Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

T.c'deki Fişlemeleri Fethullaçılar Yapıyor

C Çevrimdışı

cendel

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
T.C'deki Fişlemeleri Fethullaçılar Yapıyor



Türkiye'deki genel kanının aksine en büyük fişlemeyi Fethullahçı grup yapmaktadır. Milli İstihbarat, JİTEM, Emniyet Güçleri Türkiye çapında yeterli ölçülerde istihbarat çalışması yapamamaktadır. Oysa Türkiyedeki insanlar üzerinde en büyük ve ayrıntılı fişleme operasyonunu gerçekleştiren grup Fethullahçılardır. Çünkü Fethullahçıların Türkiye'deki tüm okullarda, Üniversitelerde, Yargıda, TSK'da,Devlet Yurtlarında, Bakanlıklarda, tüm özel ve devlet teşeküllerinde yeterince yandaşları bulunmaktadır. Bu Fişleme operasyonu şu şekilde gerçekleşmektedir. Fethullahçı yandaşlardan bulundukları ortamdaki yandaşlarına insanları müspet ve menfi olarak ikiye ayırmaları istenir. Menfi yani olumsuzlar özel olarak fişlenir. Müspet yani Fethullahçı oluşuma olumlu bakanlar ayrı olarak fişlenir. Bu fişlemeler Ankara, İzmir, İstanbul, Amerika ve diğer yerlerdeki merkezi noktalarda toplanır. Gerekli yerlerde Fethullahçılara yardım edilir, referans sağlanır. Fethullahçıların genel fişleme metodu şu şekildedir. Her insana rakamsal bir değer verilir. Buna göre:

GENEL FİŞLEME METODU
1.lik: Hizmetten uzak(Fethullahçılığa uzak)
2.lik: Nisbeten ılımlı(Fethullahçılığa açık)
3.lük: Geleneksel (Dini eğilimi olan)
4.lük: Fethullahçılığı bilen(Eğilimli)
5.lik: Fethullah Hoca Müridi
Ehli Beyt: Kızılbaş
Ehli Tarik: Tarikat ehli
RADİKAL: CİHAD TARAFTARI, MÜCAHİD OLMAYA EĞİLİMLİ,FANATİK! GÖRÜŞLERİ OLAN...

Bu veriler doğrultusunda, öğrencilerden, öğretmenlere, memurlara, askerlere, hakimlere, tüccarlara kadar her türlü konumda olan insanlar fişlenir. Bu listeler merkezlerde toplandıktan sonra gerekli yerlerde kullanılır. Ancak üst noktalarda bulunan bazı Fethullahçılar bu listeleri bazı çıkarlar karşılığında yabancı istihbarat teşkilatlarına sızdırmaktadır. Yabancı İstihbarat Ajansları gerektiği yerlerde bunları kullanmaktadır. Tabi bu istihbarat ajanslarının ilgilendikleri gruplar, Fethullahçı olan kadrolar değildir. Özellikle CİA bu listelerdeki aşırı komünist, aşırı Kemalist ve özellikle CİHADÇI MÜSLÜMANLARLA ve CİHAD EĞİLİMİ OLAN EHLİ TARİKLARLA İLGİLENMEKTEDİR. BÖYLECE CIA, MİT YAHUT EMNİYET İLE ULAŞAMADIĞI BİLGİLERE FETHULLAHÇILARIN YAPTIĞI ÇALIŞMALARLA ULAŞMAKTADIR. BÖYLECE EL KAİDE, İBDA C, ÇEÇEN MÜCAHİDLER GİBİ ETKİN OLAN CİHADÇI MÜSLÜMANLARI BU LİSTELERE GÖRE DEĞERLENDİRMEK DAHA KOLAY OLMAKTADIR. TABİ BU SIZDIRMALARI BÜTÜN FETHULLAHÇILARIN YAPTIĞINI SÖYLEYEMEYİZ. ANCAK FETHULLAHÇI İŞBİRLİKÇİ AJANLAR BU FAALİYETLERİ PERİYODİK OLARAK GERÇEKLEŞTİRMEKTEDİR. NURETTİN VEREN SENDROMUNDA OLDUĞU GİBİ İÇ AJANLAR BU FAALİYETLERE KARIŞMAKTADIR.

