Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Şeyn Abdulaziz b.Baz (Rahımullah)’ın Takrizi

E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
تقريظ سماحة العلامة الشيخ عبد العزيز بن باز رحمه الله

Şeyn Abdulaziz b.Baz (Rahımullah)’ın Takrizi

الحمد لله والصلاة والسلام على رسول الله وعلى آله وأصحابه ومن اهتدى بهداه أما بعد

فقد اطلعت على الجواب المفيد الذي تفضل به صاحب الفضيلة الشيخ محمد ناصرالدين الألباني وفقه الله، المنشور في صحيفة المسلمون، الذي أجاب به فضيلته من سأله عن: " تكفير من حكم بغير ما أنزل الله من غير تفصيل ".

فألفيتها كلمة قيمة أصاب فيها الحق، وسلك فيها سبيل المؤمنين، وأوضح وفقه الله أنه لا يجوز لأحد من الناس أن يُكَفّرَ من حكم بغير ما أنزل الله بمجرد الفعل من دون أن يعلم أنه استحل ذلك بقلبه، واحتج بما جاء في ذلك عن ابن عباس رضي الله عنهما وعن غيره من سلف الأمة.

ولاشك أن ما ذكره في جوابه في تفسير قوله تعالى: } ومن لم يحكم بما أنزل الله فأولئك هم الكافرون {، و } ومن لم يحكم بما أنزل الله فأولئك هم الظالمون {، و: } ومن لم يحكم بما أنزل الله فأولئك هم الفاسقون {، هو الصواب.

وقد أوضح أن الكفر كفران: أكبر وأصغر، كما أن الظلم ظلمان، وهكذا الفسق فسقان: أكبر وأصغر.

فمن استحل الحكم بغير ما أنزل الله، أو الزنى، أو الربا، أو غيرها من المحرمات المجمع على تحريمها فقد كفر كفراً أكبر، وظلم ظلماً أكبر، وفسق فسقاً أكبر:

ومن فعلها بدون استحلال كان كفره كفراً أصغر، وظلمه ظلماً أصغر، وهكذا فسقه، لقول النبي r في حديث ابن مسعود رضي الله عنه: ] سباب المسلم فسوق وقتاله كفر [ أراد بهذا صلى الله عليه و سلم الفسق الأصغر، والكفر الأصغر، وأطلق العبارة تنفيراً من هذا العمل المنكر.

وهكذا قوله صلى الله عليه و سلم: ] اثنتان في الناس هما بهما كفر: الطعن في النسب والنياحة على الميت [ أخرجه مسلم في صحيحه، وقوله صلى الله عليه و سلم: ] لا ترجعوا بعدي كفاراً يضرب بعضكم رقاب بعض [ أخرجه البخاري ومسلم من حديث جرير رضي الله عنه، والأحاديث في هذا المعنى كثيرة.

فالواجب على كل مسلم ولا سيما أهل العلم التثبت في الأمور، والحكم فيها على ضوء الكتاب والسنة، وطريق سلف الأمة والحذر من السبيل الوخيم الذي سلكه الكثير من الناس لإطلاق الأحكام وعدم التفصيل.

وعلى أهل العلم أن يعتنوا بالدعوة إلى الله سبحانه بالتفصيل، وإيضاح الإسلام للناس بأدلته من الكتاب والسنة، وترغيبهم في الاستقامة عليه، والتواصي والنصح في ذلك مع الترهيب من كل ما يخالف أحكام الإسلام.

وبذلك يكونون قد سلكوا مسلك النبي صلى الله عليه و سلم، ومسلك خلفائه الراشدين وصحابته المرضيين في إيضاح سبيل الحق، والإرشاد إليه، والتحذير مما يخالفه عملاً بقول الله سبحانه: } ومن أحسن قولاً ممّن دعا إلى الله وعمل صالحاً وقال إنني من المسلمين {. وقوله عز وجل: } قل هذه سبيلي أدعو إلى الله على بصيرةٍ أنا ومن اتبعني وسبحان الله وما أنا من المشركين {. وقوله سبحانه: } ادع إلى سبيل ربك بالحكمة والموعظة الحسنة وجادلهم بالّتي هي أحسن {.

