بسم الله الرحمن الرحيم
Selamun aleykum ve rahmetullahi ve berakatuhu.
Değerli kardeşlerim Şia indinde doğruyu söylemek haram, yalan söylemek vacip(!)Öncelikle bunu kulaklara küpe yapmak lazım!
Şiiler kendi sitelerinde diyorlar ki, "Sunniler ezanı değiştirmişler " delilleri şunlar
yukarıda me'haz olarak da sunulan Mizanu'l-İtidal kitabında, bu sözü yalancı bir rafizi olan Ahmed b. Muhammed b. Ebi Bekr b. Ebi Darim'in uydurduğu belirtilir.
yine bu ziyade yalancı birer ravi olan Cabir el-Cufi, Amr b. Halid el-Vasiti ve Haris b. Abdillah el-Aver yoluyla gelmiştir.
bu söz bazı sahabelerden rivayet edilmiş olsa da, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'e nispeti sahih değildir.
Ehli sünnetin sahih kaynaklarını araştırdığınızda şiilerin bütün iddialarının altındaki habisliği görürsünüz. sahih rivayetlerin zayıf olduğunu, zayıf rivayetlerin de sahih olduğunu iddia ederek o çok bilindik deccalliklerini sergilemektedirler. zikrettikleri kaynakların çoğu ya hadis kaynağı değildir (bedaiu's-sanai kitabı gibi) ya da zayıf ravilerin hal tercemelerine dair (mizanul itidal gibi) kitaplardır. içlerinde hadis kaynağı olarak zikredilen Beyhaki'nin süneni, İbn Hazm'ın el-Muhalla'sı gibi kitaplarda ise şiaların iddialarına reddiyeler mevcuttur. virus gibi her tarafa yaydıkları yalanları temizlemeye uğraşmaktansa, kafir oldukları ve yalanı vacip saydıkları tescilli olan rafizileri dikkate almayıp, sahih kaynakları araştırmakla meşgul olmak gerekir. rafiziler şeytanın görünen ordularından biridir. onların görevi müslüman ümmeti boşa zaman kaybettirecek şeylerle meşgul etmeleridir. Allah onları kahretsin. sol tarafınıza tükürüp Allah'a sığınmalı, şeytanların ve şiaların vesveselerine kulak vermemelidir.
Selamun aleykum ve rahmetullahi ve berakatuhu.
Değerli kardeşlerim Şia indinde doğruyu söylemek haram, yalan söylemek vacip(!)Öncelikle bunu kulaklara küpe yapmak lazım!
Şiiler kendi sitelerinde diyorlar ki, "Sunniler ezanı değiştirmişler " delilleri şunlar
Hayye ala hayril amel şeklinde ezana şiaların ekledikleri söz habis bir bidattir, sünnette aslı yoktur.1- Abdullah b. Ömer2- Ali İbn-il Hüseyin (Zeyn-ül Abidin)3- Sehl b. Hüneyf4- Bilal-ül Habeşi5- Emir-ül Mu'minin Ali (a.s)6- Ebu Mahzura7- İbn-i Ebi Mahzura8- Zeyd b. Erkam9- Muhammed İbn-i Ali (El-Bakır)10- Cafer İbn-i Muhammed (Es-Sadık)Bunları detaylı bir şekilde görmek isteyenler şu kaynaklara müracaat edebilirler: Sünen-i Beyhaki, C.1, S.424-425, Mebadi-ül Fıkh-il İslami, S. 38, Musennef-u Abdirrezzak, C1, S.460-464, Cevahir-ül Ahbar-i Vel-Asar (Es-Sa'di), C2, S.191-192, Mecme-üz Zevaid, C.1, S.330, Kenz-ül Ummal, C.4, Hadis: 5504-5567-5568, El-Muvatta' (Malik b. Enes), C.1, S.93, Şerh-u Tecrid (Kuçci), İmamet bahsi, S.484, Kenz-ül İrfan, C.2, S.158, Es-Siret-ül Halebiyye, C.2, S.105, Mekatil-üt Talibiyyin (Ebufarac İsfanahi), S.446, Ravz-ün Nazir, C.2, S.42, Mizan-ül İtidal (Zehebi), C.1, S.139, Lisan-ül Mizan (Askalani), C.1, S.268, Neyl-ül Evtar (Şevkani), C.2, S.32,