SIZDIRMALAR
Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı bu tür şahıslar arasındadır. Ekrem Dumanlı 2005 Haziran, 2005 Eylül, 2005 Kasım aylarında İstanbul Şişli'de, Beşiktaş'taki evlerde CIA yetkilileriyle görüşmüştür. Bu şahsın Emniyet'in derin kişilikleriyle karanlık ilişkileri olduğu sabittir. Ayrıca El Kaide mücahidlerinin saldırı yapacağı istihbaratını alan CIA, Ankara'da 2004 yılında Kemal adlı Fethullahçı avukatla Balgattaki bir evde görüştür...
Burada CIA iki yönlü oynamaktadır. Fethullahçılarla dolaylı olarak ilişki kurarken, Fethullah Gülen'in takıyye yapıp yapmadığınnı araştırmak için bir ajan görevlendirdiği bilgiler arasında kaydedilebilir. Yani bu noktada CIA Fethullahçılara güvenmemekle birlikte, iç işbirlikçilerin fişlemelerinden yararlanmak için bu verileri kullandığı açıktır. Bu yakın CIA-Fethullahçı ilişkileri doğrudan olmamakla birlikte Fethullahçılara bazı avantajlar sağladığı söylenebilir.
Amerika'da bazı Fethullahçıların mesela New Jersey'de Arap-İslam kökenli öğrencilerin arasına sokularak istihbarat çalışması yapması karşılığı parasal gelir elde ettikleri de bir gerçektir. Örneğin Selim isimli bir Fethullahçı'nın New Jersey'de Mısır uyruklu Ahmad Kasım isimli öğrenciden cihadçı faaliyetler hakkında bilgi edinmek istediği, mücahid kardeşin olumlu karşılaması karşısında Arap kökenli öğrencilerin evlerine gittiği ve bu kişilerin isimlerini CIA ajanlarına sızdırdığı bir gerçektir. Ahmad Kasım, Muhammad Ezzet, Tarık al Jeyshi isimli kardeşler bu fişleme neticesinde FBI ve CIA tarafından takibe alınmıştır. Şu an bu kardeşler takibat altındadır. Ayrıca bu faaliyetlere New York'ta Ahmad Nawaz Sherif adlı Pakistan uyruklu bir Fethullahçının katıldığı da tespit edilmiştir.Bu işbirlikçide aynı faaliyetlerle Arap kökenli öğrenciler arasında istihbarat yapmaktadır.Fethullahçı Türklerden bazılarına Green Kard uygulaması ve bir zorluk çıkarılmadan Fethullahçıların kolaylıkla Amerika'da iş ve okul bulabilmesi CIA faaliyetleriyle paraleldir. Şuan tüm Fethullahçı eğitim kurumlarında Green Card uygulaması yönündeki teşvikler bu zaviyede değerlendirilmelidir. Dolayısyla Fethullahçı- Amerikan ilişkileri bilinenden daha derin ve karanlıktır. Amerika ve tüm dünyada El Kaide oluşumlarında Fethullahçılar tampon görevini görmek için Amerikalılar tarafından istihdam edilmektedir. Çünkü El Kaide'ye doğrudan ajan sokamayan CIA fethullahçılarla lokal dirsek temaslarıyla El Kaide oluşumlarını yerinde tespit etmektedir. Potansiyel El Kaide mücahidlerini eylem sürecine geçmeden Fethullahçılar aracılığıyla yoketmek CIA için büyük bir avantaj sağlamaktadır. Buradan hareketle anti cihad propagandası yapan Fethullahçı grupların yayınları İslam açısından çok büyük bir tehlike olmasa da çıkarcı ve zaaflı Fethullahçı ŞAKİRDLER Amerika'nın gelecekteki favori muhbirleridir. Bu yüzden fethullahçılar rahatlıkla dünyanın her yerine yayılmaktadır. Tabi bu yayılış sürecinde saf müslümanların enerjileri ve paraları harcanmaktadır. İşte bu gerçekten üzüntü oluşturan bir durumdur.İslam'ın kurtulması için emeğini sarfeden saf Anadolu müslümanı bu beyin yıkama sürecinde dolaylı yoldan Amerikan çıkarlarına yardım etmektedir. Fethullah Gülen ilahi bir vasıfla kitlelere empoze edildiğinden otoritesi tartışılmaz (Kadiri Mutlak) rolündedir. Ancak Fethullah Gülen bir beşerdir. Ne vahy ne de başka bir şey almaktadır. Peygamberlerin bile zelleleri varken, masum ve günahsız İmam! Fethullah Gülen'in bu süreçte hata etmedeğinden bahsetmek büyük bir hamakattir. Bediüzzaman'ın dediği gibi, bir beşerin ilahi vasıfla donatıldığını düşünüp,mutlak günahsız, hatasız, masum imam ilan etmek ancak ahmakul hukamadan tahammuk etmekle açıklanabilir!
 