وقول النبي صلى الله عليه و سلم: ] من دل على خير فله مثل أجر فاعله [، وقوله صلى الله عليه و سلم: ] من دعا إلى هدى كان له من الأجر مثل أجور من تبعه، لا ينقص ذلك من أجورهم شيئاً، ومن دعا إلى ضلالة كان عليه من الإثم مثل آثام من تبعه لا ينقص ذلك من آثامهم شيئاً [. وقول النبي صلى الله عليه و سلم لعلي رضي الله عنه لما بعثه إلى اليهود في خيبر: ] ادعهم إلى الإسلام وأخبرهم بما يجب عليهم من حق الله فيه، فوالله لئن يهدي الله بك رجلاً واحداً خيرٌ لك من حمر النعم [ متفق على صحته.

وقد مكث النبي صلى الله عليه و سلم في مكة ثلاث عشرة سنة يدعو الناس إلى توحيد الله، والدخول في الإسلام بالنصح والحكمة والصبر والأسلوب الحسن، حتى هدى الله على يديه وعلى يد أصحابه من سبقت له السعادة، ثم هاجر إلى المدينة عليه الصلاة والسلام،

واستمر في دعوته إلى الله سبحانه، هو وأصحابه رضي الله عنهم، بالحكمة والموعظة الحسنة، والصبر والجدال بالتي هي أحسن، حتى شرع الله له الجهاد بالسيف للكفار، فقام بذلك عليه الصلاة والسلام هو وأصحابه رضي الله عنهم أكمل قيام، فأيدهم الله ونصرهم وجعل لهم العاقبة الحميدة.

وهكذا يكون النصر وحسن العاقبة لمن تبعهم بإحسان وسار على نهجهم إلى يوم القيامة، والله المسؤول أن يجعلنا وسائر إخواننا في الله من أتباعهم بإحسان، وأن يرزقنا وجميع إخواننا الدعاة إلى الله البصيرة النافذة والعمل الصالح، والصبر على الحق حتى نلقاه سبحانه، إنه ولي ذلك والقادر عليه.

وصلى الله وسلم على نبينا محمد وآله وأصحابه ومن تبعهم بإحسان إلى يوم الدين.

هذا تعليق لسماحة الشيخ العلاّمة عبد العزيز بن عبد الله بن باز على كلمة العلاّمة محمد ناصر الدين الألباني السابقة رحمهما الله جميعاً.
وقد نُشر في مجلة الدعوة العدد (1511) بتاريخ 11/5/1416هـ الموافق 5/10/1995م.
كما نشرته أيضاً جريدة المسلمون، العدد (557) بتاريخ 12/5/1416هـ الموافق 6/10/1995م.


Hamd Allah içindir. Salat ve selam Allah rasulüne, ashabına ve onun yoluyla hidayet bulanlara olsun. Bundan sonra:

El-Muslimun dergisinin sayfalarında fazilet sahibi şeyh Muhammed Nasıruddin el-Elbani’nin – Allah onu muvaffak kılsın – “Allah’ın indirdiğinden başkasıyla hükmedenlerin tafsilat olmaksızın tekfir edilmesi” hakkında kendisine sorulan soruya verdiği faydalı cevaplarını gördüm.

İçerisinde hakka isabet edilen, müminlerin yolundan gidilen, insanlardan hiçbir kimsenin; Allah’ın indirdiğinden başkasıyla hükmeden kimseyi, kalbiyle helal saydığı bilinmeksizin mücerret bir fiille tekfir etmesinin caiz olmadığının açıklandığı ve bu konuda İbn Abbas Radıyallahu anhuma ile diğer seleften deliller getirildiği bu değerli sözleri beğendim.

Şüphe yok ki, onun, “Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kafirlerin ta kendileridir” “zalimlerin ta kendileridir” ve “fasıkların ta kendileridir” ayetini tefsir hususunda zikrettikleri doğrudur.

Nitekim küfrün büyük ve küçük olmak üzere iki kısımda olduğu açıklanmıştır. Aynı şekilde zulüm ve fısk da büyük ve küçük olmak üzere iki kısımdır.

Allah’ın indirdiğinden başkasıyla hükmetmeyi veya zinayı, faizi ve üzerinde icma edilen diğer haramları her kim helal sayarsa, büyük küfürle kafir, büyük zulümle zalim ve büyük fıskla fasık olur.

