Çevrimdışı
Esselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü,
Suriye’deki savaşın başlangıcından bu yana 100’ün üzerinde gazeteci hayatını kaybetti.. Yerli ve yabancı gazeteciler çok zor şartlar altında ve hayatlarını tehlikeye atarak Suriye’de vuku bulan olayların en tarafsız biçimde tüm dünyaya duyurulması için ellerinden geleni yapıyorlar.. Haberleşme ve haberlerin aktarılmasının zorluğundan dolayı, biz forumdakiler de dahil, herkes Suriye’deki gazetecilerden gelen haberlere muhtaç..
Yerli ve yabancı gazetecilere bu kadar ihtiyaç varken, Devlet’in iki İspanyol gazeteciyi kaçırması ve bunları üç aya yakındır tutsak etmesi anlaşılır değil.. Neden Devlet bu iki gazeteciyi kaçırdı? Bunların suçu neydi? Acaba Devlet bu iki gazetecinin haberlerini mi beğenmedi veya bazı haberlerin ifşasından mı korkuyor? İki İspanyol gazetecinin kaçırılması artı ve eksi açılardan bakılırsa Devlet’e neler kazandırır veya kaybettirir? Bunların cevaplarını kestirmek güç, ama olaya biraz şer’i açıdan bakılırsa, bu gazetecilerin isteklerine rağmen kaçırılması ve uzun bir zamandır esir olarak tutulması, hem İslam’ın temel kaidelerine ve hem de Devlet’in kendi çıkarlarına ters düşmektedir.. Önemli bir vazifeyi icra eden medya mensuplarına kolaylık göstermek yerine, onları kaçırmak veya öldürmek hem İslam’i ve hem de insani prensiplere aykırıdır..
Ebu Basir et-Tartusi’nin Arapça al-İstihlal kitabında da belirttiği gibi, Dar-ül İslam'a giren diplomat, turist, gazeteci, işadamı veya ziyaretçi olan gayri Müslümanlar akdi eman kapsamında korunmaya alınmıştır.. Et-Tartusi’ye göre, savaş halinde de olunsa şer’i hukuktan dolayı bunlara zarar verilmez.. İmam Şeybani de Es-Siyar kitabında “Bir Müslümanın herhangi birine güvence vermesi, bütün Müslümanların üzerine zorunluluktur. Velevki güvenceyi veren günahkar olsun ya da Allah C.C.’dan korksun.” İslam beldesine giren veya istimaket eden gayri Müslimler, şer’i hukuk açısında güvence altına alınmışlardır ve bunlarla yapılan akitler de ayette geçen “Ey iman edenler! Akitlerinizi yerine getirin” [Maide:1] emri gereği bir zorunluluktur..
Devlet, eğer ki şer’i hükümlerin Suriye’de tatbik edilmesini ve yayılmasını arzu ediyorsa, en önemli önceliği bunlara kendisinin riayet etmesi gerekir.. İslam A’dan Z’ye herşeye bir ölçü koymuştur.. Bu ölçüyü veya diğer bir adıyla nizamı, Müslümanlar en ince detayına kadar öğrenmek ve tatbik etmekle emrolunmuşlardır.. Allah C.C. nizamın orta yol olduğu konusunda şöyle buyuruyor: “Böylece, sizler insanlara birer şahit (ve örnek) olasınız ve Peygamber de size bir şahit (ve örnek) olsun diye sizi orta bir ümmet yaptık. Her ne kadar Allah'ın doğru yolu gösterdiği kimselerden başkasına ağır gelse de biz, yönelmekte olduğun ciheti ancak; Resûl'e tabi olanlarla, gerisin geriye dönecekleri ayırd edelim diye kıble yaptık. Allah imanınızı boşa çıkaracak değildir. Şüphesiz, Allah insanlara çok şefkatli ve çok merhametlidir.” [Bakara:143] Başka bir ayette de "Güneş ve ay bir hesaba göre hareket etmektedir. Otlar ve ağaçlar (Allah'a) boyun eğerler. Göğü yükseltti ve ölçüyü koydu. Ölçüde haddi aşmayın." [Rahman:1-8] Velev ki bu nizam/balans günlük hayattaki basit şeyler olsun veya savaş ve cihad gibi boyutu daha büyük olan durumlar olsun.. Yukaridaki ayetler ışığında, İslam beldelerinde anlaşma ve akitlerle korunması emredilen şahısları kaçırmak, esir tutmak veya öldürmek hem orta yolun ve hem de nizamın/balansın hassasiyetinin bozulması hasabiyle, İslam’ın emirlerine aykırıdır..