C Çevrimdışı

cendel

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Kiliseye EN BÜYÜK YARDIM Gülen'den

98050.jpg

Dinler arası diyalog, çalışmaları ile tanınan Gülen Cemaati lideri Fethullah Gülen'in bir kiliseye yaptığı yüklü miktardaki yardım, Akşam gazetesi yazarı Nagehan Alçı köşesine taşıyınca ortaya çıktı.

ALMANYA'NIN EN ÖNEMLİ KİLİSELERİNDEN

Almanya'nın en önemli Protestan kiliselerinden biri olan Dresden'deki Frauenkirche, 2. Dünya Savaşı'nda bombalanıp yerle bir olmuş bir yapıt. Bu kilise Doğu Almanya döneminde onarılamadı. Malum komünist yönetim böyle bir öncelik ve bütçe öngörmüyordu ibadet yerleri için.

Daha sonra iki Almanya birleşti ve Frauenkirche'nin onarılması gerektiği tartışmaları alevlendi. Nihayet devlet ve bireysel inisiyatifler sayesinde kilisenin onarımına 1992'de başlandı.

ONARIMI 182 MİLYON EURO TUTTU
Restorasyon çalışmaları yıllar aldı ve Frauenkirche eski haline 2005'te yeniden kavuştu. O gün bu gündür Dresden'in en önemli noktalarından biri. İbadete de açık.

Onarım için toplam 182 milyon Euro harcandı. Bunun 70 milyonu Alman devletinden geldi. Geri kalan ise kişi ve özel kurumların yardımları...

EN BÜYÜK BAĞIŞ GÜLEN'DEN
Geçtiğimiz günlerde restorasyon çalışmalarını üslenen vakfın yöneticilerinden biri ile konuşuyordum. Konu dönüp dolaşıp restorasyonun finansörlerine geldi. Bunun üzerine ismini vermek istemeyen Alman yönetici şöyle dedi: Devlet desteği dışında toplanan yaklaşık 110 milyon Euro'luk yardımın en büyük bölümü Türk bir dini liderden geldi. Bu lider Fethullah Gülen'di.

ABD'DEKİ KİLİSELERE DE YARDIM EDİYOR
Bu bilgi üzerine Gülen'in şimdiye kadar başka bir kiliseye yardım edip etmediğini araştırdım. Yakın çevresi onun bu tip yardımları gizli tuttuğunu, ABD'de bazı kiliselere yardımda bulunduğunu ama bunun kamuoyunda bilinmediğini söylediler.

Ben Gülen'in Almanya'daki bir kiliseye yüz binlerce Euro bağışlamasını manidar buldum.
160520091213430937476_4.jpg

Kilisenin 2. Dünya Savaşı'ndan sonraki hali..

160520091155150935063_4.jpg

Tadilat çalışmalarından bir görüntü...
160520091155470933820_4.jpg

Ve 'Frauenkirche' kilisesinin bugünkü hali..

Alman yönetici: En büyük yardımı Türk dini lider yaptı.