Kim de helal saymaksızın bunları işlerse küçük küfürle küfretmiş, küçük zulümle zulmetmiş ve fısk işlemiş olur. Zira Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem), İbn Mes’ud Radıyallahu anh’ın rivayet etmiş olduğu hadiste: “Müslümana sövmek fusuk, onu öldürmek küfürdür” buyurmuş, bu çirkin işlerden nefret ettirmek için bu sözüyle küçük fıskı ve küçük küfrü kastetmiştir.

Yine Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)’in: “İki şey vardır ki insanlar bu hususlarla küfrederler: nesebe sövmek ve ölü için çığlık atmak” hadisi de böyledir. Bunu Müslim, Sahihi’nde rivayet etmiştir. Bir başka hadiste: “Benden sonra birbirlerinizin boyunlarını vurarak kafirlere dönmeyin” buyrulmuştur. Bunu da Buhari ve Müslim Cerir Radıyallahu anh’den rivayet etmişlerdir. Bu anlamda pek çok hadis vardır.

Her müslümana, özellikle de ilim ehline vacip olan; meselelerde sebat üzere olup o konuda Kitap, Sünnet ve ümmetin selefinin yolu ışığında hüküm vermek ve insanların çoğunun yolunu tuttuğu tafsilatsız olarak hükümleri mutlak kılmak yolundan sakınmaktır.

İlim ehli, Allah Subhanehu’nun yoluna tafsilat ile davette özen göstermeli, İslam’ı insanlara Kitap ve Sünnet’ten delilleriyle açıklamalı, onları istikamete teşvik etmeli, İslam ahkâmına muhalif olan her şeyden sakındırmak suretiyle nasihat ve tavsiyelerde bulunmalıdır.

Böylece hak yolu açıklama, ona irşad etme ve Allah Azze ve Celle’nin “Allah’a davet edip Salih amel işleyen ve ben Müslümanlardanım diyen kimseden daha güzel sözlü kim vardır?”(Fussilet 33) ayetiyle, “De ki: "İşte bu, benim yolumdur. Ben Allah'a çağırıyorum, ben ve bana uyanlar aydınlık bir yol üzerindeyiz. Allah'ı (ortaklardan) tenzih ederim! Ve ben ortak koşanlardan değilim."(Yusuf 108) ve “Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğüt ile çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et”(Nahl 125) ayetiyle amel ederek hakka muhalif şeylerden sakındırma hususunda Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem)’in, Raşit halifelerinin ve kendilerinden razı olunmuş sahabelerinin yolu tutulmuş olur.

Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) de şöyle buyurmuştur: “Bir hayrı gösteren kimse onu işleyenin ecrinin aynısını alır.”

“Kim bir hidayet yoluna davet ederse, kendisine de ona uyanların ecrinden bir şey eksilmeksizin aynısı yazılır. Kim de bir sapıklık yoluna çağırırsa, ona uyanların günahlarından bir şey eksilmeksizin kendisine de aynısı yazılır.”

“Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem) Ali Radıyallahu anh’ı Hayber Yahudilerine gönderirken şöyle buyurmuştu: “Onları İslam’a davet et ve onlara Allah’ın hakkı olarak kendilerine vacip kılınanları haber ver. Vallahi Allah’ın senin vesilenle bir kimseyi hidayet etmesi senin için kızıl develerden hayırlıdır.” Sıhhati üzerinde ittifak edilmiştir.

Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem) Mekke’de on üç sene boyunca insanları Allah’ı birlemeye ve İslam dinine girmeye samimiyetle, hikmetle, sabır ve güzel üslup ile davet etmiş, ta ki Allah onun ve saadette öne geçen sahabilerinin eliyle hidayet vermiştir. Sonra Medine’ye hicret etmiş ve ashabı ile birlikte Allah Subhanehu’ya davetini burada hikmet, güzel öğüt, sabır ve en güzel olan mücadele ile sürdürmüştür. Nihayet Allah ona kâfirlere kılıçla cihadı meşru kılmış, böylece Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ile ashabı (Radıyallahu anhum) en kamil kıyamı gerçekleştirmiş, Allah onları desteklemiş, yardım etmiş ve onları övülmüş sonuca eriştirmiştir.

