru'l İslam değil. Bu imamlarda İslam devletinin atadığı imamlar değil. Burası Daru'l küfürdür. Devleti kafir, milleti de küfrü şirki izhar eden, Allah'a şirk koşmayı kendine din edinen bir toplumdur. Bir şey hakkında hüküm verirken bunları da gözönüne alın. Sizin sözlediğiniz fıkıh Daru'l İslam'da, toplumu da küfrü şirki izhar etmeyen bir beldede uygulanacak hükümdür.
 
Üst Ana Sayfa Alt