Fethullah GÜlen, 2. Dünya Savaşı'nda zarar gören bir Protestan kilisesinin onarılması için maddi destekte bulundu. Nagehan Alçı Akşam'daki yazısında, yardımla ilgili ayrıntılara yer verdi.

Fethullah GÜlen'in restore ettirdiği kilise
Almanya'nın en önemli Protestan kiliselerinden biri olan Dresden'deki Frauenkirche, 2. Dünya Savaşı'nda bombalanıp yerle bir olmuş bir yapıt. Bu kilise Doğu Almanya döneminde onarılamadı. Malum komünist yönetim böyle bir öncelik ve bütçe öngörmüyordu ibadet yerleri için.
***
Daha sonra iki Almanya birleşti ve Frauenkirche'nin onarılması gerektiği tartışmaları alevlendi. Nihayet devlet ve bireysel inisiyatifler sayesinde kilisenin onarımına 1992'de başlandı.
***
Restorasyon çalışmaları yıllar aldı ve Frauenkirche eski haline 2005'te yeniden kavuştu. O gün bu gündür Dresden'in en önemli noktalarından biri. İbadete de açık.
***
Onarım için toplam 182 milyon Euro harcandı. Bunun 70 milyonu Alman devletinden geldi. Geri kalan ise kişi ve özel kurumların yardımları...
***
Geçtiğimiz günlerde restorasyon çalışmalarını üslenen vakfın yöneticilerinden biri ile konuşuyordum. Konu dönüp dolaşıp restorasyonun finansörlerine geldi. Bunun üzerine ismini vermek istemeyen Alman yönetici şöyle dedi: Devlet desteği dışında toplanan yaklaşık 110 milyon Euro'luk yardımın en büyük bölümü Türk bir dini liderden geldi. Bu lider Fethullah Gülen'di.
***
Bu bilgi üzerine Gülen'in şimdiye kadar başka bir kiliseye yardım edip etmediğini araştırdım. Yakın çevresi onun bu tip yardımları gizli tuttuğunu, ABD'de bazı kiliselere yardımda bulunduğunu ama bunun kamuoyunda bilinmediğini söylediler.
***
Ben Gülen'in Almanya'daki bir kiliseye yüz binlerce Euro bağışlamasını manidar buldum.
 
C Çevrimdışı

cendel

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
İşte o mektup:

Pek muhterem Papa cenapları,

Üç büyük dinin doğum yeri olarak bilinen toprakların dünyayı daha iyi yaşanabilir bir mekan kılma yolundaki kutsal misyonumuzu tam manasıyla bilen halkından size en içten selamları getirdik. Yoğun gündeminizde bize zaman ayırarak sizinle müşerref olmayı bahşettiğiniz için zatıalilerinize en derin kalbi teşekkürlerimizi sunarız.

Papa 6. Paul cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinlerarası Diyalog İçin Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edişini görmeyi arzu ediyoruz. En aciz bir şekilde hatta biraz cüretle, bu pek kıymetli hizmetinizi icra etme yolunda en mütevazı yardımlarımızı sunmak için size geldik.

İslam yanlış anlaşılan bir din olmuştur ve bunda en çok suçlanacak olan Müslümanlardır. Uygun bir yerdeki vakitli bir gayret bu yanlış anlamanın büyük oranda azalmasına katkı sağlayabilir. Müslüman dünyası, İslam'ın asırlarla ölçülen yanlış algılanmasını silip atacak bir diyalog imkanını bağrına basacaktır.

Beşeriyet, çelişen görüşler ortaya koydukları gerekçesiyle, zaman zaman bilim adına dini, din adına da bilimi inkar etmiştir. Bilginin tamamı Allah'a aittir ve din Allah'tandır. O halde bu ikisi nasıl çelişebilir? İnsanlar arasında anlayışı ve hoşgörüyü artırmaya yönelik dinlerarası diyaloğa yönelik ortak gayretlerimiz çok iş görebilir.