Yardım ve güzel sonuç kıyamet gününe kadar işte böylece onlara güzellikle tabi olan, onların yolu üzerinde yürüyen kimselerindir. Allah’tan bizleri ve diğer Müslüman kardeşlerimizi onlara en güzel şekilde uyanlardan kılmasını, Allah’a basiretle, Salih amelle ve hak üzere sabırla çağıran bütün davetçi kardeşlerimizi kendisiyle karşılaşıncaya kadar bu yoldan ayrılmamakla rızıklandırmasını dileriz. Şüphesiz bunda Velî ve Kadir olan O’dur.

Allah’ın salat ve selamı peygamberimiz Muhammed’e, âl’ine, ashabına ve din gününe kadar onlara güzellikle uyanlara olsun.

Bu notu Şeyh Allame Abdulaziz b. Baz, Allame Muhammed Nasıruddin el-Elbanî’nin(Tekfir Fitnesi adlı risale) geçen sözleri üzerine düşmüştür. Allah her ikisine de rahmet etsin. Nitekim bu notlar Mecelletu’d-Da’ve’nin 11.5.1416( 5.10.1995) tarihli 1511 nolu sayısında neşredilmiştir. Yine el-Muslimun dergisinin 12.5.1416 (6.10.1995) tarih ve 557 nolu sayısında da yayınlanmıştır.
 
E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
من لم يحكم بما انزل الله استخفافًا به، أواحتقارًا، أواعتقادًا أن غيره أصلح منه، وانفع للخلق أومثله فهوكافر كفرًا مخرجًا عن الملة، ومن هؤلاء من يضعون للناس تشريعات تخالف التشريعات الإسلامية لتكون منهاجًا يسير الناس عليه، فإنهم لم يضعوا

تلك التشريعات المخالفة للشريعة الإسلامية إلا وهم يعتقدون أنها أصلح وأنفع للخلق، إذ من المعلوم بالضرورة العقلية، والجبلة الفطرية أن الإنسان لا يعدل عن منهاج إلى منهاج يخالفه إلا وهويعتقد فضل ما عدل إليه ونقص ما عدل عنه‏


Kim ona ehemmiyet vermeyerek ve ya onu hor görerek veya başkasının ondan daha ıslah edici yaradılmışlara daha faydalı olduğuna itikad ederek Allah’ın indirdikleriyle hükmetmezse o İslamdan çıkaran küfürle kafirdir.İnsanlar için izlenen yol olsun diye İslam kanunlarına muhalif kanunlar koyan herkes bunlardandır.Onlar bunun yaratılmışlar için daha ıslah edici ve daha faydalı olduğuna itikad etmeseydiler şüphesiz ki İslam şeraitine muhalif bu kanunları koymazlardı Ehli zaruret ve yaratılış fıtratı olarak malumdur ki insan meylettiği yolun faziletli noksanlığı olduğuna itikad etmese bir yoldan ona muhalif olana meyletmez.(Üç esas şerhi Fetvalar ve Risaleler taplosu 2/143 (el.ver.277)

وكل دولة لا تحكم بشرع الله ولا تنصاع لحكم الله فهي دولة جاهلية كافرة ظالمة فاسقة بنص هذه الآيات المحكمات ، يجب على أهل الإسلام بغضها ومعاداتها في الله ، وتحرم عليهم مودتها وموالاتها حتى تؤمن بالله وحده وتحكم شريعته

(Bin Baz rahımullah) (Maide 44/45/47 zikrettikten sonra: Bu muhkem ayetler esasen Allah’ın Şeriati ile hükmetmeyen ve Allah’ın hükmüne tabi olmayan her devlet cahil kafir zalim ve fasık devlettir.Ona Allah için nefret ve düşmanlık etmek İslam ehlinin üzerine vaciptir.Tek Allah’a iman edip onun Şeriatıyla hükmedene kadar Ona karşı sevgi ve velayet hisleri beslemek onlara haramdır.(Abdülaziz bin Baz Naktul Kavmiyyetil Arabiyye:51 Bin Baz Mecmu el-Fetava vel Makalat:1/305)
 
hitman Çevrimdışı

hitman

Üye
İslam-TR Üyesi
yüce Allah, şeyh bin Baaz (rah) ve diğer ehli sünnet alimlerimize rahmet etsin, derecelerini yükseltsin...

bu arada resimdeki şeyh bin Baaz (rah) değil, şeyh ibn Useymin (rah) dir...
 