Sonuç olarak denilebilir ki diplomat, gazeteci, turist vs.’nin kaçırılması uzun ve kısa vadede İslam’i veya diğer hiçbir gruba fayda sağlamaz.. Suriye halkının gönül ve vicdanlarını kazanmaya çalışan Devlet’in, bu gibi hataları yapması daha önceki örneklerde de olduğu gibi olumsuz sonuçlara neden olacaktır..
----------------------------------------------------------
Suriye’de iki İspanyol gazeteci kaçırıldı
İspanyol El Mundo gazetesi Suriye’de iki gazetecinin kaçırıldığını duyurdu. Gazete kaçırılan gazetecilerden birinin kendi muhabirleri olduğunu, diğerinin ise bağımsız çalışan bir foto muhabiri olduğunu belirtti.
Gazetenin internet sayfasında yayınlanan haberde muhabirleri olan Javier Espinosa ile serbest çalışan foto muhabiri Garcia Vilanova’nın 16 Eylül'de Rakka kentinde kaçırıldıkları belirtildi. Haberde gazetecilerin Türkiye sınırı yakınlarındaki bir bölgede, El Kaide bağlantılı Irak –Şam İslam Devleti radikal grubu elemanları tarafından kaçırıldıkları kaydedildi.
Haberde gazetecilerin iki hafta Deyr Ez Zor şehrinde savaşın sivil halk üzerindeki etkileri konusunda haber çalışması yapmasının ardından, kendilerini koruyan 4 Özgür Suriye Ordusu askeri ile birlikte ülkeden ayrılmak üzereyken kaçırıldıkları ifade edildi.
Suriyelilerin kaçırılmalarının ardından 12 gün sonra serbest bırakıldığına dikkat çeken gazete, İspanyol gazetecilerin şu ana kadar serbest bırakılmadığını kayd etti.
(Cihan Haber)
Suriye’deki savaşın başlangıcından bu yana 100’ün üzerinde gazeteci hayatını kaybetti.. Yerli ve yabancı gazeteciler çok zor şartlar altında ve hayatlarını tehlikeye atarak Suriye’de vuku bulan olayların en tarafsız biçimde tüm dünyaya duyurulması için ellerinden geleni yapıyorlar.. Haberleşme ve haberlerin aktarılmasının zorluğundan dolayı, biz forumdakiler de dahil, herkes Suriye’deki gazetecilerden gelen haberlere muhtaç..
Yerli ve yabancı gazetecilere bu kadar ihtiyaç varken, Devlet’in iki İspanyol gazeteciyi kaçırması ve bunları üç aya yakındır tutsak etmesi anlaşılır değil.. Neden Devlet bu iki gazeteciyi kaçırdı? Bunların suçu neydi? Acaba Devlet bu iki gazetecinin haberlerini mi beğenmedi veya bazı haberlerin ifşasından mı korkuyor? İki İspanyol gazetecinin kaçırılması artı ve eksi açılardan bakılırsa Devlet’e neler kazandırır veya kaybettirir? Bunların cevaplarını kestirmek güç, ama olaya biraz şer’i açıdan bakılırsa, bu gazetecilerin isteklerine rağmen kaçırılması ve uzun bir zamandır esir olarak tutulması, hem İslam’ın temel kaidelerine ve hem de Devlet’in kendi çıkarlarına ters düşmektedir.. Önemli bir vazifeyi icra eden medya mensuplarına kolaylık göstermek yerine, onları kaçırmak veya öldürmek hem İslam’i ve hem de insani prensiplere aykırıdır..