Kendi memleketimizde şimdiye kadar çeşitli Hıristiyan mezheplerinin liderleriyle diyalog içinde olduk. Bu naçiz gayretlerin boşa çıkmadığını acizane ifade etmek isteriz. Amacımız bu üç büyük dinin inananları arasında hoşgörü ve anlayış yoluyla bir kardeşlik tesis etmektir. Bizler bir araya gelmek suretiyle sözde medeniyetler çatışmasının gerçekleşmesini görmek isteyen yolunu şaşırmış ve şüpheci kimselere karşı dalgakıranlar gibi, isterseniz bariyerler gibi deyin, karşı durabiliriz.

Geçen yıl bazı ünlü uluslararası bilim adamlarının katıldığı medeniyetlerarası barış ve diyalog konulu bir sempozyum düzenledik. Bu gayretin başarısından aldığımız teşvikle bu tür etkinlikleri tekrarlamak istiyoruz. Halihazırda üç büyük dinin bağlıları arasındaki bağları güçlendirmeye yönelik olarak dinler arası diyalog konusunda Vatikan'ın da temsil edileceğini ümit ettiğimiz bir konferans düzenleme sürecinde bulunuyoruz.

Yeni fikirlerimiz varmış iddiasında bulunmuyoruz. Yine müsamahanıza sığınarak, bu misyonun hedeflerine yakından hizmet etmek için üstlenmek istediğimiz birkaç teklifte bulunmayı arzu ediyoruz. Hıristiyanlığın üçüncü bin yılına girişi münasebetiyle yapılacak kutlamalar vesilesiyle Ortadoğu'daki Antakya, Tarsus, Efes ve Kudüs gibi bazı kutsal yerlere müşterek ziyaretleri içeren birçok etkinlikler önermek istiyoruz. Bunu Sayın Cumhurbaşkanımız Demirel'in, cenaplarının ülkemizi ziyaretine ve mezkur kutsal mekanları göstermeye davetini tekrarlamak için bir fırsat addediyoruz. Anadolu halkı size misafirperverliğini göstermeyi ve şevkle selamlamayı hararetle beklemektedir. Filistinli liderlerle diyalog kurmak suretiyle Kudüs'ü birlikte ziyaret etmemize davetiye çıkarabiliriz. Bu ziyaret bu mübarek şehri Hıristiyanlar, Yahudiler ve Müslümanların, hiçbir kısıtlama, hatta vize dahi olmaksızın serbestçe ziyaret edebileceği uluslararası bir bölge olarak ilan etme gayretlerine yönelik dev bir adım teşkil edebilir.

Üç büyük dinden liderlerin işbirliği ile, ilki Washington DC'de olmak üzere muhtelif dünya başkentlerinde bir konferanslar serisinin gerçekleştirilmesini teklif ediyoruz. İkinci serinin zamanı için Hz. İsa'nın doğumunun 2000. yıldönümü ideal olabilir.

Bir öğrenci değişim programı da çok faydalı olacaktır. İnançlı genç insanların birlikte eğitim görmesi birbirlerine yakınlıklarını artıracaktır. Öğrenci değişim programı çerçevesinde üç büyük dinin babası olduğu ikrar edilen Hazreti İbrahim'in doğum yeri olarak bilinen Urfa şehrindeki Harran'da bir ilahiyat okulu kurulabilir. Bu, ya Harran Üniversitesi'ndeki programların genişletilmesi suretiyle ya da üç dinin ihtiyaçlarını da temin edecek şumullü bir müfredata sahip bağımsız bir üniversite şeklinde gerçekleştirilebilir.

Önerilen programlar aşırı büyük işler gibi algılanabilir; ama bunlar erişilmez değildir. Dünyada iki tip insan vardır. Bazıları kendilerini topluma adapte etmeye çalışır. Diğer bazıları ise topluma uymaktansa toplumu kendi değerlerine adapte etmek ister. Toplum bütün ilerlemeleri bu ikinci tip insanlara borçludur. Onları yarattığı için Rabb'e şükürler olsun.

M. Fethullah Gülen / Rabb'in aciz kulu / 9 Şubat 1998
 
Üst Ana Sayfa Alt