DAVA Çevrimdışı

DAVA

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
aralarindaki fark su kardesim, birisi Alim, ilmiyle amel eden, digeri ise bilim adami, yani bilgileri toplar ögrenme amaci icin amel icin degil

vesselam
 
F Çevrimdışı

f@kih

Üyeliği İptal Edildi
Banned
ibnu useymin ustadın ''ehli sünnet muhaliflerine cevap''isimli gerçekten çok mümtaz bir eseri var helal olsun ter akıtmış dedim kendi kendime acaba ibnu useymin neye nasıl inanıyor diye:) birden karşıma:''biz böyle inanıyoruz!'' adlı eseri çıktı:) sonra dedim helal olsun inanılması gerekene inanılması gerektiği biçimde inanıyormuş...

vesselam
 
E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
aralarindaki fark su kardesim, birisi Alim, ilmiyle amel eden, digeri ise bilim adami, yani bilgileri toplar ögrenme amaci icin amel icin degil....

Amel etmediğini nereden bildin yanlarındamıydın yoksa.....Cihad sadece Silahı alıp yada kılıçı alıp savaşmakmıdır...........
 
hitman Çevrimdışı

hitman

Üye
İslam-TR Üyesi

yazık gerçekten, bahsettiğimiz kişi bin baaz (rah) ve biri diyorki "ilmiyle amel etmiyordu" ! herhalde bomba yapımını öğrendiği zaman ilim öğrenmiş, üzerine bağlayıp çarşı pazarda patlattığı zaman da amel etmiş olacaktı ! insafsızca konuşmak yerine "siyasi çizgisini tasvip etmiyorum" falan desen daha anlaşılır olurdu. fıkıhta alimdir itikadda delil olmaz sözünü de anlamadım. alimlerin yazıp çizdikleri ortada, sünnete muhalif bir akidesi mı var, insanlara bidatı ve hurafeyi mi anlatmışlar? ne demek itikadda örnek alınmaz?

merak ediyorum bundan yüz veya ikiyüz yıl sonra ehli hadisin/selefiyye ekolünün uzun tarihi anlatılırken, araştırmacılar ve tarihçiler sahabeden başlayarak isimler sıralayacaklar yine. sıra yirminci yüzyıla geldiğinde acaba usame bin ladin ve adamlarından mı sözedecekler yoksa bin baaz ibn useymin ve elbani gibi isimlerden mi sözedecekler. kim imam ahmedin yolunun gerçek takipçisi? kim gerçekten tarihsel medine/hicaz ekolünün devamı? cevap çok basit aslında. günahıyla sevabıyla doğruları ve yanlışları ile bugün suudi kökenli ulema geleneksel çizginin hala temsilcisidir. beğensek de beğenmesek de bu böyledir. bin ladin de dahil olmak üzere üniversiteden ayrılıp maceraya atılan ve kendi hayat çizgilerini, kendi yaşam biçimlerini "ideal menhec" olarak gören bu cihadi arkadaşlar aslında selefi davetten ayrılmış artık onunla bir ilgisi olmayan bir sapmadır bugün için. internetteki forumlara bakarsanız bu cihadi tayfanın davet için herşeyini feda eden muhammed bin suud (rah) için cezirenin karzaisi gibi çirkin yakıştırmalar yaptıklarını, osmanlıyı öve öve bitiremediklerini göreceksiniz. bu mudur selefiyyun. bu olsa olsa reddi mirastır, geçmişi inkardır. cihadilerin yanlışları aslında uzun bir kitabın konusu olur. ayaküstü konuşulacak bir mevzu değil. kutub olsun diğer bütün -islamcı köşe yazarları- doğruları alınacak yanlışları terkedilecek kimselerdir. ama onların doğruları zaten tarih boyunca alimlerin kitaplarında var olan şeyler. madem öyle neden kutubun kitaplarını tercih etmek zorundayız? kutubdan önce yeryüzünde tevhidin ne olduğunu bilen kimse yok muydu? bizim örnek alacağımız kimseler ulema olmalı, sakalsız kravatlı aydınlar olmamalı. türkiye'de selefilik arap dünyasının meşhur tekfircilerinin çeviri eserleri ile türkiyeye girdi. bundan etkilenmiş kesimler var. selefilik bu topraklarda hep yanlış anlaşıldı, anlatıldı. alışkanlıklarını terketmeleri de doğal olarak çok zor.
 