Ebu Basir et-Tartusi’nin Arapça al-İstihlal kitabında da belirttiği gibi, Dar-ül İslam'a giren diplomat, turist, gazeteci, işadamı veya ziyaretçi olan gayri Müslümanlar akdi eman kapsamında korunmaya alınmıştır.. Et-Tartusi’ye göre, savaş halinde de olunsa şer’i hukuktan dolayı bunlara zarar verilmez.. İmam Şeybani de Es-Siyar kitabında “Bir Müslümanın herhangi birine güvence vermesi, bütün Müslümanların üzerine zorunluluktur. Velevki güvenceyi veren günahkar olsun ya da Allah C.C.’dan korksun.” İslam beldesine giren veya istimaket eden gayri Müslimler, şer’i hukuk açısında güvence altına alınmışlardır ve bunlarla yapılan akitler de ayette geçen “Ey iman edenler! Akitlerinizi yerine getirin” [Maide:1] emri gereği bir zorunluluktur..
Devlet, eğer ki şer’i hükümlerin Suriye’de tatbik edilmesini ve yayılmasını arzu ediyorsa, en önemli önceliği bunlara kendisinin riayet etmesi gerekir.. İslam A’dan Z’ye herşeye bir ölçü koymuştur.. Bu ölçüyü veya diğer bir adıyla nizamı, Müslümanlar en ince detayına kadar öğrenmek ve tatbik etmekle emrolunmuşlardır.. Allah C.C. nizamın orta yol olduğu konusunda şöyle buyuruyor: “Böylece, sizler insanlara birer şahit (ve örnek) olasınız ve Peygamber de size bir şahit (ve örnek) olsun diye sizi orta bir ümmet yaptık. Her ne kadar Allah'ın doğru yolu gösterdiği kimselerden başkasına ağır gelse de biz, yönelmekte olduğun ciheti ancak; Resûl'e tabi olanlarla, gerisin geriye dönecekleri ayırd edelim diye kıble yaptık. Allah imanınızı boşa çıkaracak değildir. Şüphesiz, Allah insanlara çok şefkatli ve çok merhametlidir.” [Bakara:143] Başka bir ayette de "Güneş ve ay bir hesaba göre hareket etmektedir. Otlar ve ağaçlar (Allah'a) boyun eğerler. Göğü yükseltti ve ölçüyü koydu. Ölçüde haddi aşmayın." [Rahman:1-8] Velev ki bu nizam/balans günlük hayattaki basit şeyler olsun veya savaş ve cihad gibi boyutu daha büyük olan durumlar olsun.. Yukaridaki ayetler ışığında, İslam beldelerinde anlaşma ve akitlerle korunması emredilen şahısları kaçırmak, esir tutmak veya öldürmek hem orta yolun ve hem de nizamın/balansın hassasiyetinin bozulması hasabiyle, İslam’ın emirlerine aykırıdır..
Sonuç olarak denilebilir ki diplomat, gazeteci, turist vs.’nin kaçırılması uzun ve kısa vadede İslam’i veya diğer hiçbir gruba fayda sağlamaz.. Suriye halkının gönül ve vicdanlarını kazanmaya çalışan Devlet’in, bu gibi hataları yapması daha önceki örneklerde de olduğu gibi olumsuz sonuçlara neden olacaktır..
----------------------------------------------------------
Suriye’de iki İspanyol gazeteci kaçırıldı
İspanyol El Mundo gazetesi Suriye’de iki gazetecinin kaçırıldığını duyurdu. Gazete kaçırılan gazetecilerden birinin kendi muhabirleri olduğunu, diğerinin ise bağımsız çalışan bir foto muhabiri olduğunu belirtti.
Gazetenin internet sayfasında yayınlanan haberde muhabirleri olan Javier Espinosa ile serbest çalışan foto muhabiri Garcia Vilanova’nın 16 Eylül'de Rakka kentinde kaçırıldıkları belirtildi. Haberde gazetecilerin Türkiye sınırı yakınlarındaki bir bölgede, El Kaide bağlantılı Irak –Şam İslam Devleti radikal grubu elemanları tarafından kaçırıldıkları kaydedildi.
Haberde gazetecilerin iki hafta Deyr Ez Zor şehrinde savaşın sivil halk üzerindeki etkileri konusunda haber çalışması yapmasının ardından, kendilerini koruyan 4 Özgür Suriye Ordusu askeri ile birlikte ülkeden ayrılmak üzereyken kaçırıldıkları ifade edildi.
Suriyelilerin kaçırılmalarının ardından 12 gün sonra serbest bırakıldığına dikkat çeken gazete, İspanyol gazetecilerin şu ana kadar serbest bırakılmadığını kayd etti.
(Cihan Haber)