Şimdi biz önce bunlardan örnek olarak bazılarını burada aktarıp daha sonra da, "Hayy-i Ala Hayr-il Amel" cümlesinin 2. Halife tarafından ezandan çıkarılıp yerine "E-salat-u hayrün minen-nevm" cümlesinin yerleştirildiğini gösteren belgelerden bazılarını sunmaya çalışacağız:
1- Malik b. Enes, Leys, b. Sa'd ve İbn-i Cüreyc kanlıyla, Nafi'den, "Abdullah İbn-i Ömer'in ezanında "Hayy-i Ala Hayr-il Amel" cümlesini eklediğini nakletmişlerdir. (Sünen-i Beyhaki, C.1, S.424, Müsannef-u Abdirrezzzak, C.1, S.464, Siret-ül Halebiyye, C.2, S. 295, Er-Ravz-ün nazir, C.1, S.542)
Aynı şey Muhammed b. Sirin'den de nakledimiştir.
(Sünen-i Beyhaki, C.1, S.425)2- Hatem İbn-i İsmail Cafer b. Muhammed'den o da babasından şöyle nakletmiştir: "Ali İbn-il Hüseyin (Zeyn-ül Abidin),
ezanda Hayyi Alel-Felah cümlesinden sonra "Hayy-i ala hayr-il amel" cümlesini de ekliyor ve "İlk ezan (Resulullah'ın ezanı) böyleydi." diyordu."
(Sünen-i Beyhaki, C.1, S.425, Cevahir-ül Ahbar-i Vel-Asar (Es-Sa'di), C.2, S.192, Siret-ül Halebiyye, C.2, S. 295, El-Muhella (İbn-i Hazm), C.3, S.160)3- Beyhaki, Ebu Emame (Sehl B. Hüneyf)'ten
"Hayy-i ala hayr-il amel" cümlesinin ezandan olduğu görüşünü nakletmiştir.
yukarıda me'haz olarak da sunulan Mizanu'l-İtidal kitabında, bu sözü yalancı bir rafizi olan Ahmed b. Muhammed b. Ebi Bekr b. Ebi Darim'in uydurduğu belirtilir.
yine bu ziyade yalancı birer ravi olan Cabir el-Cufi, Amr b. Halid el-Vasiti ve Haris b. Abdillah el-Aver yoluyla gelmiştir.
bu söz bazı sahabelerden rivayet edilmiş olsa da, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'e nispeti sahih değildir.
Ehli sünnetin sahih kaynaklarını araştırdığınızda şiilerin bütün iddialarının altındaki habisliği görürsünüz. sahih rivayetlerin zayıf olduğunu, zayıf rivayetlerin de sahih olduğunu iddia ederek o çok bilindik deccalliklerini sergilemektedirler. zikrettikleri kaynakların çoğu ya hadis kaynağı değildir (bedaiu's-sanai kitabı gibi) ya da zayıf ravilerin hal tercemelerine dair (mizanul itidal gibi) kitaplardır. içlerinde hadis kaynağı olarak zikredilen Beyhaki'nin süneni, İbn Hazm'ın el-Muhalla'sı gibi kitaplarda ise şiaların iddialarına reddiyeler mevcuttur. virus gibi her tarafa yaydıkları yalanları temizlemeye uğraşmaktansa, kafir oldukları ve yalanı vacip saydıkları tescilli olan rafizileri dikkate almayıp, sahih kaynakları araştırmakla meşgul olmak gerekir. rafiziler şeytanın görünen ordularından biridir. onların görevi müslüman ümmeti boşa zaman kaybettirecek şeylerle meşgul etmeleridir. Allah onları kahretsin. sol tarafınıza tükürüp Allah'a sığınmalı, şeytanların ve şiaların vesveselerine kulak vermemelidir.