E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
el-Türki Mubtelail Mekabir ehli ni korumaya gerek yok....İstersen gir Akidevi konulara Ozaman Öğreniriz Kimin Mucessime Kimin Ehli-Sünnet Kiminde Cehmiyye Tohumu olduğunu...................
 
E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Gökten yağmur yağdıkça cihad tatlı ve hoştur. İnsanlar üzerine Kur'anı çokça okuyanların,
'Bu zaman cihad zamanı değildir'
dedikleri bir zaman gelecektir. Kim bu zamana ulaşırsa, bilin ki bu ne güzel cihad zamanıdır.
Dediler ki;
'Ya RasulALLAH bunu söyleyecek kimse var mı dır?'
Rasulullah (S.A.V) buyurdu ki;
'Evet bu kimse ALLAH'ın ,meleklerin ve bütün insanlığın lanetlediği kimsedir.'

[İmam Nevevi;Tagribul Tezhib,Şifa-i Essudur,Meşariul Eşvag ila Mesari El Uşşaq Şehid İmam İbn Nehhas rh.]



İlk Başta Bu rivayet nerede geçiyor İsnadı Sahih’midir ona bakmak lazım Ravileriyle birlikte zikredersen ve nerelerde geçtiğinide beyan edersen bakarız inş….. bilmiyorsanda aktardığın sitede şahadet info’da Murat Gezenlere sor……… Meşhur Tekfirci gerçi buralarda m_yasir nickiyle dolaşıyor bunu görünce cevap verir belki….eğer oysa
 
hitman Çevrimdışı

hitman

Üye
İslam-TR Üyesi
isnadı sahih olsa ne olacak. adam cihada ilişkin haberleri toplayıp ortaya sergi açıyor ve diyor ki burada bahsedilen mücahid kimseler biziz. yahu bu şianın, sufilerin tuttuğu yol değil mi? yok falanca hadis falanca ayet bizim şeyhimizden sözediyor, bizim imamlarımız kastediliyor diyen onlar.

bende ilmin faziletine dair yüzlerce rivayet dökerim ortaya ama bunun gereği yok. cihadı veya ilmi inkar eden mi var. ilmi elinin tersiyle iten adam, usulsüz menhecsiz adam ne kadar savaşırsa savaşsın yaptığı kemalistlerin "kurtuluş savaşı" gibi bir şey olur. ama cihad olmaz. biz cihad ediyoruz dese de yaptığı şey cihad olmaz. her işin başı halis niyettir ama hiçbir işin icazeti sahibinin halis niyetinden ibaret olmaz. zira, nice kalkanlar vardır ki yanlarına kalan uykusuzluktur, nice oruç tutanlar da vardır ki yanlarına kalan sadece açlık ve susuzluktur.
 
H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
ehli hadis ve hitman adli arkadaslar sizler ayni musa a.s zamanindaki ALLAH c.c in musa a.s ya emredip kuduse girmelerini emrettigi zaman ve musa a.s bunu ummetine soyledigi zaman ummeti musa a.s ya sen git ALLAH c.c ile onlarla savas savasi kazanin bia arknizdan geliriz diyenlerle BIRE BIR TAMAMEN ORTUSEN UYUSAN AYNI KANI TASIYAN AYNI TIP HAREKETLERDE BULUNAN IBIRER KARISTIRICISINIZ HEPSI O.......
SIZ KENDINIZE BAKTINIZMI SAHIHMISINIZ DEGILMISINIZ BIR ARASTIRIN KORKARIMKI SIZLER KENDINIZ SAHIH DEGILSINIZ...
BU SITEDE YAZDIGINIZ BIR YAZI BILE BULAMAZSINIZ INSANLARI KURAN ETRAFINDA TOPLANMAYA CAGIRAN...
HEPSI FESAT,FITNE,TABIRI CAIZ ISE TAMAMEN YAHUDILERIN MESLEGI .....
 
Üst Ana Sayfa Alt